10.Sınıf Coğrafya Kitabı Cevapları


KAYAÇLAR VE OLUŞUMLARINA GÖRE KAYAÇ TÜRLERİ
HAZIRLIK ÇALIŞMALARI

1
.Çevrenizdeki yeryüzü şekillerini oluşturan faktörler hakkında neler söyleyebilirsiniz?
2.
Bugüne kadar aşağıdaki yer şekillerinden hangilerini gördünüz?
İnsanlar, ilk çağlardan beri yer kabuğunun yapı malzemesi olan ve genellikle minerallerden oluşan kayaçlardan çeşitli alanlarda yararlanmışlardır. Bu kayaçlarla kesici aletler yaparak avlanmışlar, bitki parçalamışlar; kayaçları süs, kap kacak vb. amaçlar için kullanmışlardır. Ayrıca kayaları oymak suretiyle barınma ihtiyaçlarını gidermişlerdir. İnsanlar çok eski dönemlerde kayaçların farklı sertlikte olduklarını görmüşler ve bunları değişik şekillerde kullanmışlardır.

KAYAÇLARIN YER ŞEKİLLERİNİN OLUŞUMUNA ETKİSİ
Yeryüzündeki kayaçlar, dış kuvvetler ve yer kabuğu hareketlerinin etkisiyle sürekli aşınıp biçimlenir. Genel olarak aşınmaya karşı dayanıklı kayaçlar, çevresine göre yüksek ve belirgin yer şekillerini oluşturur.Kolay aşınan ve parçalanan kayaçlar ise alçak ve belirgin olmayan yer şekillerini meydana getirir.

Yukarıdaki resimde görülen andezit, kil, kum, marn ve alüvyonlar hangi fiziki özellikleri ile birbirlerinden ayrılır? Araştırınız.
Andezit, kil, kum, marn ve alüvyonlar sertlikleri ve aşınmaya karşı dirençleri bakımından birbirinden ayrılır. Yeryüzündeki kayaçlar, dış kuvvetler ve yer kabuğu hareketlerinin etkisiyle sürekli aşınıp biçimlenir. Genel olarak aşınmaya karşı dayanıklı kayaçlar, çevresine göre yüksek ve belirgin yer şekillerini oluşturur.
Kolay aşınan ve parçalanan kayaçlar ise alçak ve belirgin olmayan yer şekillerini meydana getirir.Andezit, kil, kum, marn ve alüvyonlar üzerinde oluşan yerşekilleri de yükselti ve şekilleri ile farklılık gösterir.


SAYFA 7
- İNCELEME
Yukarıdaki resimlerde bulunan yüzey şekillerinin oluşmasında granitin hangi özelliğinin etkili olduğunu söyleyiniz.
Granitin iri unsurlu olması; sert ve aşınmaya karşı dayanıklı olmasına neden olmuştur. Bu durum granit bloklarının olduğu yerlerde belirgin (duvar gibi) yerşekillerinin oluşmasına neden olmuştur.

İNCELEME SAYFA 8 

Farklı yer şekillerinin oluşmasında kayaçların hangi özelliklerinin etkili olduğunu araştırınız. Araştırma bulgularınızı sınıfınızda arkadaşlarınızla paylaşarak ürün dosyanıza yerleştiriniz.
Kayaçların sertlikleri ve aşınmaya karşı dayanıklı olup olmama durumları farklı yerşekillerinin oluşumunda etkili olmuştur. Peri bacası örneğinde olduğu gibi bazaltın tüfe göre sert ve aşınmaya karşı dayanıklı olması daha zor aşınmasına ,tüfün kolay aşınması nedeniyle de bazaltın peri pacalarının tepesinde bazaltın takke gibi kalmasına ve bu özel yer yüzü şeklinin oluşmasına neden olmuştur.

PERFORMANS ÖDEVİ SAYFA
*Güver Kanyonu’na benzeyen, Dünya’daki tipik kanyon örneklerini sergileyen bir pano çalışması
yapınız.


TÜRKİYENİN EN İYİ 10 KANYONU:
VALLA KANYONU
Yabani hayvanlara ev sahipliği yapıyor:
Kastamonu’nun Pınarbaşı İlçesi Muratbaşı Köyü sınırları içinde.Devrekani Çayı ile Kanlıçay’ın birleştiği bölgeden başlayıp, Cide İlçesi istikametinde 12 kilometre uzunluğunda devam ediyor.Girişi son derece zor olan kanyonun, yan duvar kayalarının yüksekliği yer yer 800-1200 metreye ulaşıyor.Devrekani Çayı ve Kanlıçay’ın kesiştiği noktadan rahatlıkla seyredilebilen kanyon suyun kayaları aşındırmasından oluşmuş.Milli Park içinde olan kanyon turizme açık.Ankara’dan 270 kilometre,İstanbul’dan ise 450 kilometre uzaklıkta.İçerisinde tesis yok.Doğal özellikleri ve şelaleleri doyumsuz güzellikte.Sarp kayalıklarında kartal, akbaba, atmaca, doğan gibi tüm yabani hayvanları barındırıyor.Doğal tuzaklar ve tehlikelerle dolu kanyonun teçhizatsız ve rehbersiz geçilmesi mümkün değil.

KÖPRÜLÜ KANYON
Önemli bir rafting merkezi:
Antalya kent merkezinden 85 kilometre uzaklıkta.Manavgat’ın 63 kilometre kuzeydoğusundaki Taşağıl Beldesi Selge Antik Kenti’nin hemen yanında yer alan Köprülü Kanyon, 14 kilometre uzunluğunda.Derinliği bazen 300 metreye ulaşıyor.Su kaynağının dere yatağını aşındırmasıyla oluşan kanyona sadece özel araçlarla ulaşılabiliyor.Köprülü Kanyon’da küçük bir dinlenme tesisi ve konaklama için 40 kişilik bir pansiyon var.İçinde sadece Akdeniz’e has olan Akdeniz servisi bulunuyor.Zakkum, yabani gül, ılgın, böğürtlen gibi bitkiler yetişiyor.Ayrıca tilki, kurt, yaban keçisi, kunduz, keklik, turaç, yabani güvercin, çulluk, üveyik, porsuk, kartal ve doğan da görülebiliyor.Önemli rafting ve trekking merkezi.
KARACEHENNEM BOĞAZI


Turizme açık ama tesis yok:
Kastamonu’nun Küre İlçesi’ne bağlı Belören Köyü’nde bulunan 500 metre yüksekliğindeki Karacehennem Vadisi iki parçadan oluşuyor.Birincisi 2 kilometre uzunluğunda Ersizlerdere Kanyonu, ikincisi ise 3 kilometre uzunluğundaki Karacehennem Boğazı.Küre İlçesi’nden 8 kilometre uzaklıkta bulunuyor.Binlerce yıllık tarihe sahip Karacehennem Boğazı suyun kayaları aşındırmasıyla oluşmuş.Turizme açık ancak içinde tesis yok.Ana yolda 500 metre mesafede yerli ve yabancı turistlerin konaklayacağı kafe bulunuyor.Ankara’ya 300, İstanbul’a ise 550 kilometre uzaklıkta. Yeşil, tepelik ve dağlarla kaplı bir doğa harikası.Bölgede yaban domuzu, ayı ve tavşan gibi yabani hayvanlar yaşıyor.Teçhizatı olan herkes doğa sporu yapabiliyor.
EŞEN ÇAYI KANYONU

 

Çamur banyosu yapabilirsiniz:
Antalya Akdağlar’ın kuzeyinde,Kızılcadağ’dan doğan Eşen Çayı,kollarıyla ile Saklıkent Kanyonu ile Eşen deltasını oluşturarak Akdeniz’e dökülüyor.125 kilometre uzunluğundaki çayın 80 kilometresi Muğla sınırları içinde.Eşen Çayı yaz aylarında özellikle kano turuna katılmak isteyenlerin akınına uğruyor.Yapılan turlar, 15 kilometrelik bir mesafe kano ile geçilerek Patara kumsalında son buluyor.Güzergahın bir bölümünde çamur banyosu molası veriliyor.Kokusuz çamur havuzlarına balıklama atlayıp baştan aşağı çamura bulananlar fotoğraf çektirmeyi ihmal etmiyor.Çamurdan kurtulmak için tek yol Eşen Çayı’nın buz gibi sularına kendinizi bırakmak.Nehrin etrafında okaliptus ağaçları yükseliyor.
 

ÇORUH VADİSİ
Kanyon asma köprülerle süslü
Gürcistan’ın Batum kentinde denize dökülen Çoruh Nehri, Artvin’in Yusufeli ve Erzurum’un İspir ilçelerine kadar uzanan yaklaşık 460 kilometrelik bir alanı kapsıyor. Çoruh Nehri Vadisi, tümüyle turizme açık. Artvin - Yusufeli ve Yusufeli - Erzurum arası çalışan otobüs ve minibüslerle Çoruh Vadisi’nin her yerine ulaşmak mümkün. Buralardaki ilçelerde küçük oteller ve pansiyonlar var. Nehir boyunca uzanan ve zaman zaman kanyon halini alan sarp kayalar, taş ve asma köprülerle süslü. Yöreye özgü ahşap evler vadiye değişik bir güzellik katıyor. Bu arada Yusufeli’nde Çoruh Nehri’nin kolu olan Barhal Çayı, rafting için Türkiye’nin en önemli birkaç parkurundan biri olarak gösteriliyor.

 

SAKLIKENT
En çok turist çeken yerlerden biri:
Fethiye’ye bağlı Kayaköy sınırları içerisindeki Saklıkent Kanyonu, 18 kilometre uzunluğunda ve 300 metre derinliğinde.Türkiye’nin en çok turist çeken kanyonları arasında.Her yıl ortalama 200- 250 bin kişi ziyaret ediyor.Roma Dönemi’ne ait 16 mağaranın bulunduğu kanyon, suların aşındırmasıyla oluşmuş.2- 3 bin yıl önce sığınak olarak kullanılmış. Dik vadi yamaçlarına sahip Saklıkent Kanyonu Milli Park alanında kızılçam, karaçam ve sedir çoğunlukta.Ayrıca Aktez Yaylası’nın güneydoğusu, soğanlı bitkilerin endemik olarak yetiştikleri saha olarak biliniyor.Konaklama için ağaç evler, moteller ve restoranlar var. Rafting sporu yapılıyor.
 

GÜVER KANYONU
Doğa yürüyüşleri yapılıyor:
Antalya’nın kuzeyinde Düzlercam Parkı yakınındaki Güver Uçurumu Kanyonu, 2 kilometre uzunluğa, 30 metre genişliğe ve 115 metre derinliğe sahip.Suyun kayaları aşındırmasıyla meydana gelmiş.Antalya merkezinden 20 kilometre uzaklıkta.Konaklama için bir tesis bulunmuyor ancak, Düzlerçamı Piknik Alanı’nda günübirlik konaklama yapılabiliyor.Akdeniz bitki örtüsü maki, ardıç, meşe, pırnal meşesi, sakız, keçiboynuzu ve funda gibi ağaç ve çalı toplulukları var.Parkta, Geyik Dağı keçisi, tilki, kurt, üveyik, kartal ve doğan kuşları da bulunuyor. Doğa yürüyüşleri yapılabiliyor.
 

IHLARA VADİSİ
İçinde 105 tane kaya kilisesi var:
Aksaray il sınırlarında bulunan Ihlara Vadisi 14 kilometre uzunluğunda.Yer yer 150 ile 200 metre arasında değişen vadileri var.Aksaray merkezden dolmuşa binerek gidilebiliyor. Hasan Dağı’na yakın olan Ihlara Vadisi’nde geçmiş zamanda yaşanan volkanik püskürmeyle oluşan volkanik tabakaların ve buradan çıkan bazalt ve andezit yoğunluklu lavların soğumasıyla ortaya çıktığı varsayılıyor.Vadi Ihlara Kasabası’dan başlayıp, Selime Kasabası’nda son buluyor.Vadi boyunca kayalara oyulmuş sayısız barınaklar, mezarlar ve kiliseler var.Bazı barınaklar ve kiliseler ise yeraltı şehirlerinde olduğu gibi birbirlerine tünellerle bağlanıyor.Vadi içerisinde bulunan 105 kiliseden bazıları ziyaretçilere açık.
 

LAMAS KANYONU
Cennetten bir köşe:
Mersin’in Erdemli İlçesi’ndeki Lamas Kanyonu, yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı.Toroslar’dan doğan Limonlu Deresi’nin kıvrımlar yaparak denize kavuşurken oluşturduğu 114 kilometrelik Lamas Kanyonu, zaman zaman 200 metre yüksekliğe ulaşan iki taraflı dik duvarlara sahip.Patika bir yol kanyon boyunca uzanırken, ziyaretçiler çayda yüzme imkanı buluyor.Tarihi mekanlar ve meyve bahçeleri trekkingçiler ve kampçılar için vazgeçilmez yerlerin başında geliyor.Lamas Kanyonu’nun Limonlu beldesi yakınlarında Kayacı Vadisi ise cenetten bir köşe.Vadiye günübirlik turlar düzenleniyor.Çaya paralel piknik alanında, Lamas Nehri üzerinde oturma yerleri bulunuyor.
 

