Pinterest “Pin It” Butonu

Bazılarına göre Pinterest balonu sönmüş gibi durabilir ama ben, kendim kullanmasam da Pintrerest’in sağlam bir kullanıcı kitlesi olduğunu gözlemliyorum.Önümüzdeki bir kaç gün içinde sosyal paylaşım butonlarım arasına Pin It butonuna ekleyeceğim ama bu kez bir deişiklik yapıp kullanmaya başlamadan önce paylaşayım dedim.

 

Pin It Butonu

 

Öncelikle kodu nereye ekleyeceğinizden bahsedeyim.Ben sosyal paylaşım butonlarını yazının sonuna yerleşirmenin daha doğru olduğunu düşündüğüm için size de şablonunuzdaki <div class='post-footer'> kodunun hemen altına eklemenizi öneririm.Eklemeniz gereken kodlar ise şunlar:

 

<b:if cond='data:blog.pageType == &quot;item&quot;'>
<a class='pin-it-button' count-layout='horizontal' expr:href='&quot;http://pinterest.com/pin/create/button/?url=&quot; + data:post.url'>Pin It Now!</a>
<a href='javascript:void(run_pinmarklet())' style='margin-left:-93px; width:43px; height:20px; display:inline-block;'/>
<script src='http://assets.pinterest.com/js/pinit.js' type='text/javascript'/>
<script type='text/javascript'>
function run_pinmarklet() {
var e=document.createElement(&#39;script&#39;); e.setAttribute(&#39;type&#39;,&#39;text/javascript&#39;);
e.setAttribute(&#39;charset&#39;,&#39;UTF-8&#39;);
e.setAttribute(&#39;src&#39;,&#39;http://assets.pinterest.com/js/pinmarklet.js?r=&#39; + Math.random()*99999999);
document.body.appendChild(e);
}
</script>
</b:if>

 

Buton kayıt sayfasının içine girdiğinide gözükecektir.Butona basınca eğer yazıda bir görsel varsa o görsel otomatik olarak tanınacak ve pinterest hesabınızla bağlantı kurularak seçmiş olduğunuz bir panoya pinlenecektir.

Adsız

Facebook Duvar Reklamlarını Nasıl Engelleyebilirim?


Facebook uygulama reklamları son zamanlarda bayağı bıktırdı. Biliyorsunuz ki mango portakal, diş beyazlatıcı, zayıflatıcı vs. gibisinden reklamlar, sanki arkadaşlarımız göndermiş gibi duvarlarımıza gelmektedir. Ben Facebook'ta uygulama kullanan biri değilimdir. Facebook üzerinden oyun oynamak da hoşuma gitmez fakat; bu uygulamaların sahibi olan arkadaşların eli ayağı rahat durmuyor ki. Kullanmasanız bile, duvarınızda arkadaşınız tarafından gönderilen reklamlara rastlayabiliyorsunuz. Hatta ve hatta daha da ileriye giderek arkadaşlarım adına özel mesaj üzeriden de reklamlar alır oldum. Blogda yazayım da mağdur olan arkadaşlara faydam olsun diyerekten açtım konuyu. Hadi hayırlsı bakalım.. :)

Facebook Profilinize Arkadaşlarınız Tarafından Gelen Reklamları Nasıl Engellerim?
Uygulamayı kullanmamanıza rağmen duvarınızda arkadaşlarınız tarafından gönderilen reklamlara rastlıyorsanız bunun tek yolu, duvarınızı kapatmak olacaktır. Duvarınızı kapatırsanız hiçbir arkadaşınız sizin profilinizde saçma sapan reklamlar yayınlayamaz.

Peki ya kullandığınız uygulamalarla başınız dertte ise? Hazır değinmişken onlara da değineyim.

Facebook Uygulamalarının Benim Adıma Reklam Yayınlamasını Nasıl Engellerim?
Sanki siz yolluyormuşsunuz gibi, başka arkadaşlarınıza reklamlar yollanıyorsa bunun tek sebebi daha önceden kullanıp da sistemden kaldırmadığınız bir uygulamadan kaynakladığını rahatlıkla söyleyebilirim. Bunu engellemek için önünüze gelen her uygulamayı kullanmamanızı tavsiye ediyorum. Örnek : Burç yorumları, ne zaman öleceksiniz, profilinize bakanları görün, bedava kontör yükleme uygulaması vs. daha bunlara benzer bir sürü dikkat çekici uygulamalar vardır. Bunların tek amacı dikkat çekmektir zaten. Bu tür uygulamalar kandırma amaçlıdır. Bu tür uygulamları kullandıktan sonra;
  • Kendi duvarınıza saçma sapan reklamlar gelebiliyor.
  • Sizin adınıza arkadaşlarınızın duvarında reklamlar yayınlanıyor.
  • Sizin adınıza arkadaşlarınıza özel mesajla reklamlar atılıyor.
  • Haberiniz olmadan sayfalar beğeniyorsunuz.
Hatta bazı uygulamar daha da ileri giderek, şifrenize veya yönettiğiniz sayfalarını yönetimini kontrol etmeye kadar ilerleyebiliyorlar...

Bu uygulamalardan kurtulmak için ; "Hesap ---> Uygulamalar" kısmından kullandığınız uygulama veya uygulamları kaldırmanız gerekiyor. Bakınız :


Uygulamayı sistemden kaldırdığınız takdirde sistem bir daha sizin adınıza reklam yollayamayacaktır. O uygulamayı kaldırmadığınız sürece, o uygulamanın sahibi sizin profilinizi kendi malı gibi kullanacaktır.

Bu sebeple sadece güvenilir uygulamalar kullanın. Büyük şirketler tarafından yapılan uygulamaları kullanırsanız bu tür problemlerle karşılaşmazsınız. Özellikle, Facebook'un yeni özelliği olan "Uygulama Merkezi" kısmındaki uygulamaları kullanmanızı öneririm.

Güvenli Gezinmeyi Açın
Hesap ayarlarınızdaki "Güvenli gezinme" seçeneğini açık yaparsanız Facebook,  güvenilmeyen uygulamalara erişiminizi otomatik olarak engelleyecektir.


Uygulamarın Gönderilerini Sadece Ben Görmek İstiyorum. Nasıl Yaparım?
Özellikle Facebook üzerinde oyun oynarken oynadığınız oyun ile ilgili duvarınıza gelen gönderileri sadece sizin görebileceğiniz şekilde ayarlarlayabilirsiniz. Böylece arkadaşlarınız, uygulama tarafından oynadığınız oyunla ilgili duvarınıza yollanan, gereksiz postları görmeyecektir. Yani bu duvar kirliliği arkadaşlarınıza yansımayacaktır, sadece siz görebileceksiniz.
 

Tüm Zamanların En Özellikli Blogger Teması

Bu güne kadar gördüğünüz en orjinal Blogger temasıyla tanışmaya hazır mısınız? Giriş cümlesi size çok iddialı gelmiş olabililr ama temayı test edip özelliklerini görünce bana hak vereceksiniz.

 

Aslında premium olan bu tema ilk kodlandığında yanlış hatırlamıyorsam $20 civarında bir fiyata satılıyordu.Sonra ne oldu bilmiyorum temanın yapımcısı ücretsiz dağıtmaya karar verdi.İşte bu temanın özellikleri:

  • ThumbCropper: Bildiğiniz gibi normal temalarda ana sayfada yazıya ait resmin thumbnail şeklinde küçültülmüş haki gözükür.Bu temada kullanılan ThumbCropper aracı sayesinde yazının içerisindeki resim kırpılarak ana sayfada gözükür.
  • Sonsuz Scroll: Twitter2da ve bazı sitelerde sayfanın altında daha fazla diye bir buton yer alır ve o butona tıkladığınızda sayfaya yeni öğeler eklenerek saşağı doğru ayar.İşte bu temada da ileri-geri veya numaralı sayfa geçişleri yerine bu özellik kullanılmış.
  • 2 Renk Seçeneği: Temayı indirdiğinizde zip dosyasının içinde açık ve koyu renk seçenekleri için 2 adet .xml dosyası bulacaksınız.Eğer beyaz versiyonunu tercih etmiyorsanız gri versiyonunu da kullanabilirsiniz.
  • Tarayıcı uyumluluğu: Temalarda yaşanan en büyük sorulardan biridir farklı tarayıcılarda düzgün çalışmaması.Bu tema tarayıcı uyumlu olduğu için tüm tarayıcılarda sorunsuz çalışmaktadır.

 

 

Premium Galeri Teması

 

         

 

Demosuna da baktıysanız bu temayı neden bu kadar övdüğümü anlamışsınızdır.Fotoğraf ağırlıklı blog yazanlar veya blogunu portföy gibi kullananlar için bu şiddetle tavsiye ediyorum bu temayı.Gördüüm tek zayıf tarafı ise sanırım yorum bölümü.

Adsız

Blog Yazıları İçin Sosyal Paylaşım Kutuları

Burada paylaşacağım eklentide Twitter, Facebook ve Google’a ait paylaşım düğmelerini CSS srprite özelliğinden faydalanarak ayrı ayrı kutulara koyarak blog yazılarımızın sonuna yerleştireceğiz.Oldukça şık ve dikkat çekici olduğunu düşündüğüm bu sosyal paylaşım kutularını yazılarınızın sosyal medyada paylaşım sayısını arttıracaktır.

 

Blog Yazıları İçin Sosyal Paylaşım Kutuları

 

Eklentiyi blogunuza eklemek için şablonunuzdan  <div class='post-footer'> kodunu bulun ve hemen altına aşağıdaki kodları ekleyin.

