Bir Blogun Hayatı

Merhaba! Bu yazıda bir blogun hayatını anlatmaya çalışacağım. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki; bir blogun kaderini siz, yani blog yazarı belirler. Blogunuzun doğumunu, ünlü olmasını ve ölümünü getirmek tamamen sizin elinizdedir.

blog

Bir Blogun Doğumu

Bir blog, fare imleciyle “Blog Oluştur” yazan yere tıklayarak ya da site oluşturma yerlerinden oluştur seçeneğine tıklayarak doğar. Ancak blog daha yeni doğmuştur ve neredeyse hiç takipçisi yoktur. Ancak bu zamanla olacak bir şey. Bu nedenle sabırlı olmak gerekir. İlk önce blogun sahibi ilk yazısını yazar. Bu yazısı neredeyse hiç okunmamıştır ama. İkinci yazısını yazar, gene okunmaz. Üçüncü, dördüncü, beşinci derken blogun sahibi blog yazmayı bırakır ve blogu daha anne karnından çıkmadan ölmüş olur. Ancak yazı yazmaya devam ederse ...

Bir Blogun Yavaş Yavaş Ortaya Çıkması

 

Blog sahibi ısrarla bloguna yeni içerikler girmeye devam ederse blog yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlar. Böylece her blogun geçirdiği en zor dönemi atlatmış olur. İnsanların blogu keşfetmesinde arama motorları ve sosyal ağların büyük katkısı vardır. Ancak blogun sahibi yeni içerik girmekten vazgeçerse bunlar hiçbir işe yaramaz. Blog, yavaş yavaş takipçiler edinir. Blogun takipçilerinin çoğalması ve halihazırda bulunan takipçilerin blogu takip etmeyi bırakmaması için blog sahibi bloguna sık sık içerik girmeye devam etmelidir. Eğer bunu başarırsa ...

Bir Blogun Ünlü Olması

 

Bir blog sahibi ısrarla yazmaya devam ederse takipçileri de kat kat artar. Bloga sık sık yorum yazılmaya başlanır. Artık blog herkes tarafından biliniyor ve seviliyordur. Eğer blogun sahibi sık sık içerik girmeye devam ederse ve takipçilerini daha da arttırırsa blogundan para kazanmaya başlar. Blogunun takipçisi çok olduğundan reklamlara tıklanma oranları da tavan yapar. Ancak blog sahibi yine de bloguna yeni içerikler girmelidir. Eğer bunu başaramazsa ..

Bir Blogun Ölümü

 

Öncelikle şunu söylemeliyim ki blogunun sonunu getirmek tamamen blog sahibine kalmış bir seçenektir. Bu seçeneği seçmek için bloguna yeni içerik girmemesi yeterlidir. Eğer “Zaten bir sürü takipçim var. Sonra da yazabilirim” derse blogunu kaderine terk etmiş olur. Blogun ölümü şöyle olur. Önce blog sahibi bloguna yeni içerik girmemeye başlar. Sonra da takipçileri bloga girip yeni yazıyı okumak isterken eski yazıyla karşılaşırlar. Birinci, ikinci, üçüncü gün derken blogun takipçileri hiç yeni yazı yazılmayacağı için bloga girme gereği bile duymazlar. Böylece blog, yeni doğmuş haline geri döner. Blog artık tamamen görünmez olmuştur. Uzun süre sonra blog sahibi bloguna girince acı gerçeği öğrenir: Artık blogunun hiç takipçisi kalmamıştır.

Son olarak size şunu söylemeliyim: Blogunuzdan vazgeçmeyin, tam tersine onunla ilgilenin ve zenginleştirin. Blogunuzu öldürme seçeneğini seçmeyin.

Yazar Hakkında: Bu yazı; Çeşitli teknoloji haberleri, teknolojiyle ilgili ve blog yazarları için yazılar yazan TeknoWeb ‘ den Mert OLGUN tarafından yazılmıştır.

Adsız

Cep Şubesi İndirilme Sayısı 500.000'i Aştı

Geçtiğimiz günlerde Erkin Koray’lı reklamıyla TV’lerde yerini alan ve cep telefonunuzu banka şubesine dönüştüren Garanti Cep Şubesi ilk olarak 2007 yılında wap.garanti.com.tr üzerinden kullanılmaya başlandı. Geçen sürede gelişen teknolojiye ayak uyduran Cep Şubesi bugün ise iPad, iPhone ve Android telefonlara özel geliştirilen uygulamaları ile pek çok platforma özel hizmet sunuyor. 2012 Nisan ayından bu yana 500.000’den fazla indirilen Garanti Cep Şubesi’ni kullanırken herhangi bir bağlantı ücreti ödemeniz gerekmiyor. Ayrıca Cep Şubesi’nden yapılan bankacılık işlemleri de ücretsiz olarak gerçekleştiriliyor. Garanti Cep Şubesi’ni denemek de çok kolay. CEPSUBESI yazıp, 3342’ye gönderdiğinizde SMS ile size gelen link’e tıklayıp uygulamayı hemen indirebilirsiniz. Bununla birlikte 30 Kasım’a kadar Garanti Cep Şubesi’ne girenleri bir sürpriz bekliyor. Bu tarihe kadar giriş yapanlar arasında gerçekleşecek çekilişle 20 iPhone, 20 iPad ve 20 Samsung Galaxy S III hediye olarak veriliyor.

Adsız

Kullanıcıyı Tanıyan Popup: Facebook Beğen Kutusu

Bloglar için geri dönüşüm oranı en yüksek “Call To Action”lardan biri hatta birincisi Popup dediğimiz siteye girince otomatik açılan küçük pencerelerdir. Blogcular, bu popupları özellikle Facebook sayfalarını beğendirmek için kullanıyorlar. 

Bu yazıda paylaştığım eklentiyi blogunuza eklediğinizde, yeni bir ziyaretçi giriş yaptığında Facebook sayfanıza ait beğen kutusu popup olarak açılacak. Cookie özelliği sayesinde aynı ziyraretçi 7 gün içerisinde tekrar giriş yaparsa o kullanıcıya popup tekrar gözükmeyecek.

 

cookie-facebook-popup

Eklentiyi blogunuzda kullanmak isterseniz Şablon > HTML’yi Düzenle > Devam Et yolunu izleyerek Ctrl + F tuş kombinasyonunun yardımıyla </head> kodunu bulun ve hemen üzerine şu kodları ekleyin.

 

<script src='https://ajax.googleapis.com/ajax/libs/jquery/1.7.1/jquery.min.js?ver=3.3.1' type='text/javascript'/>
<script src='https://dl.dropbox.com/u/60346665/cookie-jquery.js' type='text/javascript'/>
<script type='text/javascript'>
jQuery(document).ready(function($){
if($.cookie(&#39;popup_user_login&#39;) != &#39;yes&#39;){
$(&#39;#fanback&#39;).delay(100).fadeIn(&#39;medium&#39;);
$(&#39;#fanclose, #fan-exit&#39;).click(function(){
$(&#39;#fanback&#39;).stop().fadeOut(&#39;medium&#39;);
});
}
$.cookie(&#39;popup_user_login&#39;, &#39;yes&#39;, { path: &#39;/&#39;, expires: 7 });
});
</script>

 

İkinci olarak ]]></b:skin> kodunu bulun ve hemen üstüne şu kodları ekleyin.

 

#fanback{display:none;background:rgba(0,0,0,0.8);width:100%;height:100%;position:fixed;top:0;left:0;z-index:99999}
#fan-exit{width:100%;height:100%}
#fanbox {background: white;width: 420px;height: 270px;position: absolute;top: 58%;left: 63%;-webkit-box-shadow: inset 0 0 50px 0 #939393;-moz-box-shadow: inset 0 0 50px 0 #939393;box-shadow: inset 0 0 50px 0 #939393;-webkit-border-radius: 5px;-moz-border-radius: 5px;border-radius: 5px;margin: -220px 0 0 -375px;}
#fanclose {float: right;cursor: pointer;background: url(https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjdpV2kUxA52zGbcrcPdZRG_r78oB7yX3hrjqz1KBrSIUq4dE11p6TsZu6ctmjFPbU3emr0qL4DrDEye8PciWEDUwXeredpvx9r3BxzUVECs_qX1y9EYUh8eo9dun__F530J1YasojOyXIw/s1600/fanclose.png) repeat;height: 15px;padding: 20px;position: relative;padding-right: 40px;margin-top: -20px;margin-right: -22px;}
.remove-borda {height: 1px;width: 366px;margin: 0 auto;background:#F3F3F3;margin-top: 16px;position: relative;margin-left: 20px;}

 

Son olarak </body> kodunu bulun ve üstüne şu kodları ekleyin.

