Pacman Duvar Oyunu (Level 14 Bayağı Zorluyor)

Küçüklüğümde de severdim bu oyunu. Canım sıkkınken Google'da aratıp buldum. Eskiden adı daha başkaydı sanki ama hatırlayamadım. Ayrıca internetten de oynanmıyordu. Bir bilgisayar oyunuydu. Bilgisayara kurularak oynanan bir oyundu. Onun bir benzerini internete sunmuşlar. Adına da "Pacman Duvar" demişler. Yalnız bu Pacman, bizim bildiğimiz Pacman oyunundan biraz daha farklı.

Yılların tecrübesi olaraktan oyunu oynarken Level 10'a kadar çok rahat geldim. Level 10'dan sonrasında bir zorlansam da Level 14'e kadar gelebildim ama; Level 14 geçilecek gibi değil. Belli bir yerden sonra geçmenin imkansız olabileceğini düşünüyor insan psikolojik olarak. :)

Aslında oyunda verilen dondurma, kiraz, muz, güneş vs. tarzı ekstra güç sağlayan şeyleri akıllıca kullanarak sadece bu turun geçilebileceğini düşünüyorum fakat; bu turda(Level 14) onlardan az vermelerinin yanında, canavarların çokluğu da onların verimli kullanılmasını da engelliyor.

Ben henüz geçemedim ama o turu geçebilecek ve oyunu bitirebilecek mutlaka birileri çıkar diyerekten oyunu blogda paylaşayım dedim. :)

 
Oyun Nasıl Oynanır? 
Oyun çok basit. Bir iki oynamadan sonra rahatlıkla mantığını kavrarsınız zaten. Sadece yön oklarını kullanarak duvar örüyorsunuz. Oyun içindeki hareketli olan objelere [biz onlara canavar diyelim:)] çarpmadan, duvarın %80'inin tamamladığınız zaman bir sonraki tura geçiyorsunuz. Oyunun sağ üst köşesindeki "Progress" kısmından duvarın yüzde kaçını ördüğünüzü görebilirsiniz. Sol üst köşedeki "Lives" kısmı ne kadar canınız olduğunu gösteriyor. Haklarınız bitse bile yeniden başladığınızda, aynı Level'den devam edebiliyorsunuz. Oyundaki sesten rahatsız olursanız eğer, hoparlör simgesinden sesi kapayabilirsiniz.

Kaçıncı levele kadar geldiyseniz, aşağı kısma yorum olarak yazın. Özellikle de level 14'ü geçen kişi mutlaka yazsın. Geçebilecek olan arkadaşı tebrik etmek istiyorum. Ama yalancılık yapmak yok. :) :)

Hadi kolay gelsin. :)

Adsız

Blogger Sekmeli İçerik Kutusu Eklentisi

Blogunuzun sidebarına ekleyeceğiniz bu eklenti ile tek bir gadgetlık alana birden fazla gadget sığdırabileceksiniz. Nasıl mı? Bu eklentide tab yani sekmeler bulunuyor. Her bir sekmeye farklı içerik ekeyebiliyorsunuz. İster resim, ister metin, ister video. Böylece hem kullanışlı hem de şık bir sidebar eklentisine sahip olabileceksiniz.

 

Tabbed Gadget

Eklenti resimde gördüğünüz şekldedir. Bu eklentiyi blogunuza eklemek için Blogger kumanda paneline girdikten sonra Yerleşim > Gadet Ekle > HTML/JavaScript yolunu izleyerek aşağıdaki kodları yapıştırmanız yeterli.

 

<!-- Blog Hocam Sekmeli İçerik Menüsü -->
<style type="text/css">
ul.tabs {
margin: 0;
padding: 0;
float: left;
list-style: none;
height: 32px;
border-bottom: 1px solid #999999;
border-left: 1px solid #999999;
width: 100%;
}

ul.tabs li {
float: left;
margin: 0;
cursor: pointer;
padding: 0px 4px ;
height: 31px;
line-height: 21px;
border: 1px solid #999999;
border-left: none;
font-weight: bold;
background: #EEEEEE;
overflow: hidden;
position: relative;
width:50px;
}

ul.tabs li:hover {
background: #CCCCCC;
}

ul.tabs li.active{
background: #FFFFFF;
border-bottom: 1px solid #FFFFFF;
}

.tab_container {
border: 1px solid #999999;
border-top: none;
clear: both;
float: left;
width: 100%;
background: #FFFFFF;
}

.tab_content {
padding: 10px;
font-size: 1.2em;
display: none;
}

#container {
width: 280px;
margin: 0 auto;
}
</style>
<script type="text/javascript" src="http://ajax.googleapis.com/ajax/libs/jquery/1.4.2/jquery.min.js"></script>

<script type="text/javascript">
$(document).ready(function() {
$(".tab_content").hide();
$(".tab_content:first").show();
$("ul.tabs li").click(function() {
$("ul.tabs li").removeClass("active");
$(this).addClass("active");
$(".tab_content").hide();
var activeTab = $(this).attr("rel");
$("#"+activeTab).fadeIn();
});
});
</script>

<div id="container">
<ul class="tabs">
<li class="active" rel="tab1">Tab1</li>
<li rel="tab2">Tab2</li>
<li rel="tab3">Tab3</li>
</ul>
<div class="tab_container">
<div id="tab1" class="tab_content">
<p>İçerik
</p>
</div>
<div id="tab2" class="tab_content">
<p>İçerik
</p>
</div>
<div id="tab3" class="tab_content">
<p>İçerik
</p>
</div>
</div>
</div>
<!-- Blog Hocam Sekmeli İçerik Menüsü -->

 

- Kodlarda mavi renkle gösterdiğim Tab1, Tab2, Tab3 yazan yerler sekmelerin başlıklarıdır. Örneğin 1. sekmenin içeriğine favori linklerinizi koyacaksanız Tab1 başlığını Linkler olarak değiştirebilirsiniz.

 

- Mor renkle gösterdiğim yerlere o sekmeye ait içeriğin HTML kodlarını yazabilirsiniz. Sekme içerisinde resim göstermek için oraya şöyle bir kod ekleyebilirsiniz:

 

<img src="https://resim.png" />


Takıldığınız bir yer olursa yorum bölümünden sorabilirsiniz.

Adsız

Buluttaki ofisinize geçmeye hazır mısınız?

Bir ofis düşünün, duvarları, sınırları olmayan, bulutta bir ofis... Sürekli hareket halindeki yaşamınıza ayak uyduran, sizinle her yere gelen, verimli çalışmanıza yardımcı olan, zaman kazandıran, iş yaşamınızı kolaylaştıran... Kısaca her şeyiyle eksiksiz bir ofis. Office 365 size işte böyle bir ofis sunuyor. Siz de ekip olarak daha verimli çalışmak istiyorsanız, bir an önce Office 365’le buluttaki ofisinize taşının.

Office 365’le çalışmayı seçtiğiniz her yer artık ofisiniz. İster ofiste, ister yolda, ister tatilde olun; ofisinize her yerden ulaşabilir, ekip olarak ayrıyken bile birlikte çalışabilirsiniz. Kısaca siz havaalanında, ekip arkadaşlarınızdan biri ofiste, diğeri dışarıda toplantıda olabilir ve siz yine de aynı anda, aynı doküman üzerinde çalışabilirsiniz.

İşinizle ilgili her şeye, her cihazdan erişebilir, ofis dışındayken bile “ofis içinde” olabilirsiniz. Yemekteyken patronunuz arayıp, satış tablosunu havalı bir grafiğe dönüştürmenizi istedi diyelim. Office 365’iniz varsa sorun yok. SkyDrive ile buluta yüklediğiniz Excel’i restoranda açabilir, gerekli düzenlemeyi yapıp, ofisteki patronunuza yollayabilirsiniz.

Office 365’in en beğenilen özelliklerinden biri olan HD görüntülü görüşme sayesinde ekip arkadaşlarınıza veya müşterilerinize bağlanıp, görüntülü görüşmelerle işinizi yüz yüze halledebilirsiniz. Böylece hem 1 saatlik toplantı için 3 saatlik trafik çilesi çekmezsiniz, hem de yol masraflarınızı azaltabilirsiniz.

“Bizim için hem ekonomik, hem de güvenli çözüm önemli” diyorsanız; işletmenize en uygun Office 365 planını seçin, “Kullandığın Kadar Öde Modeli” ile hem maliyetlerinizi azaltın, hem de sürekli veri yedeklemesinde kayıplar yaşamayın.

Üstelik Office 365’e geçiş çok kolay. Dakikalar içinde kurun ve hemen kullanmaya başlayın.



Siz buluttaki ofisinize ne zaman geçiyorsunuz? 
Daha fazla bilgi için www.office365.com veya 444 9 365

Adsız

Blogger’da Yazıları Sonsuz Kaydırma İle Yükleme

Bildiğiniz gibi Blogger’da sayfalar arası geçişler Önceki Kayıtlar – Daha Yeni Kayıtlar linkleri ile yapılıyor. Navigasyon dediğimiz bu klasik sayfa geçşini modifiye etmek için daha önce 2 seçenek sunmuştum.

 

1. Navigasyon Linklerini Resimle Değiştirmek

2. Numaralı Sayfa Navigasyonu

 

Bu yazıda son zamanlarda çok sık karşılaştığımız bir sayfa navigasyonu seçeneğini paylaşacağım. Infinite scrolling yani sonsuz kaydırma adı verilen bu yöntem şu şekilde çalışıyor:

 

Blogger sonsuz scroll

 

Ana sayfada 7 kayıt gösterdiğinizi var sayalım. Normal şarlarda 7. kayıttan sonra bir resim veya link ile daha eski sayfaya geçi yapılması gerekir. Ancak bu eklentide 7. kayıttan sayfa aşağıya doğru kaymaya devam ediyor ve bir sonraki 7 kayıt yükleniyor. Bu döngü tüm yazılarınız gösterilinceye kadar devam ediyor.