 

<b:if cond='data:blog.pageType == &quot;item&quot;'>
<style>
.promote_post_bg {
    height: 103px;
    background: url(https://lh4.googleusercontent.com/-QVVd4nWA4xk/UAVjVzWTtrI/AAAAAAAADZs/CQ-st6kehwk/s516/paylas.png) 0 -7px no-repeat;
    width: 500px;
    margin-left: 65px;}
.promote_twitter {
    width: 130px;
    height: 38px;
    float: left;
    margin: 0 39px 0 0;
    padding: 65px 0 0 13px;
    text-align: center;}
.promote_facebook {
    width: 115px;
    height: 40px;
    float: left;
    margin: 0 39px 0 0;
    padding: 63px 0 0 28px;
    text-align: center;}
.promote_google {
    width: 65px;
    height: 40px;
    float: left;
    margin: 0 39px 0 0;
    padding: 65px 0 0 28px;
    text-align: center;
}
</style>
</b:if>
<div class='promote_post_bg'>
<div class='promote_twitter'>
<a class='twitter-share-button' data-via='helperblogger' href='https://twitter.com/share'>Tweet</a>
<script>
                !
                function (d, s, id) {
                    var js, fjs = d.getElementsByTagName(s)[0];
                    if (!d.getElementById(id)) {
                        js = d.createElement(s);
                        js.id = id;
                        js.src = &quot;//platform.twitter.com/widgets.js&quot;;
                        fjs.parentNode.insertBefore(js, fjs);
                    }
                }(document, &quot;script&quot;, &quot;twitter-wjs&quot;);
           
</script></div>
<div class='promote_facebook'>
<fb:like action='like' colorscheme='light' expr:href='data:post.canonicalUrl' font='verdana' layout='button_count' send='false' show_faces='false'/>
<div>
<b:if cond='data:post.isFirstPost'>
<script>
                        (function (d) {
                            var js, id = &#39;facebook-jssdk&#39;;
                            if (d.getElementById(id)) {
                                return;
                            }
                            js = d.createElement(&#39;script&#39;);
                            js.id = id;
                            js.async = true;
                            js.src = &quot;//connect.facebook.net/en_US/all.js#xfbml=1&quot;;
                            d.getElementsByTagName(&#39;head&#39;)[0].appendChild(js);
                        }(document));
                   
</script>
</b:if></div>
</div>
<div class='promote_google'>
<g:plusone annotation='none' size='medium'/>
<script type='text/javascript'>
                (function () {
                    var po = document.createElement(&#39;script&#39;);
                    po.type = &#39;text/javascript&#39;;
                    po.async = true;
                    po.src = &#39;https://apis.google.com/js/plusone.js&#39;;
                    var s = document.getElementsByTagName(&#39;script&#39;)[0];
                    s.parentNode.insertBefore(po, s);
                })();
           
</script></div>
</div>

 

Alternatif sosyal paylaşım butonları için şu yazılarıma göz atabilirsiniz:

Adsız

Blog Yazmanın Bana Kazandırdıkları

Aslında blog yazmanın insanlara kazandırdıkları ile ilgili bir yazı yazmayı planlamış ve taslağı oluşturmuştum.Sonra o taslağı karşıma alıp acaba Blog Hocam bana ne kazandırdı diye sordum kendime.Hazırladığım taslağı çöpe atarak bu başlığı attım ve sadece Blog Hocam’ı göz önünde bulundurarak Blog Hocam’ın bana kazandırdıklarını yazmanın daha keyifli ve ilgi çekici olduğuna karar verdim.

 

Blog Yazmanın Bana Kazandırdıkları

 

Zaman Yönetimi

 

Blog Hocam’ı ilk yazmayama başladığımda aklıma estikçe yazarım diye düşünmüştüm ama yazılara olan ilgiyle beraber beklenti arttıkça ben de motive olmaya ve beklentileri karşılamak adına daha sık yazmaya başladım.Yazılarla beraber gelen yorumların ve mesajların da sayısı artınca ciddi bir planlama yamaya başladım.Ne işimden ne de sosyal hayatımdan ödün vermeden blogumla ilgilenebilmek için zamanı doğru yönetmeyi ve doğru kullanmayı öğrendim sanırım.

 

Yeni Arkadaşlar

 

Blog Hocam sayesinde yüz yüze olmasa da her yaştan onlarca kişiyle sohbet etme ve tanışma imkanı buldum.Bazen  misafir yazarlık, bazen sosyal medya, bazen de iletişim formu buna vesile oldu.İyi niyetli olduğunu düşündüğüm herkese elimden geldiğince hızlı ve samimi cevap vermeye çalıştım ve bu sayede bir çok yeni arkadaşım oldu.

 

Kariyer Fırsatları

 

Bu ara başlık size komik gelebilir ama gerçekten 2-3 tane ciddi iş teklifi aldım Blog Hocam sayesinde.Eğer öğrenci olsaydım bu teklifleri değerlendirip kariyerimi çok farklı doğrultulara yönlendirebilirdim ama sorumluluklarım ve başında olduğum işim bana yeni maceralara atılma şansı vermediği için heyecanlanmama rağmen bu teklifleri reddetmek zorunda kaldım.

 

Tanınırlık

 

Blog Hocam sayesinde blogcular arasında az da olsa tanınan biri haline geldim.Forumlarda ve bazı bloglarda ismimin geçtiğini görüyorum.Bazıları benim temamdan bahsediyor, bazıları yazılarımdan.En sık rastladığım şey ise bir problemin altına yazılan “Serdar Kara (ya da Blog Hocam) sana yardımcı olur” mesajı.Bu sekilde referansla beni bulan ve e-posta ile soru soranların sayısı oldukça fazla.

 

Yeni Bilgiler

 

İlk yazılarımı okuduğumda da farkedeceksiniz Blog Hocam’a başlarken niyetim profesyonel blogculuk hakkına temel bilgiler vermekti.Ancak okuyucuların talepleri ve beklentileri blog yazarlığının yanında Blogger ile ilgili yazılar yazmaya itti beni.İlk zamanlarda Blogger konusunda aşırı bir bilgim yoktu ancak zamanla araştırdım ve öğrendim.Öğrendikçe de yazdım.Şimdi yapabildiklerime bakıyorum da epey yol katetmişim.

 

Söz Sizde

Eminim blog yazmak size de çok şey katmış ve kazandırmıştır.Bunları benimle ve diğer okuyucularla paytlaşırsanız çok sevinirim.

Adsız

Bir Miyop İçin Hayat !


Hastalığın her türlüsü berbattır arkadaşım. Bunu birkez daha anladım. Lise 4'ün ilk döneminde uzağı artık hafif bulanık gördüğümü farkettim. Göz doktoruna gittiğim zaman, anında gözlüğü dayadı. İçimden küfür ede ede gözlüğü de satın aldım ama gel gör ki hiç takasım yok.

Lise 4'ün başlarıydı. Sınıftaki arkadaşlar 3 sene boyunca seni gözlük takmayan biri olarak tanıyorlar. Birden sınıfa gözlüklü bir halde girince, onların düşüncesinden çok kendini bir garip hissedersin zaten. Hele ki sevdiğin kızla aynı sınıftaysan.. "Ulan acaba nasıl duruyor. Beğenmiş midir bu halimi. Lan doktor ben senin... biiipp..." vs. gibisinden bir sürü düşünce geçer aklından. Neyseki bu tür şeyleri çok çabuk atlattım ama yinede gözlük takmak hoşuma gitmiyordu. Sınıftaki çoğu kişiden çok yakıştığını duydum. Hatta kızın biri gözlükle karizmatik olduğumu bile söyledi ama yinede sevmiyordum.

Başkalarının ne dediği benim için kesinlikle değildi. Yakışıyor yada yakışmıyor. Tek bildiğim şey bu gözlüklerin bende fazlalık gibi durması. Gözlüklü olmak hoşuma gitmiyor. Hiç hoş durmuyor işte daha nasıl anlatayım ki. Neyseki göz numaram çok yüksek değil. O yüzden gerekmedikçe takmıyorum.

Benim için miyop olmanın tek avantajı tanımadığım kişilerin olduğu kalabalık ortamlar olmuştur hep. Hani kalabalık bir ortama girince ne yöne baksanız insanlarla göz göze geldiğinizi farkedersiniz ve herkes bakıyor hissinden dolayı bir heycan basar ya.. İşte o bende olmuyor. Etrafı net olarak göremediğinden kimseyle göz göze gelme durumu olmuyor. Belki de göz göze geliyorumdur ama ben görmüyorum işte. :)

Peki o kalabalık ortam tanıdıklarla doluysa.. İşte o zaman eziyet gibi bişeydir. Arkadaşın yanına gelir, "Lan olm Ali görmüyor musun lan? İnsan bi selam atar." Herkese de tek tek açıklama yapmak istemiyorum. Kusura bakma yav dikkat etmemişim ayağına yatıyorum. Birde bu durum daha çok yolda yürürken oluyor.


Belli bir mesafeye kadar yanımdan geçenleri görebiliyorum ama işte o dediğim belli mesafaden sonrası insaları görsem bile yüz ifadelerinden tanıdık olup olmadıklarını anlayamıyorum. Aynen şu üstteki fotoğrafa benzer şekilde bir bulanıkla görüyorum insanları. Bazen kafa yapısından kim olduğunu tahmin edebiliyorum ama çoğu zaman "ulan ya bu oysa. Şimdi adama ayıp olmasın. Selam atayım." derken aslında selam attığım kişinin hiç tanımadık biri olduğunu yanına yaklaşınca farkedince, adamın mal mal baktığını görüyorum sadece. :D Gülmeyin lan. Berbat bir durum. Selam atmazsın tanıdık olur. Selam atarsın yabancı çıkar. Öyle bir durum işte. :D

Bu selamlaşma muhabbetinde benim yanlışlıkla attığım selamı alanlar da var. Bir defasında yolda kuzenlerle beraber yürüyorduk. Yanımda kardeşim de vardı. Karşıdan kısa boylu 35-40 yaşlarında bir bayanın geldiğini gördüm. Benden yaşça büyük olan dayımın kızı olduğunu düşündüm. Boy olarak özellikle çok benzettim. İyi akşamlar dedim. Kadın da hiç istifini bozmadan iyi akşamlar dedi. Sanki beni tanıyor gibi. Sanırımı o da miyoptu. :) Ondan sonra kadının aslında bizim tanıdık olmadığın farkettim. Kardeşim de neden o kadına selam attın dedi. Yav onu Dilek abla zannettim dedim. Ondan sonra göt olma durumuma herkesin gülmesi..

Yani gördüğünüz gibi biz miyoplar gözlüksüzken çoğu zaman komik duruma düşebiliyorlar. Lens falan tak demeyin. Ona da karşıyım bu sebeple gözlüğe mecburum artık. 1,5 yıldır beraberiz gözlüklerimle. Her ne kadar doğru düzgün takmasam da her zaman cebimdedir. Nerede ihtiyaç duyacağım belli olmuyor çünkü. :)

Adsız

Uykun Optimizeyse Blogun Optimize

“ Blogumuz için her zaman biraz daha iyisini yapmak ve en iyi içerikleri yazmak istiyoruz.
Durun bir dakika, aklıma öyle bir yazı fikri geldi ki şuanda evet! Bu yazı fikrine eminim
blogumu Ağrı dağındaki bir kurbağa okuyor olsaydı o bile Wuuuhuu diyecek ve Blogumu
kesinlikle tarayıcısının yer imlerine kaydedecek. Yeni içerik bölümüne girmeliyim ve
içeriğimi yazmalıyım ama durun bir dakika, saat gece 3,12. O zaman en iyisi yazımı şimdi
yazayım ve yarın yazımı Online oranımın yüksek olduğu bir zamanda yayına alayım. “

 

Blogcu olarak genelde başımıza böyle durumlar gelir, Hele ki öğrenciysek bu durumla
yaz aylarında o kadar çok karşı karşıya kalırız ki. Sabah aynı yazıyı incelediğimizde ise
sanki hevesimiz biraz kaçar ve yazdığımız yazının içerisinde saçmalıklar olduğunu (aslında
olmayan saçmalıklar) fark ederiz. Babam her zaman “Neyi, Nerede yapman gerektiğini
bilmiyorsun yavrum.” Derdi. Bu sözü zaman geçtikçe Blogculukla çatışmada fark ettim ve
bunun sebebini aramaya başladım.

