NOKIA Telefonlarda Whatsapp'ın Aşırı Şarj Tüketimi Sorunu ve Çözüm Yöntemi


Son zamanlarda, özellikle de Android kullanıcı sayının da artışı ile Whatsapp'ın da popülerliliği günden güne artmaktadır. Bildiğiniz üzere Whatsapp, internet üzerinden ücretsiz olarak mesajlaşmayı sağlayan bir cep telefonu programıdır.

Uygulama geliştiricileri güncellemelerle aşırı şarj tüketimini bir nebze de olsa azaltsalar da NOKIA kullanıcılarını bu konuda halen memnun edebilmiş değil. IOS ve Android işletim sistemine sahip telefonlar bu konuda biraz daha şanslı diyebiliriz.

Bu anlık mesajlaşma uygulaması NOKIA marka telefonlarda aşırı derecede ısınma ve şarjın çabuk bitmesine sebep olmakla beraber 3 gün giden şarjınız bu program yüzünden artık 1 gün zor dayanır hale gelmiş olabilir. Ben de bir NOKIA kullanıcısı olarak bu sorunu daha önceden de sizlere tanıtmış olduğum  Mobile Guard uygulaması ile hallettim.

Eğer Mobile Guard uygulaması telefonunuzda yok ise bir an önce indirmenizi tavsiye ederim. MGuard programının indirme, kurulum ve kullanım için buraya tıklayarak konuyu incelemenizi tavsiye ederim. MGuard programını indirdikten sonra da uygulamadan çıkış yapmak oldukça da basit bir hal alıyor. Eğer program telefonunuza kurulu değil ise ilk önce kurup daha sonra bu yazıya incelemeye devam etmenizi tasiye ederim.

Şimdi ise ben, programın telefonunuza kurulu olduğunu varsayarak resimli anlatımlarla Whatsapp programını nasıl kapatacağınızı göstereyim. İlk önce Whatsapp uygulamasını arka plana alarak Mobile Guard uygulamasını açın. Diğer adımların açıklamalarına ise fotoğrafların altından takip edebilirsiniz.

MGuard uygulamasını açtıktan sonra "Clean Spam" yazan kısma tıklıyorsunuz.

Açılacak olan kısımdan "Memory Cleaning" seçeneğine tıklayın.

Whatsapp programının üzerine gelerek "Options"a tıklıyoruz..

"Close app" yaparak da Whatsapp'ı tamamen kapatıyoruz..

***Ekleme : Whatsapp güncellendikten sonra bir defa "Close App" yaptıktan sonra program kapanmayabiliyor. Bunun için aynı işlemi kapanana kadar tekrar etmenizi öneririm.

Avantajları
Whatsapp uygulamasını her kullanımınızdan sonra yeniden bu işlemleri yaparak kapatmanız gerekiyor. Bu şekilde yaparak hem şarjınız daha uzun süre dayanır hem de telefonunuzun ısınma sorununu da engellemiş olursunuz. Ayrıca 100 MB gibi sınırlı kotaya sahip internet paketleri kullanıyorsanız, uygulama boş yere kotanızdan yemeyecektir. Sadece kullanmak istediğiniz zaman açıp, işiniz bittiği zaman da aynen bu şekilde kapatırsanız hiçbir sorun yaşamazsınız şarj tüketimi ile ilgili.

Dezavantajları
Size gelen mesajları görmek için Whatsapp'ı kendiniz açmanız gerekiyor. Bu çok önemli bir dezavantaj değil aslında ama ben yinede belirtmek istedim.

NOT (Önemli) : WhatsApp'ın, telefonu her açışınızda otomatik olarak açılmasını engelemek için Mobile Guard programının, ana menüsünde bulunan Boot Mgr. kısmından WhatsApp programını, hatta eğer isterseniz tüm programları Disable olarak ayarlayın. (Eğer o kısma daha önce dokunmamışsanız büyük ihtimalle o kısımda Enable yazar. Siz hepsini Disable yapın.) Böylece telefonunuz daha çabuk açılacaktır. WhatsApp otomatik olarak açılmayacak, manuel olarak da sürekli kapatmak zorunda kalmayacaksınız. Telefonunuzun şarjı daha çok dayanacak, telefonunuz daha az ısınacak ve eğer internet paketiniz yoksa hattınzdan boş yere TL gitmeyecektir ama dezavantajlarda da belittiğim gibi size gelen mesajları bildirim olarak alamayacaksınız. Mesaj gelip gelmediğini anlamak için kendiniz WhatsApp'ı açıp, kontrol etmeniz gerekecektir. Her WhatsApp'a girişinizden sonra, işiniz bittiğinde ise yukarıdaki resimle anlatımları uygulayarak Clean Spam kısmından WhatsApp programını kapatmayı unutmayın. ;)

Anlatım ve içerikte kullanılan fotoğraflar tamamen bana aittir. Konu ile ilgili aklınıza takılan soruları aşağı kısma yorum olarak bildirirseniz size elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışırım.

Adsız

İnsanlara Blogunuzu Takip Etmeleri İçin Daha Fazla Seçenek Sunun

Blogların normal web sitelerinden en büyük farkı dinamik olmaları. Statik bir web sitesi takip etmek istediğinizde yer imlerinize ekler ve ara sıra ziyaret ederek güncelleme olup olmadığını kontrol edersiniz. Bloglar ise dinamik ve güncel oldukları siteler için, takip etmek için bu yöntem yeterli değildir.

 

Eğer insanların blogunuzu sürekli takip ederek yazılarınızdan hızlı bir şekilde haberdar olmasını istiyorsanız onlarda blogunuzu yer imlerine eklemek dışında alternatif çözümler sunmalısınız. Bunu yaparken blogunuzu her farklı seviyelerde kullanıcıların takip edebileceğini unutmayın. Ziyaretçilere, blogunuzu takip etmeleri için sunabileceğiniz bazı seçenekler şunlar:

 

Google Friend Connect

 

Google Friend Connect

 

Blogger kullanıcıları arasında en yaygın kullanılan takip yönteminin Google Friend Connect olduğunu söyleyeblirim. Blogger kumanda panelinden ekleyebileceğiniz bu gadgetta yer alan “Bu siteye katılın” butonuna basarak blogunuzu izlemeye alan kullanıcılar, Blogger kumanda panelinden yeni yazılarınızı okuyabilirler. Ancak unutmamak gerekir ki blogunuzu sadece Blogger kullanıcıları takip etmiyor. Blogger hesabı olmayanlar için de alternatif seçenekler sunmalısınız.

 

RSS Beslemeleri

 

rss beslemeleri

 

RSS beslemeleri blogları takip etmek için en pratik ve kolay yöntemdir. Birden fazla blogu aynı ortamdan kolayca takip edebilirsiniz. Blogunuzun RSS beslemelerini aktifleştirmek için ekstra bir işlem yapmanıza gerek yoktur. RSS özellikli internet tarayıcılarına, Google Reader tarzı çevrimiçi RSS okuyucularına ve masaüstü RSS okuyuculara blog adresiniz yazıldığını beslemeleriniz otomatik olarak tanınır. Size düşen ziyaretçilerinizi RSS hakkında bilinçlendirerek blogunuzu takip etmeleri için teşvik etmek.

 

E-Posta Aboneliği

 

e-posta aboneliği

 

Neredeyse hre internet kullanıcısının bir e-posta adresi var. Dolayısıyla blogunuzu bir şekilde bulan ve yazılarınızı takip etmek isteyen her düzeyde kullanıcı e-posta ile blogunuzu kolayca takip edebilir. Bunun için FeedBurner kurulumu yaparak e-posta aboneliğini aktifleştirmeli, ardından da blogunuza e-posta aboneliği formu koymalısınız.

 

Facebook Sayfası

 

Facebook beğen kutusu

 

Çeşitli sosyal medya kanallarını kullanarak ta insanları yeni yazılarınızdan haberdar edebilirsiniz. Bunların başında Facebook geliyor. Blogunuza ait bir Facebook hayran sayfası oluşturabilir ve yeni yazılarınızı bu sayfada paylaşabilirsiniz. Tabi Facebook sayfanıza ait beğen kutusunu blogunuza eklemeyi unutmayın.

 

Twitter Hesabı

 

Twitter takip et butonu

 

Her kullanıcının Facebook hesabı olmadığını düşünerek alternatif sosyal platformlarda da hesap oluşturmalısınız. Bunlardan biri de Twitter. Bloguuza ait bir Twitter hesabı oluşturarak blogunuzdaki güncellemeleri burada duyurabilirsiniz. Ziyaretçilerinize, blogunuza ait bir Twiter hesabı olduğunu göstermek adına blogunuzun çeşitli yerlerine Twitter ikonları ve takip et butonları ekleyebilirsiniz.