 

<div id='fanback'><div id='fan-exit'/><div id='fanbox'><div id='fanclose'/><div class='remove-borda'/>
<iframe allowTransparency='true' frameborder='0' scrolling='no' src='//www.facebook.com/plugins/likebox.php?href=http://www.facebook.com/bloghocam&amp;width=402&amp;height=255&amp;colorscheme=light&amp;show_faces=true&amp;border_color=%23E2E2E2&amp;stream=false&amp;header=false&amp;appId=329902783740649' style='border: none; overflow: hidden; margin-top: -19px; width: 402px; height: 230px;'/>
</div></div>

 

Önizleme yaptığınızda popup açıldıysa şablonu kaydedebilirsiniz. Sayfayı yenilediğinizde sizi tanıyacağından popup aılmayacaktır. Çalışmadığını düşünmeyin. Tarayıcınızın çerezlerini silip sayfayı tekrar ziyaret ettiğinizde popup açılır.

 

Bu arada kodlarda biri zorunlu, diğeri isteğe bağlı olmak üzere değiştirebileceğiniz 2 yer var.

  • Verdiğim ilk kodlardaki 7 yazan yere, popupın anı ziyaretçiye kaç gün gözükmeyeceğini yazın.
  • http://www.facebook.com/bloghocam yazan yere kendi Facebook sayfanızın adresini yazın.

Adsız

#bimilyonneden: Taksici şefkati

Evde telefonumu bulamayınca telaşlandım, dışarıdan yeni gelmiştim, eve girdiğim gibi sokağa fırladım. Telefonumdan ümidi tam kesmişken, sokağın başında beni eve getiren taksiciyi gördüm, o da elinde telefonum beni arıyordu, o an anladım ki insanlık ölmemişti. Gerçekten de daha iyi bir dünyaya inanmak için #bimilyonneden var. Seninki ne?



Bir bumads advertorial içeriğidir.

Adsız

Çok Yazarlı Bloglar İçin Yazar Bilgi Kutusu

Twitter’da bir takipçim çok yazarlı bloglar için “Yazar Hakkında” kutusu yapılıp yapılamayacağını sormuştu. Blogger şartlı etiketleri kulanarak bunu kolayca yapabiliriz. Ama önce ne yapmaya çalıştığımızı açıklayayım.

 

Daha önce paylaştığım Yazar Bligi Kutusunu blogunuza eklediğinizde yazılarınızın altında hakkınızda bilgi içeren bir kutu gözüküyor. Ancak biliyorsunuz Blogger’da aynı bloga birden fazla yazar atayabiliyorsunuz. İşte çok yazarlı bloglarda her yazarın yazısından sonra o yazar ait bilgi kutusu göstermek için bu eklentiyi kullanabilirsiniz.

 

yazar-hakkinda

 

Öncelikle yazar bilgi kutusunun stil kodlarını ekleyelim. Bunu için Şablon > HTML’yi Düzenle > Devam Et yolunu izleyip Ctrl+F tuşlarına basarak ]]></b:skin> kodunu bulun ve hemen üstüne aşağıdaki kodları ekleyin.

 

.author-box {
background: #F7F7F7;
margin: 20px 0 40px 0;
padding: 10px;
border: 1px solid #E6E6E6;
overflow: auto;
}
.author-box p {
margin: 0;
padding: 0;
}
.author-box img {
background: #FFFFFF;
float: left;
margin: 0 10px 0 0;
padding: 4px;
border: 1px solid #E6E6E6;
}

 

Şimdi farklı yazar isimlerine göre farklı yazar bilgi kutuları oluşturacağız. Aşağıdaki örnekte ben 3 yazar kullandım. Birincisi kendim olayım yani Serdar Kara, ikinci yazarın ismi Hocam olsun, üçüncü yazarın ismi de Kartal olsun.

Yazar bilgi kutularını yazının bitiminde göstermek istediğimiz için Şablon > HTML’yi Düzenle > Devam Et > Widget Şablonlarını Genişlet yolunu izleyip Ctrl+F tuşlarına basarak şu kodu buluyoruz.

 

<div class='post-footer'>

 

Bulduğumuz bu kodun hemen üzerine aşağıdaki kodları ekliyoruz ve önizleme yapıyoruz. Eğer hata vermediyse kaydedebiliriz.

 

<b:if cond='data:blog.pageType == &quot;item&quot;'>

<b:if cond='data:post.author == &quot;Serdar Kara&quot;'>
<div class='author-box'>
<p><img alt='' class='avatar avatar-70 photo' height='70' src='https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhO6dAotOP4JEim4q8WNeedbiUYxwsqZsIg8Utehx-dRpKiZoWoHUXPO-_RTYvRscmzoXYhVx-8bK495nNobA8DufDCkd8j7hKR70muryRckG075B0t39S43mHCi2icz1KnEXT4Is_KY-wq/s200/803121CB-06DC-4018-9D5B-49A0A802A98C.jpg' width='70'/><b>Yazar Hakkında</b><br/>
Mehaba ben Serdar Kara.<br/></p>
</div>
</b:if>

 

<b:if cond='data:post.author == &quot;Hocam&quot;'>
<div class='author-box'>
<p><img alt='' class='avatar avatar-70 photo' height='70' src='http://Hocamın profil resmi.jpg' width='70'/><b>Yazar Hakkında</b><br/>
Merhaba ben Hocam.<br/></p>
</div>
</b:if>

 

<b:if cond='data:post.author == &quot;Kartal&quot;'>
<div class='author-box'>
<p><img alt='' class='avatar avatar-70 photo' height='70' src='http://Kartalın profil resmi.jpg' width='70'/><b>Yazar Hakkında</b><br/>
Merhaba ben Kartal.<br/></p>
</div>
</b:if>

</b:if>

 

Düzenlenecek yerleri koyu renkle gösterdim. Sırasıyla yazar ismi, yazarın profil resmi ve yazar hakkında bilgi yazısını değiştirmelisiniz.

Adsız

Bond Hızında Telefon!

Sony™ Xperia akıllı telefon serisinin en yeni modeli Xperia™ ion, Ekim ayında Avrupa ile aynı anda Türkiye’de satışa sunuldu. Türkiye’de 2 Kasım’da vizyona giren Skyfall filmiyle lanse edilen Xperia Bond serisi üyesi Xperia™ ion, 42 mbps’ye çıkabilen mobil internet hızıyla dikkatleri üstüne çekiyor. Türkiye’de ulaşılabilecek en yüksek mobil internet hızını sunan Xperia™ ion, akıllı telefon kullanıcıları için fark yaratan bir deneyim sunuyor.

4,6 inçlik Mobil Bravia Engine teknolojisine sahip HD (720p) ekranıyla film izleme keyfini üst seviyeye taşıyan Xperia™ ion, entegre Fizy müzik uygulaması ile sınırsız müzik deneyimi sunuyor. 12.1 MP kamerası ile profesyonel fotoğraf makinelerine taş çıkaran Xperia™ ion, Full HD (1080p) video çekim özelliğine de sahip.

Xperia™ ion bağlantı özellikleriyle de fark yaratıyor. DLNA, MHL veya HDMI bağlantısı ile televizyon, dizüstü bilgisayar ve tablet ile anında bağlantı kurup, resim ve videolarınızı büyük ekranda yüksek kalitede görüntüleyebilirsiniz.

Avrupa’nın en prestijli tasarım ödülü olan 2012 Red Dot Tasarım Ödülü’nün de sahibi olan Sony Xperia™ ion James Bond’a yakışır teknolojik özellikleri şık bir tasarımla birlikte sunuyor.

Adsız

(A)Sosyal Medya!

90 yıllardan başlayarak yaygınlaşan mekanikleşme çağı, gücünü gün geçtikçe kendini iyiden iyi hissettirmeye başlıyor. Önceden geliri iyi olan, hali vakti yerinde olan insanların alabildiği bilgisayar günümüzde “Almayanı döverler!” şeklini almaya başladı.

 

Peki bilgisayarı almanın amacı nedir? Genelde sebep sabittir: “Komşuda var, bizde alalım.” Çoğu baba çocuğunun baskısı yüzünden,bir psikolojik savaşa dönen “alıcam-almıyacam” olay, hanımının tavrı sonucunda almaya karar verir. Fakat, hikaye yeni başlıyordur. Tek başına bir bilgisayar günümüzde bir süs eşyasından başka bir şey değildir. Eeee kaçınılmaz son olarak “almışken interneti de alalım” denir ve eve bütün dünyanın kullandığı internette sokulur.

 

Türkiye olarak incelediğimizde %75 imiz interneti tam anlamıyla doğru olarak kullanmıyoruz. Hatta hiç kullanmıyoruz. Çünkü onu yorumlama şeklimiz doğru değil. İnterneti eğlenmek, boş vakit geçirmek, copy-paste yapmak için kullanıyoruz. Son söylediğim özellik beklide kullanma özetidir. “Biri yapmış nasıl olsa, bizde ondan yararlananlım.” Düşünce bu olunca, sanal alemin bize karşı oyunu da kötü öğreniyor.

 

Kullanmasını bilmeyenin elinde en zararsız şey bile bir dünyayı yok edebilecek güçtedir. Sanal alemde böyle bir şey. Çoğu kişide daha kullanmasını öğrenmeden onun başına geçiyor. Çevresinde kim ne yaptıysa onu yapmaya çalışıyor. Buda onu zamanla başkalaştırıyor. Günümüzün sanal alem hastalığı ise: “soysal medya”. Bir kere ortamın içine girince çıkamıyorsunuz gibi bir ortam var bu alemde.

 

Zararsız bir ortam olmasına rağmen, onu zararlı yapan etmenler her zaman olduğu gibi insan olmaktadır. Söylediğim abartılı olarak görülebilir ama bu ortamları %20-25 oranda adam akıllı kullanan bir kısım vardır. Bu ortamlara kayıt yaptırabilmek için belirli bir yaş sınırı koyulmasına rağmen çocukların yaşlarını büyülterek bu ortamlarda rahatça yer bulabilmektedir.

 

sosyal medya

Günümüzde sosyal medya ortamlarında “nasıl olsa tanınmıyorum” diyerek hakaret sınırlarının en üst seviyeye çıktığı bir ortam haline gelmekte. Peki ne yapılmalı? Madde halinde yazmak gerekirse:

 

1-Devletin geniş çaplı bir araştırama yapması gerekir.

 

2- Aileler bilinçlendirilmeli.

 

3- Okullarda internet ve sosyal medya kullanımı konusunda ders konulmalı.(Bildiğim kadarıyla var ama tam uygulanmıyor).

 

4- Küçük çocuklar belli bir yaşa kadar bu ortamdan uzak tutulmalı.

Bu işin temel unsuru “bilinçlenmek” ve “bilinçlendirmek”. Bu ortamlardı ki her türlü eylem karşılıklı. Herhangi tepki alan olay bir anda propaganda yada ticari araç olarak kullanılıyor. Birileri kazanırken birileri kaybediyor. Ama günümüzde devlet büyüklerinin bile bu ortamları yanlış kullandığını düşünürsek, gençlerimizin durumunu kestirmek hiçte zor olmayacaktır.

Yazar Hakkında: Blog  dünyasında bir 2 yılını dolduran acemi bir blogcu. Yazarken tek ve temel amacı insanlığa bir şey katabilir miyim, katabilirsem nasıl olmadır sorularını kendine sorarken hazırlanan yazılar topluluğuyla okurlarının karşında. Blogunun kapağını oluşturan Atmacanın olması tek ve temel anlamıyla insanlara benzer duygulara sahip olmasıdır. Blogun sloganı ise: "Yazdıklarım ve Yazacaklarım Atmacanın Bakışlarında Gizli..." oluşturur.
http://ruhsuzatmaca.blogspot.com/

Adsız

10 Adımda Daha Sosyal Bir Blog

Blogların, statik web sitelerine göre daha kolay ve daha zor yönlerı vardır. Kolay yönlerini düşününce akla ilk gelen şey kurulumudur. Çünkü blog kurmak, statik web sitesi kurmaktan çok daha kolaydır.  Hiç bir programlama bilgisine ihtiyacınız yoktur. Orta derecede bir bilgisayar kullanıcısı olmak, blog kurmak için yeterlidir.

Zor yanlarını düşündüğümüzde akla gelen ilk şeylerden biri ziyaretçiyle etkileşim kurma zorunluluğudur. Neden zorunluluk diyorum? Bloglar, statik web sitelerine göre daha interaktif ortamlardır. Yazdıklarınızın okunması çoğu zaman sizi tatmin etmez. Yazdıklarınıza bir karşılık, bir cevap ve paylaşım beklersiniz.

Buna kısaca blogun sosyalleşmesi diyebiliriz. Blogunuzun sosyalleşmesi hem size, hem de okuyucularınıza daha keyifli bir ortam sağlayacaktır. Sonraki yazılarınızı hevesle yazacak ve çok daha fazla motive olacaksınız.

sosyal

Peki blogunuzun sosyalleşmesi için neler yapabilirsiniz? Aşağıda tecrübelerimle sabit bazı ipuçları ve önerleri yazdım. Okuyun, uygulayın.

 

1. Düzenli Yazın

Blogunuzu sosyalleştirmenin belkide ilk şartı düzenli ve tutarlı bir şekilde okuyucuların ilgisini çekecek, onların ihtiyacını karşılayacak içerik üretmektir. Düzenli olarak içerik üretek insanların blogunuzu tekrar ziyret etmelerini ve yazılarınıza abone olmalarını sağlayacaktır. Sosyal bir blog için okuyucu kitlesi edinmek çok önemlidir.

2. Yorumları Cevaplayın

Okuycuların yazılarınıza yaptıkları yorumlara hızlı, net ve samimi cevaplar yazın. Yorumlarını dikkate aldığınızı ve onları önemsediğinizi hissettirin. Bu tavrınız okuyucunun bloga olan sadakatini arttıracak ve okuyucunuzu bir sonraki yazınızda tekrar yorum yazmaya teşvik edecektir.

3. Misafir Yazar Kabul Edin

Blogunuza misafir yazar kabul etmek okuycularınızla etkileşime geçmenin en iyi yollarından biridir. Blogunuzda misafir yazı yayınladığınızda hem sizin okuyucularınız yazıyı paylaşacak ve yorumlyacak, hem de yazınız blogunuza misafir olan kişinin çevresi tarafından okunacaktır. Böylece blogunuzun okuyucu kitlesini de genişletebilirsiniz.

4. Misafir Yazılar Yazın

Blogunuza misafir kabul etmenin yanında siz de diğer bloglara misafir olmalısınız. Misafir yazıların altında künye diyebileceğimiz “yazar hakkında” kısmında blogunuzun linki yer alır. Böylece misafir olduğunuz blogdan yeni okuyucular kazanabilirsiniz. Okuyucu kitleniz ne kadar genişlerse blogunuz o kadar sosyalleşir.

5. İnsanlara Faydalı Olun

İnsanlara neyin nasıl yapıldığını öğreten içeriklre her zaman çok okunur ve çok paylaşılır. Bu tür içeriklere gelen yorum sayısı da oldukça fazladır. İnsanlara faydalı olan içerikleri üreterek daha çok kişiye ulaşabilir, daha çok kişiyle iletişime geçebilir ve online sosyal çevrenizi genişleteblirsiniz.

6. Sosyal Medyayı Kullanın

Blogunuzun sosyalleşmesi demeksadece yorum almak demek değildir. Blogunuza ait Facebook, Twitter, Google+ hesaplarında aktif olun ve okuyucularınza o platformlarda da destek verin. İnsanlar sosyal medyada kendilerini çok daha rahat hissediyorlar. Orada kuracağınız ilişkileri blogunuza kolaylıkla aktarabilirsiniz.

7. Liste Yazıları Yazın

Okuyucularınızın yazınıza yorum yazması, sosyal medyada paylaşması ve size geri dönüşümde bulunması için o yazıyı rahatlıkla okuması gerekir. Bunun için kocaman metin blokları oluşturak yerine maddelerden ve listelerden yararlanın. Bu tür yazılar okuyucunun ilgisini çektiği gibi okuyucuyu, yazıya fikir yazma konusunda da teşvik eder.

8. Çeşitli İçerik Türleri Üretin

Sürekli aynı türde içerikler üretmek hem sizi hem de okuyucuyu sıkar. Onlara yenilikler sunun. Görsellerden , videolardan ve ses kayıtlarından yararlanın. Başka yazılara link verin. Bu tür değişiklikler okuyucunuzla sosyalleşmenize yardımcı olacaktır.

9. Soru Sorun

Sosyalleşmek deyince akla gelen ilk şeyi sona bıraktım. Soru sormak. Blogunuzda çeşitli anketler düzenlemek ve yazılarınızın sonunda çeşitli “call to action”lar sunmak sosyalleşmenin en basit yollarıdır.

10. Markalaşın

Sadece blog olmayın, markalaşmaya çalışın. Size özel bir logonuz, tasarımınız ve sloganınız olsun. Markalaşmak akılda kalmanızı ve hakkınızda daha çok konuşulmasnı sağlar.  Profesyonel görünmek iyidir!