 

Uyku Optimizeyse Blogun Optimize

 

Sorunun kaynağı düzensiz bir uyku düzenimiz olmasından kaynaklanıyor. Sabah ya da akşam bilgisayara ilk geçtiğimde neleri yaptığımı gözlemlemeye başladım ve baktım ki günümün genelini Sosyal ağlar üzerinde eğlence yada sohbet için harcıyorum, enerjim bittiğinde ise Blogum aklımada beliriveriyor ve birden bire eğlencenin bittiğinde yazmak, karalamak çizmek istiyorum.

 

Sorunumu keşfettiğimde geriye kalan tek şey çözümü üretmek oldu. Aslında çözüm gayet
basit. Öncelikle Optimize kelimesinin Türkçeye olan karşılığının en iyi şekilde kullanmak
yada ayarlamak olduğunu bilelim. Sorunum çok fazla bilgisayar başında kalmak ve geceleri
genelde uykusuz geçirmekten kaynaklanıyordu ve işte bunlar için hayatımda optimize ettiğim 5 şey.

 

#1: Yeme ve içme alışkanlığımın yanlış zamanda olması


Alakasız gibi görünse de maalesef eğer yeme ve içme saatleriniz gece geç saatlere yakınsa vücudunuz tekrardan enerji topluyor ve yazmak çizmek yerine eğlenceli bir şeyler yapmayı düşünüyor.

 

#2: Yorucu günler mi geçirdiniz?


Genelde yorucu yada sıkıcı bir gün geçirdiğinizde biraz eğlence hatta belki oyun arıyorsunuz öyle değil mi ? bunun için kendinize 15 dakikayı aşmayan bir Blog düşünme saati yaratın ve yazmak için bir şeyleri bu boşlukta düşünün.

 

#3: Çok geç saatlerde blogunuzla uğraşmak


Her blogcu öğrenci değil bazılarımız çalışıyoruz ve çoğu zaman evimize gece geç vakitte
dönüyor olabiliriz. O zaman düşünmek için ufak notlar alın boş bir zamanınızda yazınızı
yazmayı deneyin, yada yazınızı planlayarak sabah yayınlanacak bir saate ayarlayın.

 

#4: Rutin uyku alışkanlığımızın olmaması


Benim en başlıca düşmanım buydu, ve rutin uyku düzeni ile artık hem daha sağlıklıyım, daha dincim ve blogumda gerçekten gözle görülür şekilde bir ziyaretçi artışı var.

 

#5: Yatmadan önce elinize elektronik aletler almayın


Blogculuk bizim için artık bir yaşam tarzı olduğu için yatmadan önce bile bazen ne yazsam
diye düşünüyoruz ve elimize telefonumuzu alıp hemen içeriğimizi yazıp ertesi gün blogumuza aktarabiliyoruz. (kendim çok yaptım) bunun için yattığınızda elektronik aletlerle olan iletişiminizi kesin.

 

Yazar Hakkında: Burak Göç Sosyal Medya ve Bloglama konusunda kendini yetiştiren ve
şuanda Bilgeyazar – Sosyal Medya Blogunun gelişimini ve yönetimini sağlayan bir Blogging tutkunu.

Adsız

LYS Sonuçları & Okul Puanı


Bir YGS-LYS maratonunun da sonuna gelindi. 2011 - 2012 YGS - LYS sonuçlarının bugün saat 09.30 gibi açıklanmasıyla birlikte her zaman olduğu gibi sevinenler de oldu üzülenler de yalnız şöyle bir durum vardır. Düşük puan alanlar ise hep aklına farklı farklı senaryolar getirirler.. Çünkü aldığı puana inanamaz yada inanmak istemez.
 
"Lan bu sonuçlar açıklandı ama çok düşük almışım ya.. Şimdi evdekilere ne diycem.. Yok yok kesin bunlara okul puanı eklenmemiştir. Eklenmiş mi lan? Ya eklenmişse. Yok canım eklenmemiştir. Hem daha ek puanlar eklenmemiş belki de odur lan okul puanı ?"  falan filan işte.. Bu tarz düşünceler ile forumlara konu açanlar vs. de olmuştur.

Bu yazım, düşük puan alan arkadaşları sevindirmeyecek belki ama şu LYS Sonuçları & Okul Puanı arasındaki ilişkiyi de açıklamak gerek..

LYS Sonuçlarına Okul Puanları Eklenmiş Mi?
Bunu anlamak çok basit. Sınav sonuçlarında yazılanları tek tek açıkladığım zaman siz de anlayacaksınız ki "evet, LYS sonuçlarına okul puanları eklenmiş olarak açıklanmıştır."

Şöyle açıklamaya başlayayım ben. Öncelikle şunu söylemem gerekir ki sınav sonuçları tablonuzu incelerken tablonun üst kısmı değil, alt kısmı bizi ilgilendirecektir daha çok.

Sınav Puanları ve Başarı Sıraları yazan kısım, sizin ham puanınızı göstermektedir. Yani oradaki puanınız, sınav sonucu aldığınız puana okul puanı eklenmemiş halidir.

Yerleştirme Puanları ve Başarı Sıraları yazan kısım, eğer "EK PUANLI YERLEŞTİRME" kısmı sizin sonuçlarınızda boş ise, yani herhangi bir puan girilmemiş ise, sizin bakacağınız kısım burasıdır yani sizi asıl ilgilendiren kısımdır. Buradaki puanlarınız, okul puanlarınızın eklenmiş halini gösteren ve tercih yaparken dikkate almanız gereken puanlardır sizin için.

Ama dikkat! Eğer ki meslek lisesi, anadolu meslek, öğretmen okulu vs. gibi ek puan getiren bir okuldan mezun iseniz sizin için asıl önemli olan "EK PUANLI YERLEŞTİRME" kısmında yazan puanlardır. Çünkü bu tip okullar, okul puanı dışında öğrencilerine, seçeceği mesleğe göre ek puanlar veriyorlar.

Ek Puanlı Yerleştirme Nedir?
Burada kimilerinde puan yazmaktadır, kimilerinde ise yazmamaktadır. Eğer Anadolu veya düz lise gibi ek puan getirmeyen liselerden mezun iseniz bu kısımda herhangi bir puan yazmaz. Yukarıda da belirttiğim gibi meslek lisesi, anadolu meslek, öğretmen okulu vs. gibi ek puan getiren bir okuldan mezun iseniz okul puanı dışında gelecek olan puanlarınız ile birlikte puanlarınızın son hali burada yer alacaktır. Sonuç olarak bu kısım, yalnızca ek puan getiren okullardan mezun olan öğrencilerin dikkat edeceği kısımdır ve bu tip okullardan mezun olan öğrenciler tercih yaparlarken bu kısımda yazan puanlarını dikkate almaları gerekmektedir. Yalnız bu ek puan herkese gelmiyor.  Kendi bölümü ile ilgili tercih yapacak olanlara geliyor.

Zamanında meslek liselerini o kadar önemi yoktu. Şimdilerde ise okul puanı dışında ek puan getiriyorlar. Bizim zamanımızda da öyle bişey olsaydı gider meslek lisesinde okurdum.. Benim konu ile ilgili bahsedeceklerim bu kadar. Elimden geldiğince anlatmaya çalıştım. Umarım başarılı olabilmişimidir. Eğer anlayamadığınız bir yer olursa, aşağıdaki yorum kısmına belirtirseniz size yardımcı olmaya çalışırım.. Herşey gönlünüzce olsun..

Her Blogcunun İşine Yarayacak 6 İpucu

Günümüzde her katgeoride, her konuda yüzlerce blog var.Bir blogun başarılı olması için zlenmesi gereken yol ve strateji o blogun konusuna göre farklılıklar gösterebilir ancak bazı yöntemler vardır ki blogunuzun konusu ne olursa olsun her zaman işe yarar ve blogunuzun gelişmesine yardımcı olur.

 

Herkesin İşine Yarayacak 6 İpucu

 

Sevdiğininiz Ve Bildiğiniz Konuda Yazın

 

Başarının ilk şartı olarak bunu söyleyebilirim.Başarılı olmak istiyorsanız blogunuzu güncel tutmalı ve kaliteli içerik üretmelisiniz.Eğer yazdığınız konuda yeterli bilginiz yoksa ve yazarken keyif almıyorsanız bir süre snra tıkanmanız kaçınılmazdır.

 

Okuyucu Kitlenizi Tanıyın

 

Okuyucularınıza istediklerini vermek, onların blogunuza olan ilgisini korumak için okuyucu kitlenizi iyi tanıyın.Böylece ihtiyaçlarını ve beklentilerini öğrenir ve bu doğrultuda içerik üretirsiniz.

 

Sosyal Medyayı Etkili Kullanın

 

Sosyal medya sayesinde yazdığınız konuyla ilgilenen kişilere ulaşmak artık çok kolay.Sosyal medya aktif olarak hedef kitlenize ulaşın, onlarla etkileşime geçin ve blogunuzun okuyucu kitlesini genişletin.

 

Diğer Blogcularla İletişime Geçin

 

Diğer blogcular sizin rakibiniz olduğu kadar destekçiniz de olabilir.Özellikle blogunuzla aynı konuda yayın yapan diğer blog yazarlarıyla iletişime geçerek onlarla tanmışmak, arkadaşlık kurmak size çok fayda sağlayacaktır.

 

Misafir Yazar Olun

 

Blogunuzun konusuyla bir şekilde alakalı olan bloglara misafir yazar olarak hedef kitlenize kendinizi tanıtın.Backlink ve trafiğin yanında o blogcularla kuracağınız iletişim sizin en büyük kazancınız olacaktır.

 

SEO Yapın

 

Bildiğiniz gibi arama motorları blogların en önemli trafik kaynaklarıdır.Arama motorlarından gelen trafiği arttırmanın yolu ise SEO yapmaktan geçer.SEO konusunda uzmanların yazılarını okuyarak kendnizi geliştirmeye çalışın ve bazı temel teknikleri uygulayın.

 

Yazıyı bitirirken hatırlatmak istediğim şey keyif almak.Amacınız ister para kazanmak, ister popüler olmak, isterseniz de vakit geçirmek olsun mutlaka ama mutlaka keyif alın.

Adsız

Mozilla Firefox 14 Yayında


Yaklaşık 1,5 ay önceki yazımda, Mozilla Firefox 13'ün versionunun çıktığını yazmıştım. Mozilla Firefox kullanıcısı olarak güncellemeleri sürekli takip etmekteyim. Bugün itibariyle Mozilla Firefox 14'ün çıktığını farkettim.

Mozilla Firefox 14'te Ne Gibi Yenilikler Var?
Yeni Mozilla Firefox'ta en göze çarpan ilk yenilik, adres kısmına site ismi yazacağımız sırada tarayıcının siteyi otomatik olarak tamamlaması. Sürekli olarak girdiğimiz sitelerin sadece baş harflerini yazarak daha seri bir şekilde o siteye giriş yapabiliyoruz.  Bence çok iyi olmuş bir yenilik olmuş. Ayrıca Mozilla Firefox gibi bir tarayıcı için geç kalmış bir özellik olduğunu söyleyebilirim. Google Charome ve Opera kullanıcıları bu özelliğe yabancı değiller. Bu özellik artık Mozilla Firefox'ta da etkin.

Mozilla Firefox 14 için otomatik site tamamlama dışında herhangi ekstra bir özellik gözüme çarpmadı. İnternette araştırdığım kadarıyla Mac kullanıcıları için tam ekran kullanabilme özelliği geliştirilmiş. Ayrıca Mozilla Firefox'un resmi sitesinden aldığım bilgilere göre, Google aramalarımız, Mozilla Firefox ile artık otomatik olarak güvenli hâle geliyormuş. Bu özellik ile halka açık veya paylaşılan wifi (wirelless) ağlarındaki ağ yöneticilerinin Google üzerinden yapacağımız aramalarımızı görmesini otomatik olarak engelliyormuş. Ayrıca resmi site "Google şu an için Firefox’ta aramalarınızı gizli tutmanıza izin veren tek tarayıcı" olduğunu belirtmiş.

Mozilla Firefox kullanıcısı olarak adres tahimini ve özellikle de güvenli arama özellikleri çok hoşuma gitti. Her yeni çıkan sürümü ve güncellemeleri ile daha da güzelleşen Mozilla Firefox'un ileriki sürümlerini de merakla bekliyorum.

Mozilla Fifefox'umu 14'e Nasıl Yükseltebilirim?
Mozilla Firefox'unuzu güncellemek için; tarayıcıdaki menü çubuğundan "Yardım" ve daha sonra "Firefox Hakkında" yazan kısma tıklamanız yeterli. Tıkladığınız anda güncellemeler inmeye başlayacaktır. İndirme tamamladıktan sonra "Firefox'u Güncelle" butonu karşınıza gelecektir. Ona tıklar tıklamaz Mozilla Firefox tarayıcınız yenide başlayacaktır ve Mozilla Firefox 14 artık sizin için kullanıma hazır hale gelecektir.

Bloom Magazin Teması

Uzun zamandır Blogger teması paylaşmıyordum.Sebebi takip ettiğim tema sitelerinde hep benzer temaların olmasıydı.Farklı olanları da ya beğenmiyordum ya da bir yerinde eksik görüyordum.Nihayet paylaşmaya değer güzel bir temaya rastladım.İsmi Bloom.

 

Özellikleri

  • Şık arama kutusu.
  • Header’da iki kademeli açılır yatay menü.
  • Slayt manşet alanı.
  • Sabit manşet alanı.
  • İki sütunlu kayıt alanı.
  • Numaralı sayfa navigasyonu.
  • Resimli otomatik devamını oku eklentisi.

 

Bloom Magazin Teması

           

 

Şimdi de düzenlemeniz gereken yerlerden bahsedeyim:

 

1. Kademe Yatay Menü: Açık renk zemin üzerine olan açılır yatay menüyü kendinize göre düzenlemek için şablonun HTML kodlarında şu bölümü bulun:

 

<ul class='wpn_menu' id='menu'>
<li><a href='#'>Home</a></li>
<li><a href='#'>Get in Touch</a></li>
<li><a href='#'>HTML Elements!</a>
<ul class='children'>
<li><a href='#'>Headings</a></li>
<li><a href='#'>List Fun</a></li>
<li><a href='#'>Blockquotes!</a></li>
</ul>
</li>
<li><a href='#'>Page Templates</a>
<ul class='children'>
<li><a href='#'>Links &amp; Bookmarks</a></li>
<li><a href='#'>Lost? View Sitemap</a></li>
<li><a href='#'>No Sidebars</a></li>
</ul>
</li>
</ul>

 

Burada dikkat etmeniz gereken şey ul class='children' ile /ul arasındaki bölümün açılır menünün açılan kısmına ait olduğudur.

 

2. Kademe Yatay Menü: Hemen altındaki kinci yatay menüyü düzenlemek için de şu kodları bulun:

 

<ul class='wpn_submenu' id='submenu'>
<li><a href='#'>Culture + Celebrity</a></li>
<li><a href='#'>Fashion + Beauty</a></li>
<li><a href='#'>Food + Health</a></li>
<li><a href='#'>Travel + Nature</a>
<ul class='children'>
<li><a href='#'>Dropdown Flyout</a>
<ul class='children'>
<li><a href='#'>Child 2nd Level</a>
<ul class='children'>
<li><a href='#'>Child 3rd Level</a>
<ul class='children'>
<li><a href='#'>Child Item #1</a></li>
<li><a href='#'>Child Item #2</a></li>
<li><a href='#'>Child Item #3</a>
</li></ul></li></ul></li>
</ul>
</li>
<li><a href='#'>Dropdown Item</a>
</li></ul>
</li>
</ul>

 

Burada da her ul class='children' komutu yeni bir alt link oluşturmanızı sağlar.

 

Slayt Manşet: Menülerin hemen altındaki slayt manşeti düzenlemek için şu kodları bulun:

 

<div class='imageElement'><h2>Was &#8220;Free Willy&#8221;Better Off in Captivity?</h2><p/>
<a class='open' href='#' title='Read More'/>
<img class='full' src='https://lh3.googleusercontent.com/-i-UlU7-tEog/T7S1qFoNKeI/AAAAAAAAAUM/j6D1EBH1Q5U/s586/free-willy.jpg'/>
<img class='thumbnail'/></div>

<div class='imageElement'><h2>One for Mom,One for Mother Earth</h2><p/>
<a class='open' href='#' title='Read More'/>
<img class='full' src='https://lh4.googleusercontent.com/-dd5xXQYGSB0/T7S1k5sjHPI/AAAAAAAAATA/tB1JlqXqhoI/s586/earth.jpg'/>
<img class='thumbnail'/></div>

<div class='imageElement'><h2>Power Station Takes an Axe to Santa&#8217;s Workshop</h2><p/>
<a class='open' href='#' title='Read More'/>
<img class='full' src='https://lh3.googleusercontent.com/-S94whHfug0I/T7S1sPaB1UI/AAAAAAAAAUw/tITMpBM_BVM/s586/santas.jpg'/>
<img class='thumbnail'/></div>

<div class='imageElement'><h2>Ben Southall Wins Spot as Island Caretaker</h2><p/>
<a class='open' href='#' title='Read More'/>
<img class='full' src='https://lh6.googleusercontent.com/-6Iw3lOh0E34/T7S1qJdwK-I/AAAAAAAAAUQ/jShM1zithA0/s586/island.jpg'/>
<img class='thumbnail'/></div>

<div class='imageElement'><h2>Australia Seeks $18 Million for Moreton Island</h2><p/>
<a class='open' href='#' title='Read More'/>
<img class='full' src='https://lh6.googleusercontent.com/-hwxNl7XSblY/T7S1qA4crmI/AAAAAAAAAUU/I5uGDv-erGA/s586/australia.jpg'/>
<img class='thumbnail'/></div>

 

Burada gösterilecek resimleri, o resme ait başlıkları ve resme tıklayınca açılmasını istediğiniz sayfaları belirleyeceksiniz.

 

Sabit 3’lü Manşet: Slaytın hemen altında yan yana 3 adet manşet daha var.Bunları düzenlemek için sayfa öğelerine (yerleşim) gidip Highlight1, 2 ve 3 isimli gadgetları düzenle deyin ve gösterilecek resmi, yazıyı ve linki oradan değiştirin.

Adsız

Photoscape Ücretsiz Fotoğraf Düzenleyici


Belki bilenleriniz vardır ama benim henüz yeni öğrendiğim bir program Photoscape. Yani yeni dediğim, öğreneli yaklaşık olarak 1 ay oldu. Bu süre içinde programı da kullandım ve çok memnun kaldım. Çok marifetli bir fotoğraf düzenleyici olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Kesinlikle hiçbir şekilde photoshop bilgisi gerektirmeyen ve ücretsiz sunulan bir programdır. Üstelik Türkçe dil desteğinin olması da programı kavramada büyük kolaylık sağlayacaktır. Program boyutu sadece 17.5 MB'tır. Windows XP, Windows Vista ve Windows 7 uyumludur.

Buraya tıklayarak programı indirebilirsiniz.

Kullanımı Nasıl?
Programın kullanımı oldukça basittir. Geniş özelliklere sahip bir program olması gözünüzü korkutmasın. Türkçe dil desteği sayesinde, programın nasıl çalıştığını kavrayabiliyorsunuz. En iyi yanı da bu zaten. Özelliğ çok olmasına rağmen kullanımının son derece basit olmasıdır. Çok ilerde programın kullanımını anlatan yazılar da yazmayı düşünüyorum siteye.

Program İle Neler Yapılabilir?

photoscape
Bu fotoğrafta gördüğünz herşeyi bu program ile yapmak mümkün.

Yukarıdaki fotoğraflarda da görüldüğü üzere, programın birçok özelliği mevcut. Şimdi ise bu özellikleri elimden geldiğince tek tek açıklamaya çalışacağım.

Gösterici : Bilgisayarınızdaki farklı formatlardaki fotoğrafların slayt veya tam ekran olarak görüntülenmesini sağlar.

Düzenleyici : Programın en çok kullanacağınız kısmıdır. Buradan birçok şeyi yapabilirsiniz. Üstelik, üzerinde oynadığınız fotoğrafı bilgisayarınıza kaydettiğiniz zaman, fotoğrafın orjinalini de masaüstünde "Orjinal" klasörü adı altında saklıyor.

Düzenleyici özelliği ile yapılabileceklerinizin bazıları şunlardır :
  • Fotoğraflar düzenlemerinizi bu kısımdan rahatlıkla yapabilirsiniz. Bu kısımdan; yüzünüzdeki lekeleri yok ederek, yüzünüze pürüzsüz bir görüntü verebilirsiniz. 
  • Photoshop programlarında olan zemin kopyalama özelliği Photoscape'ta da mevcut. Bu özellik sayesinde, fotoğraflarınızdaki istenmeyen nesneleri yok edebilirsiniz.
  • Website sahibi arkadaşlar, kendilerine ait fotoğraflara istedikleri boyutta ve istedikleri şekilde saydam olarak, fotoğrafı bozmayacak biçimde kendi sitelerinin ismini fotoğraf üzerine yazabiliyorlar. 
  • Fotoğraflarınızda görmek istemediğiniz nesnlerin üzerine bulanıklaştırabilirsiniz.
  • Ben ve sivilce giderme, çerçeve ekleme dahil buraya yazamadığım daha birçok özelliği bu kısımda bulabilirsiniz.

