Allah kimseyi öyle insanlarla karşılaştırmasın, gerçekten çok zor bir durum. Ben şahsen buna bu sene ilk defa şahit oldum. Hiç istemediğin şeyi zorla kabul etmek durumuna bile gelebiliyorsunuz bazen.
Geri kafalı insanlar derken, geri zekalı, salak insan anlamında demiyorum. Kendini bir türlü yenileyemeyen. Eski kafalı ve anlayışsız insanlardan bahsediyorum. En doğruyu hep kendilerinin bildiğini sanarlar. Dediklerinde inatçıdırlar. Sen ne kadar yaptığının yanlış olduğunu söylesende o anlamaz. Geri kafalıdır çünkü. İnatçıdır.
Karşılaştığı tüm olayları geçmişle karşılaştırır bu geri kafalılar.
"Bizim zamanımıda insanlar böyle değildi. Şimdi herkes rahatına bakıyor. Doktorlar, hastane boş. Bizim zamanımızda hiçbiri yok. Kimse şikayet etmiyordu. Biz bir odada 10 kişi ders çalışırdık. Rahat batar. Herkese bir odanın ne gereği var. Bir odada 5 arkadaş oturup ders çalışılabilir."
vb. tarzda gereksiz ve saçma sapan düşünceleri vardır. Kendilerini bir türlü güncelleyemezler. Bütün bunları bir kenara bırakın, geri kafalı olduklarını da bir türlü kabullenemezler. Çünkü o hep en doğruyu bildiğiniz sanar.
Bu geri kafalı insanlar, bir apartmanın 4. katında oturmak varken, lüks ve rahat bir yerde oturmak varken, sırf gereksiz ve boş düşünceleri yüzünden bir evin zemin katına bile mahkum ederler. Sizi hep zor durumda bırakırlar. Bu tip insanlar en yakınlarına bile güvenmezler, gidip onlar gibi geri kafalı insanlara güvenirler hep.
Sizin zamanınızda olan her şey sizin zamanınızda kalmıştır zaten. Devir değişiyor. İnsanlar değişiyor. Geçmiş zamanı şimdiye uyarlamak ne derece mantıklı olabilir? Tek başına dünyaya düzenine karşı gelmek kadar saçma geliyor bana, bu tarz inanların tutumu. Dediğim dedik bir dikatörlükleri vardır ki o kalın kafalarına ne dersen de bir şeyler sokamazsın. Tüm dünya o yaptığının yanlış ve gerizekalıca bir şey olduğunu söylese de o yine bildiğini yapacak kadar kalın kafalıdır. Olaylara da hiçbir zaman objektif bakamazlar ve hep tek taraflı değerlendirirler olayları bu sebeple de pek sevilmezler ki ben ilk defa öyle bir tipe şahit oldum. Bırakın sevilmemeyi nefret eder aşamaya geldiğimi de söyleyebilirim.
Yazıda bir amcanın birinden bahsediyorum. Henüz kendisini tanıyalı çok olmadı ama keşke hiç tanımasaymışım diyorum. İçinin dökesim var.. Yazacak çok şey var aslında ama, yazamıyorum. Bu da tanınmış bir blogun bir dezavantajı işte. Bu yüzden de böyle kişisel yazıları gönül rahatlığıyla yazamıyor insan. Kim bilir, belki oğlu belkide bir yakını okur yazıyı diye, içinde bulunduğum durum ile ilgili pek de ayrıntıya giremiyorum. Kimseyle bir kırgınlığım falan olsun istemem çünkü.
Yazımı da burada bitirmek istiyorum sevgili okur. Biraz da olsa blog yazmanın avantajlarından birini kullanarak içimi dökmeye çalıştım. Ben bu tip insan ve insanlarla muhattap oldum ve size de elimden geldiğince tarif etmeye çalıştım. Aklınızda belli bir profil hemen oluşmuştur zaten ve siz siz olun bu tip insanlarla,
0 yorum: