Google+ Kişiye Özel URL Dönemi Başladı

Dün gece bilgisayarı kapatıp yatmaya hazırlanıyordum ki Gmail’ime yeni bir posta geldi. Maili gönderen kısmında “Google+ ekibi”, konu kısmında ise “Google+ profiliniz için özel bir URL alın” yazıyordu. Kısa bir araştırma yaptıktan sonra Google+’da kişiye özel username özelliğine tamamen geçiş yapıldığını anladım.

Google+ Kişiye Özel URL

 

Eskiden http://plus.google.com/108761595756468128383 şeklinde olan Google+ URL’leri artık şu şekilde:

- http://www.google.com/+SerdarKara

- http://www.google.com/+BloghocamBlogspot

 

Google+ özel URL’leri kullanmak için hesabınızın iyi durumda olması ve aşağıdaki gereksinimleri karşılaması gerektiği belirtilmiş.

 

- En az 10 takipçi

- Hesabın en az 1 aylık olması

- Profil fotoğrafı olması

 

Bunlar kişisel profiller için gerekli olanlar. Google+ sayfaları için gerekli olan tek şart ise Google+ sayfasının bir web sitesine bağlı olmasıdır.

Eğer bu şartlara uygun olmanıza rağmen resimdeki gibi bir mail almadıysanız aşağıdaki adımları takip ederek özel Google+ URL’inizi alabilirsiniz.

 

1. Google+ sayfanızın veya profilinizi ziyaret ettiğinizde, üst tarafında bir bildirim olması gerekir.

2. Başlamak için Özel URL al düğmesini tıklayın. Alternatif olarak, Profilinizdeki "Hakkında" sekmesinden, Google+ URL'nizin altında yer alan "Talep Et" bağlantısını tıklayın.

3. Onaylanan URL'lerinizi göreceksiniz. Birden fazla seçenek görüyorsanız hoşunuza en çok gideni seçin.

4. İlgili kutuyu işaretleyerek Hizmet Şartları'nı kabul edin ve URL'yi Değiştir'i tıklayın

5. Hesabınızı cep telefonu numaranızla doğrulamanız istenebilir. Hesabınızı doğruladıktan sonra URL değişimini onaylayın.

Google+ Kişiye Özel URL

 

İpucu: Bir kullanıcının özel URL'sini biliyorsanız URL'nin sonuna anahtar kelimeleri ekleyerek onun Google+ Profilinin veya Google+ Sayfasının bölümlerine hızlı bir şekilde erişebilirsiniz. Bunun bazı örnekleri şunlardır:

 

http://google.com/+SerdarKara/posts
http://google.com/+SerdarKara/about (hakkında)
http://google.com/+SerdarKara/photos (fotoğraflar)
http://google.com/+SerdarKara/videos (videolar)
http://google.com/+SerdarKara/plusones (artı birler)

Adsız

Hindistan'ın Ünlü Kupon Sitesi Artık Türkiye'de!

Hindistan'ın en ünlü indirim sitelerinden bir tanesi olan CouponDunia.in, KuponDunya.com olarak Türkiye'deki alışveriş tutkunlarına da merhaba dedi. 2 yıl önce gibi kısa bir sürede kurulmasına karşın, Hindistan'da aylık 1,3 milyon kişinin ziyaret ettiği ve verilere göre Hindistan'ın ülke genelinde en çok tıklanan sitelerinden bir tanesi olarak gösterilen CouponDunia.in, Türkiye'de de açtığı KuponDunya.com adlı sitesi ile Türk piyasısına da bir el attı. Online alışverişin hızla geliştiği son zamanlarda, ülkemizde var olan bu eksikliği kapatmak isteyen proje geliştiricileri, Türkiye'de görevlendirdikleri tecrübeli bir ekip ile KuponDunya.com'u kurarak şimdiden dikkatleri üzerine çekmeye başladı bile.

Teknolojinin ve internetin hızla geliştiği bir dönemde artık dünyanın her yerinde internetten alışveriş yapmak da etkin bir rol almaya başladı. Normal hayatta gittiğimiz mağazalardaki kampanyalardan günlük veya haftalık indirimler aracılığıyla faydalanabiliyor veya kendimize has pazarlık usulleriyle alacağımız ürünleri daha uygun fiyatlara alabilirken internette öyle bir durum pek mümkün olmamaktadır.Tamda burada KuponDunya sitesi hemen yardımınıza koşuyor. Yemekten giyime, giyimden teknolojiye, teknolojiden ev elektroniğine göre hemen hemen her alanda hizmet veren alışveriş sitelerinin, indirim kuponlarına bu siteden ulaşabilirsiniz.


Türkiye'nin en popüler alışveriş sitelerinden bir kaç tanesi olan Kliksa, Gold Bilgisayar ve Zizigo gibi websitelerin tüm fırsatlarına ve indirim kuponlarına tek tık ile ulaşabilmek artık mümkün. KuponDunya sadece kupon sitesi değil aynı zamanda çeşitli sitelerde mevcut olan kampanyaları, ne tür ürünlerde, ne kadarlık indirimler olduğunu tek bir site üzerinden kolayca görebilme imkanı da veriyor.

Ev elektroniği ihtiyacı gelişen teknoloji ile beraber herkesin vazgeçilmezleri arasındadır. Çeşitli teknoloji ve elektronik sitesinden en uygun fiyat ile en iyi ürüne sahip olmak fırsatları için her gün KuponDunya'yı takip etmenizde fayda var. Kliksa, Gold Bilgisayar gibi tanınmış elektroniği sitelerine ait kliksa promosyon kodu ve gold indirim kuponu ile elde edeceğiniz indirimler ile ev elektroniği ve teknoloji ürünleri ihtiyaçlarınızı daha makul fiyatlarla alabilirsiniz.