Toplu Düzenleyici  : Bu kısımdan ise, birden fazla fotoğrafınızı toplu olarak düzenleyebilirsiniz.

Sayfa : Bu özellik sayesinde en beğendiğiniz fotoğrafları tek çerçevede görüntüleyebilme imkanına sahip oluyorsunuz. Program size özel olarak birkaç seçenek sunuyor; size ise sadece fotoğraflarınızı sürükleyip, programa atmak kalıyor. Örnek olarak programdan bir görüntü :

Tek yapmanız gereken şey, photo yazan yerlere fotoğraflarınızı eklemek.


Birleştirme : Adından da anlaşılacağı gibi fotoğraflarınızı alt alta yada yan yana birleştirme imkanı sağlıyor. Yukarıdaki özellikle hiçbir ilgisi yoktur. Bu özellik genelde; capture olarak parça parça çekilen fotoğrafları tek parça haline getirmek için kullanılıyor.

AniGif : Bu özellik sayesinde kendi .Gif (hareketli resim) resminizi kendiniz oluşturabiliyorsunuz.

Yazdır : Program bu özellik ile, fotoğraflarınızı yazıcıdan çıkartabilme imkanı sağlıyor.

Ekran Yakalama : Programın en güzel özelliklerinden biride bu özelliğidir. Yani ingilizce ile capture özelliğidir. Ekran yakalam özelliği ile istediğiniz bölgenin ekran görünütsünü, isterseniz bilgisayarın tamamiyle tüm ekranının görüntüsünü, isterseniz de sadece aktif olan pencerenin görüntüsünü elde edebilme imkanı sağlıyor. Bu tip eksta özellikler ile bilgisayardaki prtscn özelliğinin daha gelişmiş hali denebilir.

Diğer bir kaç ufak tefek özelliği de çabucak açıklayacak olursak;
  
Ayırıcı ile, fotoğrafınızı istediğiniz gibi parçalayabiliyorsunuz.
Renk Toplayıcı ile bilgisayarınızın herhangi bir yerinden bir renk tonunu seçebiliyorsunuz.
Raw dönüştürücü ile, farklı formatlardaki resimlerinizi raw formatına dönüştürebiliyorsunuz.
Yeniden Adlandır ile, fotoğraflarınıza farklı isimler koyabiliyorsunuz.

Program çok geniş. Bu yazımda ancak programı tanıtabildim. Bir sonraki photoscape yazılarımda ise, photoscape ile ilgili bildiklerimi sizlere aktarmaya çalışacağım. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere. ;)

Ortodonti Tedavisi - 2.Aşama [Damaklık - Aktivatör]


Şuaradaki yazımda da belirttiğim gibi diş tellerimi artık çıkarmıştım. Tam rahatladım falan derken meğerse tedavi daha bitmemiş. Yaklaşık bir ay sonra, gittiğim doktorun sekreteri ev telefonunu aradı. Şans eseri telefonu ben açtım.

+Ali, merhaba. Ben diş doktoru K... A... 'dan arıyorum. Yarın musaitsen gelebilir misin?
-Gelebilirim. Saat kaçta geliyim tam olarak?
+ Saat 14.30'da uygun musunuz?
-Evet.
+Tamam. Yarın 14.30'a yazdım rendavunuzu iyi günler..


Dişçideyim..
Dişçi demek de çok saçma geliyor lan. Ne o öyle. Diş satan biri gibi sanki. :D Neyse gittikten sonra her zaman ki gibi tam saatinde almadılar beni ve yine her zaman olduğu gibi bekleme salonundaki insanlarla salak salak bakışmalar. Günlük gazetelerin dikkatimi çekmediği bir gündeyim. Uykum vardı o gün çünkü bir önceki gün geç yatmıştım.Yaklaşık olarak bir saat bekleme salonunda bekledikten sonra doktorun yanına geçtim.

İlk başlarda, doktorun  korumalık aparat vereceğini düşünüyordum. Çünkü; diş tellerimi çıkardığım son gün bir kalıp ile dişlerin ölçüsünü almışlardı. Ayrıca benden önce diş teli tedavisi gören arkadaşıma, diş teli tedavisinden sonra korumalık vermişlerdi. Benim için de diş teli tedavisinden sonra, korumalık takma aşamasına geçileceğini düşündüm. (Arkadaşım doktoru ile benim doktorum farklı kişilerdi.)   Doktor geldiği zaman elinde şu aşağıda görmüş olduğunuz damaklık denen şeyler vardı. Diğer ve asıl adı "Aktivatör"müş :


Sol taraftaki üst dişlere takılıyor; sağ taraftaki ise alt dişlere takılıyor.

Bunları görünce çok  şaşırdım. Birazda tırstım onlar ne lan dedim. Doktor ağzıma yerleştirir yerleştirmez tık diye bir sesle tam da yerine oturdu. Ben bunu sürekli takamam diye içimden kendi kendime konuşuyordum. Zaten bunlarla konuşmak çok zor. Doktora "bir daha ne zaman kotrole gelmem gerekiyor" diyemedim. Dedim aslında ama kelimeleri çıkartamadım ama doktor bu zeki adam hemen anladı ve "3 ay sonra gel, kontrol edelim" dedi.

Eve doğru giderken ağzımda damaklıklar olduğu için "Lan İnşallah bir tanıdıkla karşılaşmam da konuşmak zorunda kalmam" diyordum içimden. Neyseki eve kadar otobüs durağındaki kadının "6 numara geçti mi?" sorusundan başka konuşmam gereken bir durum olmadı. :)

Bu damaklıklar öyle bişey ki afedersiniz ama tükürük makinası zannedersiniz. Bunu takınca, ağız anormal şekilde tükürük üretmeye başlıyor ve bunlarla yutkunmak da bayağı zor. "Lan bunları takan türüküğüyle boğulur dedim" kendi kendime. Biliyorum, okurken bile mideniz bulandı ve kusacak gibi oldunuz ben de yazarken zorlanıyorum.

Zamanla bunları takmaya alıştım. Tükürük konusunda bir sorun olmuyor ama konuşmak son derece zor. Konuşurken tükürük sıçramadan konuşmak (böğğkk iğrenç bişey lan) da büyük çaba sarfettiriyor. Neyseki takılıp çıkarılabiliyor ve gündüzleri takmam gerekmiyor. :)


Damaklıklar Ne Zaman Takılıyor?
Gece yatmadan önce takılması gerekiyormuş, bir de öylen 2 saat takmak gerekiyormuş. Ben öyle vakti kesinlikle takmıyorum tabi. Gece yatmadan önce takar, sabah çıkarırım.

Bu yazımı ve bundan önceki yazım, diş teli tedavisi görecek olan arkadaşlara bir ön bilgi olması sebebiyle yazdım. Umarım birilerinin işine yarar. Özellikle de yaşadıklarımı anlatmaya çalıştım ki konuyu kavraması kolay olsun. Okuyucu o anı hissedebilmelii.. :D Çünkü sırf soyut örneklerle konu sıkıcı bir hal alabilirdi. Benim takacağım zamanlarda bana hiç anlatan olmamıştı. Hadi gene iyisiniz. :D Tedavi sonuçlanana kadar deneyimlerimi aktarmayı düşünüyorum. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere.

Adsız

Bakırköy Siemens Servis Numaraları

 
Siemens bakım ve onarım servisi alanında uzman ekibiyle Bakırköy'da hizmetinizde. Siemens elektronik eşyalarınızın bakım ve onarımını ustalıkla üstlenmekte. Yaz aylarının başlamasıyla kullanım oranı artan klimalarınızın yıllık bakımını ya da oluşabilecek arızalarının onarımını kaliteli işçilik ve güleryüzlü hizmetle siz müşterilerimize sunmaktayız. Uzman Siemens teknisyen kadrosuyla hizmetinizde olan servisimizde 1 yıl yedek parça garantisi bulunmakta.

Bakırköy Siemens Servisi

Elektronik eşyalarınızı bizlere güvenle emanet edebilirsiniz. 7 gün 24 saat bizlere kesintisiz ulaşabileceğiniz çağrı merkezlerimiz sayesinde ihtiyaç duyduğunuz her an servis talebinde bulunabilir yaygın servis ağımızdan güvenli ve hızlı bir hizmet alabilirsiniz. Bakırköy Siemens servisi olarak bizlere duyduğunuz güveni ve memnuniyeti sarsmamak adına kaliteli hizmet anlayışımızı geliştirmek için çabalıyoruz. Arıza kaydı bırakmak için çağrı merkez numaralarımızdan bizlere ulaşabilirsiniz.

NOT : Bu yazı, Siemens özel servisi tarafından yazılmış olup, tanıtım amacıyla yayınlanmıştır.

Adsız

Siemens Servis Kaliteli Servis


Sizlerin memnun kalarak satın aldığı ve kullandığı Siemens ürünlerinin satış sonrasında da ürünlerinize tam anlamıyla teknik destek sağlamak bu sürecin devamlılığı açısından bi o kadar önemlidir. Siemens olarak sağladığımız bu kalitenin devamı olarak da gerek teknik servislerimiz gerekse çağrı merkezimiz her zaman müşterilerimizin yanında yer alıp sahip olduğunuz ürünlerde sizlere her tür desteği sürekli olarak sağlayacaklardır.

Siemens Servis

Tüm sorun ve beklentinize en kısa sürede cevap vermek, mümkün olabilecek en iyi hizmeti sağlamak temel hizmet politikamız içinde yer almaktadır. Bu doğrultuda teknik servislerimiz ve çağrı merkezlerimiz haricinde sizler için http://www.siemens-servisi.com adresli internet sayfamızı hizmetinize sunuyoruz. Daha süratli, kesintisiz ve kaliteli hizmet verebilmemizi sağlayacak olan web sitemiz aynı zamanda daha fazla kullanıcıya ulaşmamızı sağlayabilmektedir.

Siemens Servisi

Kullanıcılarımızın daha etkili bir teknik servis sürecine dahil olmaları için tüm Siemens kullanıcılarını web sitemize bekliyoruz. Ayrıca, her türlü sorun, istek ve şikayetleriniz için web sitemizi ziyaret edebilir, Siemens hakkındaki gelişmeleri ve yenilikleri sitemizden takip edebilirsiniz.

NOT : Bu yazı, Siemens özel servisi tarafından yazılmış olup, tanıtım amacıyla yayınlanmıştır.

Adsız

Fotoblog Oluşturma Rehberi

Son yıllarda dijital fotoğrafçılık insanlar arasında çok yaygınlaşmaya başladı.Herkes elinde makinesiyle gittiği her yerde hoşuna giden şeylerin fotoğraflarını çekiyor ve bunları paylaşmak istiyor.Tam bu noktada devreye kişisel fotoğraf blogları yani fotobloglar giriyor.