GÖKSU KANYONU
Su sporları için elverişli:
Orta Toroslar’dan doğan Göksu Nehri, rafting ve kano sporu tutkunlarının uğrak yeri.Ermenek Çayı ve Pirinçsuyu’ndan oluşan iki kol, Mut İlçesi’nin Suçatı Köyü’nde birleşip, Göksu adını alıyor.Nehir 260 kilometre uzunluğunda.Akarsu sporları için elverişli, geniş bir yatağa sahip.Nehir, Mut’u geçtikten sonra derin ve sert yamaçları olan bir kanyona girerken, nehirle kanyon duvarlarının yüksekliği zaman zaman 100 metreyi buluyor.Genellikle yavaş akışlı bir nehir olması nedeniyle raftinge yeni başlayanların deneyim kazanmaları için son derece uygun. Kano sporları da yapılıyor.
*Mağaraların oluşumunu araştırıp bulduğunuz resim ve yazıları sınıf ortamına getirerek arkadaşlarınızla paylaşınız.
 

MAĞARALARIN OLUŞUMU
Y
eraltında bulunan, en az bir insanın girebileceği kadar genişliğe sahip olan boşluklara mağara denir. Bunlar bir kaç metreden, kilometrelerce uzunluk ve yüzlerce metre derinlik veya yüksekliğe ulaşabilirler. Mağaralar oluşum şekline göre: doğal ve yapay mağaralar olarak iki gruba ayılır. İnsanların kazdığı (kaya mezarları ile volkanik tüf veya marnlarda açılan yeraltı şehirleri, kaya evleri ve tapınaklar, meyve-sebze depoları… vb. ) veya hayvanların oyduğu boşluklar yapay mağaraları oluştururlar.
Buna karşılık ana kaya oluşurken veya oluştuktan sonraki fizik-kimyasal olaylarla oluşan mağaralara da doğal mağara adı verilir. Bu grup mağaralar oluştuğu kayaya bağlı olarak, gelişim zamanına göre birincil mağaralar veya ikincil mağaralar olmak üzere iki alt gruba ayrılırlar. Ana kaya ile birlikte oluşan mağaralara birincil mağara adı verilir. Lav mağaraları, buzul mağaraları, travertenler boşlukları gibi. Ana kaya oluştuktan sonra gelişen mağaralara da ikincil mağaralar adı verilir. Karbonatlı (kireçtaşı, dolomilik kireçtaşı, dolomit, karbonat çimentolu konglomera ve kumtaşı), sülfat (jips) ve klorürlü (tuz) kayaların yeraltı suları tarafından aşındırılması sonucu oluşan mağaralar bu grupta yer alırlar. Mağaraların oluşumuna ortam hazırlayan en önemli kaya, kireçtaşıdır. (Mağara Oluşumu)
Derinlikleri yüzlerce metreyi bulabilen bu mağaraların araştırması son derece zor ve tehlikelidir. Buna karşılık ova, göl veya nehir seviyesine yakın bölgelerde veya hemen altlarında geçirimsiz birimlerin bulunduğu kireçtaşlarında son derece uzun ve yatay mağaralar gelişmiştir. Bu mağaralara dışarıdan su girse de (düden veya subatan), çoğunlukla içinden su çıkan kaynak durumundadır. Birbirine bağlı bir kaç kattan oluşan bu mağaraların içleri yer yer göller, damlataş havuzları ve her türden damlataşlar ile kaplı olabilir. Mağaralar karanlık boş galeri ve salonlardan oluşmamışlardır. İçleri, yerüstü ve yeraltı suları tarafından dışarıdan getirilmiş kil, mil, çakıl, blok ve moloz yığınları ile yerinde oluşmuş damlataşlar ile kaplıdır. Mağara çökellerinin biçim, boyut ve değişik renkli olmalarında mağaranın geliştiği ana kayanın kimyasal bileşimi, tabakaların duruşları, çatlak veya kırık yapıları ile yeraltı sularının fiziksel ve kimyasal özellikleri belirleyicidir.
Yeraltı sularının genel özellikleri, mağaraya giriş şekilleri, mağaradaki hareketleri ve mağarayı oluşturan kayacın fiziksel-kimyasal yapısına göre damlataşları 5 gruba ayrılır:


1-
Damlama ve sızma ile oluşan damlataşlar (sarkıt, dikit, sütun, duvar damlataşları, göğüslük, sayvan, soğan sarkıt, fil ayağı sarkıt, mantar dikit…)
2-
Aykırı (erratik) şekiller (heliktik veya eksantrik, mağara kalkanı,. mağara çiçeği, mağara iğnesi, mağara karnı baharı, patlamış mısır şekillileri… )
3-
Suyun yüzeyde serbest akımı ile oluşanlar (örtü damlataşı, damlataş köprüsü, şelale damlataşları)
4-
Su altında ve düzeyinde oluşanlar (damlataş havuzu, mağara incisi, mağara sütü)
5-
Buz oluşumları
Mağaraya ulaşan suların ilk oluşturduğu şekil sarkıtlardır. Tavandaki çatlaklar veya tabaka aralarından damlayan bu sularda bir kısım CO2′in serbest hale geçmesiyle damlanın çevresinde ince, yarım küre şeklinde CO3 çökelir. Dairesel çekirdeğin ortası boş olduğundan, su buradan damlar. Damlayan her su, bu çekirdeği silindirik olarak büyütür. Böylece, zamanla içi boş, genişliği her yerde eşit çubuk makarna veya tüp şeklinde saydam şekiller oluşur. Sarkıt oluşumunun başlangıç dönemini karakterize eden bu şekillere makarna sarkıt adı verilir ve damlamanın seyrinde herhangi bir değişiklik olmadığı sürece çapları 5–10 mm, boyları 1–3 metreye ulaşabilir.
Düşey yönde büyüyen makarna sarkıtlarının içindeki kanalın tıkanması veya su akımında küçük bir değişikliğin olması durumunda, sular makarnanın içinden değil, dış yüzünden akarlar. Böylece düşey yönde uzama ile yanal yönde kalınlaşma birlikte olur. Dış görünümleri genel olarak havuca benzeyen sarkıtların geometrileri, damlanın devamlılığına, çatlak yapısına, tabakaların duruşuna, mağara tavanının yüksekliğine ve mağaradaki yeraltı suyunun oynama düzeyine göre: huni, küre, yumru veya silindir şeklinde olabilir. Dış yüzeylerinde, genellikle yüzeye paralel olarak gelişen büyüme tabakalarının enine kesitleri, iç içe halkalar şeklindedir.
Mağara tavanından damlarken sarkıtları oluşturan veya oluşturmayan kalsiyum bikarbonatlı sular tabanda düştükleri noktada, buharlaşma ve C02 kaybı nedeniyle, bir çekirdek etrafında çökelirler. Damlama sonucu sıçrayarak yayılan suların, damlama noktasındaki çekirdeğin çevresindeki karbonat çökelimi üst üste devam ederek dikitleri oluşturur. Şekli ve büyüklükleri tavandan düşen suyun akış şekli ve miktarı ile içerdikleri CO3 oranına bağlı olarak değişen dikitler, başlangıçta kubbe biçimindedir ve üst kesimleri damlamaya bağlı olarak çukurdur. Genel olarak kesintisiz damlayarak akan sular, taban ve üst kesimlerinin kalınlıkları hemen hemen birbirine eşit dikitleri oluşturur. Buna karşılık kalınlığı az, boyu büyük dikitler ise akışı az olan sızıntıların altında oluşurlar. Dikitlerin şekillerinde görülen değişiklik veya bozulmalar, büyümeleri sırasında iklim koşullarındaki farklılıklar ile mağaradaki çökme ve oturmalardan ileri gelir.
Dikitler, sarkıtlara oranla daha büyük olmalarına rağmen, merkezi tüplerden yoksundurlar. Bunların merkezleri yatay tabakalardan meydana gelirken, kenarlarında düşey ve ince yapraklar görülür. Ayrıca sarkıtlar gibi ışınsal büyümezler.
Sarkıt ve dikitler gelişimlerini sürdürdüklerinde belirli bir zaman sonra birleşerek sütun veya kolonları oluştururlar. Mağaranın tabanından tavanına dayanan sütunların merkezlerinin üst bölümleri sarkıt, alt bölümleri ise dikit yapısındadır. Bununla birlikte, birleşmeden sonra, tüm yüzey tavandan sızan veya damlayan suların etkisinde kalır ve sarkıt gelişimine döner. Gelişmelerinde damlayan suların sürekli yer değiştirmelerinin etkili oldukları sütunlar, zamanla büyüyerek ve birleşerek, mağara boşluklarını salon veya odalar şeklinde bölerler.
Mağaralarda en çok görülen şekillerden biri de duvar damlataşlarıdır. Mağara duvarı ve duvara yakın tavandan sızan suların oluşturduğu bu şekiller perde damlataşı, bayrak damlataşı, org ve flama gibi adlar alırlar. Mağara tavan, duvar veya tabanında, yer çekimine aykırı olarak değişik yönlerde ve şekillerde gelişmiş, karbonatlı ve sülfatlı çökellere aykırı şekiller adı verilir. Bu şekillerden en yaygın olanı ekzantrik (heliktittir). Mağaraların rüzgar hareketi olan alçak tavanlı, dar girinti veya galerilerinde oluşan ekzantrikler, değişik yönlerde (aşağı, yukarı, yanal) gelişmiş, tüpsü veya makarna sarkıtlardan meydana gelmişlerdir.
Eğimi az mağaralardaki çalkantılı gölcükler ile belirgin bir akışı olan yeraltı derelerinin tabanında; yan duvarlarda ve su düzeyinin hemen üzerinde damlataş havuzları oluşur. İçinde su bulunan çoğu mağarada gelişebilirlerse de genellikle akış hızı az yeraltı dereleri ile arkası kesilmeyen sızıntılı su giriş önlerinde meydana gelen damlataş havuzları, mağaraların karşılıklı iki duvarını set şeklinde birleştirdikleri gibi, iç içe halkalar şeklinde de gelişebilirler. Genel olarak 0,2–5 m derinliğinde olan havuzlar, suyun geldiği yöne doğru yükselerek (iç bükey) gelişirler ve üstleri kubbe şeklinde kapanabilir.
*Çalışmanızı yapacağınız süreyi, uygulama ve araştırma basamaklarını ve değerlendirme kriterleri
ni öğretmeninizle birlikte belirleyiniz.

İNCELEME SAYFA 11

Kayaköy Polyesi (Fethiye-Muğla) kireç taşının erimesi sonucu gelişmiş bir karstik yüzey şeklidir. Yukarıdaki harita, “Coğrafi Bilgi Sistemleri” ile hazırlanmış “Sayısal Yükselti Modeli” olup Kayaköy Polyesi’nin yüzey şekli özelliklerini göstermektedir. Yeşil renk, polye tabanı olup verimli tarım arazilerini; diğer renkler ise yükseltileri belirtmektedir.
Yukarıdaki harita Kayaköy Polyesi’nin kayaç özelliklerini göstermektedir. Mavi renk kireç taşını, açık gri renk alüvyonu temsil etmektedir. Düz ve kesik çizgiler dikliklere işaret etmektedir.
 
İNCELEME - SAYFA 14 LİSE
Yukarıda verilen Bakırçay Vadisi ve yakın çevresinin yüzey şekillerini gösteren uydu görüntüsü ile kayaç türlerini gösteren jeoloji haritasını karşılaştırınız. Dirençli ve dirençsiz kayaçlar üzerinde hangi tür yer şekillerinin bulunduğunu söyleyiniz.


Resimdeki Madra ve Yunt dağları yamaçları geçmiş zamandaki volkanizmanında etkileriyle Mağmatik(a) kayaçlarla kaplanmıştır.Yamaçların bittiği noktalarda yer yer yüksek sıcaklık ve basınca maruz kalarak başkalaşmış Metamorfik (P) kayaçlar , Vadi boyu çukurda kalması nedeniyle tortulanma alanıdır.Yeni ve eski Tortul Kayaçlar görülmektedir.Bu noktada dirençli kayaçlar üzerinde yükseltisi fazla - dağlık alanlar dirençsiz kayaçlar üzerinde yükseltisi az olan aşınmaya birikmeye daha müsait tortul kayaçlar yer alır.



ETKİNLİK - SAYFA 13

Yukarıdaki şekilde boş bırakılan kutucuklara erime, sıcaklık ve basınç kelimelerini yerleştiriniz. Şekil 17′yi inceleyerek kayaç döngüsünün nasıl oluştuğunu açıklayınız. Kayaçların dönüşümünde sıcaklık ve basıncın etkisini açıklayınız.
TURUNCU OKLARA = ERİME
KIRMIZI OKLARA= SICAKLIK VE BASINÇ


***KAYAÇLAR SICAKLIK VE BASINCIN ETKİSİNDE KALARAK DEĞİŞİME UĞRAYARAK METAMORFİK (BAŞKALAŞIM) KAYAÇLARI MEYDANA GETİRİRLER. OLUŞAN BAŞKALAŞIM KAYAÇLARI SERT VE AŞINMAYA KARŞI DAYANIKLIDIR.
 

KAYAÇ DÖNGÜSÜ:
MAGMANIN SOĞUMA VE KATILAŞMASI İLE PÜSKÜRÜK-MAGMATİK KAYAÇLAR MEYDANA GELİR.

PÜSKÜRÜK-MAGMATİK KAYAÇLAR AYRIŞARAK TORTULLARI MEYDANA GETİRİR.
TORTULLARIN SIKIŞMA VE ÇİMENTOLAŞMASI İLE TORTUL KAYAÇLAR OLUŞUR.
TORTUL KAYAÇLAR VE PÜSKÜRÜK KAYAÇLARIN SICAKLIK VE BASINÇ ALTINDA KALMASI İLE BAŞKALAŞIM KAYAÇLAR OLUŞUR.
BAŞKALAŞIM KAYAÇLAR,TORTUL KAYAÇLAR VE PÜSKÜRÜK KAYAÇLAR AYRIŞARAK TORTULLARI MEYDANA GETİRİR.
TORTULLARIN SIKIŞMA VE ÇİMENTOLAŞMASI İLE TORTUL KAYAÇLAR OLUŞUR.
BAŞKALAŞIM KAYAÇLAR,TORTUL KAYAÇLAR VE PÜSKÜRÜK KAYAÇLAR ERİME İLE MAĞMAYA DÖNÜŞÜR.


1. BÖLÜM ÖLÇME DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 15 LİSE 10.SINIF COĞRAFYA DERSİ KİTABI LİSE 2.SINIF
Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri uygun kelimelerle doldurunuz.
1.
Tor topografyası GRANİT bloklarından oluşur.
2.
Tortul kayaçlar SICAKLIK ve BASINCIN etkisi ile metamorfik kayaçlarına dönüşür.
3.
Magma SOĞUMA ve KATILAŞMA sonucu püskürük kayaçlara dönüşür.
4.
Sıcaklık ve basınç altında formasyona uğrayarak oluşan kayaçlara BAŞKALAŞIM KAYAÇLAR adı verilir.
5.
Pamukkale travertenleri oluşum bakımından KİMYASAL TORTUL kayaçlar grubuna girer.
Aşağıdaki ifadelerin doğru veya yanlışlığını yanlarındaki kutucukları işaretleyerek (x) belirtiniz. D Y

1.
Kalkerli arazide peri bacaları oluşur.Y
2.
Kireç taşlarının çözülmesi ile karstik mağaralar oluşmuştur.D
3.
Kömürün metamorfizmaya uğraması sonucu elmas oluşur.D
4.Kolay aşınan ve parçalanan kayaçlar alçak ve belirgin olmayan yer şekillerini meydana getirir.D
Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları cevaplayınız.
 

1.Mağaralarda oluşan sütunlar aşağıdaki kayaç gruplarından hangisine örnektir?
A) Püskürük B) Başkalaşım C) Kimyasal tortul+ D) Kırıntılı tortul E) Organik tortul
 

2.Ürgüp-Göreme çevresindeki peri bacalarının oluşumunda aşağıdaki kayaçlardan hangisi etkili olmuştur?
A) Kalker B) Bazalt C) Granit D) Tüf+ E) Obsidiyen
 

3.Resimdeki yüzey şeklinin oluşmasında aşağıdaki faaliyetlerden hangisi etkili
ir?

A) Erime B) Tortullanma C) Başkalaşım+ D) Aşınma E) Ayrışma
 

4.Granit ve bazalt gibi kayaçların yaygın olarak bulunduğu bir ülke için aşağıdakiierden hangisi kesin söylenebilir?
A) Volkanizma olayı çok olmuştur.+ B) Eski bir kara parçasıdır. C) Buzullar etkilidir.
D) Taş kömürü yatakları yaygındır. E) Yeryüzü şekilleri peneplen hâline gelmiştir.


ETKİNLİK SAYFA 19 
Şeffaf bir kâğıt üzerine kıtaları ve levha sınırlarını çiziniz.
Hazırladığınız bu haritanın üzerine deprem kuşaklarını genel hatlarıyla mavi kalem kullanarak çiziniz.
Aynı harita üzerine volkan kuşaklarını genel hatlarıyla kırmızı kalem kullanarak çiziniz.
Çıkan sonucu ve nedenlerini defterinize yazınız. Not: Aynı çalışmayı bilgisayarda da yapabilirsiniz. Yaptığınız bu çalışmayı ürün dosyanızda saklayınız.


SONUÇ:
Levha sınırları, deprem kuşakları ve volkan kuşaklarının bulunduğu alanlar birbirleri ile paralellik gösterir.Levha sınırları yerkabuğunun kırık ve hareketli alanları olduğu için bu alanlardaki sıkışma ve gerilimler sonucu depremler oluşur ve aynı zamanda buralar yerkabuğunun zayıf noktaları olduğu için magma bu alanlardan yeryüzüne çıkar ve volkanik kuşaklarda levha sınırlarına paralellik gösterir.

ETKİNLİK SAYFA 18

Yukarıdaki haritada, levha sınırlarını ve levhaların hareket yönlerini inceleyerek birbirinden uzaklaşan ve birbirine yaklaşan levhaları defterinize yazınız.
UZAKLAŞAN LEVHALAR
PASİFİK LEVHASI-KOKOS LEVHASI
PASİFİK LEVHASI-NAZKA LEVHASI
PASİFİK LEVHASI-ANTARTİKA LEVHASI
NAZKA LEVHASI-ANTARTİKA LEVHASI
NAZKA LEVHASI-KOKOS LEVHASI
AVUSTRALYA LEVHASI-ANTARTİKA LEVHASI
GÜNEY AMERİRA LEVHASI-AFRİKA LEVHASI
KUZEY AMERİRA LEVHASI-AFRİKA LEVHASI
KUZEY AMERİRA LEVHASI-AVRASYA LEVHASI
ANTARTİKA LEVHASI-AFRİKA LEVHASI
YAKINLAŞAN LEVHALAR
PASİFİK LEVHASI-AVRASYA LEVHASI
PASİFİK LEVHASI-AVUSTRALYA LEVHASI
HİNDİSTAN LEVHASI-AVRASYA LEVHASI


ETKİNLİK SAYFA 20
Bazı kaynak suları neden sıcaktır?
Bilindiği gibi yer kabuğundan aşağıya doğru inildikçe her 33 metrede sıcaklık ortalama 1 °C yükselmektedir.
Yer kabuğunun faylarla parçalandığı alanlarda ise 1 °C sıcaklık artışı her 2-3 metrede olmaktadır. Bu alanlar, sıcak su kaynaklarının oluşumu için oldukça uygun koşullara sahiptir.Yer kabuğunun faylarla parçalandığı yerlerde yüzeye yakın sıcak alanlar bulunur. Bu sıcak alanlar, fay kırıkları ile magmanın yüzeye sokulmasıyla oluşur. Yüzey suları faylar aracılığı ile sıcak alanlara kadar iner. Burada magmanın etkisiyle ısınır ve yine fayları takip ederek yüzeye ulaşır. Böylece sıcak su kaynakları oluşur.
 
Çevrenizde sıcak su kaynağı var mı? Varsa bu kaynaklardan nasıl yararlanıyorsunuz? Açıklayınız.
Çevremizdeki sıcak su kaynakları vardır.Çevremizdeki sıcak su kaynaklarından evlerin ve seraların ısıtılmasında , şifa bulmak amacıyla, enerji üretiminde kullanılır.
 
Yer altı sularının ısınmasında güneş enerjisi etkili midir? Nedenini açıklayınız.
Güneş etkili değildir. Güneş ışınları yer altına ulaşamaz, yeryüzünü ısıtan güneşin ısısı yerin 10 m altına kadar etkili olabilir ve etkisi son derce azdır.Resimde gördüğünüz gibi yeryüzündeki sıcak su kaynakları da bir ısı kaynağı tarafından ısıtılır.
 
Peki bu ısı kaynağı nedir ve nasıl ısıtıyor olabilir?
Yerin iç ısısıdır. Yer kabuğundan aşağıya doğru inildikçe her 33 metrede sıcaklık ortalama 1 °C yükselmektedir.Yer kabuğunun faylarla parçalandığı alanlarda ise 1 °C sıcaklık artışı her 2-3 metrede olmaktadır. Bu alanlar, sıcak su kaynaklarının oluşumu için oldukça uygun koşullara sahiptir.Yer kabuğunun faylarla parçalandığı yerlerde yüzeye yakın sıcak alanlar bulunur. Bu sıcak alanlar, fay kırıkları ile magmanın yüzeye sokulmasıyla oluşur. Yüzey suları faylar aracılığı ile sıcak alanlara kadar iner. Burada magmanın etkisiyle ısınır ve yine fayları takip ederek yüzeye ulaşır. Böylece sıcak su kaynakları oluşur.

ETKİNLİK SAYFA 21

*Dünya sıcak su kaynakları haritası ile Dünya fay haritasını çakıştırıp arasında nasıl bir ilişki olduğunu açıklayınız.
Dünya sıcak su kaynakları ile Dünya’daki faylar arasında yakın bir ilişki vardır.Yer kabuğunun faylarla parçalandığı yerlerde yüzeye yakın sıcak alanlar bulunur. Bu sıcak alanlar, fay kırıkları ile magmanın yüzeye sokulmasıyla oluşur. Yüzey suları faylar aracılığı ile sıcak alanlara kadar iner. Burada magmanın etkisiyle ısınır ve yine fayları takip ederek yüzeye ulaşır. Böylece sıcak su kaynakları oluşur. Fayların olduğu yerlerde sıcak su kaynakları yaygın olarak bulunur.
 

*Dünya siyasi haritasından yararlanarak Dünya sıcak su kaynakları haritasındaki boş bırakılan yerlerin isimlerini yazınız.
EN BATIDA HAWAİ, ORTADA İZLANDA VE GÜNEYDOĞU’DA YANİ ZELLANDA


PERFORMANS ÖDEVİ SAYFA 20
Sıcak su kaynaklarının kullanım alanlarını araştırınız. Bunları fotoğraflarla ve şemalarla destekleyiniz. Çalışmanızı sınıfta anlatınız.
Evlerin ve seraların ısıtılmasında , şifa bulmak amacıyla, sebze-meyve kurutmada , yolların ve hava alanların ısıtılmasında ve enerji üretiminde kullanılır.

ETKİNLİK SAYFA 22
*Sayfa 19′daki volkanik kuşaklar haritasından yararlanarak volkanizma ile sıcak su kaynakları arasındaki ilişkiyi açıklayınız.
Dünya üzerindeki volkanik alanlarla; deprem bölgeleri, fay hatları, genç kıvrım dağları ve sıcak su kaynakları arasında bir paralellik vardır. Bu alanların çoğu Kıta veya levha sınırlarında yer alır. Genç sıradağlar, Volkanlar, volkanik ada yayları, Okyanus ortası sırtları, Büyük trans form faylar, grabenler, sıcak su kaynakları, deprem zonlarının hemen hepsi bu hatlardadır. Sebebi bu alanlarda yer kabuğunun hareket halinde olmasıdır.
Ancak volkanik kökenli olan Hawaii adaları ve çevresinde levha sınırlarına çok uzak volkanik sahalarda oluşabilir.Bunlar mantoda sıcaklığı çok yüksek olan ve bu nedenle sıcak nokta adı verilen küçük noktalardan yerkebuğu dışına kadar yükselen mağma etkisiyle oluşur.Levhalar hareketli ancak sıcak noktalar sabit olduğu için yer yer yanardağlar yada yanardağ adaları ortaya çıkar. Birbirin den uzaklaşan levhaların olduğu noktalarda (İZLANDA) ise okyanus sırtları oluşur bu noktalarda yeteri kadar enerji açığa çıkmayacağı için volkanizma ön plana çıkar deprem faaliyetleri biraz daha geri planda kalır.Yeni Zelanda ise eski kara kütlesi özelliği gösterir.

*Harita 7 üzerinde yer alan kaynaklardan A ve B noktalarındaki su kaynakları soğuk; C, D ve E noktalarındaki su kaynakları sıcaktır. Neden?
A ve B noktaları LEVHA SINIRINDAN UZAK VE BU NEDENLE SULARI SOĞUKTUR.
C ,D ve E noktaları LEVHA SINIRINDADIR,BU ALANLARDA YERİN İÇ ISISI DAHA FAZLA HİSSEDİLİR VE SULARI SICAKTIR.

 

Tabloda belirtilen ülkelerdeki sıcak su kaynaklarının oluşumunda etkili olan faktörü, Dünya volkan ve deprem haritalarından yararlanarak bulunuz. Örnekteki gibi karşılarına işaretleyiniz.
Görüldüğü Yerler
Fay veVolkanizma


Deprem


Volkanizma
Hawaii
-


-
X


Japonya


X
-
-


Türkiye



-
X
-


İtalya


X
-
-


Yeni Zelanda


-
-
X


İzlanda


-
-
X


Fas


-
X
-


Aşağıdaki şekil ile yanda verilen bilgileri eşleştirerek doğru olan sayıları uygun kutulara yerleştiriniz.

3.Yükselerek yeryüzüne çıkar, böylece sıcak sular oluşur.
2.Isı kaynağı tarafından ısıtıldıktan sonra
1.Yeryüzünden süzülen soğuk sular, yer altına sızar.

 

SAYFA 24 - 25
2.BÖLÜM ÖLÇME DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI

Ölçme ve Değerlendirme
Aşağıdaki soruları cevaplayınız.
1.
Yeryüzünde depremler ve volkanik olaylar neden levha sınırlarında yoğunlaşmıştır?
Levha sınırları, deprem kuşakları ve volkan kuşaklarının bulunduğu alanlar birbirleri ile paralellik gösterir.Levha sınırları yerkabuğunun kırık ve hareketli alanları olduğu için bu alanlardaki sıkışma ve gerilimler sonucu depremler oluşur ve aynı zamanda buralar yerkabuğunun zayıf noktaları olduğu için magma bu alanlardan yeryüzüne çıkar ve volkanik kuşaklarda levha sınırlarına paralellik gösterir.

 

2.Dünya’da deprem riskinin az olduğu yerler nerelerdir? Nedenini açıklayınız.
Deprem riskinin az olduğu alanlar Amerika kıtasının doğusu,Afrika’nın batısı Asya kıtasının kuzey kesimleri örnek verilebilir.
Nedeni bu alanları Levha karşılaşma alanlarından uzakta olmaları ve oluşumunu tamamlamış eski kara kütleleri olmalarıdır.
Buralar artık tam olarak oturmuş noktalar olduğundan tektonik hareketlere çok fazla görülmez.
 

3.2004′te Endonezya’da meydana gelen depreme hangi levhaların hareketi neden olmuştur?
Hindistan,Avustralya,Filipin,A vrasya levhalarının hareketi neden olmuştur.

 

Dünya’daki büyük levhalar haritasından yararlanarak açıklayınız.
4.İzlanda’nın kutba yakın bir bölgede bulunmasına rağmen sıcak su kaynaklarına sahip olmasının
nedenini açıklayınız.
İzlandanın bulunduğu noktadan sayfa 18-19 daki haritalarda levha hareketleri görülür bu nedenle bölgede volkanik faaliyetler görülür. Volkanizma faaliyetleri sıcak su kaynaklarını destekleyici bir etkiye sahiptir.Burası birbirinden uzaklaşan levha özelliği gösterir okyanus sırtı oluşturur volkanizma ön plana çıkar.
 

5.Sıcak su kaynakları Dünya’nın nerelerinde yoğunlaşmıştır? “Sıcak su kaynaklarının dağılışı haritasından yararlanarak açıklayınız.
Hawai,Pasifik Çevresi(Kuzey ve Güney Amerika Kıtalarının batı kıyıları, Filipinler,Japonya,Malezya,End onezya,Yeni Zellanda)Türkiye,İtalya,Yunani stan,Fas,Cezayir, İzlanda- Atlas Okyanusunun orta kesimlerinda yoğunlaşmıştır.

Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri uygun kelimelerle doldurunuz.
1
.Yanal levha hareketlerinin olduğu alanlarda DEPREMSELLİK artar.
2.
Depremler ve volkanik faaliyetler LEVHA SINIRLARININ KARŞILAŞTIĞI alanlarda görülür.
3.İki levhanın birbirine doğru yaklaştığı dalma batma zonlarında YÜKSELTİ ve DERİNLİK artar.
Aşağıdaki ifadelerin doğru veya yanlışlığını yanlarındaki kutucukları işaretleyerek (x) belirtiniz.
1.
Levha sınırları ile deprem kuşakları arasında paralellik yoktur.Y
2.
Levha sınırları hareketli ve dayanıksız alanlar olduğu için buralarda depremler ve volkanizma sık yaşanır.D
3.
İskandinavya Yarımadası’nda sık sık deprem olmaktadır.Y
4.
Okyanus tabanlarında levhaların birbirinden uzaklaştığı yerlerde yükselmeye başlayan magma, levha sınırında katılaşarak levhaların hareketlerine neden olur.D
5.
Sıcak su kaynakları karstik alanlarda yaygındır.Y
6.
Sıcak su kaynakları mineralce zengindir.D
7.
Sıcak su kaynaklarının bulunduğu yerlerde deprem olmaz.Y
8.
Türkiye, sıcak su kaynakları açısından zengin bir ülke değildir.Y
 

Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları cevaplayınız.
1.Dünya üzerinde volkanik alanların ve deprem kuşaklarının dağılışında bir paralellik göze çarpar. Aşağıdakilerden hangisi bu durumun nedenidir?
A)
Bu alanların levha sınırında yer alması+
B)
Bu alanların gevşek dolgu alanı olması
C)
Bu alanlarda dış kuvvetlerin etkili olması
D)
Bu alanların okyanus tabanı olması
E)
Bu alanların I. Zaman arazisi olması
 

2.Dünya üzerinde bazı alanlarda depremler sık görülürken bazı alanlarda seyrek görülmesinin
temel nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
A)Ortalama yükseltilerinin farklı olması
B)Ekvator’a uzaklıklarının farklı olması
C)Levha sınırında yer almaları+
D)Farklı dirençteki kayaçlardan oluşmaları
E)İklim özelliklerinin farklı olması
 

3.Yeryüzünde aktif volkanların büyük bir kısmı, ateş çemberi adı verilen Büyük Okyanus çevresinde
ve Akdeniz ülkelerinin bazılarında bulunur.
Buna göre, aşağıdaki ülkelerin hangisinde etkin volkan yoktur?
A)İtalya
B)Japonya
C)Malezya
D)Filipinler
E)İngiltere+
 

4.Fay hatları, yer kabuğunun zayıf ve hareket hâlindeki bölgeleridir. Bazı alanlar fay hatlarına
paralellik gösterir.
Aşağıdakilerden hangisi bu alanlardan biri değildir?
A)Deprem alanları
B)Volkanik alanlar
C)Genç kıvrım dağlar
D)Sıcak su kaynakları
E)Karstik araziler+
 

5.Aşağıdaki durumların hangisinde bir kaynak suyunun sıcaklığı yıl boyunca pek fazla değişmez?
A)Yağmur ve kar sularıyla besleniyorsa
B)Debisi yıl içinde azalıp çoğalıyorsa
C)Orta enlemlerdeki bir bölgede yer alıyorsa
D)Su yerin derinliklerinden geliyorsa+
E)Taban suyu seviyesi yüksekse
 

6.I.Endonezya II.İtalya
III.Kanada IV.Almanya
Yukarıdaki ülkelerin hangilerinde volkanizma daha çok etkilidir?
A) I ve II+ B) I ve III C) II ve III D) II ve IV E) III ve IV
 

7.Yer kabuğunun yaşlı kıvrım bölgelerinde depremler nadir görülür ve etkileri de
önemsizdir.

 Aşağıdaki bölgelerden hangisi buna örnek olarak gösterilebilir?
A)Türkiye
B)Kanada+
C)İtalya
D)Yunanistan
E)Japonya

 
ETKİNLİK SAYFA 28
Aşağıda verilen şekilden yararlanarak soruları cevaplayınız.

*Su kaynakları arasında nasıl bir ilişki vardır?
Dünya’daki su kaynaklarını okyanuslar, denizler, göller, akarsular, kar ve buzullar ile yer altı suları oluşturur. Yeryüzündeki sular sürekli bir döngü içerisindedir. Tüm su kaynaklarından sıcaklığın etkisiyle buharlaşan sular, tekrar yağış olarak yeryüzüne düşer. Irmakları, denizleri, gölleri ve yer altı sularını besler. Su kaynaklarının hepsi birbiri ile yakın bir ilişki içinde olup, su döngüsü ile birbirine bağlıdır. Su döngüsü ile birbirlerini beslemektedirler.

*Yeryüzündeki sular hangi hâllerde bulunmaktadır?
Okyanus ve denizler ile bazı göllerde acı su veya tuzlu su olarak, akarsu ve göllerin bazıları ile yeraltı sularının genelinde tatlı su olarak, ayrıca kutup bölgelerinde ve yüksek dağ zirvelerinde katı su ( buz) olarak, Atmosferde ise su buharı( Gaz) olarak bulunmaktadır.
Katı, sıvı ve gaz halinde bulunmaktadır.

 

*Su döngüsü şemasından yararlanarak yer altı ve yer üstü su kaynaklarına ait kavram haritası oluşturunuz.



 

ETKİNLİK SAYFA 29

Aşağıdaki soruları Dünya’da kişi başına düşen tatlı su dağılımı haritasını ve grafik 2′deki oranları dikkate alarak cevaplandırınız.


*Yeryüzündeki su kaynakları dengeli bir dağılış gösteriyor mu?

Yeryüzünde su kaynakları dengesiz bir şekilde dağılmıştır. Özellikle de tatlı su miktarı oldukça düşüktür.
 
*Yeryüzünde en fazla suya sahip kaynak hangisidir?
Okyanuslardır.
 

*Yeryüzünde kişi başına düşen tatlı su miktarının en çok ve en az olduğu alanlar hangileridir?
Kuzey Amerika Özellikle Kanada, Orta ve Güney Amerika, Avrupa’nın kuzeyi ve yer yer batı kesimleri, Asya’nın kuzeyi özellikle Sibirya, Asya’nın güneyi ve güneyindeki Endonezya, Malezya, Filipinler , Avustralya kıtaları kişi başına düşen tatlı su miktarının en fazla olduğu sahalardır.
Yeryüzünde en az tatlı suya sahip alanlar çöl alanlarıdır. Özellikle Kuzey Afrika( Büyük Sahra), Afrika’nın Doğu ve güney kısımları( Kenya, Güney Afrika ( Kalahari Çölü),Zimbapve,) Asya’da Arabistan çöl bölgesi, Pakistan, Avrupa’da Polonya çevresi kişi başına tatlı miktarının en az olduğu yerlerdir.

 

*Yeryüzündeki tatlı su kaynakları tükenebilir mi? Bu konudaki düşüncelerinizi söyleyiniz.
Su döngüsü ile tatlı su kaynakları kendisini yanileyebilmesine rağmen yeryüzündeki tatlı su kaynakları giderek azalmaktadır. Gerek iklim şartlarında meydana gelen değişmeler, gerekse insanoğlunun doğal dengeyi bozması ve çölleşme, ayrıca her geçen gün artan aşırı nüfus ve artan tatlı su ihtiyacı, gerekse de çevre kirlenmesinin her geçen gün hızla artması tatlı suları azalmakta ve ihtiyacında sürekli artması tatlı su kaynaklarının tükenmekte olduğunu göstermektedir.


 

PERFORMANS ÖDEVİ SAYFA 31
Atlaslarınızdan yararlanarak yeryüzündeki başlıca büyük denizlerin isimlerini öğreniniz. İsimleri ni öğrendiğiniz bu denizleri bir “Dünya dilsiz haritası” hazırlayarak üzerinde gösteriniz.



ETKİNLİK - SAYFA 30
Aşağıdaki harita ve grafiklerden yararlanarak soruları cevaplandırınız.
*
Dünya’daki su ve karaların kapladığı alanların birbirlerine olan oranlarını belirtiniz.
Dünya alanının % 71 lik kısmını sular kaplarlar. ( 361 milyon km² si deniz ve okyanus, 149 milyon km² si karadır. ) % 29′luk kısmını karalar oluşturmaktadır. Tek başına büyük okyanus tüm karalardan fazladır.
 

*Okyanusları büyüklüklerine göre sıralayınız.
Büyük Okyanus > Atlas Okyanusu > Hint Okyanusu
 

*Büyük Okyanus, Atlas Okyanusu, Hint Okyanusu’nu harita üzerine yerleştiriniz.


*Okyanusların hangi kıtalar arasında bulunduğunu belirtiniz.
Büyük Okyanus: Kuzey ve Güney Amerika, Antarktika, Asya, Avustralya,
Atlas Okyanusu: Kuzey ve Güney Amerika, Avrupa, Afrika, Antarktika
Hint Okyanusu: Afrika, Asya, Antarktika, Avustralya,

 

*Okyanusların hangi yarım kürede daha çok yer aldığını belirtiniz.
kyanuslar en çok Güney Yarımkürede yer almaktadır.( % 81 deniz ve okyanus, %19 ‘u kara), Kuzey Yarımkürede ise (% 61 deniz ve okyanus, %39 ‘u kara) okyanuslar oran olarak fazla olmasına rağmen karalar güney yarımküreden daha fazladır.

ETKİNLİK - SAYFA 33
Aşağıdaki boş kutucuklara uygun olan kavramları (karstik göl, sodalı göl, tatlı , buzul gölü, acı göl, baraj gölü, volkanik set gölü, volkanik göl, lagün, heyelan set gölü ve alüvyon set gölü) yazınız.
 