Elektronik dışında günlük hayattaki vazgeçilmezlerimizden bir tanesi de giyimdir. Gerek iş görüşmelerinde gerekse günlük hayatımızda ilk izlenim açısından giyinimin büyük bir önemi vardır. En kaliteli markların en iyi ürünlerini giyinmeyi hangimiz istemez ki? Adidas'tan Nike ürünlerine, G-Star, Docker's, Hummel, Lacoste, Mudo, New Balance, Puma, Rebecca vb. daha sayamadığımız bir çok dünya ünlü markanın ürünlerine Zizigo üzerinden sahip olma imkanınız var. Peki ya bu ürünleri indirimli fiyatlara almak istemez miydiniz? İşte tam da burada KuponDunya sitesi devreye giriyor ve site üzerinden dağıtılan onlarca zizigo indirim kuponu ile dünyaca ünlü markaların ürünlerine normalinden daha ucuz bir fiyata sahip olmanıza olanak sağlıyor.

Adsız

Uçuk İçin İlaçsız/Merhemsiz Tedavi Yöntemleri

 
Görüntü kirliliğinden ibaret olan şu uçuktan nefret ediyorum. Zaten kim sever ki. Normalde uçuk çıkmadan önce, henüz kaşınma aşamasındayken, bir peçeteye kolonya döküp kaşınan yere 10-15 dakika boyunca bastırınca daha çıkmadan yok oluyordu. Bu yöntemi daha önceden bir çok kez denemiştim. Faydasını da göreceğinizden emin olabilirsiniz. Aklınzda bulunsun.

Bu sefer kolonya taktiğini uygulayamadım ve uçuk giderek şişti duduğımda. Krem almayın, bırakın kendiliğinden geçsin diye yöntemler okmuştum internette. Krem kullanmak, uçuğa sebep olan "herpes" virüsünü daha da güçlendiriyormuş, diye okumuştum. Ne kadar doğru bilemiyorum tabi. Zaten merhem istesem de alamazdım. Haftasonu olduğu için de nöbetçi eczane bakmakla uğraşmak falan bayağı bir zahmetli olabilir diye vazgeçtim.

Öyle bir kaşınıp rahatsız ediyor ki geçmesini bekleyemedim. İnternette "uçuk tedavisi için doğal tedavi yöntemleri" şeklinde aramalar yapıp bir an öncek kurtulmak istedim. Zaten verdiği görüntü kirliliği bile insanı rahatsız etmeye yetiyordu. İnternette arayayım dedim ama aramaz olaydım. Çünkü ne denediysem fayda etmedi açıkçası. Özellike buz yöntemini falan önerenler olmuş. Buz bence o virüsü sadece kristaliza hale getiriyor. Soğuğun etkisi gidince virüs yeniden aktif olup tekrardan kaşıntıya sebep oluyordu. Hiç denemeyin yani. Sarımsak da önerenler vardı ama hiç denemedim. Soğan denedim ama fayda etmedi. :)

Daha sonradan arkadaşımın önerisini denedim. Diş macunu sür dedi. Hakikatende farketti biraz. Kurumu oldu biraz uçuk üzerinde. Diş macununun ilk defadan etki etmesini beklemeyin hemen. Eczaden aldığınız merhem ile bile en az 4 günde iyileşebiliyor dudaktaki uçuk. O yüzden sabırlı olun derim ben. Geçene kadar hergün deneyin. Günde bir kaç kez tazeleyin. Uçuğu kuruttuğunu farkettim. Ne zamandır bloga da yazı yazmıyordum. Hem iyi bir içerik hem de tavsiye olmuş oldu. Bilmeyenler için bu "diş macunlu tedavi" yönteminin akıllarında bulunmasını istiyorum. Bu yazı da öylece blogun bir köşesinde kalsın işte.

Uçuk hakkında daha geniş bilgi edinmek için buraya tıklayabilirsiniz.

20 Aylık Yeğenimden Bloggerlara 5 Ders

Blog Hocam bilgi, deneyim ve fikir aktarımına yönelik bir blog olduğu için özel hayatımdan bahsettiğim kişisel yazılar yayınlayamıyorum. Bu yazının çıkış kaynağı benim biricik, dünyalar tatlısı yeğenim olduğu için biraz ailemden bahsedeceğim.

 

Biz 3 kardeşiz. Benden 3 yaş büyük bir abim ve 4 yaş küçük bir kız kardeşim var. Abim 4 yıllık evli. Zeynep isminde 20 aylık bir bebeği var ve amcasına yani bana çok düşkün :) Yeğenimin 20 aylık kısa yaşamında her önemli anına tanık oldum. İlk hastalığı, ilk diş çıkarışı, ilk konuşması vs. Zeynep’in neredeyse her anını gözlemledim ve neye nasıl tepki verdiğini, neyi sevip neyi semediğini öğrendim. Sonra da bu yazıyı yazma fikri geldi aklıma. Çünkü düşündüm de bir bebeğin 20 aylık yaşamıyla bir bloggerın 20 aylık yaşamı arasında paralellikler var. Hatta açık söyleyeyim bebeklerden çıkarmamız gereken dersler var. “Ne saçmalıyor bu adam?” demeyin, yazının devamını okuduğunuzda eminim bana hak  vereceksiniz.

 

zeynep

 

 

Bir…İki….Düştüm

 

Zeynep’i ilk yürütme çabalarımızı hatırlıyorum. Bizimkine özgü bir durum mu bilmiyorum ama ilk adımlarını hep parmak ucunda atmaya çalışırdı. Ayaklarını yere sağlam basamadığı için bir kaç adımdan sonra dengesini kaybeder ve düşerdi. Ama hiç ağlamazdı, kalkar tekrar tekrar denerdi. Ta ki dengesini kaybetmeden nizami yürümeyi becerene kadar.