 

Fotoblog Nedir?

 

Nasıl bloglar insanların ilgi duyduğu konulardaki düşüncelerini yazdıkları günlüklerse fotobloglar da insanların ilgi duydukları konularda çektiği fotoğrafları paylaştıkları günlüklerdir.Fotobloglar fotoğrag galeri ile karıştırılmamalıdır.Fotobloglarda paylaşılan fotoğraflarla ilgili hikaye ve bilgi de paylaşılabilir.Ayrıca takipçilerden gelen yorumlar olaya interaktivite katar.Bu yönleriyle fotobloglar fotoğraf galerilerinden çok daha dinamiktir.

 

İşte size ilham verebilecek dünyaca ünlü bazı fotobloglar:

  • The Big Picture
  • 50mm
  • Sacbee
  • Pdn Photo Of The Day
  • Tristian Campbell Photography

     

    Fotoblog Nasıl Oluşturulur?

     

    Verdiğim örneklerdeki bloglar kendilerine özel bir içerik yönetim sistemine sahipmiş gibi gözükebilir ancak Blogger, Wordpress ve Tumblr’a özel fotoblog temaları yükleyerek ücretsiz ve kolay bir şekilde kendi fotoblogunuzu oluşturabilirsiniz.

     

    Blog Hocam’da Blogger ağırlıklı bilgiler paylaştığım için fotoblog oluşturmak için Blogger kullanmanızı önereceğim.Şimdi adım adım fotoblog oluşturmaya başlayalım.

     

    1. Blogunuzun ismini belirleyin.

    2. Belirlediğiniz isimle yeni bir blog oluşturun.

    3. Oluşturduğunuz bloga ücretsiz fotoblog temalarından birini yükleyin.

    4. Fotoğraflarınızı blogunuzda paylaşın.

     

    Ücretsiz Fotoblog Temaları

     

    Üçüncü adımda blogunuza ücretsiz bir fotoblog teması yükleennizi söyledim.”Peki ücretsiz fotoblog temalarını nereden bulabilirim?” diye soruyorsunuz beğendiğim bazı fotoblog temalarını paylaşayım.

     

    Lugada

    Lugada Fotoblog Tenası

    Demoİndir

    Deposit Photos

    Deposit Photos Fotoblog Teması

    Demoİndir

    Blissful Blog

    Blissful Blog Fotoblog Teması

    Demoİndir

    MyFolio

    MyFolio Fotoblog Teması

    Demoİndir

    Gallery Hex

    Gallery Hex Fotoblog Teması

    Demoİndir

    Photos BlogX

    Photos BlogX Fotoblog Teması

    Demoİndir

     

     

    Bir Fotoblogda Dikkat Edilmesi Gerekenler

     

    Normal bloglarda dikkat edilmesi gereken pek çok şeyi daha önce defalarca yazdım.Fotobloglarda içeriğin temeli metin yerine fotoğraflar olduğu için dikkat etmeniz gereken başka şeylerde var.Kısaca bunlardan bahsedecek olursak:

     

    1. Fotoğraflar için SEO

     

    Fotoblogunuza organik trafik sağlamak istiyorsanız bunları arama motorlarına uygun şekilde optimize etmelisiniz.Bunun için fotoğraflarınızın dosya ismini anlamlamı birşeyler yazmalı ve her fotoğrafınıza title, alt taglerini eklemelisiniz.

     

    2. Filigran

     

    Fottoğraflarınıza bir köşesine görüntüyü bozmayacak şerkilde filigran yeni watermark ekleyerek fotoğraflarınızın paylaşılması durumunda kaynağın siz olduğunu herkese gösterbilir bu sayede ziyaretçi trafiğinizi ve popülaritenizi arttırabilirsiniz.Daha önce fotoğraflara filigran ekleminin en kolay yolunu anlatmıştım ancak fotoblogların çok daha profesyonel araçlara ihtiyacı olduğunu söylemeliym.

     

    3. Sosyal Ağlar

     

    Çektiğiniz fotoğrafları aynı zamanda Flickr, Pinterest gibi fotoğraflarla ilgilenen kişilerin yoğun olduğu sosyal ağlarda paylaşarak hem yyeni tkipçiler kazanabilir hem de kişisel markanızı yaratabilirsiniz.

     

    Benim fotobloglarla ilgili söyleyeceklerim şimdilik bu kadar.Konuyla ilgili düşünce ve sorularınızı yorum formundan iletebirsen sevinirim.

  • Adsız

    Twitter'daki Terimler ve Anlamları


    Twitter kullanan arkadaşlarımın sayısı giderek artıyor ama; yeni oldukları için pek çok şeyi bilmiyorlar. Tweet nedir, tweetlemek nedir, ReTweet nedir, follow nedir, unfollow nedir, favoriye almak nedir, TT nedir vs. gibi bir sürü soru geldi. Aslında bunu yazan internet siteleri çok var. Bir baksa öğrenecek ama sormak her zaman daha kolay geliyor. Ben de blogda tek tek listeleyim dedim özet olarak.

    Açıklamaları yaparken Facebook üzerinden örnek vermeye çalışacağım. Maksat anlaması daha kolay olsun diye.

    Tweet nedir? / Tweetlemek nedir?
    Facebook'taki duvar yazısı veya durum güncelleme dedikleri şeye, Twitter'da Tweet diyorlar. Bu eyleme de Tweet atmak yada Tweetlemek deniyor.

    Follow nedir? / Unfollow nedir?
    Eskiden Twitter'da Türkçe dil desteği yoktu. Takip et yerine, "takip et" kelimesinin ingilizcesi olan "follow" yazardı. Twitter'da eski olan arkadaşlarda da ağız alışkanlığı olmuştur biraz da artistlik olsun diye "takip et" kelimesi yerine "follow" kullanırlar. Eğer Twitter'da gezerken "follow" kelimesi geçen bir Tweet görürseniz "bu ne lan?" diye telaş yapmayın.

    Unfollow ise "follow"un tam zıttı olan bir kelimedir. Bu da "takipten vazgeçmek" anlamına geliyor.

    ReTweet nedir? / RT nedir?
    Adında da çok net anlaşılmakta. Hani müzik dinlerken "RePlay" diye bişey vardır. Tekrar dinlemek anlamına gelir. Twitter'da da "ReTweet" vardır. Bunun kısaltmasına da RT denmekte. Facebook'taki "beğen" butonunun farklı bir versiyonudur. Beğendiğiniz bir tweeti, Tweetin hemen altındaki butondan RT yaptığınız zaman onu tekrardan ama bu sefer kendi profilinizde ve kendi takipçilerinize paylaştığınız için buna Re Tweet deniyor.


    Favoriye Almak Nedir?
    İsminden de görüldüğü gibi anlaşılması zor olmayan bir kelime. Beğendiğiniz bir Tweet'i profil sayfanızdaki favorilerinize almanızı sağlıyor.

    TT Nedir? / TT oldu ne demek?
    Trend Topic anlamına gelmektedir ve kısaca TT olarak yazılmaktadır. Trend; popüler demek. Topic ise konu demek. Twitter'da o gün en çok konuşan konu ne ise o konu Trend Topic  olur ve Twitter'da xxxx adlı konu TT oldu derler. Örneğin 4 Temmuz 2012'de Türkiye'de çok konuşulan konular şunlarmış.


    Ben Türkiye gündeminin fotoğrafını ekledim. Siz isterseniz "Gündem değiştir" yaparak dünya gündemini veya İngiltere, İspanya gündemini falan takip edebilirsiniz. O size kalmış.

    Hashtag nedir?
    Bazı yerlerde hastag olarak görsenizde aynı şeyden bahsediliyordur. Hashtag etiket anlamına geliyor ve etiketlemek istediğimiz kelimenin önüne  #  işareti eklenerek bir etiket oluşturulması işlemidir.

    Örnek :
    #FF
    #FridayFollow
    #kemalsunalreplikleri
    #MustafaKemalAtatürk
    #takipedenitakipederim

    vs. şeklinde yazılır. Bu etiketlerin yapılma amacı çoğu zaman topluluk olarak bir konuya dikkat çekmek için yapılır yada ortak konuya değinen insanları bir başlık altında toplamak amaçlanmıştır.

    Örnek :
    #benimderdim hayat.
    #benimderdim sensin.
    #hayalimdekikomsu wirelles şifresi olmayan komşudur.
    #hayalimdekikomsu Adriana Lima.
    #MustafaKemalAtatürk çok büyük bir liderdir.

    vs. Twitter'ın genelinin aynı hashtagı kullanması ile bazen TT olduklarını da görürsünüz.

    DM nedir?
    DM'nin açılımı "Direkt Mesaj"dır.  Twitter'da karakter sınırlaması olduğundan dolayı kısaca DM olarak yazanlar vardır. Twitter'da karşılıklı olarak birbirini takip edenlerin özel olarak mesajlaşmalarını sağlar.

    Mentions Nedir?
    Türkçe olarak "bahsedenler" demektir. Tweetinde sizden bahsedenler, sizin kullanıcı adınızı yazanların yaptığı eylemdir. Twitterlerinizden herhangi birine yazılan cevaba veya @kullanıcıadınız yazılarak Tweet atanları gösteren kısma da mentions denmektedir. Aynı şekilde siz de birine mentions atmak isterseniz; tweetinizi yollamak istediğniz kişinin kullanıcı adını tweetinizi içinde @kullanıcıadı şeklinde yazarak tweetlerseniz bu da mention olur ve karşı taraftaki mentions kısmında görünür.  İlk önce bağlan, daha sonra da bahsedenler kısmına tıklayarak, mentionslarınıza bakabilirsiniz.

    #FF nedir?
    Bu hashtag artık Twitter'ın bir parçası gibi oldu o yüzden açıklamalar yaparken bunu da açıklamak istiyorum. Açılımı "Friday Follow"dur. Cuma takibi anlamına gelir. Çünkü Twitter'ın en yoğun olarak Cuma günü kullanıldığı söylenmektedir. Kullanıcılar, arkadaşlarının daha çok takipçiye ulaşmalarını sağlamak için #FF etiketini kullanarak diğer Twitter takipçilerine kendi arkadaşlarını önerirler.

    Örnek :   #FF @aliarslan10 Bu arkadaş çok iyi Tweet atıyor takip etmenizi öneririm.

    Şeklinde örnek bir Tweet verilebilir bu konuyla ilgili.

    #takipedenitakipederim Nedir?
    Bu da Twitter'ın bir parçası haline gelmiş. Daha çok takipçiye ulaşmak için başvurulan bir yöntemdir. Bu etiketi kullananlar, bu etiketin olduğu başlıkta bir araya gelerek birbirlerini takip ediyorlar.