 

Nasıl çalıştığını görmek için aşağıdaki videoyu izleyebilirsiniz.

 

 

Bu eklentiyi bizimle paylaşan Manki’ye teşekkür ettkiten sonra eklentiyi canlı test etmek isteyenleri kendisinin bloguna yönlendirmek istiyorum.

 

Eklentiye blogunuza eklemek çok kolay. Blogger kumanda paneline girdikten sonra Yerleşim > Gadget Ekle > HTML/JavaScript yolunu izleyin ve aşağıdaki kodları yapıştırın.

 

<script src='http://code.jquery.com/jquery-1.7.1.min.js' type='text/javascript'></script>
<script src='https://dl.dropboxusercontent.com/u/60346665/BH-sonsuz-scroll.js' type='text/javascript'/></script>

 

İyi bloglar!

Adsız

Daha Uzun Ömürlü Batarya İçin Neler Yapılmalı?


Bataryalı olarak kullandığımız, gerek cep telefonları olsun gerekse de bilgisayar (laptoplar) veya diğer elektronik aletler olsun. Hepimiz mutlaka uzun süreli kullanımlardan sonra bataryaların çok çabuk ölmesinden yakınmışızdır. Bataryası ölmüş bir elektronik aleti kullanmak ise çok can sıkıcıdır. Yeni batarya almaya kalksanız, orjinalini arayıp bulması, alması vs. Ayrı bir derttir.

Her bataryanın belli bir ömrü vardır. Elbetteki ölürler, bunun önüne geçemeyiz fakat; dikkatli kullanımlar ve alınacak önlemler ile bataryanızın ömrünü uzatmak sizin elinizde.

Daha uzun ömürlü batarya için, somut olması açısından, yapacağım önerileri cep telefonları üzerinden yapacağım. Aynı yöntemleri bilgisayar, tablet vs. gibi diğer elektronik aletler için de geçerlidir.

1. Şarjın Bitmesini Bekleyin
Cihazınızın şarjı tamamen bitmeden kesinlikle şarja takmayın. Bataryasının tamamen bitmesini veya  "Batarya Zayıf" uyarısı vermesini bekleyin. Ondan sonra şarja takın. Şarj tamamen bitmeden şarja takmak, bataryanızın ömrünü kısaltır.

2. Şarj Dolarken Yarıda Kesilirse....
Acele bir işiniz çıktığı zaman, şarjı yarıda kesmek zorunda kalırsanız veya elektrik kesintisi gibi durumlarda cihazınız şarjda ise, dolduğu kadarıyla kullanmaya devam edin. Şarj yeniden bitene kadar veya uyarı vermeden şarja takmayın. İlk madde de dediğim gibi şarjı tam bitmemiş bir cihazı şarja takmak bataryanın ömrünü kısaltır.

3. Tam Dolu Bataryayı Şarjdan Çıkarın
Batarya tam dolduktan sonra, hemen şarjdan çıkarın. Şarjda boş yere bekletmeyin. Bazılarımızda vardır bu durum. Örneğin, telefonun şarjı dolduğu halde daha çok şarj alacağını düşünürler. Telefonlarını şarjdan çıkarmazlar. Bunun dışından en çok yapılan hatalardan bir diğeri ise, cihazı 2 saatte dolan adam, gece yatmadan önce cihazını şarja takıyor ve sabah çıkarıyor. Bu tür durumlarda söz konusu cihaz gereğinden fazla şarjda kaldığı için bataryanıza zarar vermiş olursunuz. Yani, çok fazla şarjda kalınca cihazınız daha çok elektrik depolamaz. :)

4. Bataryayı Dinlendirin
Bu maddeyi özellikle cep telefonları ve laptoplar için yazmak istedim. Gerçi günümüzde bazı cep telefonlarında bu mümkün olmuyor ama eğer sizin cep telefonunuzun bataryası elinizle çıkarılabiliyorsa haftada 1 defa, telefonunuzun bataryasını çıkarın ve en az 1 saat bekleyin. [Daha fazla da olabilir. Bu size kalmış.] Bu, bataryanızın dinlenmesini sağlayacaktır. Benim size tavsiyem yatmadan önce bunu yapmanızdır. Çünkü "genelde" geceleri telefon kullanımı olmamaktadır. Sabaha kadar bataryanız kendini çok iyi toparlayacaktır. :)

5. Orjinal ve Cihazın Kendisine Ait Şarj Aletlerini Kullanın!
Pilin, uzun ömürlü olmasında kullanılan şarj aletinin de önemi vardır. Eğer, orjinal olmayan şarj aleti kullanırsanız, piliniz daha erken ölecektir. Piyasada NOKIA, Samsung  vs. gibi telefonların çakma şarj aletlerinden bir sürü var.  Telefonu satın alırken size verilen şarj aleti bozulduysa, ucuza kaçmayıp orjinal bir şarj aleti satın almanızı ve mecbur kalmadıkça da korsan şarj aletlerinden uzak durmanızı öneririm.

Ayrıca kendi cihazınıza ait şarj aletini kullanmaya özen gösteriniz. Yani, "ince şarjı olan vaaaaar mıııııııı?" olayını bırakın artık. :) Zorunlu olmadıkça başka telefonların şarj aletini kullanmayınız. Örneğin, NOKIA C5-03 ile  NOKIA E63-01 cep telefonlarının şarj aletleri birbirine benzese de her ikisi de ince uçlu şarj olsa da birebir aynı değildir. Bu yüzden, Cihazınız E63 ise gidip C5'in şarj aletini kullanmayım. (Not : Ben NOKIA üzerinden örnek verdim fakat bu yazdıklarım bu tüm cep telefonu markaları ve hatta tüm elektronik aletler için geçerlidir.)

6. Bataryanızı Tasarruflu Kullanın!
Bu maddeyi tamamen cep telefonları üzerinden anlatmak istiyorum. "Bataryanızı tasarruflu kullanın"dan kastım, şarjınızı olabildiğince idareli kullanın. Telefonunuzda gereksiz yere enerji tüketen uygulamaları kapatın, pilinizi tasarruflu kullanın. Cep telefonun çok fazla şarj yakması demek, cihazınızı daha sık şarja takmak anlamına geliyor. Bir telefon ne kadar çok şarja takılırsa, bataryasının ömrü de o kadar çabuk kısalır. Telefonun çok sık dolup boşalması olayı bataryanın çok çabuk ölmesine sebep olmaktadır.

Örnek vermem gerekirse, her gün şarja takılan bir telefonun bataryası; 3 günde bir şarja takılan bir telefonun bataryasından daha erken ölecektir.

Cep telefonunuzun bataryasını tasarruflu kullanmak için neler yapmalı?
  • Ekran parlaklğınızı azaltın.
  • Telefonunuzu titreşimini kapayın.
  • Gece yatmadan önce telefonunuzu kapatın.(Önemli bir mesaj/arama beklemiyorsanız.)
  • Gereksiz yere çalışan arka plan uygulamalarınız varsa bunları kapatın.
  • İnternette işiniz bittiği zaman, telefon tarayıcısını kapatın ve internet bağlantısını kesin. 
  • Cep telefonunuz ile yüksek seste müzik dinlememeye özen gösterin.
  • Whatsapp benzeri online mesajlasma servislerini kullanıyorsanız, işiniz biter bitmez kapayıp, internet baglantısını kesin. Sürekli açık kalması, çok fazla şarj tüketimine sebep olmaktadır.
Eğer telefonunuzun arka plan uygulamalarını kapama gibi özelliği yoksa Mobile Guard uygulaması işinize yarayacaktır.

Benim aklıma gelenler bunlar. Sizin aklınıza gelebilecek ne kadar çok tasarruf yöntemi varsa uygulamanızı öneririm. Bu yöntemleri uygulayarak cihazınızın bataryasını +1 sene veya daha fazla uzatmak sizin elinizde.

Konu hakkında yazacaklarım bu kadar. Konuyla ilgili görüşlerinizi aşağı kısma yorum olarak belirtirseniz sevinirim. :)

Adsız

FeedBurner’ın İncelikleri

Daha önce sık sık bahsttiğim FeedBurner, blogunuzun beslemelerini herkesle paylaşmanızı sağlayan ücretsiz bir Google ürünüdür. Daha önce FeedBurner kurulumu ve yapılması gereken temel ayarları anlattığım bir yazı yayınlamıştım. Fakat FeedBurner özellikleri ve marifetleri o yazıda anlattıklarımla sınırlı değil elbette. Gelin FeedBurner hesabınıza ince ayar yapalım.

 

 

1. E-Posta Abonelerinizi Görün

 

Biliyorsunuz FeedBurner’ın en güzel özelliklerinden biri beslemeleri e-posta ile ulaştırablmesi. Peki hiç blogunuzu e-posta ile takip edenlerin kimler olduğunu merak ettiniz mi? FeedBurner’da e-posta abonelereinizi görmek mümkün.

 

Feedburner mail aboneleri

 

Publicize > Email Subscriptions > Subscription Management > View Subscriber Details yolunu takip ettiğinizde blogunuza hangi e-posta adreslerinin kayıt olduğunu görebilirsiniz.