Ders 1: Blog yazarlığı hayatında başına ne gelirse gelsin hedefe ulaşmak için çabalamaktan hiç bir zaman vaz geçme. Asla pes etme!

 

 

Amca Bu Ne?

İleride Zeynep’in çenesi çok düşük olacak sanırım. Henüz 20 aylık olmasına rağmen bir konuşuyor ki sormayın. Bana ilk önceleri “aga” diyebilirken şimdi “amca” hatta “serdar”  diye çağırıyor beni :) 3-4 kelimeyi bir araya getirerek cümle kurmaya başladıktan sonra innılmaz soru sorar oldu. Soruları sadece “bu ne?” şeklinde oluyor ama merak ettiği herşeyi sorarak öğreniyor, öğrendiğini de aklında tutuyor. Çok zeki benim güzel yeğenim :)

 

Ders 2: Bilmediğin şeyleri sormaktan, yeni şeyler öğrenmekten, araştırmaktan çekinme. Hata bunu alışkanlık haline getir.

 

 

Amca, Park!

 

Zeynep tam bir çocuk parkı delisi. Onu kıramadığımı bildiği için ne zaman onlara gitsem, kapıda beni görür görmez ayakkabılarını getirir ve “amca park” diyerek oturdukları sitenin çocuk parkına götürmemi ister. Park delisi olduğuna bakmayın. Onun işi oradaki oyuncaklarla değil, diğer çocuklarla. Soysalleşmeyi, arkadaşlık kurmayı o kadar seviyor ki sitenin bütün çocukları Zeynep’i tanımış artık.

Ders 3: Zamanın ciddi bir bölümünü network kurmaya harca. Yeni bloggerlarla tanış, onların blogunu ziyaret et, yazılarına yorum yaz. Blog dünyasında yalnız ilerlemek çok zor!

 

 

Ben Kırdım!

 

Zeynep’e büyük-küçük-orta kavramlarını öğretirken evdeki sehpanın üzerinde duran 3 farklı boydaki vazo tarzı süs eşyasını kullanıyordum. Bir kaç defa gösterdikten sonra Zeynep’ten bu vazoları büyükten küçüğe sıralamasını istedim. Bunu yaparken vazolardan birini kırdı. Annsei kırılma sesine salona gelip “kim kırdı bakyım bunu?” diye sorunca hemen “ben kırdım” dedim fakat bizimki yalan nedir bilmiyor tabi. Gayet masum ve samimi bir şekilde “hayır, ben kırdım” demez mi :)

Ders 4: Okuyucu kitlene karşı daime dürüst ve samimi ol. Sonucu ne olursa olsun onlara yalan söyleme.

 


Pepee… Pepee…

 

Zeynep’le tanıdım Türk çizgifilm karakteri Pepee’yi. Meğerse kendisi tam bir fenomenmiş. Hatta çoğu annenin imdadına yetişen bir süper kahraman :) Zeynep’e yemek yedirirken veya huysuz bir zamanında sakinleştirmeye çalışırken imdadımıza hep Pepee yetişir. Yüzlerce farklı çizgifilm açın, gözünü kapar ama Pepee’nin jenerik müziğini duyunca kalkıp oynamaya başlar :)

 

Ders 5: Okuyucunun sadakatini kazanmak, onu blogunda tuabilmek zordun ama bunu başarabilirsen onların vazgeçilmez blogu olabilirsin.

 

 

Yazıya ailem hakkında bir şeyler yazarak başlamıştım, bitirirken de kişisel bir şeyler yazmmak istedim. Allah’ın izniyle Zeynebimize bir kız kardeş geliyor. Henüz annesinin karnında ve 4 aylık. Umarım Allah onlara yaşam şansı verir. Ülkelerine hayrlı evlatlar olurlar.

Son olarak bir hayalimi paylaşayım. 10-15 sene sonra Zeyep burada yazılanları kavrayacak yaşa geldiğinden bu yazıyı okumasını çok isterdim. Müthiş bir anı olurdu öyle değil mi? Kim bilir belki de bu hayal gerçekleşir.

Adsız

Her Yönüyle Bumerang Network

Bumerang, çoğu blog yazarının bildiği, üye olduğu bir blog ağı. Fakat üye olanların bir kısmı ne işe yaradığını, Bumerang’ın faydalarını bilmiyor. Daha da kötüsü bazı topluluklarda “hiçbir işe yaramaz”, “sakın üye olmayın”  gibi yorumlarla insanları yanlış yönlendiriyorlar.

BH okuyucularından da Bumerang hakkında çok soru gelince konuyla ilgili detaylı bir yazı yazmanın iyi olacağını düşündüm. Bumerang’ın en eski üyelerinden biri olarak her yönüyle “Bumerang”ı anlatmak istiyorum.

bumerang



Bumerang Nedir?


Öncelilke hiç bilmeyenler için Bumerang’ın ne olduğundan bahsedeceğim. Bumerang, Hürriyet’in blog yazarlarına yönelik ücretsiz bir servisidir. Bünyesindeki bloglara trafik ve para kazandırmanın yanında çeşitli organizasyonlar ve etkinliklerle bloggerların sosyalleşmsini sağlayan bir network projesidir. Peki Hürriyet bunları blogları çok sevdiği için mi yapıyor? Elbette hayır : ) Hürriyet’in de çıkarları var. Blogları bünyesine katarak portföy oluşturuyor ve Bumads isimli reklam platformu arcılığıyla, bünyesindeki bu blogları kullanarak pazarlama yapıyor. Markalardan, bloglar aracılığyla sosyal medya üzerinden tanıtım yapmak için belli bir ücret alıyor. Bu ücretin bir kısmını kendi alıyor, bir kısmına da blog sahibine gönderiyor. Kazan-kazan durumu diyebiliriz.