 

Google+ Sayfası

 

Google+ Sayfası

Ne kadar çok platformda yer alırsanız o kadar iyi. Facebook ve Twitter dururken Google+ sayasını ne yapayım diyebilirsiniz. Ancak Google’ın Author Rank uygulamasından sonra Google+ kullanımı arttı ve artmaya da devam edecek. Blogunuza ait bir Google+ sayfası oluşturmanız ve blogunuzdaki yenilikleri bu sayfada paylaşmanız, aktif Google+ kullanıcıları için alternatif bir takip kanalı olacaktır.

 

Blogunuzu ziyaret ede kişileri sürekli okuyucuya dönüştürmek çok önemli. Bu yüzden insanlara, blogunuzu takip etmeleri için alternatif seçenekler sunmalısınız. Her insanın internet deneyiminin, kullandığı teknolojinin ve şartlarının farklı olduğunu unutmayın.

Adsız

Blogunuz Google’da Gözükmüyor Mu?

Bloglar için en önemli trafik kaynağı Google’dır. İstatistiklere baktığınızda blogların trafiğinin yarısından fazlasının organik lduğunu görürsünüz. Blog Hocam’ın son 1 aylık trafiğinin yaklaşık %55’i Google’dan gelmiş ancak bazı bloglarda bu oran %80’ler civarında.

 

Hal böyle olunca bir blog oluşturur oluşturmaz Google tarafından anında indekslenmesini istiyor insan. Ancak “blogum Google’dan görünmüyor?” ve “Blogumu nasıl idexletebilirim/indeksletebilirim?” şeklinde çok soru alıyorum.

 

indeks

 

Aslında bir Google hizmeti olan Blogger’da, gizlilik ayarı arama motorlarına açık olduğunda hiç bir şey yapmanıza gerek kalmadan Google’da aramalarda görünmeye başlarsınız. Tabi yeni oluşturulan bloglarda bu işlem biraz zaman alabilir. Yine de blogunuzun indekslenmesini hızlandırmak için yapabileceğiniz şeyler yok değil.

 

Site Haritası Oluşturun

 

Site haritaları, blogunuzdaki her yazının, her sayfanın listelendiği .xml uzantılı dökümanlardır. Yeni bir yazı yazdığınızda arama motoru botlarının o yazıyı kolayca bulmalarını sağlar. Blogunuzu oluşturduktan sonra yapmanız gereken ilk şeylerden biri site haritası oluşturmak olmalıdır.

 

Google’a Bildirin

 

Google, web sitelerini tarama ve bulma konusunda uzman olsa da sadece bir kaç saniyenizi ayırıp yeni blogunuzu Google’a bildirebilirsiniz. Sanırım çok basit gibi göründüğü için çoğu kişi bu olayı önemsemez ama şansınızı denemek size bir şey kaybettirmez.

 

Soyal Medyada Paylaşın

 

Google, sosyal medyadan gelen sinyallere fazlasıyla önem veriyor. Buralarda blogunuzun linkinin paylaşılması Google’ın sitenizi farketmesine ve daha hızlı indekslemesine yardımcı olacaktır.

 

FeedBurner Kullanın

 

FeedBurner, Google’ın ücretsiz RSS yönetim aracı. Eğer bu aracı kullanırsanız her yeni yazınızda FeedBurner otomatik olarak Google’a ping gönderdiğinden arama motoru botlarını blogunuza yönlendirir. Böylece yeni yazılarınız en kısa sürede indekslenir.

 

Söz Sizde

Bunlar dışında mutlaka sizin de ekleyecekleriniz olabilir. Kulaktan dolma değil de, gerçekten deneyip faydasını gördüğünüz yöntemler varsa paylaşın lütfen.

Adsız

Indirimlr Sponsorluğundaki Çekilişin Kazananları Belli Oldu

Indirimlr sponsorluğunda yaptığım çekiliş sona erdi ve kazananlar belli oldu. Öncelikle katılımın beklediğimden fazla olduğunu söylemeliyim. sanırım ödüller çok cazip olduğu için. İlgilenen ve katılan herkese çok teşekkür ediyorum. Bu etkinliğe gösterdiğiniz ilgi, başka etkinliklerin de kapısını açmış oldu. Önümüzdeki günlerde düzenleyeceğim başka etkinliklerle güzel hediyeler vermeye devam edeceğimi söyleyebilirim.

 

Çekilişe katılanlar arasında en çok dikkatimi çeken şey sadece bu tür etkinliklre katılmak için oluşturulan blogların fazlalığıydı. Sloganı “Daha İyi Bloglar İçin” olan bir blogun bu tür blogları çekilişe dahil etmesi beklenemezdi elbette : )

 

Gelelim çekilişe ve kazananlara. Katlılan blogları, kaç katılım hakları oluğunu, reddedilenleri ve reddedilme nedenlerini Blog Hocam’ın Facebook, Twitter ve Google+ hesaplarında paylaşmıştım. Kaçıranlar listeye buradan ulaşabilirler. Bu liste doğtrultusunda Random aracı ile yaptığım çekilişin sonucuna ait görüntü:

 

Indirimlr sponsorluğunda yapılan ödüllü çekilişin kazananları

 

Kazananlar ve kazandığı ödüller şu şekilde:

 

  • http://ruhumdakiasalet.blogspot.com/: Tablet bilgisayar kazandı.
  • http://gulihan.blogspot.com/: USB kablosuz nano optik mouse kazandı.
  • http://ugurlukalem.blogspot.com/: Kitap okuma lambası kazandı.
  • http://sesszgmii.blogspot.com/: 3 boyutlu puzzle kazandı.
  • http://mmerwe.blogspot.com/: 1. yedek
  • http://karyotip.blogspot.com/: 2. yedek

Çekilişe ait ekran kaydını ise aşağıdaki videoda görebilirsiniz:

 

 

Ödül kazanan arkadaşları tebrik ederim. Çekilişe katılım için verdikleri e-posta adreslerinden kendileriyle iletişime geçip en kısa sürede hediyeleri adreslerine ulaştıracağız. Ulaşamadığımız veya cevap alamadığımız biri olursa hakları yedek talihlere geçektir.

 

Son olarak bu etkinliğe sponsor olan ve her isteğimi anlayışla karşılayan Indirimlr fiirmasına, özellikle de Eylül Hanım’a çok teşekkür ediyorum.

Adsız

CSS İle Modal Popup Açma

Yazının hikayesine ve içeriğine geçmeden önce başlıktaki “modal popup” ibaresinden bahsetmek istiyorum. Bildiğimiz popuplar sayfaya girdiğimizde otomatik olarak açılır. Modal popuplar ise bir butona ya da yazıya tıkladığımızda açılan pencerelerdir.

 

Kendi çağımda yaptığı bir tasarımda kullanmak üzere uzun süre odal popup aradım. Onlarca popup buldum ama bulduklarımın hepsi jquery kullanılarak yapıldığı için hiç biri içime sinmedi. Tam ümidi kesmişken Paul Hayes isimli bir programcıyla karşılaştım. Sitesinde sadece CSS ile yaptığı modal örneğini gördüm ve hemen kullanmaya başladım. Belki ihtiyacı olanlar vardır diye blogda da paylaşmaya karar verdim.

 

CSS Modal Popup

 

Bu eklenti, hiç bir scripte ihtiyaç duymadan sadece CSS3 teknikleri ile modal penceresi açmanızı sağlıyor. Demosunu görmek için aşağıdaki videoyu izleyebilirsiniz.

 

 

Siz de bu eklentiyi kullanmak isterseniz Yerleşim sekmesini açın ve Gadget ekle diyerek HTML/JavaScript olarak şu kodları ekleyin.

 

<style>
/* Container */
.modal {

/* Overlay page content */
position: fixed;
top: 0;
left: 0;
right: 0;
bottom: 0;
background: rgba(0,0,0,0.5);
z-index: 10000;

/* Transition opacity on open */
-webkit-transition: opacity 500ms ease-in;
-moz-transition: opacity 500ms ease-in;
transition: opacity 500ms ease-in;

/* Hide for now */
opacity: 0;
pointer-events: none;
}

/* Show modal */
.modal:target {
opacity: 1;
pointer-events: auto;
/* at time of writing (Feb 2012), pointer-events not supported by Opera or IE */
}

/* Content */
.modal > div {
width: 500px;
background: #fff;
position: relative;
margin: 10% auto;

/* Default minimise animation */
-webkit-animation: minimise 500ms linear;
-moz-animation: minimise 500ms linear;

/* Prettify */
padding: 30px;
border-radius: 7px;
box-shadow: 0 3px 20px rgba(0,0,0,0.9);
background: #fff;
background: -moz-linear-gradient(#fff, #ccc);
background: -webkit-linear-gradient(#fff, #ccc);
background: -o-linear-gradient(#fff, #ccc);
text-shadow: 0 1px 0 #fff;
}

/* Override animation on modal open */
.modal:target > div {
-webkit-animation-name: bounce;
-moz-animation-name: bounce;
}