 

Burada e-posta adreslerinin yanında hangi tarihte abone oldukları ile Active veya Unverified şeklinde notlar yazar. Active yazanlara yazılarınız başarılı bir şekilde ulaşıyor. Unverified yazanlar ise e-posta adreslerine gelen onay linkine tıklamamış olanlar. Yazılarınız bu kişilere ulaşmaz.

 

Yazılarınızın gönderilmesini istemediğiniz e-posta adresleri varsa, o adresin yanındaki delete ikonuna tıklayarakk aboneliğini iptal edebilirsiniz.

 

 

2. Beslemelerinize Kişisel Mesaj Ekleyin

 

Dilerseniz beslemelerinizin başında abonelerinize kişisel mesajınızı gösterebilirsiniz. Bu mesaj bir duyuru, istek, hatırlatma veya reklam olabilir. İstediğiniz şeyi yazabilirsiniz.

 

Beslemelere kişisel mesaj ekleme

 

Bu özelliği kullanmak için Optimize > Browser Friendly > Content Options bölümündeki ayarları şu şekilde yapın:

 

- Feed Content: List feed item titles and content

- Personal message: Enabled

 

Kutuya da göstermek istediğiniz mesajı yazın. Bu özelliği kullanmak için Browser Friendly servisinin aktif olması gerektiğini unutmayın.

 

 

3. Beslemelerinizi Otomatik Olarak İmleyin

 

Günümüzdeki SEO çalışmalarında sosyal imlemenin önemli bir yeri var. Google, popüler sosyal imleme sitelerinden gelen sinyallere çok önem veriyor.

 

FeedBurner, Link Splicer servisi sayesinde beslemelerinizi sizin yerinize en popüler sosyal imleme sitelerinden istediğinize ekliyor.

 

Beslemeleri otomatik imleme

 

Bu özellikten faydalanmak için Optimize > Link Splicer  yolunu takip ettikten sonra listedeki sosyal imleme sitelerinden üyeliğiniz olan birini seçin ve alttaki kutuya o siteye girmek için kullandığınız kullanıcı adını yazın.

 

Benim tavsiyem del.icio.us veya Digg’i kullanmanız. Dünya çapında en popüler ve en itibarlı siteler bu ikisi. Seçiminizi yaptıktan sonra bu servisi aktifleştirmeyi unutmayın.

 

 

4. Beslemelerde Yazının Özetini Gösterme

 

Auto-Blogging diye bir şey duydunuz mu? İnsanlar bazı programları kullanarak diğer blogların beslemelerinden çektikleri yazıları kendi bloglarında otomatik olarak yayınlıyorlar. Ben de yazılarımın 7-8 blog tarafından bu şekilde kullanıldığını görünce beslemelerimi özet şeklinde göstermeye başladım.

 

Feedburner özet gösterme

 

Bu özelliği kullanmak için Optimize > Summary Burner yolunu takip ettikten sonra beslemelerde gösterilmsini istediğiniz maksimum karakter sayısını ve özetten sonra gözükmesini itediğiniz mesajı yazdıktan sonra servisi aktifleştirin.

 

Benim yazılarım genelde uzun olduğu için özette 1000 karakter gösteriyorum. Yazılarınızın uzunluğun göre farklı karakter sayıları belirleyebilirsiniz.

 

Teaser bölümüne yazının devamını okumak içinyazı başlığına tıklanması grektiğini yazmanızı öneririm.

 

 

5. Beslemelerinizin Gönderilme Saatini Belirleyin

 

Beslemelerinizi RSS okuyucusu ve tarayıcılar ile takip edenlere yeni yazılarınızanında gönderilir fakat e-posta aboneliğinde durum böyle değil. Günde 1 adet e-mail gönderileceği için gönderim saatini kendiniz belirlemelisiniz.

 

Gönderim saati için okuyucu kitlenizin en aktif olduğu saati veya yazılarınızı genellikle yazdığınız saati seçmeniz mantıklı olacaktır.

 

Takip edenler bilir benim yazı yayınlama saatlerim istisnalar dışında 11-13 arasıdır. Dolayısıyla e-mail gönderim saati olarak bu saat aralığını eçtim.

 

FeedBurner mail zamanı

 

Bu özellikten yaralanmak için Publicize > Email Subscriptions > Delivery Options servisini açın ve TimeZone olarak GMT+02:00 seçeneğini seçerek maillerinizin gönderilmesini stediğiniz saat aralığını belirleyin.

 

 

6. Abone Sayacı Oluşturun

 

FeedBurner hesabınıza kaç kişinin abone olduğnu göstermek için kullanabileceğiniz Chicklet adı verilen FeedBurner sayaçları var. Bir örneğini benim e-posta abonelik kutumda göreblirsiniz.

 

Feedburner chicklet

 

Üstelik sayacı blogunuzun tasarımına uygun renklerde oluşturabliyorsunuz. Publicize > FeedCount servisini açtığınızda renk ayarlarınızı yaptıktan sonra oluşturulan HTML kodlarını blogunuza HTML > JavaScript olarak veya sayfadaki butonu kullanarak ekleyebilirsiniz.

 

 

FeedBurner’ın ince ayarları hakkında anlatacaklarım bu kadar. Bu özellikler sayesinde FeedBurner’ı tam anlamıyla kullanabileceksiniz.

Adsız

Türkiye’nin En Kaliteli Teknoloji Blogları

Teknolojinin hızına ayak uydurabilmek için takip ettiğiniz kaynakları da iyi seçmelisiniz. Size en güncel bilgiyi sunan kaynak hem sizin zamana ayak uydurmanızı hem de yeni bir teknoloji ürünü satın almayı planlarken daha akıllı hareket etmenizi sağlayacaktır.

 

Türkiye’nin en iyi moda, yemek ve kişisel bloglarından sonra şimdi de teknoloji bloglarının bir listesini yaptım. Gelişen teknolojinin gerisinde kalmamak ve gündemi yakalamak için bu teknoloji bloglarını takip edebilirsiniz.

 

 

Elma Dergisi

 

Elma Dergisi

 

Elma Dergisi, 6 Ocak 2010′da Mehmet Avincan tarafından kurulmuş. Apple şirketi, Macintosh, iPad, iPhone, iPod, OS X, iOS ve kısaca Apple ile ilgili her türlü haber, dedikodu ve güncellemeyi kurulduğu andan bugüne kadar Türkiye’deki Apple severlere ulaştırmayı hedefleyen Türkiye’nin en sık güncellenen Apple bloglarından biri.

 

 

Teknolog

 

teknolog

 

2007 yılından beri yayında olan Teknolog , teknolojik ürünler ve web teknolojisi üzerine haberlerin yanısıra makale ve ipuçları da yayıınlıyor. Resimli ve videolu haberler, blogun en ilgi çeken kısımları arasında yer alıyor.

 

 

Tekno Twit

 

tekno twit

 

2011 yılında Ozan Koç tararafından kurulan Tekno Twit, mobil ve internet teknlojisine dair güncel paylaşımlarıyla başarılı bir teknoloji blogu olmuş durumda. Bu başarısını çeşitli blog ödüllerinde aldığı derecelerle taçlandırmış.

 

 

Teknoblog

 

teknoblog

 

Teknoblog en yeni teknolojik gelişmeleri ve en son çıkan ürünleri, en hızlı şekilde okuyucularına ulaştırmayı amaçlayan bir blog. Günlük ortalama 10 bin tekil ziyaretçi sayısıyla oldukça önemli bir kitleye hitap ediyor.Günde ortalama 20 yazı veya haberin yayınladığı site ayrıca sık aralıklarla gerçekleştirdiği detaylı ürün incelemeleriyle de önemli bir kaynak teşkil ediyor.

 

 

AOrhan

 

aorhan

 

2009 yılında Ahmet Orhan tarafından açılan AOrhan.com teknoloji ve internet kategorisindeki güncel ve bilgileyici makaleleri tanınmış bir blog olup, günlük takipçileri ile geniş kitlelere sahip bir teknoloji blogudur.

 

 

Yeni Bu

 

Yeni Bu

 

2005 ylından beri en ilginç ve en yeni teknolojik cihazların paylaşıldığı YeniBu’nun kemikleşmiş bir takipçi kitlesi var. Yazıları, haberleri ve yorumlarııyla farklı ve ilgi çekici bir teknoloji blogu.

 

 

Türkiye’de ki teknoloji bloglarının çoğu belli kaynaklardaki haberleri kullanarak içerik oluşturmaya ve bu şekilde başarılı olmaya çalışıyorlar. Fakat insanlar haberi her zaman kaynağından ve bilir kişiden almak isterler. Eğer başarılı bir teknoloji blogu oluşturmak istiyorsanız fark yaratmalısınız. Nasıl mı? Videolu ürün incelemeleri, ürün kıyaslama, infografikler ve teknolojinin önde gelen isimleriyle yapılan röportajlar bu yöntemlerden sadece bazıları.

Adsız

Off Page SEO: Doğal Link İnşaası Yöntemleri

SEO dediğimiz arama motoru optimizasyonu işlemi OnPage SEO ve OffPage SEO olmak üzere kendi içerisinde ikiye ayrılır. On Page SEO site üzerinde yapılan çalışmaları ifade ederken, Off Page SEO site dışarısında o site için yapılan çalışmaları ifade eder.

 

Site dışı SEO çalışmalarının büyük bölümünü ise link inşaası oluşturur. Bildiğiniz gibi Google ve diğer arama motorları siteleri sıralarken o siteye verilen kaliteli linklere oldukça değer verir. Şöyle bir örnek verelim;

 

“Serdar” kelimesi arandığında üst sıralarda çıkmak sitenize “Serdar” kelimesi üzerinden link aldığınız sitelerin sayısı ve kalitesi çok önemlidir.