 


Benim blogumu sosyalleştirmek için uygulamaya çalıştığım yöntemler bunlar. Ne kadar başarılı olduğum tartışılabilir ama ben mevcut duumdan oldukça memnunum.

Adsız

Analytics: Trafik Kaynakları Ve Anahtar Kelimeler

Google Analytics kullanımına ait bilgiler vermeye devam ediyorum. İlk yazımda fazlaca karıştırılan Ziyaret - Ziyaretçi – Sayfa Gösterimi verilerini açıklamıştım. Bu yazıda da trafik kaynakları ve anahtar kelimelerden bahsedeceğim.

 

Google Analytics’in “Trafik Kaynakları” sekmesi site yöneticilerinin en sık ziyaret ettiği sekmelerden biridir. Burada sitenize hangi kaynaktan kaç kişinin geldiğini, sitenizin hangi sayfasına geldiğini, Google’da hangi aramalardan sitenize geldiğini görebilirsiniz.

 

Genel olarak 3 tür trafik kaynağı vardır. Bunlar; doğrudan trafik, yönlendirme trafiği ve arama trafiğidir. İsterseniz bunların ne anlama geldiğinden kısaca bahsedeyim.

 

1. Doğrudan Trafik: Sitenize direkt yapılan ziyaretleri kapsar. Tarayıcının adres satırına sitenizin adresini yazark siteniz ziyaret edildiyse, tarayıcının sık kullanılanlar listesinden doğru siteniz ziyaret edildiyse veya tarayıcının açılış sayfası olarak sizin siteniz ayarlanmışsa, bu ziyaretler Google Analytics tarafından doğrudan trafik kabul edilir.

 

2. Yönlendirme Trafiği: Başka bir site aracılığıyla sitenize yapılan ziyaretleri kapsar. Bir siteyle link veya banner değişimi yaptıysanız, başka bir siteden her hangi bir yazınıza link verildiyse, bir sitenin kenar çubuğunda bannerınız varsa veya bir sitenin blogrollunda yer alıyorsanız, buralardan gelen ziyaretler Google Analytics tarafından yönlendirme trafiği kabul edilir.

 

3. Arama Trafiği: Arama motorları aracılığıyla sitenize yapılan ziyaretleri kapsar. Google, Bing, Yahoo, Yandex, Conduit, Ask gibi arama motorlarında yapılan bir aramada sonuçlar arasında sizin siteniz de varsa ve aramayı yapan kişi o sonuca tıklayarak sitenizin her hangi bir sayfasına girş yapıyorsa, Googl Analytics bunu arama trafiği kabul eder.

 

 

Bloguma Hangi Kelimeleri Arayarak Gelmişler?

 

Hatırlarsanız Google ve Arama Sorguları başlıklı bir yazı yazmıştım. O yazıyı yazarken Google Analytics’in arama sorgularını gösterme özelliğinden faydalanmıştım. Siz de blogunuza hangi arama sorguları sonucu ulaşıldığını görebilirsiniz.

 

Google Analytics’te Trafik Kaynakları > Arama > Organik yolunu takip ettiğinizde anahtar kelimelerin olduğu sayfa açılacaktır. Bu sayfada en çok trafik gönderen anahtar kelime olarak muhtemelen (not provided) diye bir şey görecekseniz.Öncelikle bunun ne olduğunu açıklayayım.

 

analytics-arama

 

(not provided) Nedir?

18 Ekim 2011 tarihinde Google, resmi blogunda yaptığı açıklama ile gizlilik ve güvenlik açısından, Google hesabın giriş yapan kullanıcıların yaptığı aramaları paylaşmıyor ve bunları (not provided) olarak tek başlık altında gösteriyor.

 

 

Hangi Anahtar Kelime Hangi Sayfaya Yönlendirmiş?

 

Size faydalı bir ipucu vermek istiyorum. Anahtar kelime raorlarında hangi anahtar kelime sitenize girildiğini kolayuca görebiliyorsunuz. Peki o anahtar kelimenin ziyaretçiyi hangi yazınıza yönlendirdiğini görmek ister misiniz?

 

analytics-keyword

 

Anahtar kelime raporlarının olduğu asyfada ikincil boyut olarak Açılış Sayfası’nı seçtiğinizde anahtar kelimelerin ziyretçiyi hangi sayfaya yönlendirdiğini görebilirsiniz.Bu özellik sayesinde (not provided) olarak gizlenen anahtar kelimeleri de tahmin edebilirsiniz.

 

analytics-not-provided

 

Benim trafik kaynakları ve anahtar kelimeler ile ilgili söyleyeceklerim şimdilik bu kadar. Merak ettiğiniz ve öğrenmek istediğiniz şeyleri sorarasanız detaylı bir yazıyla yardımcı olmaya çalışırım.

Adsız

Blog Yazarları İçin Sosyal Medya Tavsiyeleri

Sosyal medyanen gelişimi tüm hızıyla devam ediyor. İnsanlar sosyal medyadan kopmak istemiyor ve sürekli online kalmak istiyorlar. İnternette sürekli bir veri alışverişi var. Peki blog yazarları sosyal medyayı nasıl kullanmalı?

Artık ziyaretçileri arama motorlarından çekmek kadar sosyal ağlardan çekmek de önemli. Çünkü hatırı sayılır bir kitle sosyal ağlarda sürekli etkileşim içinde.

 

sosyal medya

 

İşte blog yazarlarının sosyal medya için yapmaları gerekenler:

 

- Sosyal medya hesaplarınızı açın: Sosyal ağ hesaplarınızı açın. Profil ve kapak fotoğraflarınızı iyi seçin. Sosyal ağ hesaplarınızı aktif olarak kullanın.

 

- Blogunuzun görünür bir yerine sosyal medya ikonları koyun: Bu ikonlara da sosyal medya hesaplarınızın linklerini ekleyin.

 

- Yazılarınızın altına sosyal medyada paylaş butonları ekleyin: Ziyaretçiler yazınızı beğenip arkadaşlarıyla paylaşmak isteyebilirler. Bunun için yazılarınızın altına tweetle, facebookta paylaş, Pin It, +1le gibi seçenekler ekleyin.

 

- Eğer bir LinkedIn hesabınız varsa profilinizdeki web siteleri kısmına site linkinizi ekleyin.

- Yazılarınızı sosyal ağ hesaplarınızda paylaşın: Böylece takipçileriniz sizin tweetinizi retweetleyebilir, gönderinizi paylaşabilir. Sizde yeni okuyucular kazanırsınız. Ancak yazılarınızın linklerini mutlaka bit.ly gibi link kısaltma servislerinde kısaltın. Çünkü kullanıcılar uzun URL'lerden hoşalanmazlar.

 

- Diğer bloggerlarla etkileşim içinde olun: Birbirinizi düşman olarak görmeyin. Eğer onların yazılarının linklerini paylaşırsanız bu size ekstra ziyaretçi olarak geri döner. Twitterda diğer blog yazarlarını takip edin, facebookta sayfalarını beğenin.

 

- Google'ın feedburner aracına üye olun:  Böylece kullanıcıların mail adreslerine yazdığınız yazı direkt gönderilir.

 

- Sosyal ağlardaki takipçilerinize sorular sorun: Örneğin sitenizde nelerin değişmesini istediklerini sorabilirsiniz.

 

Tüm bunları uyguladığınızda sosyal medyayı aktif kullanan bir blog olacaksınız. Peki bunlar size ziyaretçi getirecek mi? Yazdığınız her tweeti gören kişilerin sitenize geleceğini düşünmeyin. Sizde gördüğünüz her linke tıklıyor musunuz?

 

Sosyal ağlardan çok fazla ziyaretçi alamıyorsanız üzülmeyin. Sosyal ağları aktif bir biçimde kullandıkça takipçileriniz artacaktır. Böylece daha fazla ziyaretçiniz olacaktır. Ancak mutlaka sabretmelisiniz.

 

Bol ziyaretçili bloglar.

 

Yazar Hakkında: Bu yazı;  blogculuk, sosyal medya, internet ve yaşam konularında yayın yapan yorumlasak.net 'ten Selçuk Duran tarafından yazılmıştır.

Adsız

Analytics Verileri: Sayfa Gösterimi - Ziyaret - Ziyaretçi

Acemiler için Google Analytics rehberi başlıklı yazımda Analytics kullanımı ile ilgili bazı dersler ve örnekler vereceğimi söylemiştim.Yavaş yavaş bunlara başlamanın zamanı geldi sanırım.

İlk olarak çok karıştırılan bazı önemli terimlerden ve bunlar arasındaki ilişkiden bahsedeceğim.

 

Sayfa Gösterimi

Sitenizdeki sayfaların kaç kez görüntülendiğini belirten metriktir.Bir kişi sitenize girdikten sonra bulunduğu sayfayı yeniler veya o sayfadan sitenizdeki başka bir sayfaya geçiş yaparsa, sayfa gösterimi olarak sayılır.

 

Ziyaret

Sitenizi giren kişilerin açtığı oturum sayılarıdır.Bir kişi sitenize girdikten sonra ziyaret olarak algılanır ve o kişinin yarım saat için siteye tüm girişleri o ziyaretin bir parçası olarak kabul edilir.Aynı kişinin birden fazla ziyaret gerçekleştirmesi için yarım saat boyunca o sitede hiç bir hareketininolmaması gerekir.

Ziyaretçi

Sitenizi ayrı kimlikle giren benzersiz kullanıcıların sayısını gösteren metriktir. Aynı gün içinde aynı kullanıcının başlattığı tüm oturumlar tek bir ziyaret olarak toplanır, ancak iki veya daha fazla sayıda farklı ziyareti gösterebilir. 

Sayfa Gösterimi – Ziyaret – Ziyaretçi Arasındaki İlişki

Bu  metrik arasındaki ilişkiyi daha kolay anlamanız için şöyle bir grafik oluşturdum.


ziyaret-ziyaretci
Bir kişinin aynı gün içinde sitenize 2 kez girdiğini farzedelim.İlk girişinde 3 yazınızı, ikinci girişinde ise 2 yazınızı okumuş diyelim.Bu durumda veriler şu şekilde olacaktır:

- Ziyaretçi  sayısı  : 1
- Ziyaret sayısı     : 2
- Sayfa gösterimi : 5

Gogle Analytics verilerinde her zaman geçerli olan kural şudur:

 

Sayfa Gösterimi > Ziyaret Sayısı > Ziyaretçi Sayısı

 

Google Analytics ile ilgili bilgiler ve ufak dersler vermeye devam edeceğim. Bana yardımcı olmak isterseniz Google Analytics’in hangi özellikleri konusunda anlatım istediğinizi yazabilirsiniz.

Adsız

Kullanıcı Tabanlı Seo Çalışmaları – II (Google Site/ Blog Dışı Algılama)

!!! Bu makale; “Kullanıcı Tabanlı SEO Çalışmaları”  yazı serisinin 2. parçasıdır. Serinin ilk parçası olan Kullanıcı Tabanlı Seo Çalışmaları – I ( Google Site/ Blog İçi Algılama ) başlıklı yazıyı buradan okuyabilirsiniz.

Kullanıcıların site içerisindeki hareket dökümünün seo yönünden ne gibi etkiler yaratabileceğini daha önce Kullanıcı Tabanlı Seo Çalışmaları – I yazımda açıklamaya çalışmıştım. Şimdi ise ziyaretçilerinizin blogunuz ile ilgili dış hareketlenmelerin sizi nasıl etkileyebileceğinden bahsetmek istiyorum. Durum daha rahat anlaşılsın diye tekrar bir istatistik örneği ile konudan bahsedeceğim.
ziyaretciler

Önümüzde belli bir zaman dilimi baz alınmış olarak siteye gelen trafiğin verileri mevcut. Görüldüğü gibi bir sitenin alabileceği ziyaretçi sayısı Google gözünde üç kategoride ele alınmış.

 

Doğrudan Trafik: Doğrudan trafik linklere tıkmadan sitenizin adresini browser çubuğuna yazarak gelen kullanıcılardır. Bu oranın yüksek olması blogunuzun kalitesini ortaya koyar. Google doğrudan gelen trafiği yüksek olan siteleri, değerli ve içeriği güçlü olduğu için akıllarda yer etmiş olarak algıılar ve size arama sıralamasında yukarıya çeker. ( Kemikleşmiş ziyaretçi trafiğinizden farklıdır. Kemikleşmiş kitleniz RSS dizinlerden, e-mail aboneliği gibi takip yardımcılarından da gelebilir. )

Bu sayıyı artırmak için sitenizi sık kullanılanlara eklenmesini sağlayacak yönlendirme tuşları
kullanabilirsiniz. Ayrıca içeriğiniz ile alakalı akılda kalıcı alan adı seçimleri size yardımcı olacaktır.

Yönlendirme Trafiği: Yönlendirme trafiğinden gelen ziyaretçilerin sayısı değil nereden geldiği önemlidir. Analystic üzerinden rahatlıkla kontrol edebilirsiniz, sitenize/blogunuza ziyaretçi gönderen sitelerin/blogların tam listesini görebilirsiniz. Yönlendirme trafiği bir nevi referans olma sistemidir. Size ziyaretçi gönderen siteler/bloglar sizin blogunuz için destekleyici ve değer verici olarak görülür. Sitenizin değeri size link veren sitelerin kalitesi ile değerlendirilir.

Yönlendirme trafiğinden gelen ziyaretçiler size yararın yanında zararda getirebilirler. Kalitesiz sitelerde yer alan linkler sizin blogunuzu/sitenizi aramalarda aşağılara çeker. Bu sebeple sadece ziyaretçi elde etmek için warez/adult/kalitesiz içerik üreten sitelere özellikle alakasız forumlara link bırakmayın.

Linklerinizin siteniz ile alakası olmayan içerik üreten sitelerde yer alması da size zarar vermese de çok olumlu bir etki yaratmayacaktır.


Yayın hayatınız boyunca size link veren onlarca, yüzlerce site/blog olacak bunların çoğundan da ziyaretçi elde edeceksiniz. Zamanla elinizde size hit gönderen bir link havuzu olacak, bu havuz linkleri ne kadar kaliteli ve site içeriğiniz ile alakadar ise Google size benzer aramalarda daha fazla şans verecektir.

Arama Trafiği: Arama trafiği Google optimasyonun da oldukça önemli bir etkendir. Blogunuza arama motorlarından gelen hitlerin hangi kelimeler üzerinden geldiği seo çalışmalarınızda blogunuza olumlu ya da olumsuz bir etki yaratabilir. Bu kelimeler sitenizin referans kelimeleri blog sahiplerinin deyimi ile anahtar kelimeleridir. Arama motorlarından gelen ziyaretçilerin tıkladığı kelimeler ile sizin içeriğiniz arasında bir uyum olmalıdır. Bu sayede bu kelimelerde benzer içerik ile yayın yaptığınız siteleri sıralamalar da geçmeniz mümkün olur.


Durumu bir örnek ile biraz irdelemek istiyorum. Özgün içeriğinde önem kazandığı bu noktada dikkat etmeniz gereken blog içeriğinizle ilgili aramalardan hit alabilmenizdir. Blogger eklentileri, anahtar kelimesi ile ilgili aramalardan hit alamıyorsunuz, sizden çok daha güçlü içeriğe sahip olan siteler var. Türkiye de ‘’ Son Yorumlar Blogger Eklentisi ‘’ konu başlığı ve Blogger eklentileri etiketi ile bir yayın hazırlıyorsunuz. Son Yorumlar Blogger Eklentisi konusunda tek yayıncı sizsiniz, bu konuda yapılan aramalar mecburen sizin yayınıza yönlenecektir.
Özgün İçerik

Son yorumlar Blogger eklentisi, son yorumlar eklentisi, yorumlar Blogger eklentisi ve türevleri aramalarda blogunuz arama trafiği elde etmeye başlayacak. Kısa süre sonra Google, Blogger eklentisi ile ilgili aramalarda, ‘’ Blogger eklentisi etiketli ve konu başlığında Blogger eklentisi ‘’ olan bir blog yayınızın sürekli ziyaretçi elde ettiğini fark edecek. Google’ın düşüncesi Blogger eklentileri konusunda özgün, kaliteli içerik oluşturan bir blog olduğunuz yönünde olacaktır, zamanla Blogger eklentileri aramaların da Google size daha fazla şans vermeye başlayacaktır.

Bu duruma dikkat ederek öne çıkmak istediğiniz anahtar kelimeleri özgün içeriklerle kullanmalısınız. Eğer dantel kelimesi ile ziyaretçi çekemiyorsanız olmayan bir dantel türünü paylaşarak ziyaretçi elde etmeyi denemelisiniz. Kısa süre sonra dantel kelimesi aramalarında güçlü bir hale geldiğinizi fark edeceksiniz.

Benzer içerikli sitelerinizin eksik noktalarını belirleyin! Bu bir Fenerbahçe Galatasaray derbisi gibidir. Sizin varlığınız diğerine bağlıdır, aranızdaki rekabet ikinizi de daha güçlü içerik üretmeye iten bir faktördür. Benzer içerik üreten siteleri/blogları rakip olarak görmek yerine sizin daha kaliteli işler yapmanızı teşvik edici etkenler olarak görmeniz fayda sağlayacaktır.