.modal h2 {
font-size: 36px;
padding: 0 0 20px;
}

@-webkit-keyframes bounce {
  0% {
      -webkit-transform: scale3d(0.1,0.1,1);
      box-shadow: 0 3px 20px rgba(0,0,0,0.9);
  }
  55% {
      -webkit-transform: scale3d(1.08,1.08,1);
      box-shadow: 0 10px 20px rgba(0,0,0,0);
  }
  75% {
      -webkit-transform: scale3d(0.95,0.95,1);
      box-shadow: 0 0 20px rgba(0,0,0,0.9);
  }
  100% {
      -webkit-transform: scale3d(1,1,1);
      box-shadow: 0 3px 20px rgba(0,0,0,0.9);
  }
}

@-webkit-keyframes minimise {
  0% {
      -webkit-transform: scale3d(1,1,1);
  }
  100% {
      -webkit-transform: scale3d(0.1,0.1,1);
  }
}

@-moz-keyframes bounce {
  0% {
      -moz-transform: scale3d(0.1,0.1,1);
      box-shadow: 0 3px 20px rgba(0,0,0,0.9);
  }
  55% {
      -moz-transform: scale3d(1.08,1.08,1);
      box-shadow: 0 10px 20px rgba(0,0,0,0);
  }
  75% {
      -moz-transform: scale3d(0.95,0.95,1);
      box-shadow: 0 0 20px rgba(0,0,0,0.9);
  }
  100% {
      -moz-transform: scale3d(1,1,1);
      box-shadow: 0 3px 20px rgba(0,0,0,0.9);
  }
}

@-moz-keyframes minimise {
  0% {
      -moz-transform: scale3d(1,1,1);
  }
  100% {
      -moz-transform: scale3d(0.1,0.1,1);
  }
}

/* Modal close link */
.modal a[href="#close"] {
position: absolute;
right: 0;
top: 0;
color: transparent;
}

/* Reset native styles */
.modal a[href="#close"]:focus {
outline: none;
}

/* Create close button */
.modal a[href="#close"]:after {
content: 'X';
display: block;

/* Position */
position: absolute;
right: -10px;
top: -10px;
width: 1.5em;
padding: 1px 1px 1px 2px;

/* Style */
text-decoration: none;
text-shadow: none;
text-align: center;
font-weight: bold;
background: #000;
color: #fff;
border: 3px solid #fff;
border-radius: 20px;
box-shadow: 0 1px 3px rgba(0,0,0,0.5);
}

.modal a[href="#close"]:focus:after,
.modal a[href="#close"]:hover:after {
-webkit-transform: scale(1.1,1.1);
-moz-transform: scale(1.1,1.1);
}

.modal a[href="#close"]:focus:after {
outline: 1px solid #000;
}

/* Open modal */
a.openModal {
-moz-box-shadow:inset 0px 1px 0px 0px #caefab;
    -webkit-box-shadow:inset 0px 1px 0px 0px #caefab;
    box-shadow:inset 0px 1px 0px 0px #caefab;
    background:-webkit-gradient( linear, left top, left bottom, color-stop(0.05, #77d42a), color-stop(1, #5cb811) );
    background:-moz-linear-gradient( center top, #77d42a 5%, #5cb811 100% );
    filter:progid:DXImageTransform.Microsoft.gradient(startColorstr='#77d42a', endColorstr='#5cb811');
    background-color:#77d42a;
    -moz-border-radius:6px;
    -webkit-border-radius:6px;
    border-radius:6px;
    border:1px solid #268a16;
    display:inline-block;
    color:#306108;
    font-family:Verdana;
    font-size:15px;
    font-weight:bold;
    padding:6px 24px;
    text-decoration:none;
    text-shadow:1px 1px 0px #aade7c;
}

a.openModal:hover,
a.openModal:focus {
background:-webkit-gradient( linear, left top, left bottom, color-stop(0.05, #5cb811), color-stop(1, #77d42a) );
    background:-moz-linear-gradient( center top, #5cb811 5%, #77d42a 100% );
    filter:progid:DXImageTransform.Microsoft.gradient(startColorstr='#5cb811', endColorstr='#77d42a');
    background-color:#5cb811;
}
</style>

<a href="#example" class="openModal">Blog Hocam FAQ</a>
<aside id="example" class="modal">
    <div>
        <h2>Sıkça Sorulan Sorular</h2>
<img style="background-image: none; border-bottom: 0px; border-left: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; display: block; float: none; margin-left: auto; border-top: 0px; margin-right: auto; border-right: 0px; padding-top: 0px" border="0" src="https://lh4.googleusercontent.com/-v2XdFBwe6AA/UPXFUOxqnlI/AAAAAAAAGw4/gpS3HJaRjhU/s120/mni.png" />
<p><strong>Blog Hocam’da Hangi Konular Yer Alır?
    <br /></strong>
  <br />Blog Hocam’da <a title="Blog Araçları" href="http://bloghocam.blogspot.com/search/label/Blog%20Ara%C3%A7lar%C4%B1" target="_blank">Blog Araçları</a>, <a title="Blog Hocam" href="http://bloghocam.blogspot.com/search/label/Blog%20Hocam" target="_blank">Blog Hocam</a>, <a title="Blog Makaleleri" href="http://bloghocam.blogspot.com/search/label/Blog%20Makaleleri" target="_blank">Blog Makaleleri</a>, <a title="Blog Temelleri" href="http://bloghocam.blogspot.com/search/label/Blog%20Temelleri" target="_blank">Blog Temelleri</a>, <a title="Blog İpuçları" href="http://bloghocam.blogspot.com/search/label/Blog%20%C4%B0pu%C3%A7lar%C4%B1" target="_blank">Blog İpuçları</a>, <a title="Blogger Eklentileri" href="http://bloghocam.blogspot.com/search/label/Blogger%20Eklentileri" target="_blank">Blogger Eklentileri</a>,&#160; <a title="Blogger İpuçları" href="http://bloghocam.blogspot.com/search/label/Blogger%20%C4%B0pu%C3%A7lar%C4%B1" target="_blank">Blogger İpuçları</a>, <a title="Blogger Şablonları" href="http://bloghocam.blogspot.com/search/label/Blogger%20%C5%9Eablonlar%C4%B1" target="_blank">Blogger Şablonları</a>, <a title="Misafir Yazılar" href="http://bloghocam.blogspot.com/search/label/Misafir%20Yaz%C4%B1lar" target="_blank">Misafir Yazılar</a>, <a title="SEO" href="http://bloghocam.blogspot.com/search/label/SEO" target="_blank">SEO</a>, <a title="Sosyal Medya" href="http://bloghocam.blogspot.com/search/label/Sosyal%20Medya" target="_blank">Sosyal Medya</a> ve <a title="Sponsor" href="http://bloghocam.blogspot.com/search/label/Sponsor" target="_blank">Sponsor</a> olmak üzere 12 farklı kategoride içerik yer almaktadır.</p>
<br /><strong>Blog Hocam’daki Yazıları Kullanabilirmiyim?</strong>
<br />
<br />Blog Hocam’da yer alan yazılar aksi belirtilmedikçe tarafımdan yazılmıştır ve <a href="http://creativecommons.org/licenses/by-nc-nd/2.5/" target="_blank">Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivs 2.5</a> lisansı ile korunmaktadır.Bu lisansın genel koşulları şunlardır:
<br />
<br />
<table style="width: 600px" border="0" cellspacing="0" cellpadding="0"><tbody>
    <tr>
      <td width="24"><img style="background-image: none; border-right-width: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; border-top-width: 0px; border-bottom-width: 0px; border-left-width: 0px; padding-top: 0px" border="0" src="https://lh4.googleusercontent.com/-sJjm5T4xo9w/TuIRWDbJ7AI/AAAAAAAABsw/2YK68dGZ8PQ/s20/Attribution.png" /></td>
      <td width="574">
        <div align="left">İçeriğin bana ait olduğu belirtmeli ve orijinal içeriğe link vermelisiniz.</div>
      </td>
    </tr>
    <tr>
      <td width="25"><img style="background-image: none; border-right-width: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; border-top-width: 0px; border-bottom-width: 0px; border-left-width: 0px; padding-top: 0px" border="0" src="https://lh6.googleusercontent.com/-MWsfVjLk5LI/TuIRXMUnmYI/AAAAAAAABs4/dN6vgV_f5I4/s20/Noncommercial.png" /></td>
      <td valign="top" width="573">İçeriği ticari amaçlı kullanamaz ve satamazsınız.</td>
    </tr>
    <tr>
      <td width="26"><img style="background-image: none; border-right-width: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; border-top-width: 0px; border-bottom-width: 0px; border-left-width: 0px; padding-top: 0px" border="0" src="https://lh4.googleusercontent.com/-7p2WBX3KaKg/TuIRXw9SZdI/AAAAAAAABtA/VCnNKEVMdho/s20/ShareAlike.png" /></td>

      <td valign="top" width="572">Alıntı yaparken içeriği değiştiremezseniz.</td>
    </tr>
  </tbody></table>
<br />
<br /><strong>Blog Hocam’ın Temasını Nereden İndireblirim?</strong>
<br />
<br />Blog Hocam’ın teması tarafımdan tasarlanmış ve kodlanmıştır. Başka bir yerde veya kişide görme şansınız yoktur. Temamı özgünlük, markalaşma ve harcadığım emek adına şimdilik kimseyle paylaşmıyorum.
        <a href="#close" title="Kapat">Kapat</a>
    </div>
</aside>

Değiştirmeniz gereken yerler:

  • Blog Hocam FAQ yazan yere butonun ismini yazın.
  • <h2>Sıkça Sorulan Sorular</h2> yazan yere açılan penceredeki içeriğin başlığını yazın.
  • <p> ve </p> etiketleri arasına ise pencerede gözükmesini istediğiniz içeriği yazın

Bu arada belirtmeden geçemeyeceğim, eklenti Internet Explorer gibi çağ dışı tarayıcılarda çalışmayabilir. Lütfen Chrome, Opera ve Firefox gibi modern tarayıcılar kullanın.