 

doğal

 

Link inşaasını da kendi içerisinde ikiye ayırabiliriz; 1-Link alma, 2-Link kazanma. Link alma; dizinlere kayıt,  tanıtım yazıları ve link satın alma gibi faaliyetleri kapsar. Link kazanma ise doğal ve etik yöntemlerle link elde etmeyi kapsar. Bu yazıda da doğal yoldan link inşaası yöntemlerinden bahsetmek istiyorum.

 

 

1. Misafir Blogculuk

 

Misafir blogculuk yani konuk yazarlık; isminizi, blogunuzu ve dolayısıyla linkinizi yeni bir kitleye sunmak için harika bir yoldur. Hedef kitlenizin okuduğu bloglar için yazılar yazarak, bu yazıların içerisine ve künye bölümüne linkinizi yerleştirerek ücretsiz ve kaliteli backlinkler kazanabilirsiniz. Blog Hocam’a misafir olarak kaliteli backlink ve trafik kazananları görmek için buraya bakabilirsiniz.

 

 

2. Article Marketing

 

Article marketing yani makale pazarlama dünyada çok yaygın olmasına rağmen Türkiye’de pek gelişmemiş bir yöntem. Makale dizinlerine makale göndererek link kazanabileceğiniz bu yöntemde aynı misafir blogculukta olduğu gibi makalenizin altında bir künye bölümü vardır. Buraya yerleştireceğiniz link sayesinde yüksek Page Rank değerine sahip makale dizinlerinden kaliteli backlinkler kazanabilirsiniz. Türkiye’nin en büyük makale dizini Makale Marketi’dir.

 

 

3. Videolar

 

YouTube ve Vimeo dahil çoğu video servisi videoların açıklama kısmında linklere izin veriyor. Bu demek oluyor ki Google aramalarından veya direkt YouTube, Vimeo gibi sitelerin dahili aramalarından yüklediğiniz videoya ulaşanları blogunuza yönlendirebilirsiniz. Ayrıca böyle kaliteli ve popüler sitelerden alacağınız linkler de cabası.

 

 

4. Sosyal Profiller

 

Bir blog yazarı olarak sosyal medyanın etinden, sütünden, yününden faydalanmamız gerekiyor. Pek çok konuda bloggerların işine yarayan sosyal platformlar link inşaasında da önemli bir yere sahip. Twitter, Facebook, Google+, LinkedIn, YouTube ve Pinterest  gibi sosyal ağların profil bölümüne blogınızın linkini ekleyebilirsiniz.

 

 

5. Blog Yorumları

 

Do Follow bloglara yorum yazarak link inşaa etmek en basit yöntemdir. Do Follow bloglara yapılan yorumlar genellikle denetime tabi tutulduğu için yazacağınız yorum mantıklı değerli ve faydalı olmalıdır. Aksi taktirde yorumunuz silinecektir. Kullandığım bir yöntem olmadığı için maalesef Türkçe do follow blog linkleri veremiyorum.

 

 

6. Forumlar

 

Forumlar binlerce kişinin bir araya geldi platformlar olduğu için blog tanıtımı için çok uygundur. Ayrıca bazı forumlara imza bölümüne link koymaya zin verildiği için etkili bir link inşaası yöntemidir. Forumları kullanarak link inşaası yapmanın tek yolu imzalar değildir elbette. Çoğu forumda yeni sitelerin tanıtımı için başlıklar oluşturulmuştur. Buralara blounuzu tanıtan ve link içeren konular açabilirsiniz. Benim aktif olduğum tek forum WM Aracı.

 

 

7. Soru & Cevap Siteleri

 

Soru - cevap sitelerinde aktif yer alarak bildiğiniz konularla ilgili sorulara doyurucu cevaplar vermek itibarınızı ve reputasyonunuzu arttıracağı gibi link inşaası çalışmanıza da katkı sağlayacaktır. Dünyanın en popüler soru – cevap sitesi olan Yahoo Answers’ın onlarca türkçe benzeri yapılsa da hiç birinin çok kaliteli olduğunu söyleyemem.

 

 

8. “Destek Ol” Sayfası

 

Eğer sadık bir okuyucu kitleniz varsa Destek Ol sayfası link inşaası konusunda size yaredımcı olabilir. Bu ayfaya insanların size kolayca text ve banner şeklinde link vermesini sağlayacak kodları koyarsanız okuyucularınızın sitelerinden backlink kazanabilirsiniz.

 

 

9. Blog Temaları

 

Çok etkili fakat en zor yöntemlerden biri olduğunu söyleyeblirim. Çok zor çünkü bu yöntemi kullanabilmeniz için blog teması yapma yetisine sahip olmalısınız. Bir blog tenası yaptıktan sonra onu ücretsiz kulanıma açıp mümkün olduğu kadar fazla kişinin kullanmasını sağlarsanız temanın footer bölümüne ekleyeceğiniz link sayesinde temayı kullanan kişi sayısı kadar backlink kazanmış olursunuz. Tabi linkiniz silinmezse :)

 

 

SEO çalışmalarında tanıtım yazıları ve link satın alma daha hızlı çözüm olabilir ancak bu şekilde doğal link kazanmak için çaba harcamak, karşılığında da oarama sonuçlarında yükseldiğini görmek insanı daha mutlu eder diye düşünüyorum. Üstelik etik ve daha uzun ömürlü.

 

Sizin önereceğiniz doğal link inşaası yöntemleri var mı?

Adsız

Ölmeden Önce Yapmak İstediklerim {Mim}


Huniliblog tarafında mim'lenmişim. Daha önceden, "Ölmeden Önce Yapmak İstediklerim" gibisinden bir şey hiç de düşünmemiştim aslında. Madem mim'lenmişim cevap vermemek olmaz şimdi. Biraz da abartıp eğlenceli bir şeyler yazmak istiyorum. Yarı ciddi yarı ciddiyetsiz bir yazı olabilir. :)

1) İlerde ciddi anlamda, kendim hazırladığım ve binlerce kişinin kullanabileceği bir bilgisayar programı yapmak istiyorum. En önemli isteklerimden biride budur zaten. Şu okuldaki dersleri bir an önce görüp bitirsek de C#, C++, Java falan.. Hepsinin anasını ağlatayım istiyorum. :) Yapacağım program da son kullanıcının programda saçmalaması halinde, programın kendisine laf sokmasını istiyorum. :D Çok basit anlamda bunu yaptım zaten ama daha da geliştirip eğlenceli şeyler yapmak istiyorum. :)

2) Bazı sebeplerden dolayı nefret ettiğim tüm insanların ilerde bir gün ilahi adalet koşulları ile (nasıl olacak bilemiyorum ama) bir şekilde bana muhtaç kalmalarını istiyorum. Hiç acımadan da suratlarına tükürmek istiyorum. Çok acımasızca görülebilir ama aslında ben iyi biriyim.  Tanısanız seversiniz.. :)

3) İnternette ufak ufak çocuklar görüyorum bazen. Yaşı küçük marifeti büyük cinsten. Bazı bilgisayar konularında uzmanı gibi takılanlar var mesela. Bunlardan herhangi biriyle bir gün karşılaşıp : "bugün kaç saat ders çalıştın yavrum? biz seni ders çalışıyor diye bilirken sen nelerle uğraşıyorsun" demek istiyorum. Şu karikatürdeki baba örneği gibi bir şeyler yani :)


4) Fanatik bir Galatasaraylı olarak bulunduğum şehrin tam merkezine büyük bir GSStore açmak. Yıllardır hep eksikliğini düşünmüşümdür. :) Koskoca ilde sadece bir tane var ve o da ufacık bir şey. Yetmez. Kendi bulunduğum ilçeye de bir tane şart. Ah be Fatih hoca. Sen de bıraktın zaten. Bu aralar takım da kötü gidiyor. Neyse, konu sapmadan diğer maddeye geçeyim...

5) Bilgisayar alanında (programlama dilleri vs.) bir yada birkaç kitap yazmak isterim. Tabii bunun için önce kendimi iyice bir geliştirmem gerek..

6) Herhangi bir filmde figüran da olsa şöyle bir kamerada gözükmek de fena olmazdı hani. İsterdim yani. Kim istemez ki. :)

7) Huniliblog'da okuduğum maddeler arasından 12. maddeyi aynen bende yapmak isterim.  :) Şöyle ki; "Sokaktaki sıradan bir vatandaşın etrafını 5 kişiyle sarıp imza isteyerek o kişiyi 15 dakikalığına ünlü etmek."

8) Bu maddeler dışında ise uzun uzun yazmak yerine hayata geçirmek istediğim tüm "hedeflerimi" ölmeden önce yapmak isterim deyip bitirmek istiyorum.

Bu yazdıklarım dışında ise evlilik, çocuk bilmem ne falan filan tarzında çok da klasikleşmiş şeyler yazmak istemiyorum. Aklıma gelenler bunlardı benim. Belki bazıları olabilecek bazıları da hiç olmayacak isteklerdi. Kimilerini de laf olsun diye yazdım. Kimilerinde ise ciddiyet vardı. Ortaya karşık olacak şekilde bir anlık aklıma gelen şeyler yazdım.

Lafı daha fazla uzatmadan ben de bir kaç kişi mimleyip mikrofonu başkalarına atmak istiyorum.

Mimlediklerim : Beşparasız

Adsız

Samsung Türkiye Kore ve Türkiye Arasındaki Kültür Köprüsünü Güçlendiriyor.