    Twitter'da "SHOUTOUT" Ne Demek?
    Twitter'da insanlar birbirine yardımcı olara takipçi sayılarını arttırmak için ürettikleri başka bir metoddur. Twitter'da "Shoutout etmek"  demek; kendi takipçilerinize başkasını önermek anlamına gelmektedir.

    Örneğin; ben bir Tweet'im de şöyle bişey yazdım diyelim :

    "Shoutout ---> @aliarslan10"

    Ben burada "aliarslan10" adlı kullanıcıyı shoutout etmiş oldum. Yani Tweet atarak, herhangi bir arkadaşımın takipçilerini arttırmak için beni takip edenlere önermiş oldum. Aynısını arkadaşım da benim için yaparak, beni "Shoutout"lamış olur. Bu şekilde önerme usulü ile karşılıklı olarak yardımlaşılarak her iki taraf da takipçilerini arttırmaktadır.

    Adsız

    YGS-LYS'ye Hazırlanmaya Nereden Başlamalı? [LYS'nin Önemi]


    YGS-LYS gibi bir sınava hazırlanırken "YGS-LYS'ye Hazırlanmaya Nereden Başlamalı?" sorusunun cevabı da çok önemlidir bence. Genelde ne zaman başlasam diye hesap yapanlar vardır. Valla şuana kadar başlaman gerekiyordu. Millet hazirandan başlıyor. Hemen bugün başlayabilirsin. "Nasıl çalışmalıyım?" diyenler için de şunu söyleyebilirim; çalışma stilini her kişi kendi belirlemeli diye düşünüyorum. Kendiniz belirleyemiyorsanız rehberlik hocanızla ortak bir çalılma yapmanızı öneririm.

    Bu sene sınava girecek olan arkadaşlar ile beraber ve ben de dahil olmak üzere geçen sene de beraber sınava girdiğimiz tüm arkadaşlarım aynı hataya düştüler. Herkes işin kolayına kaçıyor. YGS konuları daha kolay diye YGS'den başlanıyor.

    Genelde şunu duyuyorum : "Yazın YGS'yi hallederim. Dersane açılınca sadece soru çözer ve LYS çalışırım." yada "İlk önce YGS'yi halledeyim. YGS bittikten sonra LYS'ye başlarım."

    Hayır öyle olmuyor işte! Böyle düşündüğünüz zaman LYS'ye hiçbir zaman çalışamıyorsunuz. Bunun garantisini verebilirim size. Önünde YGS gibi bir sınav varken LYS'yi sürekli erteleyeceksin ve bir de bakmışsın ki YGS bitmiş; LYS maratonu başlamış ve senin LYS bilgin sıfır. Hadi şimdi 2 ayda LYS'yi bitir bitirebilirsen. Biter mi? O sana kalmış ama sıcaklıkların da atışının bu döneme denk gelmesi ve zamanın kısıtlı olmasıyla psikolojik olarak  bir sıkıntı oluyor genelde. Bu zamanlarda da insanlar artık sınavdan umudu kesiyorlar. Hatta dersane etütlerdeki doluluk oranı %80 azalıyor. Dersaneyi bırakanlar bile oluyor.

    O zaman gelince, artık yazmaya başlıyor öğrenciler Twitter ve Facebooklarına "Sınav Mağduru" diye. Artık arkadaşlarla ÖSYM'ye laf atarsınız. Sisteme küfür edersiniz, aile ile tartışmalar, evde sürekli sinirlilik hali ne yapacağını bilememe vs. vs. vs.... Sonuç olarak ya istemediğiniz bir yere gitmek zorunda kalırsınız yada seneye hazılanma kararı alırsınız. Bunlar hemen hemen her öğrencinin başına geliyor. Benim başıma ve arkadaşlarımın da başına geldi ve berabat bir durum. O 2 ay içinde psikolojik olarak bunalıma girmediğinize şükretmeniz lazım.

    LYS, YGS'den Daha Kolaydır!
    LYS'in %60ı alınıyor YGS'nin %40ı alınıyor diye LYS daha zor olur(!) düşüncesini kafanızdan silin yok öyle bişey. YGS konuları daha basit olabilir ama şu bir gerçek ki LYS sınavı daha basit oluyor. Zaten öğrencilerin yarısından fazlasını YGS'de eliyorlar. Psikolojik bunalıma girenler, ağlayanlar, zırlayanlar, çalışmayı bırakanlar, damdan kendini atanlar vs. bu tip olayların hepsi YGS sonrası oluyor. Çünkü LYS basit bir sınavdır. Hatta ve hatta LYS'den çıktığınız zaman ilk sözleriniz şunlar olacaktır : "Çok kolay sormuşlar. Keşke hiç YGS çalışmasaydım da sadece LYS çalışsaydım."

    Şunu aklınızda bulundurun! YGS bir mantık sınavıdır. Ne kadar çalışırsanız çalışın, tek bir mantık sorusunda sizi yanıltırlar ve o soruyu yanlış yaparsınız ama; LYS ise tamamen bilgi sınavıdır. Biliyorsan yaparsın! Hiçbir aldatmaca veya mantık oyunu yoktur.

    Yani çok çalışsanız da YGS'niz kötü geçebilir. YGS'nin bir diğer kısaltılışı da MBS'dir bana göre. Yani; Moral Bozma Sınavı. YGS çok çok çok önemsiz bir sınavdır. Kesinlikle moral bozmamanız gerek. Her ne kadar kötü geçsede. Eğer moral bozarsanız bu moral bozma sınavında elenenlerden biri de siz olursunuz. Genelde de öyle oluyor ki siz de aynı duruma düşmeyesiniz diye LYS'ye en başından önem vermelisiniz. Böylece YGS'niz ne kadar kötü geçerse geçsin LYS'niz iyi olduğundan bu sizde kaygı yaratmayacaktır. Çünkü bildiğiniz üzere LYS'nin etkisi daha çok.

    *YGS'si iyi geçip de LYS sınavı kötü geçen bir adam iyi bir üniversiteye gidemeyebilir ama; YGS sınavı kötü olup da LYS sınavı çok iyi geçen biri çok iyi bir üniversiteye gidebilir ve ben bunun örneklerini çok gördüm. Sınavdan sonra sizde şahit olursanız hiç şaşırmayın.

    *Daha farklı bir örnek verecek olursam. YGS'de arkadaşlarınız sizden daha iyi bir puan almış ise sakın sıkıntı yapmayın. LYS'de alacağınız puan ile sınavda onlara fark atabilirsiniz. Herkes YGS sınavında pes ettiği için LYS'de aldıdığınız puanlar daha da önemli oluyor ve sıralamınızı büyük ölçüde etkiliyor.

    Eğer bu yazımı sezon başlamadan (haziran-temmuz ayları) okuduysanız şanslısınız. Size önerim sezon açılana kadar LYS'yi konularını bitirmeniz. Tam olarak kavramasanız da her konuda bilgi sahibi olmanız gerek. Sezon başladığı zaman da YGS konularında kesinlikle dershane ile beraber gidin. Dershaneyi kaçırmayın. Dersaneyi kaçırdınız mı yakalaması zor olur. Zaten dersane YGS konularıyla başlayacak sezona. Dersanede konu biter bitmez o konunun tüm sorularını bitirmiş olmanız gerekiyor. Haftasonları da eğer isterseniz LYS'den soru çözün. Hani yazın bitirmiş olduğunuzu varsayarsak, hafta sonları da sadece soru çözersiniz. Deneme falan çözün yada her konudan 1-2 test.

    Yazın LYS konularını bitiremediyseniz..

    Eğer bu yazıyı sezon başında değilde henüz yeni keşfettiyseniz; LYS'ye hiç başlamadıysanız veya LYS konularını henüz bitirmemiş iseniz; sizler için de şöyle bir tavsiyede bulunabilirim : Öncelikle telaşa kapılmayın! YGS'yi büyük oranda halletmeye çalışın. Özellikle de  konularda dersaneyi yakalamaya çalışın. YGS sınavına daha çok zaman varsa,  (en az 2 ay ve daha fazlası olmalı) YGS'ye son 5 hafta kalana kadar haftada 3 gününüzü LYS'ye 4 gününüzü de YGS derslerine ayırın ve öyle çalışın!

    Benim bu konudaki görüşlerim böyle işte.. Ben bu yazdıklarımı uygulayamadım ama tekrar girecek olsam öyle yapardım. Yani LYS sınavına daha çok önem verirdim. Umarım bu yazdıklarım size faydalı olur. Sınava girecek olan arkadaşlara başarılar..


     YGS Sonuçları Sonrası LYS Çalışmayı Bırakmayın! yazısını okumak için buraya tıklayınız.


    EKLEME - (31.07.2013) 

    YAZIYA YAPTIĞINIZ YORUMLAR İLE İLGİLİ AÇIKLAMA


    Arkadaşlar.. Attığınız yorumların yoğunluğundan dolayı yeni yorum atan arkadaşların yorumları gözükmemekte. Bunun için yorumların alt kısmından "Daha fazlasını yükle" yapmanız gerekmektedir.

    Bakınız :




    Adsız

    Blog Yazılarınızda Kullanabileceğiniz Şablon

    Blog yazılarımda belli bir format ve şablon kullanmaya dikkat ederim.Herkese de öneririm.Yazılarınızın kullanıcı dostu olması açısından okunabilirliği yüksek bir biçimlendirme, format veya şablon ( adını ne koyarsnız ) kullanmak her zaman iyidir.

     

    İçeriği metin ağırlıklı bloglar için blog yazılarınızda kullanabileceğiniz kullanıcı dostu bir yazı formatını gösteren basit bir grafik hazırladım.Eğer hala bir yazı formatınız yoksa bu grafikteki formatı kullanabilirsiniz.

     

    Blog Yazısı Şablonu

     

    1. Yazı Başlığı: Dikkat çekici ve merak uyandırcı olmalı.Eğer Google’dan daha fazla organik trafik istiyorsanız başlıkta anahtar kelime kullanabilirsiniz.

     

    2. Görsel: Yazılarda küçük bir görsel kullanmak hem okuyucunun ilgisini çekmek hem de SEO açısından faydalıdır. Giriş paragrafının sağ veya sol tarafına hizalanacak şekilde orta boyutlarda bir görsel kullanabilirsiniz.

     

    3. Giriş Paragrafı: Anlatmak istediğiniz şeyi anlatmaya hemen başlamak yerine ne anlatacağınızı, neden böyle bir yazı yazmaya karar verdiğinizi veya bunun gibi şeylerden oluşan küçük bir giriş paragrafıyla yazıya başlamak iyidir.

     

    4-6. Ara Başlıklar: Yazınızı uzun bir paragrafşeklinde yazmak yerine daha kısa paragraflara bölmek ve her bir paragraftan önce o paragrafta anlattığınız konuya ait bir ara balşık atmak daha iyi olacaktır.