Adsız

Klasik Yazı Başlıklarından Sıkıldınız Mı?

2012 yılında yaptığım tema değişikliğinden bir süre tasarımda bazı güncellemeler yapmaya başladım.Bunlardan biri de yazı başlıklarına verdiğim stildi. Nasıl yaptığımı soran birkaç arkadaşla paylaşmıştım ama düşündüm ki klasik yazı başlıklardan sıkılan başka blogcular da olabilir. Onlar için hem kendi kullandığım yazı başlığını stilini, hem de alternatif 3 stili paylaşmak istiyorum.

 

Aşağıda her bir stile ait örnek görüntü ve kodlar göreceksiniz. İstediğiniz stile ait kodları Blogger kumanda panelinize girip  Şablon > HTML’yi Düzenle dedikten sonra Ctrl+F tuş kombinasyonu yardımıyla kolayca bulabileceğiniz ]]></b:skin> kodunun üstüne ekleyeceksiniz.

 

Yazı Başlığı Stil 1

Yazı başlığı stil 1

.post-title  {
font-size: 24px;
padding: 5px;
color: #fff;
text-shadow: 1px 1px 1px #333;
background: #E3BC50;
border-left: 20px solid #B9942D;
-webkit-border-radius: 6px;
-moz-border-radius: 6px;
border-radius: 6px;
-webkit-box-shadow: 1px 1px 2px #333;
-moz-box-shadow: 1px 1px 2px #333;
box-shadow: 1px 1px 2px #333;
margin: 10px 0;
text-transform: capitalize;
width: 94%;
line-height: 1;
}

 

 

Yazı Başlığı Stil 2

 

Yazı başlığı stil 2

.post-title  {
background: url("http://3.bp.blogspot.com/-gLnHp4LoL-Q/T-hYlORTm3I/AAAAAAAAA0s/IN1bvxW-hwg/s1600/h3.png") no-repeat 4px center transparent;
font-size: 20px;
font-family: Oswald;
font-weight:normal;
padding: 3px 10px 3px 80px;
color: #0274be;
border: 3px solid #5bb5f0;
text-shadow: 0 1px 0 #CCC;
-moz-border-radius: 60px;
-webkit-border-radius: 60px;
border-radius: 60px;
-moz-box-shadow: 0 1px 3px #5bb5f0, 1px 1px 0 rgba(255, 255, 255, 0.4) inset;
-webkit-box-shadow: 0 1px 3px #5bb5f0, 1px 1px 0 rgba(255, 255, 255, 0.4) inset;
box-shadow: 0 1px 3px #5bb5f0, 1px 1px 0 rgba(255, 255, 255, 0.4) inset;
margin: 15px 3px;
text-transform: uppercase;
line-height: 1.3;
}

 

 

Yazı Başlığı Stil 3

Yazı başlığı stil 3

.post-title  {
font-size:24px; text-shadow: 0 -1px #00468C,
1px 0 #00468C,
0 1px #00468C,
-1px 0 #00468C; color:#ff0000;font-family:verdana;
}

 

 

Blog Hocam’da Kullandığım Stil

Blog Hocam Yazı başlığı stili

.post-title  {
font-size:26px;
  line-height:1.2em
  margin:0 0 10px 0;
text-shadow: 0.02em 0.02em 0.17em #4f5458;
margin-bottom:8px;
color:#000;
}

 

 

Tüm kodlardaki renkleri ve yazı boyutlarını değiştirerek kendi stilinizi de yaratabilirsiniz. Faydalı olması dileğiyle.

 

İyi bloglamalar…

Adsız

Blogum Sayesinde Neler Öğrendim?

Blog dünyasında henüz çırak bile sayılmam martta bir yıl olacak blogumu açalı. Daha önceleri facebooktan başka sosyal medya kullanmayı bilmeyen ben blog sayesinde bir çok şey öğrendim.

 

blog

 

Sabrı öğrendim

Blog açtığımda zannettim ki hemen izleyicim olacak insanlar beni ziyaret edecek. Tabi ki böyle olmadı, uzun bir süre ilk izleyicimin gelmesini, ilk yorumun gelmesini bekledim. Beklerken de kendi kendime konuşuyor hissine kapılıp aklıma mukayyet olmaya çalıştım.


Resim düzenlemeyi öğrendim

Bloggerlığın bir önemli bir kısmı resimler bence ya da ben bol resimli blogları seviyorum diyebilirim. Blogumda paylaştığım görselleri güzelleştirmek değiştirmek için resim düzenlemeyi öğrendim neredeyse photoshop öğrenmeye başlayacaktım ki eşim bu işin içinden çıkamam diye bana online resim düzenleme siteleri buldu, onlarla daha kolay yapabiliyorum. Bir de fotograf çekerken de dikkatli olmayı,güzel resimler çekmeyi öğrendim.


Arkadaşlar edindim

Sanal arkadaşlar konusuna hiç sıcak bakmayan ben blog sayesinde sürü insanla tanıştım, hiç tanımadığım insanlara hediyeler gönderdim ve yine hiç tanımadığım insanlardan
hediyeler aldım. Sürekli görüştüğüm blogger arkadaşlarım da var. Yani sanal arkadaşlarımı da sevdim.


Şablon,widget,gatget,eklenti..vb düzenlemeyi öğrendim

Bunları öğrenmek çok uzun zamanımı aldı, çok defa beceremedim tekrar denedim şablonumu mahfettim baştan yaptım, blogumu bir anne şefkati ve özeniyle günden güne değiştirdim, güzelleştirdim.

 

Yabancı dilimi geliştirdim

Yurt dışındaki blogları gezerken yabancı dilimi geliştirdim diyebilirim. Bir konuda fikir edinmek için yabancı sitelere göz atmak için bazı kelimelerin farklı dillerdeki anlamlarını öğrendim, kelime haznem gelişti.

 

Kısacası blogum hocam oldu!

 

Yazar Hakkında: Elif BAYRAK Küçük Mutluluklar Dükkanı sahibesi.

Adsız

"Gelecek Benim" diyorsan ING Practica Kampı Seni Bekliyor!

ING BANK, üç yıldan bu yana üniversitelerin üçüncü ve dördüncü sınıflarına yönelik Practica adlı genç yetenek yarışması ile üniversitelilere ulaşıyor.

Üniversiteli gençlerin ING Bank’ı yakından tanımalarını, bankacılık ve iş hayatı hakkında bilgi sahibi olmalarını ve kişisel gelişimlerine katkı sağlamayı hedefleyen Practica Kampı bu yıl da “Gelecek Benim” diyen adaylara sesleniyor.

Gençleri profesyonel iş hayatıyla tanıştıracak bir ortam yaratan bu genç yetenek platformuna katılacak öğrenciler, üç gün sürecek kamp boyunca birçok eğitim ve workshop’a katılacak, ING’li yöneticilerle tanışma fırsatı yakalayacaklar. Gerçekleştirecekleri projelerle kariyerlerine yön veren bu deneyim sonrasında yüksek performans gösteren üçüncü ve dördüncü sınıf öğrencileri ING Bank Staj Programı’na dahil olabilecek, dördüncü sınıf öğrencileri ise Yönetici Adayı olma sürecinde büyük avantajlar kazanacaklar.

ing_practica

ING Practica Kampı için başvurular 28 Ocak 2013 Pazartesi’ye kadar devam ediyor. Başvurularınızı  ING Bank websitesinden yapabilirsiniz. ING Practica kampı ile ilgili gelişmeleri ING Practica Facebook sayfasından takip edebilirsiniz.

Bir bumads advertorial içeriğidir.

Adsız

"Gelecek Benim" diyorsan ING Practica Kampı Seni Bekliyor!

ING BANK, üç yıldan bu yana üniversitelerin üçüncü ve dördüncü sınıflarına yönelik Practica adlı genç yetenek yarışması ile üniversitelilere ulaşıyor.

Üniversiteli gençlerin ING Bank’ı yakından tanımalarını, bankacılık ve iş hayatı hakkında bilgi sahibi olmalarını ve kişisel gelişimlerine katkı sağlamayı hedefleyen Practica Kampı bu yıl da “Gelecek Benim” diyen adaylara sesleniyor.