 

Türkiye ve Kore arasındaki güçlü ilişki ve bağdan hareketle;
Türkiye’de topluma katkı sağlayacak projeler gerçekleştirmeyi benimseyen Samsung Electronics; Kore kültürünü yakından tanıtmak amacıyla düzenlenen İstanbul-Gyeongju Dünya Kültür EXPO 2013’e sponsor oldu.

Samsung Electronics Türkiye’nin ana sponsorları arasında yer aldığı İstanbul-Gyeongju Dünya Kültür EXPO 2013 etkinliği; 31 Ağustos'ta start aldı; etkinlik 22 Eylül tarihine dek sürecek. Dünya Kültür EXPO 2013’ün, 50 ülkeden, 10 binin üzerinde kişiye ev sahipliği yapması bekleniyor.

İstanbul Gyeongju - Dünya Kültür Expo 2013'ün ev sahipliğini; Kore'nin Gyeongsangbuk-do Eyaleti ve Gyeongju Belediyesi ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi üstleniyor. ''Yol, Buluşma ve Birlikte İlerleme'' teması ile gerçekleştirilecek İstanbul-Gyeongju Dünya Kültür EXPO 2013 kapsamında; özel konserler, performanslar, sergiler, filmler, uygulamalı deneyimler gibi Kore kültürünü tanıtacak birçok etkinlik düzenlenecek.

Sınırlı sayıdaki etkinlik bileti ve hediyelere sahip olmak için tek yapman gereken linke tıklayarak katılmak istediğin etkinliği ve bilgilerini paylaşmak.

Etkinlik detayları ise şu şekilde;

-Flying Gösterisi

Tarih : 4 Eylül(çarşamba)
Saat : 20:00'de başlayarak 75 dakika gösterim olacaktır.
Yer : Muhsin Ertuğrul Sahnesi
Performans İçeriği :Taekwondo , Ritmik Jimnastik , Artistik Jimnastik ve B-boying ile karışık olan bir sanat sirki eğlenceli bir performans.

-Tanrı'nın Toprağı Şilla Gösterisi

Tarih : 4 Eylül(çarşamba) - 5 Eylül(perşembe)
Saat : 20:00'de başlayarak 70 dakika gösterim olacaktır.
Yer : Cemal Reşit Rey Sahnesi (Harbiye)
Performans İçeriği : Şillanın kuruluşu, Kraliçe Seonduk, Hwarang ve Şilla yolu vs.Tanrının kurduğu Ülke Şilla, Şillanın kültürü, tarihi ve Şillanın destanı ile tanışabileceğiniz bir müzikal.

-Kore - Türkiye Semfoni Orkestrası

Tarih : 7 Eylül(Cumartesi)
Saat : 20:00'de
Yer : Lütfi Kırdar Kongre Merkezi
Müzik : 'Arirang' Symphony No.1, Double concerto for Violin and Cello Op.102, Prince Igor Polovetsian Dances, Anatolian Suite

Adsız

Bir Blogger’ın Başarı Önerileri

Başarılı bir blog ve başarılı bir blogger olmak tüm blog severler için en üst seviyedir. Buna ulaşmak için araştırmacı, yeteneğini bilen, kendini sürekli güncel tutan birisi olmaktan geçtiğini biliyoruz.

 

Aslına bakarsanız blogger olmak için blog yazma yeteneğinin yanı sıra kendinize eklemeniz gereken veya öğretemeniz gereken bir çok şey olduğunu göreceksiniz. Şu da varki ; Her blogger kendi yolundan gider ve kendi tecrübelerini anlatır. Yani siz ne kadar iyi bir araştırmacı olursanız, gidilen yolda ki tecrübelerden ilham alıp kendinize bişey katarsanız, başarılı olmak adına önünüzden bir engel daha kalkacaktır, özgün içerik dediğimiz bu yazılar bu şekilde ortaya çıkacaktır.

 

Bende üç beş yıl önce bu yola baş koyan birisiydim, okudum, araştırdım. Şimdi bir iki nacizanevi tavsiye vermek istiyorum.

 

blogger

 

Plan, Plan, Plan. . .

 

Bir blog&site kuracaksanız acele eden, olayın heyecanına kapılıp, oldu bittiye getiren mantalitenizi değiştirin. Çünkü hızlı düşünülmüş bir fikir parlak olduğu kadar da detaylanmak ister. Yani sitenizin konsepti üzerine düşünme zamanı verin kendinize. Biraz daha yaratıcı olmak adına bu yazıma bakabilirsiniz.

 

Not Alın

 

Plan yaparken mutlaka yanınızda not defteri ve kalem olsun, gerek cebinizde gerekse evde oturduğunuz mekanlarda. Böylece fikirler uçup gitmez. Ayrıca takvim hazırlayın. Örneğin ; Bir hafta plan yapma, belirlenen tarihler arası site düzenlemeleri, belirli tarihlerde içerik girmek gibi günlere yayılmış etkinlik takvimi hazırlayın. Zaman ilerledikçe rayına oturmuş bir sisteme sahip olacaksınız.

 

Araştırma

 

Araştırmadan kastım, varsa sizinle aynı konsepteki diğer siteleri inceleyin ve bunu plan dediğim kısımda gerçekleştirin. Böylece iki iki iş yapmamış olacaksınız ve unutmayın gördüğünüz herşey size ilham verir. Bu süreçte not almayı unutmayın.

 

Herşeyi Siz Biliyor Olamazsınız

 

Sitenizle ilgili bir sorunu ve yapmak istediğiniz uygulamyı bilmiyorsanız araştırın. Eğer sizin yapamayacağınız br durum ise üstelemeyin herşeyi biliyor olamazsınız, bilen birine danışarak yardım almanız zamandan tasarruf etmenizi sağlayacak ve işiniz hızlı bir süreçte işleme girecektir.

 

Motivasyon

 

Açıkca söylemeliyim herşey her zaman iyi gitmeyecek. Yeri geldiğinde maddi zorluk, yeri geldiğinde içerik eklemek için konu bulamayabilirsiniz. Fakat şunuda unutmayın bu her bloggerın başına gelmiş bir sorun olabilir. Bu size bir işarettir o işaretin adı ; İnziva. Bu dönemde yeni bilgiler toplamaya devam edin. Bir yandan webmaster forumlarında sitenizde misafir blogcu aradığınızı veya dönemlik yazar aradığınızı söyleyin. Hem siz bilgi toplamaya devam edin hemde blogunuz yayın hayatına devam etsin. Böylece motivasyon çalışmanızı yapmış olacaksınız. Ayrıca özgüven için tavsiyelerime göz atabilirsiniz.

 

 

Yazar Hakkında: Ben Kültür Yaşa blog yazarı Mustafa Yaldız. Kişisel gelişim ve genel kültür üzerine hatırı sayılı yıldır çalışma yapmaktayım ve birikimlerimi blogumda okuyucularla paylaşmak istedim. Ayrıca Twitter’dan yazılarımı okuyup, takip edebilirsiniz.

Adsız

Bir İnternet Girişimcisinden Blog Yazarlarına Notlar

Hangü gündü, hangi saatti, hangi kanaldı hatırlamıyorum ama girişimcilikle igili bir TV programında Yemek Sepeti’nin kurucusu Nevzat Aydın’ı görünce ne anlatıyor diye izlemeye başladım.

 

İsmini vermek istemediğm bir kaç internet girişimcisinin ukala konuşmaları ve tavırları beni internet girişimcilerinden ciddi anlamda soğutmuştu. İnternet girişimciliğinin yanında Nevzat Aydın’ın Enpara.com’un reklamlarında oynadığını düşünürsek onun da diğerlerinden farklı olmadığını düşünüyordum. Ancak Nevzat Aydın program boyunca yaptığı samimi konuşmaları ve alçak gönüllü tavırlarıyla kendisine, dolayısıyla internet girişimcilerine olan ön yargımı kırdı.

 

Nevzat Aydın programda sadece başarılarından bahsetmedi elbette. Yemek Sepeti’nin Rusya versiyonun ne kadar başarısız olduğunu, bu başarısızlık karşısında yaptığı hamleleri, çıkardığı dersleri de anlattı. Rusya pazarındaki başarısızlığa rağmen Birleşik Arap Emirlikleri’nde Foodonclick.com’u kurması onun girişimci kişiliğinin açık bir göstergesi sanırım.

 

Blogunuz sizin için ne ifade ediyor bilmiyorum. Belki boş zamanlrınızı değerlendirdiğiniz bir oyuncak, belki geniş kitlelere ulaşmanıza aracılıık yapacak bir platform. Kim blir belki de blogunuzu ciddi gelir getiren bir girişime dönüştürme gibi bir hayyaliniz var. Unutmayın Webrazzi Arda Kutsal tarafından yazılan bir blog iken şuanda ciddi bir girişime dönüştü.

 

Girişimciler

 

Aşağıda Yemek Sepeti’nin başarı hikayesinden çıkardığım bazı önemli dersleri yazdım. Eğer blogunuzu ciddiye alıyor ve ileride bir girişime dönüşmesini hayal ediyorsanız bu tavsiyeler altın değerinde.

 

 

Herşey Hayal Etmekle Başlar Ama Yetmez

 

Her büyük girşimin hayal ederek başladığı doğrudur fakat projelendirilmeyen bir girişim hayali hiç bir şey ifade etmez. İlk adım blogunuzun varmasını istediğiniz yeri ve şekli hayal etmektir. Ardından bu hayal fikre dönüştürülür. Hayalinizdeki blog projesinin fizibilitesini yaptıp, artılarını/eksilerini karşılaştırdıktan sonra hala bu hayali gerçekleştirmek istiyorsanız gzünüzü karartmalı ve fikrinizi eyleme geçirmelisiniz.