     

    5-7. Paragraflar: Az önce de dediğim gibi yazınızı uzun bir paragraf şeklinde yazmak yerine daha kısa paragraflara bölmek yazınızın okunabilirliğini artttıracaktır.Ben grafikte 2 pargaf gösterdim ama yazınızın uzunluğuna ve içeriğinize göre ara başlıklarla paragrafların sayısını arttırabilirsiniz.

     

    8. Call To Action: Yazınızın en sonuna bir “call to action” eklemenizi kesinlikle tavsiye ederim.Call to action olarak e-posta abonelik formu, paylaşım butonları, yorum yazmaya teşvik edici bir cümle veya başka bir yazıya yönlendirme gibi şeyler kullanabilirsiniz.

    Adsız

    Şike Döneminde Taraftar Olmak


    Takımınız şike ile suçlanıyorsa, takım taraftarı için çok sıkıntılı bir durumdur bu. Yıllardır gönül verdiğin takım şike yapmış diyorlar. Bıraksan bırakamazsın. Atsan atılmaz, satsan satılmaz hesabı. İnanmak istemez insan ama yapmış işte, bulaşmış pisliğe bir defa. Burada Fenerbahçeli arkadaşları az çok anlamak gerek. Adamlar sıkıntılı bir dönemdeler ve ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar.

    Başkanı Desteklemek Niye?
    Ne zamandır aklımda ama bu sefer bloga yazma kararı verdim. Herşeyi anladık. Takımınızı savunmak istiyorsunuz, inanamıyorsunuz bu duruma vs. peki başkanı desteklemek ne lan? Niye böyle bir saçmalık yapıyorsunuz? Takımınızın adını 2 paralık eden adamı Metris'te desteklemek niye? Neden omuzlarda o adam? Takımınızı bu hale sokan kendisi değil miydi? O adamı bir daha kulubün binasının önünden bile geçirmemeniz gerek.



    Ama Takıma Hizmet Yaptı !
    Fenerbahçeli arkadaşlarımdan da ençok duyduğum laf bu. Eğer Fenerbahçeliysen bu yazımı buraya kadar okuduysan büyük ihtimalle seninde aklından bu geçmiştir. Hemen buna da cevap vereyim.

    Aziz Yıldırım Fenerbahçe'yi çok seven bir adam. Bunu herkes açıkça görmekte. Bayağı da hizmet yaptı kulübe orası da tamam ama; adam bu hizmetleri zaten karşılıksız yaptı, takımını sevdiği için yaptı. Yani ben bu hizmetleri yapayım taraftarın gözüne gireyim onların beni desteklesinler diye değil. Bunları yaparken adam taraftardan karşılık beklemeden yaptı. Siz neden adama karşı kendinizi borçlu hissediyorsunuz ki? Başkandır bu, hizmet yapacak tabi. Gelen her başkan hizmet yapmıştır zaten. Kişiler gelip geçicidir arkadaşlar. Kalıcı olan takımdır. Siz eğer takımınızı gerçekten seviyorsanız sizin için en önemli unsur Fenerbahçe ve Fenerbahçelilik olmalı. Aziz Yıldırım cezasını çekip, çıkacak ama bu şike olayları Fenerbahçe'nin tarihine girdi ve artık bu Fenerbahçe için bir leke olacak. Spor tarihinde Fenerbahçe şike yapmış bir kulüp olarak anılacak. Eğer bu süreçte halen ısrarla Aziz Yıldırım'ı destekliyorsanız kusura bakmayın ama sizde takım sevgisi değil, Aziz Yıldırım sevgisi vardır ancak.

    Peki Ya Başkana Suçlama Yapmışlarsa?
    Belki yukarıda yazdıklarımdan tatmin olmadınız ve "peki ya başkanımız suçsuzsa, ona bu destek vermemek ayıp olmaz mı?" diyorsunuzdur belki. Kesinlikle ayıp olmaz! Sonucu bekleyin, ona göre destek verin o zaman. Adam belli ki işin içine girmiş. En ufak bir şüphede bile o adamı defterden silmeniz gerekirdi çünkü bu takımın geçmişine işleyecek bir leke olacaktır. Eğer takımına gerçekten güvenen biri olsaydı bu tür işlere hiç bulaşmaz, takımına bu lekeyi sürmezdi. Gerekirse onuruyla ligi orta sıralarda bitirirdi ama adam hırsının kurbanı oldu.

    Sonuç olarak Fenerbahçe spor tarihine, şike yapmış bir takım olarak tescillenerek yazıldı. "Diğer 4 büyük takımlar da yapmış zamanında" denebilir onlar taraftarların kendi aralarındaki söylentilerdir ama Fenerbahçe'nin durumu farklı çünkü bu durum şikeci bir takım olarak tarihine işlemiştir artık.

    Adsız

    Başarılı Bir Blog Nasıl Oluşturulur? [ İlk Adımlar ]

    Blogların gücünü ve popülaritesini gören çoğu internet kullanıcısı kendi blogunu oluşturmak istiyor.Hepsinin amacı da aynı: tanınan ve söz sahibi bir blogcu olmak, hatta blogundan para kazanmak.

     

    Başarılı Bir Blog Nasıl Oluşturulur?

     

    Blog Hocam’ın takipçi sayısı ve popülaritesinin artmasının yanında bu blog sayesinde karşıma çıkan ek gelir fırsatlarını gören arkadaşlar böyle bir blog oluşturmak istediklerini ve yardım etmemi istiyorlar.Bugüne kadar bu soruyu soranlara ve bundan sonra da soracak olarak yol göstermesi açısından iyi bir blog oluşturmak için uyguladığım ve uygalanması gerektiğini düşündüğüm önemli adımları yazdım.

     

    Hedef Koyun

     

    Ben Blog Hocam’ı ilk oluşturduğumda hobi amaçlı oluşturdum için o gün koyduğum uzun vadeli hedefim okuyucu kitlemi genişletim, yazılarımı daha fazla okişiye ulaştırmaktı.Yolumu ve stratejilerimi de bu hedefe göre belirledim.

     

    Siz de başarılı bir blog oluşturmak istiyorsanız kendinize haftalıki aylık, yıllık hedefler belirleyin ve çalışmalarınızı bu hedeflere ulaşmak için yapın.

     

     

    Niş Ve Üretebileceğiniz Bir Konuda Yazın

     

    Bildiğiniz gibi Blog Hocam’da ağırlıklı olarak blog yazarlığı ve Blogger platformu ile ilgili yazılar yazıyorum.Ve bu  blogun tutttuğunu göre onlarca kişi kerametin bu konuda olduğunu düşünüp aynı konuda bir blog oluşturuyorlar.Ancak o konudayeterli bilgi ve deneimleri olmadığı için başarılı olamıyorlar.Sonrasında da bana şu soruluyor: “Hangi konu tutar?”

     

    Hemem hemen her konunun bir alıcısı yani okuyucusu vardır.Önemli olan yazdığınız konuda bilgi sahibi olmanızdır.Kaliteli, özgün ve devamlı içerik üretmek, bir blogun tutması için gerekli olan en temel unsurdur.

     

    Markalaşmaya Çalışın

     

    Blogunuzun markalaşması; akılda kalıcılık ve virallik açısından çok etkili olacağı gibi en başta koyduğunuz hedeflere daha kolay ulaşmanıza yardımcı olacaktır.Markalaşmak bir logodan daha fazlasıdır.

     

    Tasarımınız ve yazı tonunuzla özgün olun.Backlink kazanmak için saçma sapan sitelerde yer alarak markalaşma sürecinizi baltalamayın.İmkanlarınız varsa kaliteli sitelere relam verin.

     

    İçeriğinizle Fark Yaratın

     

    Blogunuzda aynı konuda yayın yapan yüzlerce hatta binlerce blog daha olabilir.Rakiplerinizin arasından sıyrılmak için kullanabileceğiniz en güçlü silahınız içeriğinizdir.Bu yüzden oluşturduğunuz içeriğin kalitesine ve özgünlüğüne fazlasıyla önem vermelisiniz.

     

    İnsanlara blogunuzu takip etmeleri için ikna edici sebepler sunun.Bunlar tabiki yazılarınızdır.Güçlü içerik oluşturup blogunuzu güncel tutarsanız okuyucu kitleniz gün geçtikçe genişleyecektir.Diğer bloglarda yer alan bir haberi paylaşırken bile kendi tarzınızı ve multimedya öğeleri kullanarak fark yaratabilirsiniz.Bu sayede rakiplerinizden her zaman 1 adım önde olursunuz.

     

    Sosyal Medyayı Etkin Kullanın

     

    Bazı blogcuların sosyal medyadaki hesaplarını ziyaret ettiğimde çok sık karşılaştığım bir hata var.Sadece bloglarındaki güncellemeleri paylaşarak sosyal medya bir takip merkezi olarak kullanıyorlar.

     

    Sosyal medya blog yazılarınızın promosyonunu yapmak için çok etkili bir platformdur ancak sosyal medyayı sadece bu şekilde kullanırsanız sosyal medyanın diğer nimetlerinden faydalanmamış olursunuz.Sosyal medyayı etkili bir şekilde kullanarak ve orada da kaliteli paylaşımlar yaparak blogunuza yeni okuyucular kazandırabilir, mevcut okuyucularınızla etkileşime geçebilirsiniz.

     

    Yorum Yazın

     

    Hem kendi blogunuzun hem de sizinli aynı konuda yayın yapan blogların yorum bölümlerini etkili bir şekilde kullanın.Kendi blogunuza yapılan yorumlara ciddi, faydalı, tatminkar cevaplar yazarsanız okuyucu ile güçlü bir bağ kurar ve sadık bir okuyucu kitlesine sahip olabilirsiniz.

     

    Blogunuzun konusuyla aynı bloglara yorum yaparak hem backlink kazanabilir, hem yeni okuyucular kazanabilir, hem de diğer blogcularla bir network kurabilirsiniz.

     

    Misafir Blogcu Olun

     

    Yeni kurulan blogların en büyük hastalığı nedir? Elbette kimsenin ziyaret etmemesi.Peki bu hastalıpın ilacı nedir? Misafir blogculuk.Hedef kitlenizin takip ettiği popüler blogları tespit edip, onlara misafir yazı yazarak kısa sürede ciddi bir ziyaretçi trafiği elde edebilirsiniz.

     

    Misafir blogculuk sayesinde ziyaretçi trafiğinin yanında nitelikli backlink kazanmış olur ve misafir olduğunuz blogcularla tanışarak online çevrenizi genişletebilirsiniz.

     

    Hiç bir başarı bir gecede kendiliğinden gelmez.Başarılı bir blog sahibi olmak istiyorsanız sabırlı olmalı ve düzenli bir şekilde çalışmalısınız.

    Adsız
     
     
    OrtayiPisletenV1 - Copyrgiht 2013 - Tüm haklarımı annem kaldırdı - Tema Yapımcısı: TanerC.