KİMYASAL ÖZELLİKLERİNE GÖRE GÖLLER
1.
Tuzlu 2.Tatlı 3.Acı 4.Sodalı
 

Oluşumlarına göre:
1.
Doğal Göller  2. Yapay Göller (Baraj gölleri)
 

Doğal göller:
1.
Tektonik 2.Karstik 3.Set Gölleri 4.Buzul Gölleri 5.Volkanik Göl
 

Set Gölleri:
1.
Heyelan set gölü 2.Lagün Kıyı set gölü 3.Lav Set Gölü 4.Alüvyon Set Gölü
5.
Moren Set Gölü

Toprak Kayması (Heyelan)
Dalga ve Akıntılar(Kıyıset)
Lav Akıntısı (Lavların çukurluk önü kapatması)
Alüvyon (Alüvyon set Akarsuyun taşıdığı verimli toprak)
Moren (Buzul taşlarının çukurluğun önünü kapatması)


ETKİNLİK - SAYFA 35
Aşağıdaki boş kutucuklara uygun olan kavramları (kar ve buz suları, kapalı havza, yer altı suyu, göl, deniz, düzenli rejim, düzensiz rejim, yağmur suları) yazınız.
Akarsu beslenme kaynakları
Yağış,Kar ve Buz Suları, Gölden Çıkan Sular,Yer altı suları
Akım düzenine göre akarsular:
Düzenli rejim ,Düzensiz rejim,
Akarsuyun döküldüğü yer:
Okyanus Deniz Göl Bataklık
Açık havza Kapalı havza


PERFORMANS - ÖDEVİ SAYFA 34
*Yeryüzündeki önemli akarsuları kıtalara göre sınıflandırınız.
*Bu akarsulardan bir tanesini seçerek özelliklerini araştırıp bir metin hâline dönüştürünüz. Metninizi
görsel materyallerle destekleyiniz.
*Çalışmanızı yapacağınız süreyi, uygulama ve araştırma basamaklarını ve değerlendirme kriterlerini öğretmeninizle birlikte belirleyiniz.




ETKİNLİK SAYFA 36
Kaynaklarla ilgili şekilleri inceleyerek aşağıdaki soruları cevaplandırınız.
 

*Yer altı suları nasıl beslenir?
Yağışlar,Akarsular ve göller,Eriyen kar ve buz sularından beslenir.
 

*Yer altındaki sular yeryüzüne nerelerden ve nasıl çıkar?
Yeraltı suları kayaların çatlaklarından veya tabakaların yamaç, vadi, faylar tarafından kesildiği yerlerden, ya da çeşitli şekillerde insanların açtığı kuyulardan yeryüzüne çıkar.
 
*Yer altı sularının özeliklerini etkileyen faktörler nelerdir?
Kaynak sularının kalitesini suyun geldiği kayanın kimyasal özelliği belirler.
Sıcaklık durumuda bulunduğu bölgedeki fay hatlarına bağlı olarak değişir.Sıcak olması suyun yapısı üzerine etkilidir.

 

*Çevrenizde hangi kaynaklar vardır? Bunların özellikleri hakkında bilgi toplayınız.
Genel cevap olarak (Yakın çevremizde artezyen kaynaklar, yamaç, tabaka ve vadi kaynakları ile fay kaynakları bulunmaktadır. Artezyen kuyularından çekilen sularla içme ve tarımda sulamada, fay kaynaklarından sağlık ve turizmde, diğerlerinden ise içme ve kullanmada faydalanılmaktadır.) yazılabilir.
 

*Çevrenizdeki kaynaklardan nasıl yararlanılmaktadır?
İçme ve kullanma suyu temininde,
Tarım alanlarının sulanmasında,
Sağlık bulmak amacıyla,
Turizm ve sportif faalliyetlerde,
Su ürünleri üretiminde yararlanılmaktadır.


ÇALIŞMASI SAYFA 38-39

Soru-1-Yeryüzünde farklı renkte toprak bulunmasının nedenlerini yazınız?
Bunun en büyük nedeni iklim şartlarıdır. Çünkü farklı iklim şartlarında farklı sıcaklık ve yağış şartları vardır. Bitki örtüleri ve toprağa verdikleri organik madde miktarları da farklıdır.
Genel olarak bitki örtülerinin gür olduğu bölgelerde bitki kalıntıları toprağa karışarak koyu renk almasına yol açmaktadır. Buna karşılık bitki örtüsünce fakir alanlarda humus miktarı az olan sahalarda toprak açık renkli olmaktadır.

Soğuk ve nemli bölgelerde bitki örtülerinin kalıntıları sıcaklık yetersiz olduğu için ayrışamamakta ve toprağın üst kısmında organik madde katı olarak birikip koyu renkli toprakları oluşturmaktadır.

Ayrıca sıcak ve yağışlı bölgelerde toprak aşırı şekilde yıkanmaktadır. Buda bitki kalıntılarını götürmektedir ve rengi açmaktadır. Bundan başka bir olayda sıcak kuşak alanlarında toprak içinde bulunan demir ve alüminyum elementler oksitlenerek toprakların kızıl renk almasına yol açmaktadır.

Ana kayanın farklı yapılarda olması da üzerinde oluşan topraklara damgasını vurabilmektedir. Özellikle bu durum kurak ve yarı kurak bölgelerde daha etkili olabilmektedir.


SORU-2-1 cm. kalınlıkta bir toprak oluşabilmesi için ne kadar süre geçmesi gereklidir?
Toprak oluşumu oldukça uzun bir süreçtir. 1 cm. kalınlıkta toprak için yüzlerce yıl geçmesi gerekir ( 200- 1000 yıl arası). Ana kayanın ayrışması, ayrışan bu kısma canlıların yerleşmesi, canlıların kalıntılarının humusa dönüşmesi, toprağa başka maddelerin katılması ve toprakta yıkanma –birikme olaylarının oluşup toprak katmanlarının meydana geldiği olgun bir toprak profiline ulaşmak için yüzlerce yıllık süreye ihtiyaç vardır. Ayrıca bunda yaşanan şartlar ( İklim, arazi, ana kaya yapısı) uygun değilse bu süre binlerce yıla kadar uzayabilmektedir.


SAYFA 39 ETKİNLİK ÇALIŞMASI

Soru-1 : Soğuk bardak içine sıcak su doldurulduğunda bardak çatlar. Neden?
Sıcaklık farkının fazla olması ve sıcaklığın ani değişmesi sonucu genleşme için yeterli vakti olmaması sonucu bardak çatlar.

Soru-2- Aynı olaylar kayaçlar üzerinde nasıl etkili olabilmektedir?
Aynı olaylar kayaçlar üzerinde farklı etkiye sahip olabilmektedir. Çünkü kayaçların yapıları, kimyasal dokuları ve aşınmaya karşı dirençleri ve içerisindeki mineral yapıları farklıdır. Bazı kayalar kimyasal özelliklerinden dolayı sıcaklık ve suyla eriyebilmektedir. Bazıları ise eriyememektedir.

Bazı kayaların aşınmaya karşı direnci düşük olup ( Kumtaşı kil taşı, marn gibi) kolay parçalanmaktadır. Bazı kayalarda aşınmaya karşı dirençli olup ( Granit, mermer vb) ayrışması çok uzun sürebilmektedir.

Bazı kayaların yapıları çok silisli olup bunlar ayrıştığında bitki besin maddesi az olmakta( granit), bazıları ise besin maddesi yönünden zengin olmakta( bazalt, Volkanik tüf) buda bitkilerin yerleşmesi, organik madde oluşumu ve toprak gelişimini yakından etkileyebilmektedir.
 

Soru-3-Resim 16 da hangi parçalanma etkili olmuştur.Bu parçalanmada iklimin hangi özellikleri etkilidir? 
Fizikse parçalanma etkili olmuştur. Burada iklimin sıcaklık etkisi kendini göstermiştir. Bu bölgede sıcaklık farklarının fazla olması nem azlığı aşırı ısınma ve soğuma bu tür çözülmeye yol açmaktadır.

Soru-4- Şekerin ve tuzun suda çözünmesi hangi olaya örnek verilebilir.
Şekerin ve tuzun suda çözünmesi fiziksel çözülmeye örnektir.Ancak konu ile ilgili kimyasal çözünme olduğuna dair çeşitli yorumlar yapılmaktadır.Ancak maddenin kimyasal çözünmeye uğraması halinde kimyasal formülünün yapısının değişmesi gerektiğini söyledi.Böyle bir olay olmamaktadır bu nedenle Fiziksel çözünme cevabı doğrudur.

SAYFA 42 VE 44 ETKİNLİK ÇALIŞMASI
SAYFA 42 ETKİNLİK ÇALIŞMASI


SORU-1-Toprağın üst kısmı neden koyudur.
Toprağın üst kısmı organik madde bakımından ölen hayvan ve bitki kalıntılarının ilk bulunduğu yer dir bunlar ayrışma sonucu humusa dönüşür bu nedenle daha koyudur.

SORU-2-Çiçek yetiştirmek isterseniz hangi katı tercih edersiniz.
A katmanı, Çünkü burası besin maddesi yönünden zengin, bitkilere zararlı olabilecek tuz kireç vb. maddelerce yıkanmış, geçirgen kısımdır.

SORU-3-İnşaat temelinde çıkarılan toprağın bitki yetiştirilmesinde kullanılmamasının nedeni ne olabilir.
Çünkü bu derinlerden çıkmakta ve toprağın alt katlarından oluşmaktadır. Bu topraklar organik ve besin maddesince fakir ve üstten yıkanan zararlı maddelerin biriktiği kısımlardır.

sayfa 44 etkinlik çalışması
Aşağıdaki toprak tipleri ve oluşum özelliklerinden yararlanarak tabloyu doldurunuz…
İklim Bölgesi
Bitki örtüsü
Toprak tipi
Ekvatoral iklim
Ekvatoral ormanlar
Laterit
Akdeniz İklimi
Maki
Terra Rossa
Nemli serin ( Ilıman Karasal)
İğne yapraklı orman( Tayga)
Podzol
Tundra
Tundra bitkileri
Tundra toprakları
Yarı kurak ( Karasal –Step)
Bozkır
Kahverengi ve kestane renkli top.
Okyanusal İklim
Geniş yapraklı ormanlar
Kahverengi orman toprakları
Çöl İklimi
Çöl bitkileri
Çöl toprakları
Karasal- yarı nemli ( serin)
Çayır
Çernezyom


10 SINIFLAR SAYFA 45 ETKİNLİK ÇALIŞMASI
Aşağıdaki toprak tipleri ve oluşum özelliklerinden faydalanarak tabloyu doldurunuz.

Toprağın özelliği
Toprak tipi

Akarsuyun taşıdığı biriktirdiği malzemeden oluşan toprak
Alüvyal topraklar
Rüzgarların taşıyıp biriktirdiği topraklar
Lös
Bünyesinde en fazla tuz bulunduran toprak
Halamorfik toprak
Sel sularının taşıyıp dağ eteklerinde biriktirdiği toprak
Kolüvyal toprak
Erozyana uğrayan yamaçlarda oluşan taşlı toprak
Taşlı Litosol toprak
Kum boyutundaki volkanik malzeme ve akarsuların biriktirdiği kumlu depolar üzerinde oluşan toprak.
Regosol toprak
Drenajın iyi olmadığı alanlarda oluşan toprak
Hidromorfik topraklar
Yumuşak kireç taşları ve killi depolar üzerinde oluşan toprak
Vertisol
Humus bakımından fakir olan nemli bölge toprakları
Laterit topraklar
Bünyesinde demir oksit oranı fazla olan kırmızı topraklar
Kırmızı Terrarossa topraklar
Kışın donup yazın ayrışarak bataklık halini alan topraklar
Tundra toprakları
Karasal iklim bölgelerinde çayır bitki örtüsü altında oluşan verimli topraklar
Çernezyom topraklar
İğne yapraklı orman sahalarında görülen topraklar
Podzol topraklar

10 SINIF SAYFA 46 ETKİNLİK ÇALIŞMASI


Kitabınızdaki harita ve fotoğrafları inceleyerek aşağıdaki soruları cevaplandırınız.
SORU-1-Akdeniz kıyılarında görülen maki Avustralya2nın güneyinde ve Güney Afrika’nın kap bölgesinde görülmesinin nedenini açıklayınız.

Büyük hali için resme tıklayınız


Bu bölgelerde de Akdeniz ikliminin özelliklerinin görülmesidir.Ürünler benzerse iklimlerde aynıdır.

SORU-2-
Dönenceler çevresinde bitki örtüsünün seyrek olmasının sebebi nedir.


Dönence çölleri
Dönenceler bölgesi dünyanın günlük hareketinden dolayı şıkışarak alçalan hava kütlelerinin oluşturduğu dinamik yüksek basınç alanlarıdır.Burda alçalan hava ile birlikte havanın ısınması ve nem açığının artması buraları çöl özellikte bir yapıya getirir.Çöl özellik göstermesi de bitki örtüsünün seyrelmesine neden olur.


SORU-3-Bitki topluluklarının dağılış alanlarına bakarak yeryüzünde en çok yağış alan yerleri belirleyiniz.