 

 

En Büyük Risk, Hiç Risk Almamaktır

 

Blog projenizi gerçekleştirmek için hayattı bazı riskler almanız gerekecektir. Bunların başında maddi riskler gelir. Risk almadan başarıya uaşmanız imkansızdır. Ancak risk alırken akıllıca düşünmelisiniz. Olumsuz bir durumda uğrayacağınız zararın altından kalkamayacaksınız, o riski almak pek mantıklı değil.

 

 

İlk Siz Yapın

 

Projenizin daha önce yapılmamış olması veya çok az kişi tarafından yapılmış olması önemlidir. İnternet girişimlerini incelediğinizde türünün ilk örneklerinin taklitlerinden çok ilerde olduğunu göreceksiniz. Yine Yemek Sepeti’nden örnek vereyim. 2000 yılında ilk kurulan yemek siparişi sitesiydi. Yemek Sepeti’nden sonra 30 civarında benzer site kurulmasına rağmen Yemek Sepeti’nin pazar payı %99.

 

 

Ekibinizi İyi Kurun

 

Her gün güncellenen bir blogu bile tek kişi idare edemezken blogunuzu bir girişime dönüştürmek istiyorsanız sağlam ve güvenilir bir ekibe ihtiyacınız var. Ekip arkadaşlrınızı seçerken dkkatli davranın, onların projeyi sahiplenmesi için gerekli hissiyatı yaratın.

 

 

Yetinmeyin, Büyük Düşünün

 

Denklem çok basit; büyük başarılar elde etmek istiyorsanız büyük hedefler koymalısınız. Heefleriniz büyük olmakla beraber gerçekçi olsun. Amacınız vardığınız noktayı korumak olmasın. Her zaman çıtayı aşmaya çalışın.

 

 

Bildiğiniz İşi Yapın

 

Nevzat Aydın üzerinde çalıştığı diğer projeleri anlatırken dikkatimi çeken bir şey oldu. Bahsettiği projelerin hepsi yemek ve internet üzerinediydi. Yani bildiği, denediği, öğrendiği sektörden çok uzaklaşmıyor. Siz de yıllardır moda blogu yazdıktan sonra gezi bloguyla ilgili bir projeye girişmek istiyorsanız aman dikkat!

 

 

Blogunu bir adım öteye taşıyarak girişime dönüştürmek isteyen arkadaşların yapmaları gereken  ilk şey kendilerine güvenmeleri. Çevrenizde olumsuz tepki gösteren veya olumsuz yorum yapan çok kişi olabilir. Bu çok normal. Eğer projenize inaıyorsanız tereddüt etmeyin ve harekete geçin. Başarmak için gerekli olan güç içinizde. Sadece kendine güvenmek ve çok çalışmak!

Adsız

Blogger İçin YouTube Eklentisi

YouTube ile ilgili gelişmiş bir Blogger eklentisi bulmak pek mümkün olmuyor. Halbuki YouTube kanalına özen gösteren ve yüzlerce video yükleyen blogger olduğunu biliyorum. Paylaşacağım bu YouTube eklentisi seyesinde YouTube kanalanızı blogunuzun kenar çubuğunda gösterebileceksiniz. Bu eklentide kanalınıza ait bir YouTube abonelik kutusunun altında kanalınızdaki videolar listelenir. Videolardan birine tıkladığınızda ise eklentinin üst kısmında küçük bir video oynatıcı açılır ve tıkladığınız video oynamaya başlar.

 

YouTube Kanalı İçin Blogger Eklentisi

 

Bu harika eklentinin nasıl çalıştığını görmek için test blogumdan kaydettiğim aşağıdaki videoyu izleyebilirsiniz.

 

 

Eklentiyi blogunuzda kullanmak için YouTube’da videolarınız olmasına gerek yok. Mevcut bir YouTube kullanıcısının videolarını da bu eklentide gösterebilirsiniz.Öncelikle Blogger kumanda panelinde Şablon > HTML’yi Düzenle  yolunu izleyerek Ctrl + F tuş kombinasyonunun yardımıyla </head> kodunu bulun. Bu kodun üzerine aşağıdaki kodları ekleyerek şablonu kaydedin.

 

<script src='http://code.jquery.com/jquery-latest.js'/>
<script type='text/javascript'>
    var youTubeURL = &quot;http://www.youtube.com/user/kullanıcıadı&quot;;
    //optional---------------------------------------
    var yuneroWidgetHeight = 400;
    var yuneroWidgetWidth = 270;
   
    function goClicked() {
        $(&#39;#yunero&#39;).empty().append(&#39; loading ...&#39;);
        youTubeURL=$(&#39;#youTubeUrl&#39;).val();
       
        loadYunero();
    }

    </script>

 

Burada kullanıcıadı yazan yere YouTube kullanıcı adını yazın. 400 yazan yer eklentinin yüksekliğini, 270 yazan yer eklentinin genişliğini belirler. Bu değerleri blogunuza uygun şekilde değiştirebilirsiniz.

 

Ardından Yerleşim > Gadget Ekle > HTML/JavaScript Gadget yolunu takip ederek şu kodları ekleyin.

 

<div id="yunero"></div>   
<script src="https://dl.dropbox.com/u/60346665/BH-Youtube/yunero.min.js"></script>

 

Bu eklenti hem YouTube kanalınızın abone sayısını arttırmanıza, hem de ziyaretçileri blogunuzda daha uzun süre tutmaya yarayacaktır. Eğer eklentiyi faydalı bulduysanız aşağıdaki paylaşım butonlarını kullanarak arkadaşlarınıza önerirseniz sevinirim.

 

Teşekkürler!

Adsız

Evliya Çelebi ile Sınırsız Bankacılık Serüveni

Yapı Kredi, 17. yüzyılın önde gelen gezginlerinden Evliya Çelebi animasyonları ile karşımızda…

Sınırsız Bankacılık konseptini anlatmak için eğlenceli bir yol seçen Yapı Kredi, Evliya Çelebi’nin başına gelen maceralarda ona her zaman destek olan Bank-ı Şahane olarak yer alıyor.

Bu yaklaşımla biri tanıtım videosu olmak üzere dört tane video hazırlanmış. İnternet Şubesi, Mobil Şube ve Salla Yolla hizmetlerinin anlatıldığı videolarda Evliya Çelebi, Yapı Kredi sayesinde türlü zorlukları aşıyor.

Özellikle Osmanlıca ile günümüz sosyal medya dilinin birlikte kullanılması, tarihi dokuyu günümüz teknolojisi ile çok güzel bir şekilde birleştirmesi projeyi farklılaştıran noktalardan...

Henüz keşfetmediyseniz linki: yapikredi.com.tr/sinirsizbankacilik

Evliya Çelebi’nin maceralarını izledikten hemen sonra iPad, MacBook Air ve World Hediye Kart ödüllü yarışmasına da katılabilirsiniz.

Kısa zamanda Evliya Çelebi’nin eşyalarını toplamasına yardımcı olacağınız oyunda sizden belirlenen objeleri bulmanız isteniyor.

Üç farklı sahneyi oynayıp, en yüksek puanı alan kişiler sıralamaya göre ödüllendiriliyor.
10 hafta boyunca haftanın birincisi: Yeni iPad, ikincisi 200 TL’lik World Hediye Kart, üçüncü de 100 TL’lik World Hediye Kart kazanıyor.

10 haftanın sonunda tüm haftaların birincisi ise MacBook Air kazanıyor. İkinci ve üçüncülerin ödülü de 200 ve 100 TL’lik World Hediye Kart.

 



Proje, C2A’nın markası olan Netfork Sosyal Medya Ajansı tarafından yaratılmış.
Hem Sınırsız Bankacılık projesi hem de Yapı Kredi hakkında gelişmeleri resmi Facebook sayfasından takip edebilirsiniz: facebook.com/YapiKredi

Bir bumads advertorial içeriğidir.

Adsız

Mobil Araçlar Sayesinde Blogunuzla Hep Birliktesiniz

Eğer ilgi alanınız herhangi bir şekilde internet dünyasıyla kesişiyorsa, gelişen teknolojiye ayak uydurabilmek için kendinizi sık güncelleyebilmelisiniz. Çünkü hızla gelişen bu dünyada ihtiyaç ortaya çıktıkça, bu ihtiyaçlara cevaplar da hızla gelişiyor. İşte ben bugün size blogculukta oldukça kolaylık sağlayan bir uygulamadan bahsedeceğim:

 

Mobil Araçlarda Blogculuk


Ben bu "blog" dünyasında oldukça yeniyim. Bloğumu açalı şu an itibariyle 38 gün oldu. Bu dünyaya adım atarken aklımdaki tereddütler listesinin başında "zamansızlık" geliyordu ama bahsedeceğim uygulamayla bu problemi ciddi anlamda aşmış oldum. Benim sürekli birlikte olduğum 17 aylık bir kızım var dolayısıyla güncel bir blog için her fırsatı değerlendirmem gerekiyor. Eğer bloğumla ilgilenmek için tüm şartların oluşmasını ve bilgisayarın başına oturmayı beklersem bloğumdan çok uzak kalırım.

 

Bahsedeceğim uygulamayla, her an bloğumu güncelleyebiliyor, (mesela) kızım parkta oynarken ben de yanında yazı yazıp yayınlayabiliyorum. Ipad kullandığım için yazmak da çok kolay oluyor ama iyi bir iphone kullanıcısıysanız onunla da istediğinizi elde edebilirsiniz. Bu şekilde otobüste, parkta, hava almaya çıktığınızda, işte ara verdiğinizde yani istediğiniz sürece bloğunuzla ilgilenebilirsiniz.