Bumerang’a Üye Olmak Bana Ne Kazandırır?

Bumerang’ın blog yazarlarına sunduğu 4 temel hizmet vardır. Bunlar; Yazarkafe, Bumerang teklifleri, Hurriyet.com.tr tanıtımları ve Hürlist’tir. Bu servisleri açıklayacak olursak:

 

  • Yazarkafe: Yazarkafe, ayda 500.000’den fazla kişinin ziyarettiği söylenen, blog yazılarının yer aldığı bir imleme servisidir. Bumerang üyeleri blog yazılarını bu siteye ekleyerek oldukça yüksek trafik elde edebilirler.
  • Bumerang teklifleri: Zaman zaman blogunuzda yayınlamanız üzere advertorial içerikler yani tanıtım yazıları gönderilir. Bunlara Bumerang teklifleri denir ve bu teklifleri blogunuzda yayınlamanız karşılığında belli bir ücret alırsınız.
  • Hurriyet.com.tr tanıtımları: Alexa verilerine göre Hurriyet.com.tr Türkiye’nin en çok ziyaret edilen 6. sitesidir. Blogunuza ekleyeceğiniz Bumerang şablonlarının ve link paylaşımlarının tıklanma sayısına göre Hurriyet.com.tr’in belli sayfalarında blogunuzun gösterilmesini sağlayabilirsiniz.
  • Hürlist: Hürlist, bir dönem çok popüler olan web dizinleriin Türkiye’de ki en son ve en prestijli örneğidir. Bumerang üyeleri bloglarını Hürlist’e kleyerek hem buradan trafik elde edebilir, hem de SEO için çok önemli olan backlink  kazanarak arama motoru performanslarını arttırabilirler.

 

Üyeli Tipleri Nelerdir? Nasıl Belirlenir?

 

Yukarıda saydığım sevislerden her blogger faydalanamıyor. Bumerang, belirlediği kriterlere göre üyelerini Platin, Altın ve Bronz olmak üzere üçe ayırıyor.

 

  • Platin üyelik en üst üyelik tipidir ve yukarıdaki servislerin tümünden faydalanabilir. Platin üye olabilmek için blog içeriğinizin özgün, faydalı ve ilgi çekici olması gerekir. Ayrıca üyelik başvurusu sırasında blogunuza yerleştirdiğiniz Bumerang şablonlarının görüntülenme sayısının yüksek olması gerekir.
  • Altın üyelik ikinci en yüksek üyelik tipidir ve yukarıda yazdığım hizmetlerden Yazarkafe dışında tümünden faydalanabilirler.
  • Bonz üyelik ise en düşük üyelik tipidir ve yukarıdaki servislerden sadece Hürlist servisini kullanabilirler.

Eğer blogunuz yeni bir blogsa içerik sayısına göre bronz veya atın üye olarak başlama ihtimaliniz çok yüksektir fakat ilerleyen zamanlarda blogunuzu içerik ve trafik olarak geliştirdikçe yeniden değerlendirme talebinde bulunabilir, uygun görüldüğü taktirde bir üst üyelik tipine geçebilisiniz.

 

 

Bumerang Paneli Ve İstatistikler

 

Bumerang panelinize giriş yaptığınızda aşağıdaki resimdekine benzer bir panel karşılar sizi. Burada Tanıtmlarım kısmında paylaşılan linklere ve eklenen şablonlara tıklanmasıyla kazanılan Hurriyet.com.tr ggösterimleri gözükür. Yanındaki Yazarkafem’de ise Yazarkafe’de yer alan yazılarınız ve bunlara kaç kez tıkandığı yazar. Tekliflerim kısmında katıldığınız veya katılmanız beklenen Bumerang teklifler vardır. Şablonlarım yazan yerde blogunuza eklediğiniz Bumerang şablonlarının kaç kez görüntülendiği ve bu şablonlara kaç kez tıklandığı vardır. Link Paylaşımlarım bölümünde de Hürriyet sitelerine ait linkleri kısaltrak sosyal medyada paylaşmanız sayesinde bu linklere kaç kez tıklandığı yazar.

 

bumerang panel

 

Burada şablonlarım ve link paylaşımlarım bölümlerinin tanıtımlarım bölümüne etkisini raporlara baktığınızda görebilirsiniz. Bumerang şablonlarınıza ve paylaştığınız linklere ne kadar çok tıklanırsa, ücretsiz gösterim sayınız o kadar artar.

 

 

Link Paylaşımı Nedir? Nasıl Yapılır?

 

Link paylaşımları, yukarıda da bahsettiğim gibi Hurriyet.com.tr sayfalarında yapılacak tanıtım için önemlidir. Link paylaşımı dediğimiz şey Hürriyet, Bumerang ve Hurlist’e ait sayfaların, Bumerang panelinde ki link kısaltma aracını kullanarak oluşturulan linkin sosyal medya siteleri, bloglar veya forumlarda paylaşılmasıdır. Paylaştığınız bu linklere gelen tıklamanın 10 katı kadar ücretsiz gösterim kazanrsınız.

 

Video: Link paylaşımının nasıl yapıldığını anlatan videoyu izlemek için buraya bakabilirsiniz.


Açıkçası link paylaşımı yaparak kazandığınız ücretsiz gösterimlere tıklanma çok çok düşük. Herkes için böyle mi bilmiyorum ama benim 1/100.000 gibi bir şey :) Bu yüzden link paylaşımlarına ve ücretsiz gösterimlere  çok önem vermiyorum. Üyeliğimin etkilenmemesi için zaman zaman Yazarkafe’de gördüğüm, blog yazarlığı ile ilgili faydalı ve ilgili çekici yazıları paylaşıyorum.

 

 

Yazarkafe Trafik Getiriyor Mu?

 

Bumerang’ın bence en güzel hizmeti Yazarkafe. Blog yazılarınızı Yazarkafe’ye ekledikten sonra trafiğinizde ciddi bir artış oluyor. Örneğin Blog Hocam’ın Google ve sosyal hesaplardan sonra en önemli trafik kaynağı Yazarkafe’dir. Yazarkafe’ye eklediğim bir yazı ortalama 100 kez tıklanıyor. Eğer yazı öne çıkarılırsa yani manşete alınırsa bu sayı 5-6 katına kadar çıkabiliyor.

Yazarkafe’ye eklediğiniz yazıların tıklanma oranını arttırmak istiyorsanız 2 şeye dikkat etmenizi öneririm; başlık ve görsel. Yazı başlığı da görsel de ilgi çekici ve merak uyandırıcı olmalı. Ayrıca, Yazarkafe içeriklerinin de Google tarafından indexlendiğini hatırlatmak isterim. Bunu fırsata çevirmek için gerçek yazı başlığınızla o yazıyı Yazarkafe’ye eklerken kullandığınız yazı başlığını farklı seçmenii öneririm. Yazarkafe’ye içerik eklerken girmeniz istenen açıklama kısmına da farklı bir şeyler yazın. Böylece aynı yazı için birden fazla arama sorgusundan organik trafik elde edebilirsiniz.

 

 

Bumerang Teklifleri İle Para Kazanılır Mı?

 

Bumerang’da altın veya platin üye olduktan sonra teklif almaya başlarsınız. Fakat bazı kişiler ilk teklifin ücreti çok düşük olduğu için Bumerang’ın kazandırmadığını iddia ediyorlar. Halbu ki ilk Bumerang teklifleri düşük ücretle başlar ve perormansınıza göre artar.

Örneğin gelen ilk teklifin 1 TL değerinde olduğunu düşünün. Bu teklifi blogunuzda yayınladıktan sonra o içeriğin okunma sayısı ve sosyal medyada paylaşım sayısına göre sonraki teklifler 30-40 TL gelebilir. Kısacası Bumerang’da ne kadar kazanacağınızı sizin performansınız belirler. Sanıyorum en fazla 100 TL teklif veriyorlar ama bunu açıklamak kullanıcı sözleşmesine aykırı olduğu için net bilgi yok.

 

 

Hangi Teklifler Hangi Bloglara Gider?

 

Bumerang’ın bir yayıncı katoloğu vardır. Reklam vermek isteyen firma ya da ajans, hazırladığı içeriğin bu katalogdan hangi bloglara gönderileceğine kendisi karar verir. Yayıncı kataloğunda bloglar konularına, trafiklerine, popülaritelerine ve teklif ücretlerine göre sınıflandırılır.  Reklam veren firma ya da ajans, bu katalogdaki çeşitli filtreleri kullanarak sadece teknoloji blogları, trafiği aylık 20bin olan bloglar veya 30-50 TL ücret aralığındaki bloglar gibi seçimler yapabilir. Kampanyanın içeriği ve bütçesine buna kendisi karar verir.

 

Burada ilmeniz gereken şudur; herhangi bir blogda gördüğünüz teklif, illa size de gelecek diye bir şey yoktur. Bu tamamen reklamverenin seçimine kalmıştır.


Gelen Tekliflerin Ücretini Nasıl Arttırabilirim?

Bumerang’ın amacı gönderdiği teklifleri yani advertorial içerikleri daha fazla kişiye ulaltırmaktır ve bunu başaran bloglar Bumerang’ın gözünde değerlidir. Bildiğiniz gibi warez bir içerikler Google’dan çok trafik getirir. Atıyorum “BH oyunu full indir”  sorgusunun ayda 500bin kez arandığını ve bu konuda yazdığınız bir yazının ilk sırada çıktığunu düşünün. Aylık trafiğiniz yüzbinleri bulur ama sürekli takipçiniz olmadığı için yayınlayacağınız bir Bumerang teklifinin okunma sayısı büyük ihtimalle 100’ü geçmez. Bu durumda warez içeriğinize gelen milyonlarca trafiğin zerre kadar önemi yoktur. Kısacası önemli olan yazılarınızı sürekli takip eden abonelerinizin olmasıdır.

Bu durumda Bumerang tekliflerinin ücretlerini arttırmak için yapılması gerekenler de az çok ortaya çıkıyor. Düzenli, özgün ve kaliteli içerik üreterek sağlam bir okuyucu kitlesi oluşturmalısınız. Bunun yanı sıra sosyal medyada da nitelikli takipçi sayısını arttırmak ve bu takipçilerle etkileşim içinde olmak. Kısacası geri dönüşüm oranı yüksek bir blog ya da bloggersanız Bumerang size gereken değeri verecektir.

 

 

Bumerang Ödeme Yapıyor Mu?

Bumerang tekliflleri ve bonuslarla kazandığınız toplam miktarı Bumerang panelinizdeki Tekliflerim bölümünde, Güncel Bakye yazan yerden görebiliyorsunuz. Burada biriken ücret minimum 50 TL’ye ulaştıktan sonra IBAN ile banka hesabınıza ödeme yapılmasını talep edebiliyorsunuz. Ancak elinize geçen net miktarın 50 TL olmayacağını söylemeliyim. Yasal zorunluluk olan %20 oranında stopaj kesintisi yapılacaktır. Yani bakiyenizde gözüken miktarın %80’i gönderilecektir. Bunun dışında hiç bir problem yaşamadan ödeme alabiliyorsunuz.


Bumerang Gerçek İçerik Üreticisinin Yanıda Mı?

Bumerang her fırsatta kaliteli içeriğin ve içerik üreticisinin yanında olduğunu, onları desteklediğini ve değer verdiğini belirtir. Bu çoğunuza pek inandırıcı gelmeyebilir. Tam bu noktada sizle bir anımı paylaşmak istiyorum.

Yazarkafe’yi ziyaret ettiğim bir gün, internet dünyası kategorisinde alt alta 5 adet yazı gördüm. Yazı başlıkları çok tanıdık geldi. Merakla linkleri tıkladığımda hepsinin daha önce benim yazdığım yazılar olduğunu fark ettim. Blogu incelediğimde ben dahil 4-5 farklı blogdan aldığı yazıları yayınladığını ve bizim yazılarımız sayesinde Bumerang’da platin üye olduğunu gördüm. Önce Bumerang’a kızdım. “Hani özgün içerik istiyordunuz?” dedim. Daha sonra, Bumerang’ın her yazıya özgünlük kontrolu yapmasının mümkün olamayacağını düşündüm ve durumu Bumerang yetkililerine ilettim. Aynı gün ilgilendiler ve o blogun platin üyeliğini iptal ettiler.

 

İşte o gün anladım ki Bumerang gerçekten içerik üretenin yanında!



Son Sözler

Bumerang, ben dahil pek çok bloggerın hayatında önemli bir yer teşkil ediyor. Hatta çoğu blogun kaderini değiştirdiğini bile söyleyebilirim. Bumerang sayesinde trafiğinizi arttırabilir, Türkiye şartlarında fena sayılmayacak kadar gelir elde edebilir, Bumrang’ın deneyim günleri ve aktivitelerine katılarak güzel vakit geçirebilir, yeni şeyler öğreneblilir, küçük ama size kendinizi özel hissettirecek hediyeler kazanabilirsiniz.

Aksini iddia eden, Bumerang’ı karalayacak tarzda söylemlerde bulunan kişiler bence sorunu kendilerinde aramalılar. Blogunuzun ve yazılarınızın çok iyi olduğunu düşünüyor ancak Bumerang’da platin üye olamıyorsanız sorun muhtemelen şudur: Bumerang’ın iyi blog ve iyi içerik anlayışı sizinkinden çok farklı. Bumerang hiç bir blogun PageRank, Alexa gibi değerleriyle ilgilenmez. Bumerang için önemli olan ürettiğiniz içerik ve okuyucuyla kurduğunuz etkileşimdir. Sonuçta burada yapılan iş “içerik pazarlaması”

Adsız

Sabit Soldan Açılan Sosyal Menü

Blogunuzun veya şahsınızın  Facebook, Twitter, Google+ ve Pinterest hesapları ile blog yazılarınızın beslemelerinin yer aldığı RSS adresinize ait sosyal medya butonlarının yer aldığı başka bir eklenti daha paylaşmak istiyorum.

 

Sabit Soldan Açılan Sosyal Menü 
Bu eklentide pek çok özellik bir arada. Bu eklenti sadece takipçi sayıınzı arttırmakla kalmayacak, aynı zamanda blogunuzu görsel açıdan da zenginleştirecek. Bu sosyal menü eklentisi floating yani yüzen olduğu için sayfa aşağı ya da yukarı kaydırılsa bile menünün pozisyonu sabit kalacaktır. Sayfada sadece sosyal kanalların isimleri gözükürken, menünün üzerine gelindiğinde animasyon efektiyle birlikte açılacak ve tıklayan kişiyi ilgili sosyal kanala yönlendirecektir.

 

Eklentinin nasıl çalıştığını görmek için aşağıdaki demo videoyu izleyebilirsiniz.

 

 

Sosyal menü eklentisini blogunzda kullanmak isterseniz aşağıdaki kodları kendinize göre düzenledikten sonra Blogger kumanda panelinden Yerleşim > Gadget Ekle > HTML/JavaScript Gadget yolunu takip ederek eklemeniz yeterli.

 

<!--Blog Hocam Sosyal Menü-->
<style type="text/css">
ul#sosyal {
    position: fixed;
    margin: 0px;
    padding: 0px;
    top: 20%;
    left: 0px;
    list-style: none;
    z-index:9999;
}
ul#sosyal li {
    width: 100px;
}
ul#sosyal li a {
    display: block;
    margin-left: -2px;
    width: 100px;
    height: 70px;   
    background-color:#fff;
    background-repeat:no-repeat;
    background-position:center center;
    border:1px solid #AFAFAF;
    -moz-border-radius:0px 10px 10px 0px;
    -webkit-border-bottom-right-radius: 10px;
    -webkit-border-top-right-radius: 10px;
    -khtml-border-bottom-right-radius: 10px;
    -khtml-border-top-right-radius: 10px;
    -moz-box-shadow: 0px 4px 3px #000;
    -webkit-box-shadow: 0px 4px 3px #000;
}
ul#sosyal .twitter a{
     background:#0F96C6 url(http://3.bp.blogspot.com/-1wb-O4GG6DQ/UPFOe03M-lI/AAAAAAAAA4g/1015-y7FaYU/s1600/Twitter.png)no-repeat;
background-position:center center;
}
ul#sosyal .googleplus a      {
    background:#D73D27 url(http://3.bp.blogspot.com/-1mYMKQENXdI/UPFOeK31VzI/AAAAAAAAA4k/w2Qk48tpleQ/s1600/GOOGLE+PLus.png)no-repeat;
background-position:center center;
}
ul#sosyal .facebook a      {
    background:#1A4B97 url(http://1.bp.blogspot.com/-3M1F3Y29Yoc/UPFOeAAUFvI/AAAAAAAAA4c/ALvfOPDwJ-g/s1600/Facebook.png)no-repeat;
background-position:center center;
}
ul#sosyal .rss a      {
    background:#FAAE17 url(http://4.bp.blogspot.com/-twR0g7wotpE/UPFOfFtFOuI/AAAAAAAAA4o/uJMUf9hjRco/s1600/rss.png)no-repeat;
background-position:center center;
}
 
ul#sosyal .pinterest a   {
    background:#963336 url(http://2.bp.blogspot.com/-xgOrG4ysqyM/UPFOeKFKMtI/AAAAAAAAA4Y/i_jnKpHsK24/s1600/Pinterest.png)no-repeat;
background-position:center center;
}
</style>
 