Arama trafiğinden seo yönünden zamanla fayda sağlamak için;
      - Alakasız anahtar kelimeler kullanmayın
      - İçeriğiniz ile alakalı olmayan kelimeler ile ziyaretçi elde etmeye çalışmayın
       - Sadece ziyaretçi çekmek için popüler kelimeler ile backlinkler edinmeyin
       - Güçlü kelimeler ile rekabet etmeden önce incelenmemiş benzer konuları gerekli anahtar kelimeler ile paylaşarak ilgiyi üzerinize toplamaya çalışın.

Sosyal Medya Trafiği / Popülerliği: Algoritma güncellemeleri sonrası kalite standartları değiştikçe Google Analytics değer verilen yeni kriterleri kullanıcılarına sunar. Sosyal medyaetkisi Analytics sisteminde mevcut bulunmayan bir veri zinciriydi fakat seo çalışmalarında sosyal medya etkili olmaya başlayınca, Analytics bu konuda da site/blog sahiplerine bir takım bilgiler sunmaya başladı.
sosyal medya trafiği

Google anlaşılması zor bir parametre değildir. Google botları sosyal paylaşım sitelerini sıkça ziyareteder ve tüm sayfaları tarar. Bu taramalarda linkleri fark eder ve kayıt altına alırlar. Arama sisteminin net bir düşüncesi vardır; Eğer bir site sosyal paylaşım sitelerinde paylaşılıyorsa kalitelidir. Artık Google sayfaların sosyal paylaşım sitelerindeki popülerliğini dikkate alıyor. Bu sebeple sosyal paylaşım sitelerinde yer almalı ve kullanıcıların içeriğinizi paylaşmasını teşvik etmelisiniz.

Kullanıcı tabanlı seo çalışmaları site dışında sosyal medya ve linkleme faktörü etkilidir. Bu iki değerlik için mantıklı çalışmalar yaparak sitenizi/blogunuzu arama sonuçlarında üst sıralara çıkarabilir ve daha fazla kişi ile içeriğinizi paylaşabilirsiniz.

Özet olarak hit çekmek için alakasız backlink sağlama çalışmaları, ilgisiz etiketleme, ilgisiz konulara link verme gibi bir dizi anlamsız çalışma, size kısa süreli ziyaretçiler kazandırsa da uzun vadede aramalardan gelecek ve sizin içeriğiniz ile ilgili yüksek hiti kaybetmenize neden olacaktır.

Üzerinde sıkça dursam da söylemekten yorulmadım. Seo çalışmaları kalitesiz içerik üreten sitelerihak etmedikleri değeri görmesini sağlamak değil, kaliteyi ön plana çıkarmaya çalışmaktır.

Yazar Hakkında: Bu makale, bloggerdersleri.com yazarlarından Sercan Sak tarafından kaleme alınmıştır.

Adsız

Dikkat! Facebook Profilinizdeki Fotoğrafalar Herkese Açık Olabilir



 Sürekli gizlilik hakları ve güvenlikten bahseden Facebook! Ne ayaksın oğlum.

Bugün profil fotoğrafımı değiştireyim dedim. Yeni bir profil fotoğrafım ekledim. Fotoğraf eklendikten yaklaşık 10 dakika sonra farkına vardım ki fotoğraf herkese açık olarak eklenmiş Facebook'a. Üstelik bu durum sadece bende değil. Facebook'a eklenen her yeni profil resminde, fotoğraflar herkese açık olarak Facebook'a eklenmekte. Yeni Facebook hesabı açmış bir arkadaşımda da bu durumun böyle olduğunu gözledim.

Dikkatli olun! Facebook'a yeni bir profil fotoğrafı ekledikten sonra, fotoğrafınızın hemen sağ kısmından görünürlülük seçeneklerini değiştirin. Hatta ve hatta tüm profil fotoğraflarınızın sağ tarafından, fotoğraflarınızın kimlere görünür olduğunu kontrol edin. Yeni sistem ile, profil fotoğraflarının görünürlülüğü artık, tek tek ayarlanıyor.. Aşağıdaki fotoğrafı inceleyin...

Üzerine tıklayarak, fotoğrafı büyütebilirsiniz..

Her profil fotoğrafınızı değiştirdiğinizde, fotoğrafınızın hemen sağ tarafından bu ayarı kontrol ediniz. Yoksa el aleme reklam olursunuz. Fake hesaplara falan düşerseniz.. Aman ha! Dikkatli olun.. Zaman kötü... :)

Facebook'un Gözünü Para Bürümüş!

Şimdi de biraz Facebook'u eleştirip, kendi aklımda oluşturmuş olduğum düşüncelerle laf sokayım.. :) İlk önce şunu söylemem gerekir ki bunu böyle yapan adamlar, zerre kadar kullanıcıyı düşünmüyorlardır bence. Onların tek amaçları insanların herşeyi açık olsun, kim ne halt yerse herşeyi bilsin, herkes daha çok arkadaş olsun, daha çok kaynaşsın, Facebook'a daha da bağlımlı olsun bizde arka kapında paraları arabaya yükleyip çoşalım! Mantık bu. Şu kapak fotoğrafı denen olayın mantığı da bu zaten. Facebook'un tek amacı insanların herşeyini meydana sermek. Kullanıcılar her ne kadar direnseler de Facebook çaktırmadan bunu bir şekilde başarıyor. Kime ve neye hizmet ettikleri her ne kadar maçhul olsa da işin ardında büyük paralar döndüğü belli. Yoksa Mark abimiz bu işi babasının hayrına yapmıyor.

Kapak fotoğrafı olayı tamamen buna dayanıyor ve bir kandırmacadan ibaret. Neden kapak fotoğraflarında "Herkese Görünür" seçeneği mecburi ve biz o ayara dokunamıyoruz? Orası bir tuzak işte. Hiçbir şeyden habersiz Facebook kullanıcı yeni kapak sistemi özelliğini çok beğenecek ve heyecanla bir kapak fotoğrafı ekleyecek ve sonuçta bu da o kullanıcıya kapak gibi girecek. Sonuç : "El salla, elaleme reklam oldun."

Kim ne derse desin durum bu yani. Kapak fotoğrafının herkese açık olmasındaki mecburiyet ne ise; profil fotoğrafı kısmına yeni fotoğraf ekler eklemez direkt olarak "Herkese Görünür" olarak Facebook'a eklenmesindeki mantık aynı şeye dayanıyor bana göre. Önceden öyle bişey yoktu halbuki. Sonuç olarak buradada tuzak vardır ve heycanla yeni çekildiği fotoğrafını artistlik yapmak amaçlı birazda kendini artistik bulduğu için Facebook'a eklemek isteyen Facebook kullanıcısı farkında olmadan aleme reklam oluyor. Size tavsiyem, Facebook'ta yaptığınız her harekete çok dikkat etmenizdir. Özellikle gizlilik ve ayarlar kısmına dikkat etmenizi öneriyorum. Facebook'a da güven kalmadı artık. Bir de Facebook'a sormak istiyorum;

    Nerde kaldı gizlilik? Nerde kaldı kullanıcı hakları lan FACEBOOK!

Adsız

Bloglar Ve Kız Arkadaşlar Arasındaki 4 Benzerlik

Konuya geçmeden önce bu yazıyı eğlence için yazdığımı hatırlatmak istiyorum. Blogumu takip eden çok sayıda bayan arkadaş olduğunu biliyorum.Lütfen bu yazının eğlence için yazıldığını idrak ettikten sonra yazıyı okuyun.

Kızlarla bir alıp veremediğim olduğunu düşünmemeniz için şunu da belirtmek istiyorum.Ben yaklaşık 1 yıldır nişanlıyım ve evliliğin eşiğindeyim.Bu yazıyı yayınlamadan önce nişanlıma da okuttum ve beraber güldük.

 

Kız arkadaş

 

1. İkisi De Öngörülemez

 

Kız arkadaşın hangi olaya hangi tepkiyi vereceğini kestirmek zordur. Erkekler için sıradan olan bir konuya kız arkadaşları çok büyük tepkiler verebilirler.

Blogunuza özenerek yazdığınız ve çok fazla yorum alacağını tahmin ettiğiniz bir yazı okuyucular tarafından beğenilmeyebilir.Ya da bu konu çok tutar diyerek bir blog açarsınız ama sonuç fiyasko olabilir.

Kız arkadaşların da blogların da nerede nasıl tepkiler vereceğini önceden kestirmek oldukça zordur.