 

Bahsetmek istediğim iki uygulama var:

- Birincisi: Blogger'ın kendi uygulaması
- İkincisi  : BlogGo isminde başka bir uygulama

 

Şimdi bu iki uygulamayla da neler yapabileceğinize ve neler yapamayacağınıza geçelim:

 

BLOGGER

 

Blogger Mobil

 

Neler Yapabilirim?:


-Yazı yazabilir ve sonradan eklemeler değişiklikler yapabilirim.
-Etiket ekleyebilirim.
-Sadece yazının sonuna istediğim kadar resim ekleyebilirim.


Neler Yapamam?:


- Yazı yazarken hiçbir özelliği kullanamam ( yazı tipi, büyüklüğü, ortalanması..vs )
- Link veremem.
- Fotoğrafları istediğim yere ekleyemem ve boyutlarını ayarlayamam.
- Yazıyı istediğim ileri bir vakitte yayınlayamam sadece kaydedebilirim.
- Blog düzeni ve şablonla alakalı hiçbir düzenleme yapamam.


Gördüğünüz gibi bu uygulamada oldukça problem var.

 

BLOGGO

 

bloggo

 

Neler Yapabilirim?:


- Yazı yazabilir ve sonradan değişiklikler yapabilirim.
- Yazıları istediğim stilde, büyüklükte yazabilirim.
- Etiket ekleyebilirim
- İstediğim yere, istediğim kadar, istediğim boyutta resim ekleyebilirim.
- Yorum sayfama girip blogger da yapabildiklerimi yapabilirim.
- Link ekleyebilirim.
- Yazdığım yazıyı ileri bir tarihte yayınlatabilirim.
- Blogger da bile olmayan bir özellik olarak da şunu söyleyebilirim: Mesela yazınızı Ipad de bir yazı programında yazdınız (bilgisayarda wordde yazdığınızı düşünün) ve bu programda istediğiniz renk ve yazı stilini kullandınız eğer bu yazıyı direk bloggo uygulamasına kopyalarsanız yazıyı renkli olarak yayınlıyor:))


Neler yapamam?:


- Blog düzeni ve şablonla alakalı hiçbir düzenleme yapamam.
- Link eklesem de, linki olduğu gibi aktardığından, sayfamda istediğim kelimeyle göstermesini sağlayamam.

 

Şimdi ben sizin yerinizde olsam şu soruyu sorardım:
Normal internet sayfasından (safariden) açıp blogger'a girince olmuyor mu?


Birçok özellik olmuyor malesef. Mesela yazdığınız yazı uzunsa sayfayı aşağı kaydıramıyor.
Resim eklemek için galeriye giremiyor...


Bunlar olmayınca da zaten yazı yazılamıyor pek...


Dolayısıyla ben size Blogger uygulamasını değil belki ama BlogGo uygulamasını tavsiye edebilirim.


Hayır pahalı değil, ben Amerika'da yaşadığım için 2.99 $ a almıştım....


İnşallah faydalı bilgiler olmuştur...

 

Yazar Hakkında: Küçüklüğünden beri yazmayı çok seven, ucuz mutlulukların peşine düşmüş, yılların yoğunluğu içinde kaybolduğunu farkedince de kendini dinleyebilmek için hissiyatını paylaşmaya karar veren, kendince önemli gördüğü değerleri yine kendince anlattığı gibi, günlük hayata ve Amerika'ya dair kısa notlar bulabileceğiniz ucuzmutluluklar.blogspot.com sitesinin yazarı...

Adsız

Yeni Internet Explorer 10 bu sefer olmuş!

Explorer yeni sürümünün eskisiyle alakası olmadığını, geçmişten dersler alarak bambaşka bir tarayıcı yarattıkları tüm dünyaya söylüyor. Deneyen biri olarak, ben de karşılaştığım sonuca şaşırdım diyebilirim. Explorer 10, eski versiyonlarına göre, %20’lik bir performans artışı sunarken, HTML5 ve CSS3 gibi yeni web teknolojilerinde ise %60 a varan performans artışı sunuyor.

Tabletler için de Explorer 10 en iyi seçim gibi duruyor. Dokunmak için özel tasarlanmış olmasının yanı sıra, optimize edilmiş kodlar ve dolayısıyla daha düşük GPU kullanımı sayesinde de enerji tasarrufu sağlıyor. Böylece internete mobil cihazlarından giren kullanıcıların en büyük derdi olan şarj sorununu bir nebze çözüyor.




Internet Explorer, yaşadığı değişimi yine kendinden beklenmeyecek bir şekilde anlatmayı tercih etmiş. Internet Explorer 10, eski versiyonlarını en az bizim kadar sevmiyor. Bu durumu da ''www.explorerdegisinceben.com'' adlı blog’ta anlatıyor. Birçok esprili ve komik içerik arasından benim dikkatimi Çelik’in yer aldığı Vine videosu çekti. Sitede en az bu video kadar pek çok keyifli görseller ve videolar bulunuyor.

Sitede vakit geçiren ziyaretçilerin çoğu, bilgisayarına yeniden Explorer yüklüyormuş. Pek çok farklı görüş olsa da Internet Explorer 10’u deneyenler bir konuda aynı fikirde; Internet Explorer bu sefer olmuş!

www.explorerdegisinceben.com

Adsız

Profesyonel Bir Bloggerın Sahip Olması Gereken Donanımlar

Blog yazarları olarak teknolojiyle, özellikle de bilgisayar teknolojisiyle yakından ilgilenmek zorundayız. Donanım diye tabir ettiğimiz cihazlar bloglarımızın üretkenliğini ve devamlılığını arttırmamıza çok yardımcı oluyorlar.

 

Aşağıda profesyonel ve bir bloggerın sahip olması gereken cihazları ve faydalarını listeledim.

 

1. Masaüstü Bilgisayar

 

Masaüstü Bilgisayar

 

Laptop, Netbook, Tablet derken bilgisayarların boyutları küçülmeye devaam etse de hiç biri perforans olarak masaüstü bilgisayarlarıın yerini tutamaz. Ekonomk olması, çok sayıda çevre birim bağlanması, tamirinin kolay olması gibi nedenler msaüstü bilgisayarları hala cazip kılıyor. Benim de evimde Casper marka masaüstü bilgisayar ile Samsung marka bir 17” bir monitörüm var.

 

 

2. Dizüstü Bilgisayar

 

Dizüstü Bilgisayar

 

Misasaüstü bilgisayar kadar performansı yüksek olmasa da portatif ve pratik olması nedeniyle hepimizin evine ve ofisine girdi dizüstü bilgisayarlar. Küçük bir sandalyenin üstünde değil yatayımda sereserpe uzanarak blog yazmak istiyorum diyenler için birebir. Benim de kişisel kullanım için HP marka bir dizüstü bilgisayarım var.

 

 

3. Tablet Bilgisayar

 

Tablet bilgisayar

 

Bilgisayar teknolojisinin son ürünü olan tablet bilgisayarlar dokunmatik ekranlı, hafif ve küçük olduğu için sık seyahat eden blog yazarları için çok uygun. Ancak diğer bilgisayarlarda yaptığınız çizim, fotoğraf işleme ve büyük boyutlu dosyalarla çalışma imkanı pek yok. Bu sebeplerden henüz bir tanlet bilgisayar almadım.

 

 

4. Yazıcı

 

Yazıcı

 

Bilgisayar ortamındaki bir belgeyi ve fotoğrafı kağıda dökmek için kullanılan yazıcılat, bloggerlar için de çok faydalı cihazlar. Herşeyi bilgisayar ortamında okuyamayız. Bazen kağıda döküm elimize almamız gerekiyor. Bloggerlar da okudukları bir makaleyi, bir e-postayı veya internet üzerinde yapılan bir ödemeye ait ekran görüntüsünü kağıda dökerek saklamak isteyebilirler. Bu gibi durumlar için benim de evimde HP marka mürekkep püskürtmeli bir yazıcım var.

 

 

5. USB Bellek

 

USB Bellek

 

Veri depolama ve taşıyıma için kullanılan USB bellekler birden fazla bilgisayarda çalışanlar için hayati önem taşıyan aygıtlar. Kendimden bir örnek verecek olusam ofisteki bilgisayarımda yazmaya başladığım bir makaleyi USB belleğime kaydediyorum ve akşam eve gittiğimde makaleyi bitiriyorum. TDK marka 64 GB USB bellek kullanıyorum ve bana fazlasıyla yetiyor. Yetmeyenler için daha büyük depolama alanına sahip bellekler de var.

 

 

6. Temizlik Ekipmanı

 

Temizlik Ekipmanı

 

Kullandığımız bu ürünler pahalı ürünler ve bunların ömrünü uzatmak, maksimum performansla kullanmak için bakımlarına önem vermeliyiz. Hassas cihazların temizliği için yumuşak bir bez ve solüsyondan oluşan temizlik ekipmanı almanız şart.

 

 

7. Ajanda

 

ajanda

 

Bilgisayar ortamında kullanabileceğiniz çevrimiçi ve çevrimdışı pek çok ajanda uygulaması olmasına rağmen hiçbiri elinizin altında yer alan ve anında not alıp planlama yapabileceğiniz ajandaların yerini tutmuyor. Profesyonel bir bloggersanız mutlaka editöryal takviminiz ve planlamanız olması gerekiyor. Bunu için gerçek bir ajanda kullanmanızı öneririm.