En çok yağış alan yerler ekvator bölgesi,60 derece enlemleri,Muson Asyası denilebilir…

10.SINIF SAYFA 48 ETKİNLİK ÇALIŞMASI





DÜNYAYI KAPLAYAN ÖRTÜ:

BİTKİLER


Dünya Bitki Örtüsü Haritası
     
Dünya üzerindeki iklim tiplerine bağlı olarak bitki örtüsü ekvatordan kutuplara doğru

Geniş yapraklı ormanlar
Savanlar
Kaktüs
Bozkır
Maki
Orman-çayır
İğne yapraklı ormanlar
Tayga ormanları
Tundra


Şeklinde sıralanır.

Her bitkinin kendine has bir iklim özelliği vardır. Başka bir ifadeyle benzer iklim şartlarında benzer bitki türleri görülür.(kutup iklimi hariç)
Farklı bölgedeki iklimin benzerliği tabii bitki örtüsünün benzerliğini kanıtlar.
Yer şekillerinin kısa mesafeler dâhilinde değişmesi bitki örtülerinin de kısa mesafeler dâhilinde değişmesini sağlar.
Bitki örtüleri yeryüzüne dağılışlarında aralıksız kuşaklar oluşturmazlar.
Enlem farkı arttıkça ve farklı enlemlerden oluştukça bitki örtüsüde çeşitlenir.
Bitki örtüsü iklimin bir nedeni değil iklimin bir sonucudur.


Bitki Topluluklarının Coğrafi Dağılışı


Ekvatoral yağmur ormanları

Amazon Havzası, Senegal’den Gine körfezine kadar olan saha
Kongo Havzası, Güneydoğu Asya adaları
Resmi Tam Boy Görmek İçin Tıklayın
Bu resim ayarlı boyutlarda oluşturuldu. Orjinal Görüntü İçin Tıklayın. Orjinal Resim Boyutu 800x600.



Muson Ormanları

Güneydoğu ve Doğu Asya’da Hindistan, Japonya, Tayland, Vietnam,Endonezya, Doğu Çin, Kore, Avustralya’nın kuzeybatısı, Filipinler, Güneydoğu Afrika

MUSON ORMANLARI VE PİRİNÇ TARLALARI
Batı Rüzgarları sebebiyle Ilıman Kuşak karalarının batısında görülür (Batı ve K.Batı Avrupa, Amerika’nın batısı). Yurdumuzda ise Karadeniz kıyılarında etkilidir

Tayga Ormanları
Deniz etkisinden uzak kara içlerinde ve ılıman kuşak karalarının doğu kıyılarında (soğuk su akıntısından dolayı) görülür. Orta ve doğu Avrupa Asya’nın kuzeyi(Sibirya) Kanada ve ABD nin kuzeyinde görülür.

Maki
Akdeniz’e kıyısı olan ülkeler (Libya, Mısır ve Lübnan hariç. Buralarda görülmeme sebebi yer şekillerinin engebesiz olmasıdır.), Avustralya’nın güneybatısı, G. Afrika Cumhuriyetinde Kap bölgesi, Şili’nin orta kesimleri Kuzey Amerika’da Kaliforniya çevresinde etkilidir.
En geniş anlamıyla 30-40 derece enlemleri arasında kıtaların özellikle batı kıyıları


Savan
Güney ve Orta Afrika, Sudan,Güney Amerika‘da Brezilya’daVenezüella, Kolombiya, Peru ve Bolivya’da etkilidir. Ekvatoral iklim ile çöl iklimi arasında
(10-20° kuzey ve güney enlemleri arasında görülür)

Bozkır(Step)
Sıcak ve ılıman kuşak kara içlerinde görülür.
Yurdumuzda İç Anadolu Bölgesinde ve Ergene Bölümünde görülen karasal iklim buna örnektir.


Çayır
Batı Rüzgarları sebebiyle Ilıman Kuşak karalarının batısında görülür (Batı ve K.Batı Avrupa, Amerika’nın batısı).
Alpin çayırlar dağların yüksek kesimlerinde görülür

Sibirya, İskandinavya Yarımadasının kuzeyinde, Kanada’nın kuzeyinde,
Grönland adasının kıyı kesimleri.Yaklaşık olarak 70-80 enlemleri çevresinde görülür.Güney yarımküredeki etki alanı KYK dekine oranla çok azdır bunun nedeni GYK de okyanusların geniş alan kaplamasıdır.

Çöl Bitkileri

Kızılkum (Özbekistan), Karakum (Türkmenistan), Gobi (Moğolistan), Taklamakan (Çin) , Arizona (A.B.D) çölleri,Kuzey AfrikaArap yarımadası
Avustralya’nın iç kesimleri


10.SINIFLAR SAYFA 50 ETKİNLİK ÇALIŞMASI


Şekildeki iklim grafiklerini inceleyerek hangi iklim bölgesine ait oldukları ve bitki örtülerini yazınız.


1.GRAFİK:


Yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlı geçen Akdeniz ikliminin grafiğidir. Bitki örtüsü makiler olup yükseklerde ormanlar görülür.


2.GRAFİK:
resimm

Yazları yağışlı, kışları kurak olan ancak yıl boyu sıcak olan tropikal iklimin grafiğidir. Buralarda savan bitkileri yer alır. Ayrıca akarsu boylarında Galeri ormanları görülür.

3.GRAFİK:


Yazları sıcak kurak kışları soğuk karlı yağışa sahip karasal iklim ( Step) grafiğidir. Bu iklimde azami yağışlar ilkbahar aylarında görülmektedir. Bu iklimin bitki örtüsü bozkırlardır. (step)


4.GRAFİK:


Bu grafik yıl boyu sıcak ve yağışlı olan ekvatoral iklimin grafiği olup, bu iklimin bitki örtüsü ekvatoral ormanlardır.


10.SINIF SAYFA 51 ETKİNLİK ÇALIŞMASI

SORU-1-Ormanların Ekvatordan Kutuplara doğru farklı kuşaklar oluşturmasının nedenleri nelerdir?

Ekvatordan kutuplara doğru gidildikçe sıcaklık ve yağış şartları birbirinden farklı iklim kuşakları bulunmaktadır. Her bitkinin kendine has bir iklim isteği özelliği vardır. Başka bir ifadeyle benzer iklim şartlarında benzer bitki türleri görülür. Bu nedenle bitkiler kuşaklaşma gösterir.

SORU-2- Yükseltinin artmasıyla bitki örtüsü kuşaklarında görülen değişimin nedenleri nelerdir?
Atmosferde alçaklardan yukarı doğru çıkıldıkça sıcaklık azalmaktadır. Bundan dolayı yukarılara doğru sıcaklık isteği az ve soğuğa dayanıklı bitkiler, ayrıca yukarı doğru yağış arttığı için suyu nemi seven bitkiler yukarılara doğru sıralanacaktır. Bu nedenle aşağıda sıcaklık isteği fazla ve su isteği az bitkiler bulunurken, yukarıda soğuğu seven ve dayanıklı ve su isteği bitkiler kümeleşir.

Bulmaca etkinlik soruları:


1-Göl 2-Tuzlu 3-Amazon 4-Kar 5-Kimyasal 6-Laterit 7-Podzol 8-Tundra

LİSE 2. SINIF SAYFA 56 ETKİNLİK ÇALIŞMASI

Aşağıdaki tablodan faydalanarak verilen soruları cevaplayınız…

Nüfus Kategorilerine göre Nüfus miktarı
Nüfus Kategorileri
Nüfus Miktarı
Erkek nüfus
22.200.000
Kadın nüfus
21.800.000
Kent nüfusu
24.000.000
Kır nüfusu
20.000.000
Çalışan nüfus
15.000.000
Çalışmayan nüfus
29.000.000
Okuma yazma bilen nüfus
39.600.000


SORU-1-Okuma yazma bilmeyenlerin sayısı: 22.200.000+21.800.000: 44.000.000 toplam nüfus – 39.600.000 (Okuma yazma bilen nüfus) :4.400.000 okuma yazma bilmeyen nüfus

Soru-2-Toplam nüfus 44.000.000 çalışan 15.000.000 yani 1/3 ü kadar.İşsizlik oranı yaklaşık %60-65 arasındadır.


Soru-3-Kır ve kent nüfusundan faydalanarak bu ülkedeki ekonomik etkinlikler hakkında bilgi veriniz.

Bu ülkede nüfusun yaklaşık %48 i kırsal kesimde yaşamaktadır. Nüfusun bu oranda kırsal alanda yaşadığı ülkelerde hayvancılık ve tarım etkinlikleri hala önemini korumaktadır. Ancak kır nüfusu ile kent nüfusu arasındaki farkın fazla olmaması bu ülkenin gelişmekte olan bir ülke olduğunu ortaya koyar. Bu ülkelerde tarım ve hayvancılık ana geçim kaynağı olmakla birlikte şehir merkezleri için sanayi ve hizmet sektörlerinin de gelişmekte olduğu ve nüfusun yavaş yavaş bu sektörlere kaymaya başladığı da söylenebilir.

SAYFA 57 ETKİNLİK ÇALIŞMASI

Kitabınızda 2. yüzyıl öncesi nüfus sayımlarının amaçlarına örnekler verilmiştir.

20. yüzyıl öncesi nüfus sayımlarının amaçları
Modern nüfus sayımlarının amaçları
·Asker sayısını belirlemek,
·Vergi yükümlülerini belirlemek
·Devlete belirli hizmetler yapmakla yükümlü memur ve sipahilere bırakılan gelir kaynaklarının nicelik ve değişmelerini saptamak amacıyla,

  • Tarım ve arazi konularında bilgi toplanmaya çalışılması,
·Okuma yazma bilmeyen nüfusun belirlenmesi ve buna göre okuma yazma seferberliğine başlanması,
·İşsizlerin sayısının belirlenmesi ve buna göre iş sahalarının açılması,
·Okula başlayacak çocuk sayısının belirlenmesi ve ona göre okul ve derslik yapılması,
·Ülkelerin ihtiyacı olan öğretmen, doktor, mühendis vb. ihtiyacını belirlemek,
·Ülkelerin nüfus artış hızını tespit etmek ve nüfus planlamasının yapılması veya nüfus artırma çalışmalarına başlanması,
·Ülke kaynaklarının tespiti ve nüfusa göre kullanımının planlanması,
·Ülkelerde meydana gelen nüfus hareketlerini tespit etmek ve bunun ortaya koyacağı sonuçlara gerekli önlemler almak,
  • Asker sayısı ve askerlik sürelerinin belirlenmesi,
LİSE 2. SINIFLAR SAYFA 59-60 ETKİNLİK ÇALIŞMALARI

SORU-1-
Dünyada ne kadar insan yaşamaktadır?

2000- yılı itibari ile 6.060 milyar olup, günümüzde 6,5 milyarın üzerindedir.
2006- 6.644.000.000(Kasım)

SORU-2-Dünyada nüfus artışında etkili olan faktörler nelerdir?

Nüfus artışını etkileyen faktörler: 1- Doğumlar 2- Ölümler
Açıklamak gerekirse geri kalmışlıktan dolayı yeterli nüfus planlamasının yapılamaması özellikle Afrika kıtasında ,mevcut savaşlar sonrası ölümler,gelişmiş ülkelerdeki yaşam standartları sonrası doğum oranlarının düşmesi,Sağlık hizmetlerindeki gelişmeler sonrası doğan bebek ölüm oranlarının azalması etkili faktörlerden biridir.

Burada dikkat edilmelidir ki göçler ve ülke sınırlarının değişmesi sadece ülke yada bu olayların gerçekleştiği bölgeleri etkiler artan nüfus mevcut dünyadaki nüfustur değişmez yani A yada B ülkesine göç dünya nüfusunu değil o bölge nüfusunu değiştirir.

SAYFA 60 ETKİNLİK ÇALIŞMASI

Dünya nüfusunu gösteren tablo 1 ve kitabınızdaki grafik 2 yi inceleyerek aşağıdaki soruları cevaplandırınız.

Yıllar
Dünya nüfusu
1000
310 milyon
1250
400 milyon
1650
500 milyon
1700
610 milyon
1750
790 milyon
1800
980 milyon
1850
1.260 milyar
1900
1.650 milyar
1910
1.750 milyar
1920
1.860 milyar
1930
2.070 milyar
1940
2.300 milyar
1950
2.520 milyar
1960
3.020 milyar
1970
3.700 milyar
1980
4.440 milyar
1990
5.270 milyar
2000
6.060 milyar

SORU-1- Hangi yıldan sonra dünya nüfusundaki artış belirginleşmiştir?
1950 yılından sonra en fazla nüfus artışlı olmuştur.

Tablo incelendiğinde en çok artış 1950 den sonrasında görülmüş ancak başlangıç noktası olarak 1850 den sonra sanayi devrimi sonrası dünyamız kısmen hızlı bir nüfus artışına girmiştir.