<script src="http://ajax.googleapis.com/ajax/libs/jquery/1.9.1/jquery.min.js"></script>
 
<script type="text/javascript">
$(function () {
    $('#sosyal a').stop().animate({
        'marginLeft': '-85px'
    }, 1000);
 
    $('#sosyal > li').hover(
        function () {
            $('a', $(this)).stop().animate({
                'marginLeft': '-2px'
            }, 200);
        },
        function () {
            $('a', $(this)).stop().animate({
                'marginLeft': '-85px'
            }, 200);
        }
    );
});
</script>
<br />
<ul id="sosyal">
<li class="twitter"><a href="http://twitter.com/bloghocam" title="Twitter"></a></li>
<li class="googleplus"><a href="http://gplus.to/bloghocam" title="Google Plus"></a></li>
<li class="facebook"><a href="http://facebook.com/bloghocam" title="Facebook"></a></li>
<li class="rss"><a href="http://feeds.feedburner.com/bloghocam" title="Rss"></a></li>
<li class="pinterest"><a href="http://pinterest.com/bloghocam" title="Pinterest"></a></li>
</ul>

 

Kırmızı renkle gösterdiğim yerlerde ilgili sosyal kanallara ait Blog Hocam’ın adresleri yazıyor. Oralara endi hesap adreslerinizi yazmayın unutmayın. Onların dışında değiştirmeniz gereken başka bir yer yok.

Adsız

Görsellerinizi Kayıpsız Sıkıştırarak Sitenizi Hızlandırın

*Giriş kısmını, görsel sıkıştırma konusunun akılda kalması ve gereken hassasiyetin her zaman gösterilmesi adına biraz uzun tutmak istedik, yalnızca gerekli işlemlere geçmek isterseniz lütfen alt bölümdeki başlık ve sonrasını okuyunuz.

İnternet dünyasının kuralları teknolojinin gelişmesine bağlı olarak sürekli olarak değişmekte ve bu değişime ayak uydurmak bahsettiğimiz dünya içerisinde kalıcı olarak yer almak için hayati öneme sahip olmakta. Özellikle arama motorları arasında "demir yumruk" gibi olan Google'ın SEO çalışmaları konusunda hassas olduğu ve bu hassasiyetinin yıl içerisinde yayımladığı çeşitli güncelleştirmeler ile web dünyasında hissedildiğini belirtelim. Google SEO kurallarını genele yaymak ve web dünyasına yerleştirmek istiyor.

Google başta olmak üzere diğer arama motorlarının da yanı sıra İnternet hizmetine erişen herkesin en başta arzu ettiği en önemli hususlardan birisi blog/site yüklenme hızının makul bir düzeyde olmasıdır. Düşünün ki Google'da yaptığınız bir anahtar kelime aramasına bağlı olarak herhangi bir blog/site sayfasını açmanız gerekiyor; çünkü aradığınız bilgi tam da orada. Fakat bir sorun var..! Sayfa yüklenme hızı o kadar yavaş ki çoktan bir ansiklopedi bulup içerisinden o bilgiye ulaşabilirdiniz, hay aksi! Yahut bu denli sayfa indirme işlemi yapan bir blog/site için kotalı İnternet hizmetinizi ve de zamanınızı heba etmeyebilirdiniz. Pekala, sizin internetiniz hızlı olabilir ve de kota sorununuz olmayabilir ancak herkes aynı şansa sahip değil bunu unutmayın.
 
Peki sayfadaki görseller ve yüklenme hızı neden bu kadar ilişkili? diye bir sorunun sorulduğunu varsayarsak cevabını kısaca şöyle açıklayabiliriz. Blogunuz/Siteniz bolca görsel(jpeg, png, gif ve benzer uzantılı) içeriğe sahipse ve siz bu görselleri olduğu gibi -sıkıştırmadan- yazılarınıza ekliyorsanız tosbağadan hallice sayfa yüklenme hızları kaçınılmazdır. Görsellerin sayfa yüklenme hızlarına getirdiği ek yük milisaniyeler cinsinden ölçülse de milisaniyeler zamanla görsellerin artmasıyla yavaş yavaş saniyeleri oluşturur ve 30-40 saniyede açılan bir sayfada da genelde kimse durmaz. Hayır yani daha hızlı yüklenen başka siteler varken neden sizi tercih etsinler ki?!
 
Sanırım Google'ın neden SEO kurallarını yerleştirmek isteğini daha iyi anlıyorsunuz. Bu kuralların en önemli ayaklarından birisinin sayfa yüklenme hızı olduğunu epey bir kavradık artık.
 
Online olarak .png ve .jpeg formatlı görsellerimizi kayıpsız sıkıştırma yani gözümüzün ayırt edemeyeceği kadar benzer ve aynı kalitede sıkıştırma imkanına sahibiz. Aslında kayıpsız sıkıştırma işlemini yapabilen programlar mevcut olsa da gerek kullanımları açısından gerekse de "kayıpsız" dediğimiz en mühim unsuru bir çoğunun sağlayamamasından dolayı bu yazıda, İnternet elinin altında olan insanlar olarak çok daha pratik bir yolla sıkıştırma işlemlerini yapmayı göreceğiz.