 

2. İkisine De Zaman Ayırmak Gerekir

 

Kız arkadaşınızı mutlu etmek istiyorsanız ona yeterince zaman ayırmalısınız.Hatta çoğu zaman hobilerinize, diğer arkadaşlarınıza ve ailenize ayırdığınız zamandan fedakarlık yapmanız gerekebilr çünkü kız arkadaşlar hep ilgi beklerkler ve bu konuda biraz bencildirler.

 

Blogunuzun başarılı ve popüler olması için ona da ciddi bir zaman ayırmalısınız. Kaliteli içerikler üretmek, blogun görünümünü geliştirmek, okuyucu kitles oluşturmak için onlarla iletişim kurmak… Bunları yapmak için bloguınuza vakit ayırmalısınız.

Hem kız arkadaşınıza, hem de blogunuza yeteri kadar vakit ayırmazsanız sonucun hayal kırıklığı  olması kaçınılmazdır.

 

3. İkisinin De Birden Fazlasını Yönetmek Zordur

 

Burada olayın doğruluğu ve etikliğinden bahsetmiyorum ama ortada bir gerçek var ki bir erkeğin aynı anda birden fazla kız arkadaşı idare etmesi gerçekten zordur.Hepsine eşit zaman ayıırmak, hepsini memnun etmek mümkün değildir. Bu yüzden erkek eninde sonunda bir yerde takılır ve kız arkadaşların tamamını kaybeder.

 

Aynı anda birden fazla blog yönetmek ve yazmak ta oldukça zordur.Hepsinin ayrı bir okuyucu kitlesi ve her birinin ayrı beklentileri vardır.Eğer 24 saatini PC başında geçiren işsiz güçsüz bir insan deilseniz bu beklentileri karşılamak imkansızdır.

Hem kız arkadaş için hem de blog için birden fazlasını idare etmeye çalışmak eldekilerin tamamını kaybetmeye yol açar.

 

4. İkisi İçin De Para Harcamak Gerekir

 

Türk erkeği centilmendir. Kız arkadaşını yemeğe çıkardığında hesabı kendi öder.Zaman zaman pahalı hediyeler de alır.Üstelik özel günlerin sonu yok.Tanışma yıl dönümü, sevgililer günü, dübya kadınlar günü… vs. Sonuç olarak tüm bunlar erkeğin para harcamasını gerektirir.

 

Blogunuz için de zaman zaman para harcamanız gerekerebilir.Alan adı almak, host kiralamak, tasarım yaptırmak, reklam yapmak… vs. Bunların hepsi için elinizi cebinize armalısınız.

 

!!! Hanımlar sıra sizde. Siz de erkek arkadaşlar bloglar arasındaki benzerlikleri yazın. Hem siz yazarken eğleneceksiniz, hem de okuyucularınız okurken. Bu konudaki postlarınızı merakla bekliyorum.

Adsız

Analiz İçin Kullandığım SEO Araçları

Blogumun arama motoru optimizasyonuna çok kafa yoran ve bunun için çok vakit ayıran bir blogcu değilim.Sadece belli başlı SEO araçlarını kullanarak hem kendimi geliştiriyor hem de neler yapmışım diye bakarak merakımı gideriyorum.

Eğer sizin amacınız Google’da üst sıralarda yer almak ve bunu paraya çevirmekse, benim yaptığımın aksine SEO’ya fazlasıyla vakit ayırmak zorundasınız.

Her iki blogcu profili için de faydalı olacağını düşündüğüm ve yer imlerime kayıtlı olan ücretsiz SEO araçlarını paylamşak istiyorum.SEO analizi yapmanıza yardımcı olacaktır.

1. Majestic SEO

Majestic SEO


Blogunuzun link analizini yapmak için kullanabileceğiniz harika bir araç. Ücretsiz üye olarak kullanabileceğiniz bu araç, blogunuza ait linklerin analizini yaparak detaylı bir rapor sunuyor. Bu rapor sayesinde linklerinizin tarihsel durumunu, anchor text detaylarını, kaybettiğiniz ve kazandığınız linkleri görebilirsiniz.

2. Ahrefs

ahrefs


Yine ücretsiz üye olarak kullanabileceğiniz harika bir backlink ve anahtar kelime analiz aracı. Bu aracın en beğendiğim özelliklerinden biri backlinktürlerini detaylı bir şekilde göstermesi.Örneğin sitenize gelen backlink metinden mi yoksa görselden mi gelmiş? Ya da dofollow mu yoksa nofolllow mu? gibi bilgileri görebiliyorsunuz.

3. Google AdWords Anahtar Kelime Aracı

Google Adwords Anahtar Kelime Aracı
Anahtar kelime raştırması yaparken kullanabileceğiniz ücretsiz bir Google aracı. Bir kelime veya kelime grubunun Google’da global ve yerel aranma hacmiyle rekabet oranını görebileceğiniz gibi önerilen anahtar kelimeler sayesinde yeni yazı fikirleri de bulabilirsiniz.

4. Screaming Frog SEO Spider

Screaming Frog SEO Spider
Ücretsiz olarak bilgisayarınıza indirebileceğiniz bu küçük program ile sitenizdeki her sayfanın meta description, title, keyword, headings, resim ve link analizini görebilir, sorunları kolayca tespit edebilirsiniz.

5. Google Web Yöneticisi Araçları

Google Web Yöneticisi Araçları


Fazla söze gerek yok sanırım.Çoüunuzun bildiği ve kullandığı bir araç olan Google Webmaster Tool, benim de en sık başvurduğum SEO aracı.Sitenizin tarama,  indexleme, yapılandırma ve sağlık işlemlerini buradan yürütebiliyorsunuz.

Adsız

Blogger’in Yeni Kontrol Paneline Bir Türlü Alışamadım!

Blogger yeni kontrol paneli (arayüz).
Nerede o eski, alıştığımız Blogger paneli bee!.. Çok sade ve çok rahattık onunla. Bu yeni güncellemeyi bir türlü beğenemedim. Alışkanlıklarımızdan kolay kolay vazgeçememektendir belkide ama aradan hemen hemen 1 aydan daha fazla bir süre geçmesine rağmen ben halen alışamadım..

Facebook kullanıcılarının bir çoğu beğenmese de Mark Zuckerberg’in , Facebook profillerine zaman tünelini kullanıcılara dayadığı gibi, Blogger’de bize bu paneli dayadı. Adamlar resmen yiyorsa kullanma diyor. Biz de mecburen “Tamam abi, büyüksünüz.” demekten başka bişey yapmıyoruz. Mecburek kullanıyoruz. Emir büyük yerden. Ne yapalım abi… Katlanacaz artık. Bu paneli de zamanla sevebilirim belki ama; buradan Blogger'e seslenerek : “Allah için bir daha değişiklik falan yapmayın.” demek istiyorum buradan ama beni sadece Google’un botları anlıyor maalesef… 

Eski kontrol paneli (arayüz)  (Bu fotoğraf bana ait değildir.)
Onlar (Google botlar) sitenin fertlerinden biri gibiler zaten. Aradan bir gelip takılırlar burada.. Yazılarımı falan okurlar. Artık bizden birileri gibiler.. Ailece, beğenerek ve severek okuyorlarmış ama herşeyi de eksiksiz olarak Google amcaya sunuyorlarmış. Hıh! Bakın biri yanımızdan geçti sanırım... :) Bu yazımı da sunacaklardır elbet Google amcaya ama kim bu Blogger sisteminin en alt katman çalışanları olarak takar ki biziiiiiiii....

Kullanıcı Tabanlı Seo Çalışmaları – I (Google Site/ Blog İçi Algılama)

Google her geçen gün kullanıcılarına daha kaliteli içerik sunabilmek için arama optimizasyonu ve kalite standartlarını değiştiriyor. Bunu yaparken kendilerine sordukları çok net bir soru var, bir sitenin/blogun kaliteli, güncel, ziyaretçilerine faydalı bilgiler sunan ve verdiği bilgilerin güvenilirliğine itimat edilebilir olduğunu nereden anlayabilirim? İşte bu soru cümlesinin cevabı blogunuz/siteniz için yapmanız gereken seo çalışmaları ile paralellik gösteriyor.

 

Google botları sanılanın aksine ezbere çalışan bir matematiksel fonksiyon değil aksine sürekli insan zekâsı ile yönlendirilen ve geliştirilen birer tarayıcıdırlar. Geçmişte Google sadece sitelerin durumu üzerinden kalite standartları belirlemeye çalışırken artık blogları/siteleri ziyaret eden kişilerin davranışlarını takip ederek bir değerlendirme yapmaya çalışıyor. Bu noktada arama motorlarının son sürprizi kullanıcı tabanlı algılama ve biz blog/site sahiplerinin verdiği karşılıkla kullanıcı tabanlı seo çalışmaları.