Gençleri profesyonel iş hayatıyla tanıştıracak bir ortam yaratan bu genç yetenek platformuna katılacak öğrenciler, üç gün sürecek kamp boyunca birçok eğitim ve workshop’a katılacak, ING’li yöneticilerle tanışma fırsatı yakalayacaklar. Gerçekleştirecekleri projelerle kariyerlerine yön veren bu deneyim sonrasında yüksek performans gösteren üçüncü ve dördüncü sınıf öğrencileri ING Bank Staj Programı’na dahil olabilecek, dördüncü sınıf öğrencileri ise Yönetici Adayı olma sürecinde büyük avantajlar kazanacaklar.

ING Practica Kampı için başvurular 28 Ocak 2013 Pazartesi’ye kadar devam ediyor. Başvurularınızı  ING Bank websitesinden yapabilirsiniz.

ing_practica
Bir advertorial içeriğidir.

Adsız

Eyvah! Blogger’da Resim Kotam Doldu

Blogger harika özellikleriyle bizlere sınırsız bir blog  deneyimi yaşatıyor gibi gözükse de her bir Blogger hesabının bazı limitleri vardır. Öncelikle size bu limitleri hatırlatmak istiyorum.

 

En fazla kaç adet blog oluşturulur? Tek bir Blogger hesabından en fazla 100 adet blog oluşturabilirsiniz.

 

En fazla kaç yazı gönderebilirim? Bu konuda her hangi sınır söz konusu değil. Siz silmediğiniz sürece tüm yazılarınız blogunuzda saklanır.

 

Ana sayfada kaç yazı gösterebilirim? Ana sayfada istediğiniz sayıda yayın gösterebilirsiniz ancak bu sayı yüzleri aşarsa "006 Lütfen Blogger Destek birimine ulaşın" şeklinde bir uyarı alırsınız. Ana sayfada gösterilecek yayın sayısını azaltarak bu hatayı giderebilirsiniz.

 

Ne kadar uzun bir yazı yazabilirim? Bu konuda teorik sınır 1 MB olarak belirlense de bu sınıra ulaşmak pratik olarak zordur.

 

En fazla kaç yorum yazılabilir? Yayınlara yazılacak yorum sayısında da bir kısıtlama yok.

 

Yazılara en fazla kaç etiket ekleyebilirim?  Bir yayına en fazla 20 etiket eklenebilmektedir. Blogunuzda kullandığınız toplam etiket sayısı ise 2000’i geçemez.

 

Blogger’da en fazla kaç resim ekleyebilirim? Gelelim asıl bahsetmek istediğim konuya. Bayan blogcular genelde moda, yemek, hobi gibi kategorilerde blog yazdıkları için bolca görsel kullanıyorlar. Blogger’da her bir hesaba 1 GB büyüklüğünde resim depolama alanı veriliyor. Pek bu kotayı dolduranlar bir daha bloglarına resim ekleyemeyecek mi? Çözümü elbette var. Kotaya ulaşmanız durumda alternatif resim depolama yöntemlerini kullanabilirsiniz.

 

ImageShack

 

Ücretsiz üye olarak 5 GB büyüklüğünde bir resim depolama alanına sahip olabiliyorsunuz. jpeg, png, gif, ico, bmp ve tiff resim formatlarını destekliyor. Kayıtlı kullanıcıların yüklediği resimler hiç bir zaman silinmiyor.

 

Gelelim bu siteye yüklediğiniz resmi yazınıza eklemeye. Resmi upload ettikten sonra “Resim paylaşımı için linkler” başlığında 4 adet link kutusu göreceksiniz. Bunlardan sadece “Doğrudan link” yazan kutudaki bağlantıyı kopyalayın.

 

Imageshack doğrudan link

 

Daha sonra Blogger yazı panelindeki “Resim ekle” butonun basıp “URL’den” sekmesini açın. Buraya kopyaladığınız doğrudan linki yapıştırdıktan sonra resminiz yazıya eklenecektir.

 

Photobucket

 

Facebook veya Twitter hesabınızla ücretsiz üye olabileceğiniz bu site 2 GB depolama alanı veriyor. Resminizi upload ettikten sonra editleme özelliği sayesinde pek çok efekt ekleyebiliyorsunuz.

 

Phptobucket direct link

 

Resmi yazınıza eklemek için sağ taraftaki “Image Links” kısmından “Direct” Link” kutusundaki bağlantıyı kopyalayıp Blogger yazı panelindeki “Resim ekle” butonun basıp “URL’den” sekmesini açın. Buraya kopyaladığınız doğrudan linki yapıştırdıktan sonra resminiz yazıya eklenecektir.

 

Dropbox

 

Gelelim ben en sevdiğim ve yoğun bir şekilde kullandığım araca. Dropbox’ı sadece resim değil her türlü dökümanı depolamak için kullanabileceğinizi belirtmek isterim. Dropobox, kullanıcılarına 2 GB depolama alanı veriyor ancak referans olduğunuz her kullanıcı için ek olarak 500 MB depolama alnı kazanıyorsunuz. Örneğin şuan benim Dropbox depolama alanım 11 GB.

 

Dropbox kurulumunu yaptıktan sonra masaüstüne gelen Dropbox ikonuna tıklayarak Public klasörünü açıyorum.  Public klasörüne atılan tüm dosyalar paylaşıma açık dosyalardır. Public klasörüne atılan resmin yüklenmesi bittiğinde köşesinde yeşil bir tik işareti çıkar. Bu işaret çıktıktan sonra resmin üzerinde sağ tıklayarak “Dropbox”  > “Copy public link” e tıklayarak resmin linkini kopyalayın.

 

Dropbox Link

 

Daha sonra Blogger yazı panelinde “Resim ekle” butonun basıp “URL’den” sekmesini açın. Buraya kopyaladığınız doğrudan linki yapıştırdıktan sonra resminiz yazıya eklenecektir.

 

Blogger Resim Ekleme

 

Her seviyede kullanıcının anlayacağı şekilde anlatmaya çalıştım. Umarım başarılı olmuşumdur. Anlamadığınız yerleri veya sormak istediklerinizi yorum bölümünden sorabilirsiniz.

 

Herkese keyifli bloglamalar!

Adsız

İndirimli Uçak Seyahati

Sezon sonu indirimleri, erken rezervasyon avantajları, iki alana bir bedava, bugün al üç ay sonra öde... Günümüzde binbir çeşit ucuzluk var. Ne alacağınıza bağlı olarak bu ucuzluklardan bazılarını takip etmek gerekiyor. Kıyafet alacaksanız sezon sonunu beklemek, telefon alacaksanız operatör tarifelerini kullanmak vb. sizi karlı çıkaracaktır.

Peki günümüzün en gözde ulaşım türünü kullanmak, uçak bileti satın almak istiyorsunuz. Uçak bileti alırken nelere dikkat etmek gerekir? Uçak biletini hangi yollarla ucuzlatabilirsiniz? Bu konuda size avantaj sağlayacak başlıca üç nokta var.

Biletinizi ucuzlatacak ilk nokta hava yolu şirketlerinin belli aralıklarla düzenlediği kampanyalardır. Yeni kurulan hava yolu şirketleri, havalimanlarının artması, daha çok insanın uçak seyahatini tercih etmesi kampanyaların önünü açtı. Hava yolu firmaları artık müşteri çekmek için sık sık kampanyalar düzenliyor. Örneğin Sun Express havayolları geçtiğimiz Kasım ve Aralık aylarında düzenlediği iki kampanyayla müşterilerini hayli sevindirdi. Bu tarihlerde Sun Express uçak bileti alanlar yüzde elliye varan indirimlerle uçma şansı buldular. Yakında yeni bir kampanya daha düzenlemeleri muhtemeldir. Böyle kampanyaları hava yolu şirketlerine abone olarak veya bu doğrultuda yazılar yayınlayan web sitelerini, bloglarını takip ederek yakalayabilirsiniz. Böylece çok daha ucuza seyahat etme şansı bulabilirsiniz.

Paranın cebinizde kalmasını sağlayacak bir diğer konu erken rezervasyondur. Seyahat tarihinizi erkenden kesinleştirmek, biletinizi erkenden ayırttırmak veya satın almak sizi zaman geçtikçe artan fiyatlardan kurtaracaktır. Uçak bileti fiyatları anlık değişmeler gösterebilir ve bu değişiklik genellikle fiyatların artması şeklinde olur. Siz biletinizi rezerve edene kadar bir başka kişi uçaktan bilet almışsa biletiniz daha pahalı olur, çünkü uçakta daha az koltuk kalmıştır. Firmalar bu durumda kalan biletleri daha pahalıya satmak isteyecektir. Bu yüzden bileti erkenden almak hem cebinizden fazla para çıkmasını önler, hem de ne kadar erken aldığınıza bağlı olarak küçük bir indirim sağlayabilir.