Görselleri Kayıpsız Sıkıştırmak

Önemli mi? Giriş kısmını okumadınız galiba, yakaladık :)
 
İnternette en çok kullanılan iki uzantı .png ve .jpeg için uygulamalı gösterim yapacak olsak da sizin daha sıklıkla kullandığınız uzantılı görsellere uygun araçlara da ulaşmanız ve bu basit adımları o uzantılar için uygulamanız mümkün olacaktır.
*Küçük bir not .png uzantılı görseller genelde çok daha iyi sıkışırlar ve kalite konusunda daha az kayıpları olur mümkünse yazılarınızda .png uzantılı görsel kullanmanızı tavsiye ederiz.
 
Bloghocam üzerinden aldığımız iki ekran görüntüsünün birisini .jpeg diğerini de .png olarak kaydettik. Kayıpsız sıkıştırma işlemini yapacağımız siteler ise şunlar:

  • JPEGmini (sınırsız kullanım ve dğer özellikler için üye olabilirsiniz)
  • TinyPNG
JPEG uzantılı olarak ekran görüntüsünü aldığımız bölümün sıkıştırılmamış orijinal hali 55 Kilobyte iken JPEGmini'yi kullanarak 4 Kilobyte'lık bir sıkıştırma gerçekleştirdik ve görseli 51 KB boyuta düşürdük. Milisaniyeleri kazanmaya başladık.

resim sıkıştırma

"İki resim arasındaki yedi farkı bulmaya çalışın" :) Gördüğünüz gibi daha doğrusu göremediğiniz gibi iki resim arasındaki kalite farkı diye bir şey bizim gözümüz için yok gibi, aralarındaki tek fark birisinin sıkışmamış ve büyük boyutlu olması diğerinin ise sıkışmış ve küçük boyutlu olması. Üstelik JPEG uzantılı olmasına karşın fark gözle görülemeyecek kadar az durumda.


JPEGmini Kullanımı

Öncelikle JPEGmini isimli siteye giriyoruz. Sağ üst bölümdeki "Try It Now" bölümüne tıklıyoruz
 
jpeg sıkıştırma compression
 
Karşımıza çıkan yeni bölümden "Upload Your Photo" kısmını tıklıyoruz. Sıkıştırmak istediğimiz JPEG uzantılı görselimizi seçiyoruz.
 
jpegmini kullanım
 
Artık görselimiz karşı tarafa yükleniyor ve sıkıştırma işlemine geçiliyor. Sıkıştırma öncesi ve sonrası interaktif bir panel sayesinde size sunuluyor eğer sıkıştırma performansını beğenirseniz panelin sol alt bölümündeki "Download Full Res." kısmına tıklayarak sıkıştırma işlemi yapılmış görseli indirebilirsiniz. Ancak bir süre sonra üye olmak gerekebiliyor sınırlı sayıda sıkıştırmaya izin veren sistemleri üye olunca sınırsız kullanım ve de ek özellikleri ücretsiz sunuyor.
 
görsel sıkıştırma
 
Orijinal dosya adına "-mini" ekini otomatik koyacak olan sistem bu sayede aynı isimle kayıt yapıp işlem görmemiş görselinizin silinmesini engelliyor.
 
Benzer bir şekilde PNG uzantılı görselimizi sıkıştırarak boyuttan tasarruf elde edebiliriz. Örnek olması için Bloghocam'dan aldığımız ekran alıntısını PNG formatında kaydettik ve TinyPNG ile sıkıştırdık. Sonuç ise oldukça başarılı. Orijinal görsel boyutu 46.6 KB iken kayıpsız sıkıştırılan yeni görselin boyutu 16.7 KB oldu. Bu sıkıştırma oranı % 64 gibi boyut tasarrufu sağlıyor ki sayfa yükleme hızını nedenli olumlu etkileyeceği ortada.
png sıkıştırma
Tüm bu işlemleri yaparken ve yazıya eklediğimiz görselleri sıkıştırırken elde ettiğimiz sıkıştırma boyutu  1 MB üzeri oldu. Görselleri sıkıştırmanın ne denli avantajlı sonuçları olduğunu sanırım rakamsal olarak da görmüş olduk.
 

TinyPNG Kullanımı

Yalnızca siteye girip PNG uzantılı dosyalarınızı aşağıdaki görseldeki gibi dikdörtgen alana sürükleyip bırakmanız yeterlidir. "Compressing" yazısı "Finished" oluncaya dek bir şey yapmanıza gerek yok. İşlem bitince sağ bölümde "Download" sekmesi çıkacak bu sekmeden sıkıştırlmış PNG görselinizi indirebilirsiniz.
 
tinypng kullanımı
 
Benzer bir şekilde diğer formatları da sıkıştırabileceğiniz online hizmetler İnternette mevcut ancak PNG başta olmak üzere tavsiyemiz blog/sitenizde ve yazılarınızda PNG-JPEG formatında görseller kullanmanız. Mümkünse PNG formatını kullanmaya çalışın. Bu yazının sizlere faydalı olmasını dilerken Serdar Kara Hocamıza blogunda bize de yer verdiği için teşekkür ediyoruz. Değerli vaktinizi ayırdığınız için size de ayrıca teşekkür ediyor iyi bloglamalar diliyoruz :)

Yazı Hakkında: Bu yazı uzun süredir çeşitli konularda başka başka diyarlarda yazı yazan kafadar blogcuların son 1.5 yıldır tek bir hesap üzerinden fırsat buldukça teknoloji haberleri ve bilimsel gelişmeler konusunda kendi dünyalarına göre yayın yaptıkları Teknoloji Manya BLOG adına Blog Hocam için yazılmıştır.

    Adsız
     
     
    OrtayiPisletenV1 - Copyrgiht 2013 - Tüm haklarımı annem kaldırdı - Tema Yapımcısı: TanerC.