Kullanıcı tabanlı arama motoru değerlendirmesi kısaca bir siteyi ziyaret eden kullanıcının hareketlerini takip ederek site hakkında fikir sahibi olma çabasıdır. Siz bir siteyi/blogu ziyaret ettiğinizde yâda bir kullanıcı sizin sitenizi/blogunuzu ziyaret ettiğinde Google ziyaretçinin tüm hareketlerinizi dikkatle takip eder. Google is Watching You !

Google is watching

Peki, Google siteyi ziyaret eden kullanıcıları takip ederek ne gibi veriler topluyor ve ne gibi sonuçlara varıyor? Bu soruyu cevaplayabilmemiz için öncelikle hangi kriterleri dikkate aldığını anlamamız gerekir. Bunun en kolay yolu Google Analytics verilerini takip etmek. Google Analytics, verilerinde size bir takım istatistikler sunarak, sizlere bunlar önemli veriler dikkat edin ve kontrol altında tutun demektedir. Bu sebeple Google güncellemeleri sonrası Analytics tabanında yeni kriterler görebilirsiniz. Bu verilerin birçoğu Google tarafından izlenen ve kullanıcı tabanlı kalite kontrol testlerinde kullanılan verilerdir.

Google bu verileri nasıl algılıyor nasıl değerlendiriyor ve bu verilere uygun yatırımları nasıl yapabiliriz?

İstatistikler

Durumu daha rahat algılayabilmek için örnek istatistiki bir veri tablosu örneği.

Returning Visitor: Türkçeye sadık ziyaretçi olarak çevrilmiş olsa da daha Türkçe bir ifadeyle kemikleşmiş ziyaretçi kitleniz. Bu blogunuzu ziyaret edenlerin ne kadarlık bir yüzdesinin tekrar blogunuzu ziyaret ettiğini kayıt altında tutar. Google algoritması bunu net bir şekilde şöyle algılar: ‘’ Eğer bir sitenin/blogun takipçisi varsa güvenilir bir platformdur ‘’ Verdiği bilgiler ve yaptığı paylaşımlar faydalı bulunmuş ve tekrar ziyaret edilmiş. Kemikleşmiş bir ziyaretçi kitleniz olması size seo yönünden oldukça fayda sağlar.

* Sosyal medya sayfaları, RSS dizinler, bloglar için tasarlanmış izleyiciler sekmesi,

e-mail aboneliği ve kolay hatırlanabilir bir domain ile kullanıcıları sizi takip edip, sadık ziyaretçileriniz olmaya teşvik edebilirsiniz.

Sayfa/Ziyaret: Sitenize/Blogunuza gelen tüm kullanıcıların gezdiği sayfa ortalamasını gösterir. Google blogunuza/sitenize girenlerin kaç sayfa ziyaret ettiğini hesaplayarak platform hakkında bir fikir edinir. Ziyaretçileriniz çokça sayfa gezmesi sizin, kaliteli, içerikleri özgün ve faydalı bilgiler içeren bir blog sahibi olduğunuzun kanıtıdır. Kullanıcı blogu/siteyi yararlı bulmuş ve sayfalar içerisinde dolaşarak bilgi edinmiştir.

* Bu veride kalite standartlarını yakalamak için sayfa içi linklendirme yöntemi, popüler konular, rastgele yazılar, en çok yorumlanan konular ve benzer yazılar eklentilerini kullanabilirsiniz.

Ortalama Ziyaret Süresi: Google bu kez ziyaretçilerin sitede/blogta ne kadar zaman harcadığına odaklanır. Mantığı çok basittir kullanıcılar site içerisinde ne kadar fazla zaman geçiriyorsa siteniz/blogunuz o kadar kalitelidir.

* Kullanıcıların blogunuz da fazlaca zaman geçirmesini sağlamak için makale uzunluklarını
artırmalısınız. Sayfa/ziyaret oranını artırmaya yönelik yatırımlarınız, ortalama ziyaret süresi
verilerinize de olumlu katkı yapacaktır. Burada şirin bir hileye başvurabiliriz, imkânınız varsa içeriğiniz ile alakalı kullanıcılara ufak oyunlar, eğlenceli testler sunarak sayfanızda geçirdikleri ziyaret sürelerini artırabilirsiniz.

 

Hemen Çıkma Oranı: Hemen çıkma oranı sitenize bir şekilde ziyarette bulunup zaman
geçirmeden seri bir şekilde ayrılmış kullanıcıların oranıdır. Bu oran sitenizin ne kadar yararlı ve güvenilir olduğunu belirler. Google botlarını algılamak için makineleşmiş bir düşünceden ziyade insani bir zekâ yapısını algılamanız yeterlidir. Nasıl bir ortamdan insanlar vakit geçirmeden seri bir şekilde ayrılır? Google da aynı düşüncede hemen çıkma oranları ne kadar yüksekse sitenize verilen değer bir o kadar azalacaktır. Ziyaretçi siteye giriş yapmış ve seri bir şekilde kalitesiz ortamdan uzaklaşmıştır.

* Blogunuza ziyaretçi çekebilmek için kullanıcıyı kandırmaya yönelik linklendirme ve ilgisiz
anahtar kelime kullanımından mümkün olduğunca uzak durarak, sadece yazdığınız konu ile
ilgili ziyaretçilere odaklanarak bu oranı düşürmeniz mümkün.

 

Kullanıcı tabanlı seo değerlendirmesinde artık ne gibi kriterlerin etkin olduğunu biliyorsunuz. Değer verilen kalite standartları üzerine yatırım yaparak arama sonuçlarında daha üst sıraları hedefleyebilirsiniz. Blog sahibi olarak amacınız bilinçsizce yüksek ziyaretçi sayısına ulaşmak değil, ürettiğiniz içeriğe değer veren kullanıcılara hitap etmek olmalı. Son olarak özellikle algıda yaşanan bir yanlışı düzeltmek istiyorum, seo çalışmaları kalitesiz bir siteyi kaliteli gösterme stratejileri değildir, içerik üreten, kaliteli bir sitenin arama motoru botlarına mantıklı sinyal gönderme çabasıdır.

Yazar Hakkında: Bu makale, bloggerdersleri.com yazarlarından Sercan Sak tarafından kaleme alınmıştır.

!!! Bu makale, 2 parçadan oluşan yazı serisinin ilk parçasıdır.Serinin 2. yazısını ilerleyen günlerde okuyacaksınız.

Adsız

Facebook Hesabı Nasıl “Tamamen” Silinir?

 
Aslında internette bunu paylaşan bir sürü web sitesi zaten mevcut. Bir de ben farklı bir anlatımla anlatayım dedim. Ayrıca blogumda sağ tarafta da gördüğünüz gibi “Facebook Dünyası” adında bir kategori mevcut. Madem öyle bir kategori var, bilinen yada bilmeyen herşeyi o kısma yazayım da Facebook hakkındaki herşey tek link altında olsun diye düşündüm. Hani Google’da aramadan direkt olarak siteye girenler o kısma baktıkları zaman bir bakışta istediklerini bulabilsinler. Neyse, konu saptı sanırım. Zaten büyük ihtimalle bu kısımlar okunmayacaktır bile.. En iyisi konuya anlatmaya başlayayım ben.

Bu yazımda silmek olarak kastettiğim şey, hesabı dondurmak değil. Facebook hesabınızı tamamen silmekten bahsediyorum. Facebook yetkilileri de bunun için bir link paylaşmışlar kullanıcılarla..



Buyrun, şu linkten Facebook hesabınızı tamamen silebilirsiniz : https://www.facebook.com/help/contact.php?show_form=delete_account




Hesabınızı Kapatırken Dikkat Ediniz Etmeniz Gerekenler!
1) Silmek istediğiniz hesap hangisi ise ilk önce o hesaba giriş yapın. 
2) Hesabınızı silmeden önce; "Hesap Ayarları --> Uygulamalar" kısmından tüm uygulamaları kaldırın.
3) İlk 2 adımı halletikten sonra üstteki linke tıklayın. Facebook'un istediği adımları uyguladıktan sonra hesabınızın silinmesi için 14 günlük bir onay süreci başlayacaktır. Adımları başarıyla bitirdikten sonra eğer ki, 14 gün içinde Facebook hesabınıza giriş yapmaz iseniz hesabınız tamamen silinecektir ama 14 gün içinde giriş yaptığını taktirde hesabınız silinmeyecektir ve üstteki linke yeniden tıklayarak, tekrardan bir silme isteğinde bulmanız gerekecektir.

Adsız
 
 
OrtayiPisletenV1 - Copyrgiht 2013 - Tüm haklarımı annem kaldırdı - Tema Yapımcısı: TanerC.