 

 

8. Bilgisayar Koltuğu

 

Bilgisayar Sandalyesi

 

Blog yazarları araştırma, analiz, içerik üretme, iletişim, promosyon derken günün büyük vaktini masada bilgisayar karşısında geçiriyorlar. Postür bozukluğu ve ağrılar yaşamamak için bilgisayar başında geçirdiğimiz süre boyunca konforlu ve ergonomik bilgisayar koltukları kullanmalıyız.

 

 

Bu ürünlere ve daha fazlasına ulaşmak mağaza mağaza dolaşmanıza gerek yok. Tüm markaları bir araya getiren, fiyatları ve özellikleri kıyaslama imkanı sunan e-ticaret siteleri var. Üstelik ücretsiz indirim kuponları sayesinde bu ürünleri piyasanın çok daha altında fiyatlara alabiliyorsunuz.

 

Siz de Blog Hocam okuyucularına özel Kliksa indirim kodu ve Hepsiburada.com indirim kodu sayesinde güvenli, hızlı ve ekonomik alışveriş keyfini yaşayabilirsiniz.

Adsız

Blog Oluşturduktan Sonra Yapılması Gereken 4 Şey

Blog oluşturmak için neredeyse hiç bir teknik bilgiye ihtiyacınız yok. Blogların popüler olmasının nedenlerinden biri de bu değl mi zaten? Bir kaç dakika içinde kolayca kendi blogunuzu oluşturabiiliyorsunuz. Peki sonra? Kaleminiz çok güçlü, bilginiz fazla,  yazacak çok şeyiniz olabilir. Peki blog oluşturduktan sonra kafanızdakileri hemen yazıp paylaşmak doğru mudur? Blog oluşturduktan sonra yapılması gereken şeyler var mıdır?

Uzun vadede popüler ve başarılı bir blog olmak istiyorsanız en başından planlamanızı yapmalı, stratejinizi belirlemelisiniz. Ancak çoğumuzun önceliği para kazanmak olmadığı için bu detaylara girmeden blog oluşturduktan sonra yapmanız gereken 4 temel şeyden bahsedeceğim.

Blog Oluşturduktan Sonra Yapılması Gereken 4 Şey

1. Hakkımda Sayfası Oluşturun

Blogunuzu oluşturduktan sonra yapmanız gereken ilk şey bir “hakkımda” sayfası hazırlamak olmalı. Ben bir blogu ziyaret ettiğimde yaptığım ilk şeylerden biri, o blogun “hakkımda” sayfasını ziyaret etmektir. Hakkımda sayfasında o blogun ciddiyeti ve gidişatı ile ilgili pek çok ipucu bulurum. Ayrıca o RSS okuyucuma ekleyip eklemem de hakkımda sayfası önemli rol oynar. Analytics verilerinde hakkımda sayfamın okunma sayısını gördüğümde pek çok kişinin beimle ynı fikirde olduğunu anlıyorum. Zira blogumda en çok ziyaret edilen sayfalardan biri hakkımda sayfası.

Hakkımda sayfası oluşturmanın gereksinimi ve önemi çok açık fakat burada “öylesine” açılmış hakkımda sayfalarından bahsetmiyorum. O kadar çok kötü örnek var ki hakkımda sayfalarında. Bir hakkımda sayfası oluştururken yapılması ve yapılmaması gerekenleri yazmadan konuyu bitirmek istemedim.

×  : Başkasının hakkımda sayfasını kopyalamayın, kendinizi başka biriymişsiniz gibi anlatmayın.
: Samimi ve dürüst olun, hakkınızda doğru bilgi verin.
×  : Saçma sapan nicknameler ve abuk subuk avatarlar kullanmayın.
: Gerçek isminizi ve profil fotoğrafınızı göterin.
×  : “Beni tanıman için yaşaman lazım” gibi gereksiz şeyler yazmayın
: Yazdığınız konuyla ilgili bilgi ve deneyimlerinizden bahsedin.
×  : İnsanları rahatsız edecek argo kelimeler kullanmayın.
: Blogunuzun misyonu ve vizyonu hakkında bilgi verin.


2. Google Analytics’e Kayıt Olun

Google Analytics, ziyaretçilerin blogunuzda davranışları, blogunuza nereden ve nasıl ulaştıkları hakkında bilgi veren ücretsiz bir araçtır. Yazılarınızın, relamlarınızın, link kampanyalarınızın başarısını ölçmek için en ideal araçtır. Daha ilk günden bu araca kayıt lursanız blounuzun trafiğindeki gelişmey gün be gün takip edebilirsiniz. Yazıların okunma sayısı, hemen çıkma oranı gibi verilerden faydalanarak yeni stratejiler geliştirebilirsiniz. Bu ve daha saymadığım yüzlerce nedenden ötürü mutlaka Google Analytics’e kayıt olmalısınız.

Google Analytics’e bir kaç adımda kolayca kayıt olduktan en geç 24 saat sona veriler Analytics panelinizde görünmeye başlar. Google Analytics’te en dikkat etmeniz gereken metriklerden ksaca bahsedelim.

- Gerçek Zamanlı : O an blogunuzda kaç kişinin bulunduğunu, hangi kaynaktan geldiğini, hangi sayfayı okuduğunu, hangi şehirden bağlandığını görebilirsiniz.

- Kitle : Seçtiğiniz zaman aralığında blogunuzu kaç kişinin ziyaret ettiğini, o kişilere ait demografik bilgleri, ortalama ziyaret sürelerini ve hemen çıkma oranlarını görebilirsiniz.

- Trafik Kaynakları : Seçtiğiniz zaman aralığında blogunuza yapılan ziyaretlerin kaynağını, eğer kaynak Google’sa hangi aramalardan blogunuza ulaşıldığını görebilirsiniz.

- İçerik : Seçtiğiniz zaman arlığında hangi yazınızın kaç kişi tarafından kaç kez okunduğunu, ziyaretçilerin o sayfada kslma süresini görebilirsiniz.


3. Site Haritası Gönderin

Google Web Yöneticisi Araçlarını sanırım duymuşsunuzdur. Google ile blogunuz arasındaki teknik ilişkiyi görebileceğiniz, iyileştirebilecğiniz, sorunları düzeltebileceğiniz bir merkez. Google Wb Yöneticisi Araçlarıyla yapabileceklerinizden kısaca bahsettikten sonra asıl konumuz olan site haritası eklemeye geçeceğim.

- Tarama Hataları: Google botları bir sayfanızdan başka bir sayfanıza giden bağlantıları ziyaret etmek isterler. Eğer bağlantı verdiğiniz sayfayı sldiyseniz veya bağlantı verirken yazım yanlışı yaptıysanız 404 dediğimiz bulunumadı hatası ile karşılaşılır. Bu bölümde Google botlarının blogunuzu taraken karşılaştığı hataları görebilirsiniz.

- Arama Sorguları: Google’dangi kelime arandığında blogunuzun arama sonnuçlarında çktığını, ortalama kaçıncı sırada çıktığını, kaç kez tıklandığını ve tıklanma oranını bu bölümden takip edebilirsiniz.

- Sitenize Bağlantılar: Bu bölümde blogunuza hang sitelerden link verildiğini, bu linklerin hangi kelimeler üzerinden verildiğini ve hangi sayfalarınıza link verildiğini görebilirsiniz.

- Site Haritaları: Gelelim asıl mevzumuza. Site haritaları adından da anlaşılacağı gibi blogunuzun haritasını çıkararak Google’a bildirir. Böylece yazılarınız daha hızlı bir şekilde Google dizinine eklenir. Blogların en önemli trafki kaynağı Google olduğu için yazıların tam ve hızlı bir şekilde Google dizinine eklenmesi önemlidir.

Google Web Yöneticisi Araçlarına site haritanızı eklemek için Webmaster Tools ana sayfasına gidip oturum açtıktan sonra blogunuzun ismine tıklayın ve sırasıyla şu yolu izleyin: Optimizasyon > Site haritaları > Site Haritası Ekleme/Test Etme . Açılan kutuya şunu yazın: atom.xml?redirect=false&start-index=1&max-results=500 Test ettiğinizde sorun yoksa bu şekilde kaydedebilirsiniz.


4. Sosyal Medya Profilleri Oluşturun

Aynı ilgi alanına sahip milyonlarca insanı bir araya getirme gücüne sahip olan sosyal medya blog yazarları için bulunmaz bir nimet. Hedef kitlenize hızlı ve kolay bir şekilde ulaşarak onlara blogunuzu tanıtmanın yolu sosyal medya aktif olmaktan geçiyor. Bunun için hedef kitlenizin yer aldığı Facebook, Twitter, Google+, Pinterest gibi sosyal mecralarda mutlaka bir profil oluşturmalısınız.

Tabi iş profil oluşturmakla bitmiyor. Önemli olan bu profili aktif bir şekilde yönetmek ve hedef kitleyle etkileşime geçerek onları blogunuza çekmektir. Ayrıca blogunuza sosyal medya butonları ekleyerek sosyal medya profillerinize link vermeyi unutmayın.


Biliyorum bazılarınız aylardır/yıllardır blog yazıyor ve bu aşamaları çoktan geçtiler. Ancak unutmayın blog dünyasına her geçen gün yeni bloglar ve blogcular katılıyor. Blog Hocam da her seviyede blog yazarına hitap ettiği için zaman zaman onlara için de yazılar yazmam gerktiğini düşünüyorum. Bu da onlardan biriydi.

Eğer blogunuzu oluşturduysanız ve yukarıda paylaştığım 4 temel aksiyonu yaptıysanız ilk yazınızı yayınlamaya hazırsınız demektir.

Rastgele!

Adsız
 
 
OrtayiPisletenV1 - Copyrgiht 2013 - Tüm haklarımı annem kaldırdı - Tema Yapımcısı: TanerC.