SORU-2- 1930- 1950 yılları arasında nüfus artında meydana gelen yavaşlamanın nedenleri nelerdir?
Bu dönem dünyada siyasi ve ekonomik istikrarsızlıklar dönemidir. Bunun öncesinde 1914- 1918 yılları arası yaşanan 1. Dünya Savaşı ve bunun ortaya koyduğu ekonomik, siyasi ve sosyal yıkımları etkisi henüz bitmeden dünyanın 1930 lu yıllardan sonra başlayan siyasi çekişmeler ve 1940 ta başlayan II. Dünya savaşı yıllarının ortaya koyduğun siyasi sosyal, ekonomik sorunlar, mal ve can kayıpları ve hastalık ve ölümlerdir. Bu yıllarda güvende olmayan insanlarda doğumlar azalmış, genç nüfus silâh altında oluğu evlilikler azalmış ve savaşın yol açtığı yıkımlar ve can kayıplarıdır.

SORU-3–1960 yılından sonra dünya nüfusu daha hızlı bir artış sürecine girmesinin nedenleri nelerdir?
1- Tarımdaki Gelişme ve Endüstrileşme: Tarım ve endüstri alanındaki gelişmelere yasam koşullarının iyileşmesini sağlamıştır. Böylece kötü beslenmeden kaynaklanan ölümler azalmıştır.(Gelir düzeyinin artması, Beslenme düzeyinin artması)
2- Tıp Bilimindeki gelişmeler: Tıp bilimindeki gelişmelere bağlı olarak doğum oranlarının artması ve ölüm oranlarının azalması nüfus artışına yol açmıştır.(Aşılama çalışmalarının artması, Bulaşıcı hastalıklara karşı etkili ilaçların bulunması),

3-Teknolojik Gelişmeler: Teknolojik gelişmeler, yasam koşullarını iyileştirerek, nüfus artışına dolaylı olarak etki eder.
4-Kadınların eğilim düzeyinin ve ekonomik bağımsızlıklarının artması, 


10.SINIFLAR SAYFA 63 ETKİNLİK ÇALIŞMASI

DÜNYADA NÜFUSUN ALANSAL DAĞILIŞI


Nüfus Dağılışı: Belirli bir yerdeki nüfusun sık veya seyrek olma durumudur. Nüfusun sayısı ve özellikleri yanında dağılışının da iyi bilinmesi gerekir. Çünkü dünya genelinde veya dünyanın herhangi bir alanında ekonomik ve sosyal özelliklerin ve sorunların tespit edilmesi, çözülmesi açısından nüfusun mekânsal dağılışını iyi bilmek gereklidir.

Nüfusun dağılışında kullanılan kavramlar
Nüfusu fazla olan yerler için- Yoğun nüfuslu ( Sık nüfuslu)
Nüfusu fazla olmayan yerler için - Orta nüfuslu ( Orta yoğunlukta veya sıklıkta)
Nüfusu az olan yerler için - Seyrek nüfuslu ifadeleri kullanılır.( Tenha)

Dünyada nüfusunda geçmişten bu güne doğru sürekli bir değişim yaşanmıştır. Bu değişimlerden bir de dünyada nüfusun alansal dağılışıdır.

Dünya nüfusu yeryüzünde eşit ve dengeli bir şekilde dağılmamıştır. Nüfus kıtalara, ülkelere, ülkeler içerisinde bölgelere ve illere göre de farklılıklar gösterir. Dünya nüfusunun yeryüzündeki dağılımı çok dengesiz bir şekilde olup, İnsanların üçte ikisi karaların onda birinden daha az topraklar üzerinde toplanmıştır. Diğer taraftan kuzey yarı küre insanların 90’nını, eski dünya karaları da %85 ini barındırmaktadır.

Dünya nüfusunda tarih boyunca sürekli artış yaşanırken, bu artışlar kıtalara göre aynı olmamıştır.

NÜFUS DAĞILIŞINI ETKİLEYEN ETMENLER
Nüfus Dağılışını etkileyen doğal Faktörlerin başlıcaları şunlardır:
Resmi Tam Boy Görmek İçin Tıklayın
Bu resim ayarlı boyutlarda oluşturuldu. Orjinal Görüntü İçin Tıklayın. Orjinal Resim Boyutu 1076x401.
A) Yer şekilleri (Topografik özellikler):

1 -Yükselti: Genel olarak yükselti arttıkça nüfus yoğunluğu azalır. Dağlık alanlarda nüfus az ve dağınıktır. Yüksek dağ ve platolarda 1500 m ‘den sonrası yaklaşık olarak boştur. Bunun nedeni, kışların uzun yazların kısa sürmesi, tarımsal etkinliklerin kısıtlanmasıdır. Ulaşım güçlükleri de nüfuslanmanın az olmasında etkilidir.

Ekvatoral bölgede alçak kesimler çok yağışlı, nemli ve sıcak olmasından dolayı bu bölgelerde nüfus, iklim koşullarının elverişli olduğu yüksek kesimlerde toplanmıştır.

2 -Eğim ve Bakı: Dünyada eğimi az olan ve düz alanları sık nüfusludur. Çünkü buralardaki iklim ve arazi şartları Tarıma müsait, ulaşım imkânları da gelişmiştir. Eğimin fazla olduğu engebeli sahalar seyrek nüfusludur. Kuzey Yarımkürede dağların güneye bakan yamaçları daha fazla ısınır. Güney yarım kürede ise dağların Kuzeye bakan yamaçları daha fazla ısınır Bu yüzden dünyada Kuzey Yarımkürede dağların güneye bakan yamaçlar, kuzeye bakan yamaçlara göre daha sık nüfuslanmıştır.

3-Dağların Uzanış doğrultusu: Kıyı paralel uzanan dağların denize bakan yamaçları deniz etkisi ile daha nemli, ılıman şartlara sahiptir. Genel olarak sıcaklık yüksektir. Bu yüzden dağların denize bakan yamaçları sık nüfuslu iken, içlere bakan yamaçları seyrek nüfusludur.

B-)İklim şartları: İklim elemanlarından SICAKLIK ve YAĞIŞ nüfus dağılışında en etkili olanlardır. Ilıman ve yeterli yağış alan yerler sık nüfusludur. Dünya nüfusunun zaten çoğu ılıman iklim kuşağında yaşar. İklim koşullarının insan yaşama uygun olmadığı soğuk iklim, çöl iklimi, karasal iklim, çok aşırı sıcak ve yağışlı ekvatoral iklimle kutup altı iklim bölgeleri seyrek nüfusludur.

C)Bitki örtüsü: Bitki örtüsünün, özellikle ormanların sık ve gür olduğu alanlarda nüfus az ve seyrektir. Çünkü ormanlık alanlarda tarıma ve yerleşmeye elverişli alanlar sınırlıdır.

D)Toprak verimliliği: Kıyılardaki verimli düzlükler, delta ovaları ve verimli iç ovalar nüfusun yoğun olduğu alanlardır. Kalkerli arazinin yaygın olduğu alanlar, tuzlu, çorak, jipsli ve aşırı yıkanmış verimi az topraklar tarıma uygun olmadığı için seyrek nüfusludur.

E)-Su kaynakları: İçme ve kullanma suyu temini, tarım ve sanayide suya ihtiyaç duyulması nedeniyle nüfusun çoğu, akarsu, göl vb. su kaynakları çevresinde yoğunlaşmıştır.

F)- Enlem: Dünyada insanlar çok sıcak şartların yaşandığı ekvatoral iklim bölgesi ( Sıcak kuşak) ta, çok soğuk şartların yaşandığı kutup bölgeleri insan yaşama uygun olmadığı seyrek nüfusludur.

Buna karşın insanların çoğu ılıman kuşakta yaşar. Sıcak ve soğuk kuşakların az, ılıman kuşağın sık nüfuslu olmasının temel nedeni iklimdir.

Nüfus Dağılışını Etkileyen Beşeri ve Ekonomik faktörlerin başlıcaları şunlardır:

A- Tarihi, İdari faktörler ve Askeri Faktörler: Dünyada eskiden beri yerleşme alanı olan ve çok eski dönemlerden beri ticaret yollarının kavşak noktası yerler ve buralarda kurulan yerleşmeler daha sık bir nüfusa sahiptir.

Dünyada bazı kentler başkentlik yapmış olmaları sayesinde, bazı kentler de tarihten günümüze gelen askeri önemi ile yoğun nüfuslanmıştır.

B-Ekonomik faktörler: Dünyada bazı alanlar da sanayi, madencilik, tarım, turizm, ticaret, hizmet ve ulaşım şartlarının iyi olması veya önemli kara, demir, deniz yolları, önemli havaalanları ve limanları ile insanları kendine çok çekmiş ve yoğun nüfuslanmıştır.

Dünyada sık nüfuslu alanların ortak özellikleri:
1- Arazisi düz ve verimli alanlardır.
2-İklim şartlarının uygun olduğu alanlardır.
3- Endüstrinin geliştiği alanlardır.
4- Ulaşımın kolay olduğu alanlardır.
5-Yeraltı ve yer üstü kaynakları bol olan alanlardır.
6- Tarım, hayvancılık, ticaret, turizm etkinliklerinin yoğunlaştığı alanlar.
Dünyada seyrek nüfuslu alanların ortak özellikleri:
1- Arazinin yüksek, engebeli ve eğimli alanlar ile toprağı verimsiz alanlar.
2- Ulaşımın zor yapıldığı yerler.
3-İklimin sert, yağışın az, kuraklığın fazla olduğu yerler.
4- Sanayi, ticaret, turizm ve bayındırlık çalışmalarının gelişmediği alanlar.
5- Sık ve gür ormanların olduğu alanlarda nüfus seyrektir.
6- Kurak karakterli çöl alanları,
7- Buzullarla kaplı kutup bölgeleri.
Dünya üzerinde en sık ve seyrek nüfuslanmış yerler ve nedenleri:

A-Sık Nüfuslanmış Yerler:

Dünya nüfusunun büyük bir bölümü uygun yasama koşulları taşıyan ılıman iklim kuşağında toplanmıştır.

Muson Asyası: Asya kıtasının güney ve güneydoğusundaki ülkeleri kapsayan bu bölgede, bol yağışlı iklim nedeniyle pirinç ve çay tarımı önem taşır.
Dünya’nın en kalabalık ülkeleri olan Çin Halk Cumhuriyeti ve Hindistan bu bölgede bulunmaktadır. ( tarım) Japonya: Sanayileşmenin ve kısmen madenciliğin etkisiyle sık nüfuslanmıştır.

Akarsu Havzaları: Tarım koşullarının elverişli olduğu Ganj, İndus, Fırat, Nil gibi akarsu havzaları sık nüfuslanmıştır. 


Akarsu boyları enleme göre farklı nüfus yo*ğunluğuna sahiptir. Örneğin sıcak kuşakta Amazon, Kongo nehirlerinin havzası seyrek nüfuslu iken, orta kuşakta, Tuna, Ren, Fırat nehirlerinin havzası yoğun nüfusludur.

Güney ve Batı Avrupa: Madencilik, endüstri ve ticaretin çok geliştiği Avrupa’nın bütünü sık nüfuslanmıştır.

Amerika: Kuzey Amerika’nın kuzeydoğu kıyıları; Sanayi, tarım imkânları, deniz etkisi, uygun iklim şartları ve ulaşım kolaylığı.

B-Seyrek Nüfuslanmış Yerler
İklim şartlarının olumsuzluğuna bağlı olarak nüfusun çok az olduğu, tenha yerlerdir.
Soğuk Bölgeler: Kuzey Kutup Dairesi içinde bulunan Gröndland, Alaska, Kanada’nın Kuzeyi, İskandinav Yarımadası ve Sibirya’nın kuzey bölgeleri düşük sıcaklık nedeniyle seyrek nüfuslanmıştır.

Yüksek Dağlar: İklim koşullarının her türlü ekonomik faaliyeti, özellikle tarımı sınırlamasına bağlı olarak seyrek nüfuslanmıştır. ( Himalayalar)
Sıcak ve Nemli Ekvatoral Bölgeler: Tropikal kuşakta, Amazon, Kongo havzaları gibi alçak yerler, yüksek sıcaklık, aşırı nemlilik, sık ormanlar ve geniş alan kaplayan bataklıklar nedeniyle az nüfuslanmıştır.

C-Nüfuslanmamış Yerler
İklim ve zemin koşulları nedeniyle insanlarin yerleşmesine elverişli olmayan, nüfuslanmamış yerlerdir.

Kutup Bölgeleri: Güney Kutup Bölgesi’nde bulunan Antarktika Kıtası 14 milyon km2 genişliktedir. Kalın buzullarla kaplı bir kıta olduğu için nüfuslanmamıştır.

Bataklıklar: Bataklık, yağış miktarının fazlalığı nedeniyle, toprağın çok ıslak olduğu, yer yer suların yüzeyde biriktiği yerlerdir. Yerleşmeyi ve ekonomik faaliyeti sınırlandırdıkları için nüfuslanmamıştır.

Çöller: Dönenceler çevresindeki Meksika, Büyük Sahra, Arabistan, Kalahari, Avusturalya çölleri ile Asya’nın iç kesimlerindeki Iran, Kızıllkum, Kara kum, Taklamakan ve Gobi çölleri, insanlarin yaşamasına ve yerleşmesine uygun değildir.
Bu nedenle nüfuslanmamıştır. Ancak vaha adi verilen sulak yerlerde az da olsa nüfuslanma görülür.