Ekonomik uçak biletine giden üçüncü ve son indirim anahatarı da internettir. İnternet üzerinde açılan şubeler, dışarıdaki şubelere göre çok daha ucuzdur. İnternet şubelerinin az masraflı olması ve çok sayıda insana ulaşması, bu şubelerin daha avantajlı uçak bileti satmasına imkan tanır. Bir oran vermek gerekirse sanal şubelerden alınan biletler ortalama yüzde 10 daha ucuz olur. Ayrıca internet üzerinden bilet fiyatlarını kısa sürede kıyaslayabilir, şubeleri tek tek dolaşmak zorunda kalmazsınız. Yukarıda da belirtildiği üzere, bilet fiyatlarının anlık değişimlerini de görebilirsiniz. Yani gerçek şubeye ilk sorduğunuzda 80 lira olan bir biletin, satın almaya gittiğinizde daha pahalı olması gibi durumlarla da karşılaşmazsınız.

Ekmeğin aslanın ağzından da öte olduğu bir dönemde tasarruf yapmak kolay olmasa da mümkündür. Bu yolları takip ederek seyahatlerinizde hava yolunu tercih edebilir, belki otobüs biletlerinden daha ekonomik bir uçak bileti alabilirsiniz. Bu durumda hem paranız cebinizde kalır, hem de yollarda uzun saatler harcamazsınız.

Adsız

NetQin Mobile Guard İle Cep Telefonunuzun Performansını Arttırın!


Her ne kadar günümüzde Symbian kullanıcıları azalıp ilgi, Android işletim sistemine sahip cep telefonlarına yönelse de benim gibi Symbian'ı henüz bırakmamış binlerce Nokia sever vardır.

Nokia kullanıcılarının da bildiği üzere OVI Store, Nokia'nın uygulama marketidir. Ben ise bir türlü sevemediğimi söylemek isterim. Yani ücretsiz olarak iyi denilebilecek programların sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Opera Mobile, Whatsapp vs. gibi 1-2 uygulama sayabilirim ancak.

Uyarı : Programı indirip kullanan bazı çok bilmiş arkadaşlar yazının tamamını okumadan NetQin programın önerdiği virüs programını telefonlarına indiriyorlar. Ben zaten alt kısımlarda (OS Scan kısmında not olarak) o virüs programını indirmeyin diyerek size uyarıda bulunmuştum ama; okuma tenezzülünde bulunmayanlar için göze çarpması maksadı ile bir de bu uyarı üst taraflara yazmak istedim. "Programın size önereceği virüs programını in-dir-me-yi-niz!!" Çünkü onu indirdiğiniz takdirde hizmet bedeli olarak 5 TL kesinti yaparlar hattınızdan. Bırakın telefon performansınız 4 yıldız kalsın ama o virüs programını indirmeyin. Onu indirmediğiniz takdirde NetQin'i çok rahat bir şekilde ücretsiz bir şekilde kullanabilirsiniz!!! Benim bu uygulamayı yapan şirketle hiçbir alakam olmayıp ben de sizler gibi sadece kullanıcıyımdır. Bu sebeple kesinti yapılan 5 TL'den hiçbir şekilde sorumlu olmam. Ücret kesintisi konusunda da gerekli açıklamaları yaptım zaten.


Uyarı 2 : O virüs programı telefonunda yüklü olanlar derhal silsinler. Sildikleri takdirde hatlarından 5 TL alınmamaktadır! 

Uyarılardan sonra, NetQin'i tanıtmaya devam edelim.. Yaklaşık olarak 1 sene önce Mobile Guard uygulamasını keşfetmiştim. Kelime anlamı telefon görevlisidir. Aslında programın tam adı NetQin Mobile Guard'dır. Program NetQin markası tarafından yapılmaktadır. Çok da işlevsel ve hoş bir uygulama. Cep telefonunuzdaki gereksiz güç tüketimlerini en aza indirerek, minimum güç tüketimi sağlar. Bu da şarjınızın daha çok dayanmasını sağladığı için dolayısıyla telefonunuzun pil ömrünü uzatır. Arka planda çalışan, sizin görmediğiniz gereksiz uygulamaların otomatik olarak çalışmasını engelleyerek telefonunuz için daha hızlı bir ön yükleme sağlar ve bu durum, telefonunuzun performansını arttırır. Ayrıca bütün bu özellikler yanında numara filtreleme özelliği ile sizi rahatsız eden numaraları bu program sayesinde kolaylıkla engelleyebilirsiniz.


Programın şuanda sadece Android ve Symbian işletim sistemlerini destekleyen versiyonları bulunmaktadır. Ben ise bu yazımda Symbian versiyonunu tanıtacağım. NetQin markasına ait tüm uygulamalara buradan ulaşabilirsiniz.

Nokia kullanıcıları programı OVI üzerinden indirebilirler. OVI'den indirildiği zaman program arayüzü ingilizcedir. Bazı internet sitelerinde Türkçe versiyonlarına da rastladım fakat; Türkçe sürümünü kullanabilmek için "signed" denen bir işlem gerçekleştirilmesi gerekiyormuş. Signed işlemiyle uğraşamam diyorsanız cep telefonunuzdaki OVI uygulaması aracılığıyla OVI mağazadan ingilizce versiyonunu rahatlıkla indirip, kurabilirsiniz.

Evet! Şimdi de sizlere menüleri ve program özelliklerini adım adım açıklayayım...

Backup : Cep telefonunuzdaki verileri buradan sisteme yedekleyebilirsiniz. Cep telefonunuzdaki veriler silindiği zaman (format vs. gibi nedenlerle) bu uygulama aracılığıyla silinen verilerinizi (fotoğraf, video, telefon rehberi, uygulamalar vs.) tekrardan cep telefonunuza yükleyebilirsiniz. Yedekleme özelliğini aktif olarak kullanabilmeniz için, uygulamanın içerisinden bir hesap açmanız gerekmektedir.

Boot Mgr. : Cep telefonunuzu açtığınız zaman, siz istemesenizde bazı programlar otomatik olarak çalışır. Siz bu uygulamaların farkına varmazsınız ama onlar gizlice arka planda çalışarak hem telefonunuzun geç yüklenmesine sebep olurlar hem de şarjınızın daha çabuk bitmesine sebep olurlar. MGuard programının, Noot Mgr. kısmına girerek tüm uygulamaları "Disable Auto Start" yaparak, bu uygulamaların otomatik olarak başlamasını engelleyin. Böylece bu uygulamalar sadece siz istediğiniz zaman çalışacaktır. Otomatik olarak başlamalarını engellediğimiz için cep telefonunuz artık daha çabuk yüklenecektir, pil performansı ve telefon performansı artacatır.

Clean Spam : Bu kısım telefonunuzda temizlik yapma kısmıdır. Bazı uygulamaları kullandıktan sonra siz çıkış yapsanız da aslında o çıkış yapmaz ve arka planda size gözükmeden çalışır. (Yani home tuşuna uzun bassanız dahi gözükmezler.) "Memory Cleaning" kısmından o anda çalışmakta olan programları tesbit ederek kapatabilirsiniz. Bunu yaparak, o anda ihtiyacınız olmayan uygulamanın gereksiz yere çalışmasını önlemiş olursunuz ve o uygulamanın boş yere pil tüketimi yapmasını önleyerek, telefon ve pil performansına katkı sağlamış olursunuz. Memory cleaning kısmını, bilgisayardaki görev yöneticisine benzetebilirsiniz.

Yine Clean Spam içinde bir de "System Cleaning" diye bir şey var. System Cleaning menüsünden, cihazınızın ön belleğine yerleşmiş gereksiz verileri silerek, telefon hafızanıza katkı yapmış olursunuz. Bunu yapınca otomatikmen internet önbelliğinizi de temizlediğiniz için, internette daha yüksek bir performans ile takılabilirsiniz. System Cleaning içine girdikten sonra temizlik yapmak için tek yapmanız gereken şey, "Clear" yapmaktır. Programın bu özelliğini de bilgisayar programı olan CCleaner'a benzetebilirsiniz.

Clean Spam menüsü içerisindeki özellikler bu kadarla sınırlı değil. Mesela cep telefonunuzda bir sürü sms var ve bunları tek tek silmek zor geliyorsa; bu kısımda bulunan "SMS" kategorisinin içine girerek numaralara göre sınıflandırılmış SMSlerinizi tek tıkla topluca silebilirsiniz. SMSler numaralara göre sınıflandırıldığı için, önemli bir numaradan geldiğini düşündüğünüz SMSleri silmeyerek, sadece diğer numaralardan gelenleri silebilirsiniz. Toplu SMS silerken seçimi bize bırakması da bir artı özelliktir aslında.


App Mgr. : Bu kısma girdiğiniz zaman MGuard, hangi uygulamaların güvenli hangilerinin güvenli olmadığını gösterir ve telefondaki programlamları belli aralıklarla, size sorarak, güvenlik testinden geçirir. Uygulamalarınız güvenli ise yani telefonunuza herhangi bir zararı yoksa, programın yan tarafında şu şekilde --> [Secure] yazmaktadır ve bir de tik işareti bulunmaktadır. Bu kısma girdikten sonra herhangi bir programın üzerine gelip "Cloud Scan" yaparak o programın güvenli olup olmadığını test edebilirsiniz..


OS Scan : Buradan cep telefonunuzu performans testine sokabilirsiniz. Cep telefonunuzun durumuna göre MGuard cep telefonunuza yıldız veriyor. Ayrıca telefonunuz 5 yıldızlı değilse, telefon eksiklerini size "Last Security Report" kısmından rapor olarak sunuyor.
  
NOT : Genelde tüm eksiklikleri karşılasanız bile 4 yıldız veriyor. 5. yıldız için telefonunuza NetQin markasına ait olan bir anti-virüs programı kurmanızı istiyor. 5 yıldız için bence anti-virüs programını indiremenize gerek yoktur. Yani 4 yıldız olması da telefonunuzun performansının iyi oldugunu gösterir. Ben, programın önerdiği virüs programını kullanmıyorum. Size tavsiyem sizin de virüs programını kesinlikle indirmemeniz. Hattınızdan 5 TL kesinti yapmaktadırlar.  Bırakın uygulama telefon performansını 4 yıldız göstersin. Sorun değil. Programın önerdiği o virüs programı olmasa da olur.


 
Call Filter : Programın numara filtreleme özelliğidir. Aslında programın en iyi özelliklerinden bir tanesidir. Eğer sizi rahatsız eden bir numara varsa bu kısımdan sizi rahatsız eden numarayı engelleyebilirsiniz.



Web Mgr. : Internet yöneticisidir. Internette ne kadar süre takıldığınız ve ne kadar veri harcadığınızı raporlar.

File Mgr. : Buradan, cep telefonuzundaki dosyalara göz atabilirsiniz.

Safe Mode : Güvenli mod anlamına gelmektedir. Aktif ettiğiniz takdirde telefonunuzu güvenli modda çalıştırır. Cihazınızdaki problemlerin çözümü için güvenli bir ortam sağlayarak veri kaybını önler.

My NetQin : Program kullanıcı kodunuza ulaşabileceğiniz, program yöneticileriyle iletişime geçebileceğiniz ve bu programı yapanların, yapmış olduğu diğer cep telefonu uygulamalarına göz atabilirsiniz. Genelde işinize yaramayacak bir kısımdır.

Bu kısma kadar, elimden geldiğince programın menülerini ve özelliklerini sizlere sıraladım. Şimdi ise program ile ilgili göze çarpmayan birkaç şeyden daha bahsedeceğim size.

Programa ilk girdiğiniz anda sol at taraftan Options'a tıkladığınız zaman karşınıza gelecek olan menüden "Change Skin" yazan kısımdan programın arayüzünü değiştirebilirsiniz. Settings kısmından ise cihaz ayarlarını istediğiniz şekilde ayarlayabilirsiniz..

Settings Kısmı İle İlgili Önerilerim :
Auto Start kısmını OFF olarak ayarlayın.
Connection Prompt'u da OFF olarak ayarlayın.
Auto Detect New Versions kısmını OFF yapın. (Otomatik yeni versiyon araması iyi bir şeydir aslında ama telefonunuzda internet paketi yoksa, program sizden habersiz internete bağlanır ve kontör harcar. Hücresel ağa bağlanmasa bile sürekli wifi arar ve telefonunuzu boş yere meşgul eder. Bunu önlemek için OFF yapmanız daha doğru olacaktır fakat; bu kısmı OFF olarak ayarladığımızdan dolayı siz kendiniz arada bir güncelleme olup olmadığını kontrol etmeniz gerekecektir.)
Access point settings kısmından ise, programın ne ile internete bağlanacağını seçebilirsiniz.
Scan before installation kısmını ON yaparsanız, her program yükleyeceğinizde NetQin Mobile Guard, o program telefona kurulmadan önce zararlı mı değil mi diye tarar.
Rejection'u OFF yapmışım ben. Bana göre öylesi daha iyi. Siz istediğiniz gibi ayarlayın.
Trafic Monitor'u da OFF yapın. Geriye kalan tüm ayarlar siz kendinize göre ayarlayabilirsiniz..

NetQin progamını tanıtabileceğim en iyi şekilde tanıtmaya çalıştım sizlere. Program ile ilgili sormak istediğiniz başka sorular varsa alt tarafa yorum olarak belirtirseniz, size yardımcı olmaya çalışacağım.

Bloglar İçin Ziyaretçi Trafiği Rehberi

Okuyuculardan blog trafiği ile ilgili çok soru alıyorum. Blog oluşturmak bildiğiniz gibi çok kolay bir işlem. 1-2 dakika içerisinde ücretsiz bir şekilde blog sahibi olabiliyorsunuz. Ancak asıl mesele bundan sonra başlıyor. Hatırı sayılır bir ziyaretçi trafiği sağlamak, blog oluşturmak kadar kolay değil.

 

Blog Hocam’ın trafiğinin de çok yüksek olduğunu söylemem ama beni tatmin ediyor ve her geçen gün azar azar artmaya devam ediyor. Blog Hocam’da yazı yayınlamdığım günlerde ziyaretçi sayısı düşerken, yazı yayınladığım günlerde artıyor. Ortalma günlük trafik 400-500 arası diyebilirim.

 

Bu makalede sizlere blog trafiğini arttırmak için uyguladığım, bildiğim, gözlemlediğim tüm yöntemlerden bahsetmeye çalışcağım. Umarım faydasını görür ve ziyaretçi sayınızı arttırırsınız.

 

1. İçeriğinizi Paylaşma Olsalığı Yüksek Olan Kİtleyi Hedefleyin

 

İçeriğinizi oluştururken hedef kitlenizi doğru belirlemeli ve buna göre içerik oluşturmalısınız. İçeriğiniz hedef kirtlenize ne kadar hitap ederse, o içeriğin yayılarak daha fazla kişiye ulaşma ihtimali de artar.

 

Genellikle blogcular çok geniş bir kitleye hitap eden yazıların daha etkil olduğunu düşünürler. Ancak tecrübelerimden yola çıkarak şunu bilmenizi isterim ki hedef kitleniz ne kadar niş olursa, yazınızın paylaşılırlığı ve okuyuycu sadakatınız da o kadar yüksek oluyor.

 

Hedef kitle

 

Grafikte göstermiş olduğum yeşil bölge intetnet kullanıcılarını, turuncu bölge sosyal medya kullanıcılarını,  mavi bölge ise blog yazarlarını temsil ediyor. Sayı olarak baktığınızda internet kullanıcıları daha fazla göbi gözükse de eğer içeriğimi sosyal medya kullanıcılarına, hatta blog yazarlarına ulaştırabilirsem, bu kitlenin içeriğimi paylaşma ihtimali daha fazla olduğu için ulaştığım insan sayısını arttırabilrim.

 

2. Temel SEO Uygulamalarını Yapın

 

Blogların ve diğer web sitelerinin en önemli trafik kaynağı arama motorlarıdır. Örneğin Blog Hocam’ın trafiğinin yarısından fazlasını arama motorları sağlrken bu oran bazı bloglarda %80’lere çıkabiliyor. Bu bilgi blogunuzun arama motoru potimizasyonuna ne kadar önem vermeniz gerektiğini gösteriyor.

 

Elbette SEO konusunda bir uzman gibi hareket etmenizi beklemiyorum ama temel bilgleri okuyarak ve uygulayarak kendinizi geliştirebilirsiniz. SEO konusunda en temel ve en doğru bilgileri, Google’ın hazırladığı arama motoru optimizasyonu rehberini okuyarak öğrenebilirsiniz. Ayrıca Türkiye’nin en iyi SEO bloglarından biri olan SEO Teknikleri ‘nde de faydalı makaleler bulabilirsiniz.

 

 
Bunun dışında Blogger’ın kullanıcılarına sunduğu arama tercihlerini kullanarak da bazı temel ayarları yapabilirsiniz. Blogunuzun arama motoru performansını arttırmak için yapabileceğiniz bazı uygulamalar:
 
- Ayarlar > Arama tercihleri yolunu izleyerek arama açıklamalarını etkinleştirin ve yukarıdaki rehberden de faydalanarak  blogunuzun arama açıklamasını buraya yazın.
- Bu ayarı etkinleştirdikten sonra yeni yayın oluştururken sağ tarafta arama açıklaması seçeneğini görebileceksiniz. Buraya da yazınızla alakalı bir açıklama yazın.
- Yapabileceğiniz bir diğer ayar ise kalıcı bağlantı ayarıdır. Blogger, yazı başlığınızı kullanarak otomatik bir kalıcı bağlantı oluşturur. Ancak yazı başlığının uzunluğu ve kullanılan türkçe karakterler yüzünden bu kalıcı bağantı anlamsız olabilir. Kalıcı bağlantı ayarından bunu kendiniz yazın.
 
Bu ayarlar dışında dikkat etmeniz en önemli şey içeriğinizin kalitesi ve güncelliğidir. İçeriğinizin kalitesi, blogunuzun arama motoru performansını diğer tüm faktörler arasında en çok etkileyen faktördür.
 
3. Sosyal Medyayı Ve Sosyal Paylaşım Butonlarını Kullanın
 
Facebook, Twitter, Pinterest ve Google+ gibi sosyal ağların kullanıcı sayısı malumunuz milyonlrarı aşmış durumda. Hal böyle olunca sadece insanlar değil Google botları da sosyal medyadaki paylaşımlara ve buradan gelen sinyallere fazlasıyla önem veriyorlar. Bu sinyaller yazılarınızın daha kolay indexlenmesini ve Author Rank’inizin artmasını sağlıyor.
 
Bunların dışında hedef kitlenize ulalmak için en etkili yolun sosyal medya olduğunu söyleyebiliriz. Hedef kitlenizin yer aldığı her sosyal ağda mutlaka bir hesabınız olsun ve bu hesap aracılığıyla hem yazılarınızın promosyonunu yapın, hem de takipçi sayınızı arttırrak daha fazla kişiye ulaşmaya çalışın.
 
Blogunuza sosyal medya butonları eklemediyseniz hemen şunlardan birini deneyebilirsiniz:
 
 
4. Google Analytics Verilerini Analiz Edin
 
Google Analytics blogunuz hakkında pek çok detaylı bilge vererek yol haritanızı çizmenize ve trafiğinizi arttırmak için uygulamanız gereken taktikleri belirlemenize çok yardımcı olan bir araç.
 
Belli periyotlarla Analytics hesabınızı ziyaret ederek hangi yazınızın ne kadar okunduğunu, hangi sayfalarda daha uzun süre kalındığını, en çok hangi sitelerden trafik geldiğini, hangi aramalardan ne kadar trafik sağladığınızı kontrol edin. Verileri önceki dönemlerle karşılaştırarak neyi doğru, neyi yanlış yaptığınızı anlamaya çalışın.
 
Ayrıca Ziyaretçilere İstediklerini Verin başlıklı yazımda düşük performanslı yazılarınızı nasıl tespit edebileceğiniz ve performansını nasıl arttırabileceğiniz hakkında bazı ipuçları vermiştim. Faydalı olacaktır.
 
5. Görselleri Kullanın Ve Optimize Edin
 
BlogHocam'ı takip edenler her yazımda mutlaka görsel kullandığımı bilirler. Blog yazılarımda görsel kullanmamın öncelikli sebebi yazıya hareket katarak okunabilirliği arttırmak. Blog yazında görsel kullanımı ile ilgili yazdığım yazıda blogunuzda kullanmak üzere resim bulabileceğiniz siteleri yazmıştım.
 
Görsel kullanmamın bir diğer sebebi de Google görsel aramadan daha fazla trafik sağlamak.  Eğer resimlerinize alt ve title etiketleri ekleyerek arma motoru botlarının tanıyacağı şekilde optimize ederseniz Google görsel aramalardan da ziyaretçi çekebilirsiniz.
 
6. Yazmadan Önce Anahtar Kelime Araştırması Yapın
 
Eğer 2. maddede paylaştığım pdf dökümanını okuduysanız Google’ın da bunu önerdiğini göreceksiniz. Google’da bir konuyu arayan kişilerin hiç birinin bilgi ve uzmanlık seviyesi eşit değil. Google’dan daha fazla trafik elde etmek istiyorsanız en çok hangi kelimelerin arandığını tespit ederek yazılarınızı bu kelimelere göre optimize etmelisiniz.
 
Anahtar kelime araştırması yapmak için Google’ın ücretsiz anahtar kelime araçlarını kullanabilirsiniz. Uygun anahtar kelimeleri tespit ettikten sonra sıra bunları yazınızda kullanmaya geliyor.
 
Hedeflediğiniz anahtar kelimeleri yazı başlığında, yazı içeriğinde, kalıcı bağlantıda ve ekleyeceğiniz görselde alt etiketi olarak kullanabilirsiniz. Ancak burada dikkat etmeniz gereken şey anahtar kelmelerin yazı içerisindeki yoğunluğudur. Anahtar kelimeleri çok doğal bir şekilde kullanmalısınız. Aksi taktirde Google tarafından cezalandırılma riskiniz var.
 
7. Misafir Yazar Olun Ve Misfir Yazarları Kabul Edin
 
Misafir blogculuk olayı ilk zamanlarda blog yazarlarına çok saçma geliyordu. “Kendi blogum dururken neden başka bir bloga yazayım?” fikri çok yaygındı. Yurt dışında blogcular arasında çok popüler olan bu sistemin Türkiye’de uygulanması konusunda öncü kişilerden biri olarak misfir blogculuğun faydalarını anlatmak için çok uğraştım. Bunun için onlarca yazı yazdım. Şimdi hem Blog Hocam’da hem de diğer bloglarda misafir yazıları gördükçe çabalarımın boşa gitmediğini anlıyorum.
 
Yeni bloglar için backlink kazanmak, dolayısıyla  başka sitelerden trafik sağlamak çok zordur. Özellikle blog sahibi arkadaşlarınız yoksa nredeyse imkansızdır. Bu durumda misafir blogculuk, uygulanabilecek en etik ve en etkili yöntemdir.
 
Bir bloga konuk yazar olarak bir yazı yazdığınızda, yazının altında kendinizi kısaca tanıttığınız ve blogunuzun linki olan bir künye eklersiniz. Bu sayede hem backlink kazanmış olui hem de trafiğinizi arttırırsınız. Özellikle de popüler bir bloga misafir olduysanız beklediğiinizden çok daha fazlasını alabilirsiniz.
 
İşin bir de misafir yazar ağıralama durumu var. Kendimden örnek vereyim. Hakkımda sayfamı okursanız orada misafir olduğum blogları ve yazılarımı görebilirsiniz. O misafir yazılarımın hepsini sosyal medya hesaplarımda duyurduğum ve defalarca paylaştığım için misafir olduğum blogların en çok okunan yazıları arasına girmişlerdir. Yani misafir yazar kabul eden blogun da ziyaretçi trafiğinde artış olur.
 
Son olarak misafir blogculuk hakkında bir kaç kaynak vermek istiyorum.
 
 
8. Diğer Bloglara Yorum Yazın
 
Yeni kurulan bloglar için en kolay trafik kazanma yöntemi diğer bloglara yorum yazmaktır. Ne kadar etkili olduğu tartışılır ama ilk zamanlarda organik trafiğin çok az olduğunu düşünürsek bloglara yorum yazmak hem ziyaretçi çekmek hem de diğer blog yazarlarıyla etkileşime geçmek için denenmesi gereken bir yöntemdir.
 
Blog Hocam’ın ilk zamanlarında ben de sık sık bloglara yorum yazarak az da olsa ziyaretçi kazanıyordum. Hatta bloglara yorum yazma stratejimle ilgili bir de yazı yazmıştım.
 
9. Ödüllü Etkinlikler Düzenleyin
 
Blogunuzda ödüllü bazı ödüllü etkinlikler düzenleyerek kısa sürede ziyretçi trafiğinizi arttırabilirsiniz. Ödüllü çekiliş olayı son 1-2 yılda bloglar aradında çok yaygınlaştı. Blogcular katılımcılardan bazı şartları yerine getirmelerini istiyorlar. Bu şartlar tweet göndermek veya çekilişin duyursunu blogda paylaşmak olabiliyor. Bu sayede viral bir etkiyle çok geniş kitlelere ulaşabiliyor ve trafiğinizi kısa sürede arttırabiliyorsunuz.
 
Blog Hocam’ın 2. yaşı için yaptığım çekilşte, sponsor firmanın katkısıyla tatmin edici ödüller verdim. Böylece katılım da tavan yaptı ve kısa sürede ziyretçi trafiğim oldukça arttı. Vereceğiniz ödüller ne kadar iyi ise katılım da o kadar yüksek oluyor. Bu da daha fazla trafik demek.
 
10. Topluluklarda Aktif Olun
 
İnsanların çeşitli konularda soru sordukları, fikir danıştıkları, bilgi almaya çalıştıkları bir çok online topluluk mevcut. Bu topluluklar, kendinizi ve blogunuzu insanlara tanıtmak için oldukça ideal.
 
Blog Hocam’ı ilk oluşturduğumda (Şubat,2011) Bloxoo isminde blogcuların bir araya geldiği bir topluluk vardı. Şu an kapalı olan bu topluluk o zamanlar çok popülerdi ve Blog Hocam’ın 1 numaralı trafik kaynağıydı. Şimdi ise onun yerini alabilecek her hangi bir topluluk henüz yok ne yazık ki.
 
Bunun dışında forumlar, Facebook grupları, Gogle+ toplulukları ve soru-cevap siteleri trafik kazanabileceiniz yerler. Buralarda aktif bir şekilde yer alarak ziyaretçi sayınızı arttırabilirsiniz.
 
Söz Sizde
Mutlaka listeye ekleyebileceğiniz trafik arttırma yöntemleriniz vardır. Bunları benimle paylaşırsanız memnun olurum. Herkese iyi bloglamalar.

Adsız
 
 
OrtayiPisletenV1 - Copyrgiht 2013 - Tüm haklarımı annem kaldırdı - Tema Yapımcısı: TanerC.