SAYFA 64-65 - ETKİNLİK ÇALIŞMASI

Aşağıdaki soruları dünya iklim,fiziki,ve nüfus dağılışı haritalarından yararlanarak cevaplayınız.
SORU-1- Kitabınızdaki haritada nüfusun en yoğun ve en seyrek olduğu yerlerden bazıları oklarla gösterilmiştir.Amazon ormanlarının seyrek Batı Avrupa’nın sık nüfuslu olmasının nedenlerini açıklayınız…

A-Amazon Ormanları: Yıl boyu bol yağışlı ve aşırı sıcaktır. Buralarda çok sık ve gür yağmur ormanları bulunur. Ormanların tabanları güneş görmez ve aşırı nem, küf ve hastalıklar mevcuttur. Tarım yapılacak arazi yoktur. Burarda yaşam şartları iletişim ve ulaşım çok zordur. Diğer ekonomik faaliyetlerde gelişmemiştir. Bu yüzden nüfus ve yerleşmeye uygun değildirler.


nilankazbuzcom.azbuz.com/blog/yazi/oku/500000...

B-Batı Avrupa:
Burada iklim şartları ılımandır. Yağışlar yeterince vardır. Arazileri düz ve tarıma elverişlidir.Buralarda madencilik, endüstri ve ticaret çok gelişmiştir.


SORU-2-Diğer dört alandaki nüfus dağılımını inceleyerek yoğun yada seyrek nüfuslu olmalarının nedenlerini açıklayınız.


Himalaya dağları: Buraları çok yüksek sahalardır. Yüksek olmasından dolayı çok soğuk ve kar yağışlı sert bir karasal iklim özellikleri görülür. Ayrıca belli yükseklerden sonra buzullarla kaplıdır. Yükseklikten dolayı, belli yükseltiden sonra tarım, yerleşme, orman ve üst sınırlara ulaşılır. Arazi dağlık ve engebeli tarım alanları yok denilecek kadar azdır. Dağlık olması ve şiddetli kış şartlarından dolayı ulaşım çok zordur. İklim koşullarının her türlü ekonomik faaliyeti, özellikle tarımı sınırlamasına bağlı olarak seyrek nüfuslanmıştır.

resimm

Güneydoğu Asya:Buralarda sıcak karakterli muson iklimi etkilidir. Sıcaklık ve yağış bol ve tarıma uygun önemli ovalar ve düzlük alanlar bulunur. Ayrıca buralar tarihten kaynaklanan eski dünya olmasından dolayı da eskiden beri terleşme alanlarıdır. Buralarda zengin yeraltı ve yer üstü kaynakları bulunur. Bu bölge ülkeleri nüfus özelliği olarak eğitim seviyesi az ve doğum oranlarının yüksek olduğu ülkelerdir. Bol yağışlı iklim nedeniyle pirinç ve çay tarımı önem taşır. Dünya’nın en kalabalık ülkeleri olan Çin Halk Cumhuriyeti ve Hindistan bu bölgede bulunmaktadır.



Kutup Bölgesi- Antarktika:
Güney Kutup Bölgesi’nde bulunan Antarktika Kıtası 14 milyon km2 genişliktedir. Soğuk iklim şartlarında oluşan örtü buzulları ile kaplıdır. Gerek iklim şartları olumsuzluğu, gerekse de toprağın olmaması ve diğer geçim kaynaklarının bulunmamasından dolayı, kalın buzullarla kaplı nüfuslanmamıştır. Yani nüfus yönünden boştur.


Sahra Çölü:Buralar yeryüzünün sıcak ve kurak alanlarıdır. Gerek yağış ve su yetersizliği, gerekse aşırı sıcaklık ve sıcaklık farkları, kum fırtınaları, toprak oluşumunun olmaması gibi nedenlerle başta tarım olmak üzere ekonomik faaliyetlere uygun sahalar değildirler. insanlarin yaşamasına ve yerleşmesine uygun olmayan bu tür alanlar nüfuslanmamıştır. Yani nüfus yönünden boş alanlardır. Ancak vaha adı verilen sulak yerlerde az da olsa nüfuslanma görülür.


SORU-3-
Nüfusun dağılışında belirtilen yerlerin hangilerinde doğal ekteler etkili olmuştur.

Nüfus dağılışı haritasında bakılarak Amazon bölgesi, Sahra Çölü, Himalaya dağları, Kutup Bölgesi- Antarktika,

SORU-4-Dünya nüfusunun genelde kıtaların kenar kesimlerinde yoğun, iç kesimlerde seyrek olma nedenleri nelerdir?
Kıyalarda deniz ve okyanusların etkisiyle ılıman ve yağışlı iklimler vardır. Bu iklimler tarım ürünlerinin bol ve çeşitli olduğu yerlerdir, ayrıca bu kıyılarda akarsuların oluşturduğu en verimli topraklar olan delta ovarlı bulunur. Kıyı bölgelerin dünyanın diğer kesimleri ile bağlantılarını sağlayan ulaşım imkânları geniştir. Bu nedenle kıyılar sık nüfuslu, buna karşılık yağışların az, kuraklığın fazla olduğu, sıcaklıkların yetersiz olduğu iç bölgelerde ekonomik faaliyetler sınırlıdır. Denizden uzaklaştıkça bu özellikler iyice belirginleşir. Bu nedenle iç kesimlerde nüfus daha seyrektir.

SORU-5-Okyanusya kıtası diğer kıtalara oranla az nüfusludur nedenlerini yazınız.
Avustralya kıtası mevcut yaşam bölgelerine uzakta ana karalara bağlantısı olmaması iç kesimleri dönence çölleri ile kaplı bir özellik gösterir.Nüfus daha çok kıyı kesimlerdeki noktalarda uygun iklim koşullarına bağlı olarak yoğunluk kazanmıştır.

SORU-6-Amazon ve Nil Dünyanın en önemli nehirleri iken Amazon Havzası seyrek, Nil Havzası neden sık nüfusludur:

Amazon havzası: Buralarda çok sık ve gür yağmur ormanları bulunur.Yüksek sıcaklık ve nem yaşam şartlarını zorlaştırır.Bu bölgede şehirler daha çok 2000 m yükseltide kurulmuştur. Ormanların tabanları güneş görmez ve aşırı nem, küf ve hastalıklar mevcuttur. Tarım yapılacak arazi yoktur. Burarda yaşam şartları iletişim ve ulaşım çok zordur. Diğer ekonomik faaliyetlerde gelişmemiştir. Bu yüzden nüfus ve yerleşmeye uygun değildirler.

Nil Havzası: Amazon bölgesine oranla daha elverişli iklim koşullarına sahiptir. Ayrıca Nil Havzası yağmur Ormanları gibi araziyi sık kaplayan ve tarım alanlarını kapatan bir bitki örtüsüne sahip değildir. Nil Havzasında çok verimli ve düzlük ovalık alanlar mevcuttur. Yaz Kuraklığının yaşandığı alanlara da Nil hayat verir.
Bu yüzden çok sık nüfusludur.


KONU İLE İLGİLİ EK BİLGİ

Dünya üzerinde en sık ve seyrek nüfuslanmış yerler ve nedenleri:

Sık Nüfuslanmış Yerler: Dünya nüfusunun büyük bir bölümü uygun yasama koşulları taşıyan ılıman iklim kuşağında toplanmıştır.

Muson Asyası: Asya kıtasının güney ve güneydoğusundaki ülkeleri kapsayan bu bölgede, bol yağışlı iklim nedeniyle pirinç ve çay tarımı önem taşır. Dünya’nın en kalabalık ülkeleri olan Çin Halk Cumhuriyeti ve Hindistan bu bölgede bulunmaktadır. ( tarım) Japonya: Sanayileşmenin ve kısmen madenciliğin etkisiyle sık nüfuslanmıştır.

Akarsu Havzaları: Tarım koşullarının elverişli olduğu Ganj, İndus, Fırat, Nil gibi akarsu havzaları sık nüfuslanmıştır. Akarsu boyları enleme göre farklı nüfus yoğunluğuna sahiptir. Örneğin sıcak kuşakta Amazon, Kongo nehirlerinin havzası seyrek nüfuslu iken, orta kuşakta, Tuna, Ren, Fırat nehirlerinin havzası yoğun nüfusludur.

Güney ve batı Avrupa: Madencilik, endüstri ve ticaretin çok geliştiği Avrupa’nın bütünü sık nüfuslanmıştır.
Amerika: Kuzey Amerika’nın kuzeydoğu kıyıları; Sanayi, tarım imkânları, deniz etkisi, uygun iklim şartları ve ulaşım kolaylığı.

Seyrek Nüfuslanmış Yerler
İklim koşullarının olumsuzluğuna bağlı olarak nüfusun çok az olduğu, tenha yerlerdir.
Soğuk Bölgeler: Kuzey Kutup Dairesi içinde bulunan Gröndland, Alaska, Kanada’nın Kuzeyi, İskandinav Yarımadası ve Sibirya’nın kuzey bölgeleri düşük sıcaklık nedeniyle seyrek nüfuslanmıştır.

Yüksek Dağlar: İklim koşullarının her türlü ekonomik faaliyeti, özellikle tarımı sınırlamasına bağlı olarak seyrek nüfuslanmıştır. ( Himalayalar9

Sıcak ve Nemli Ekvatoral Bölgeler: Tropikal kuşakta, Amazon, Kongo havzaları gibi alçak yerler, yüksek sıcaklık, aşırı nemlilik, sık ormanlar ve geniş alan kaplayan bataklıklar nedeniyle az nüfuslanmıştır.

Nüfuslanmamış Yerler
İklim ve zemin koşulları nedeniyle insanlarin yerleşmesine elverişli olmayan, nüfuslanmamış yerlerdir.

Kutup Bölgeleri: Güney Kutup Bölgesi’nde bulunan Antarktika Kıtası 14 milyon km2 genişliktedir. Kalın buzullarla kaplı bir kıta olduğu için nüfuslanmamıştır.

Bataklıklar: Bataklık, yağış miktarının fazlalığı nedeniyle, toprağın çok ıslak olduğu, yer yer suların yüzeyde biriktiği yerlerdir. Yerleşmeyi ve ekonomik faaliyeti sınırlandırdıkları için nüfuslanmamıştır.

Çöller: Dönenceler çevresindeki Meksika, Büyük Sahra, Arabistan, Kalahari, Avusturalya çölleri ile Asya’nın iç kesimlerindeki Iran, Kızılkum, Kara kum, Taklamakan ve Gobi çölleri, insanlarin yaşamasına ve yerleşmesine uygun değildir. Bu nedenle nüfuslanmamıştır. Ancak vaha adi verilen sulak yerlerde az da olsa nüfuslanma görülür

LİSE 2. SINIFLAR SAYFA 66 ETKİNLİK ÇALIŞMASI


Yıllar
Kıtalar
Afrika
Asya
Avrupa
Amerika
Okyanusya
Dünya(Toplam)
1750
106
502
163
18
2
791
1800
107
635
203
31
2
978
1850
111
809
276
64
2
1262
1900
133
947
408
156
6
1650
1950
221
1402
547
339
13
2522
1960
276
1628
661
439
16
3020
1970
377
2050
720
532
19
3698
1980
492
2518
778
628
23
4439
1990
657
3018
798
769
27
5269
2000
811
3554
809
853
31
6059
2005
897
3800
805
875
33
6410

Yılara göre nüfusun kıtalara dağılışı ( Milyon kişi)

Etkinlik Çalışması:

Aşağıdaki Soruları tablodaki verilere göre cevaplandırınız.

SORU-1–1750 -1950 yılları arasında nüfusu en çok artış gösteren kıtalar hangileridir.

Tabloya bakıldığında en çok artış Asya ve Avrupa Kıtalarıdır. Bu kıtalar sayıca en çok artışı göstermiştir. Sebebleri düşünüldüğünde Asya kıtasındaki yüksek doğum oranları, Avrupa’da ise sanayi inkılâbından sonra insan yaşam düzeyleri ve sağlık şartlarında meydana gelen iyileşmeler ve ortalama ömrün uzamasıdır.

SORU-2-Amerika kıtasında nüfus hangi yıllar arasında önemli bir değişme göstermiştir?

En yüksek artışlar1850-1900 ve 1900-1950 yılları arasında olmuştur. Bunun nedenleri ise Güney Amerika ülkelerinde meydana gelen yüksek doğum oranları ile kıtanın diğer kıtalardan almış olduğu yüksek sayılardaki göçerdir.

SORU-3–1750–1900 yılları arasında Avrupa kıtasında nüfusun önemli bir şekilde artış göstererek değişim yapmasının nedenleri nelerdir?

Kıtada Sanayi inkılâbı sonrası başlayan ekonomik gelişmeler, teknolojik gelişmeler ve sağlık ve yaşam koşullarının iyileşmesi sonucu ömrün uzamasıdır.Sağlık alanındaki gelişmeler çocuk ölümlerini azalması belirtilebilir.

SORU-4–1960 yılından sonra tüm kıtalarda meydana gelen nüfus artışının ortak nedenleri nelerdir?
1960 sonrası tüm dünya genelinde nüfus artışının genel nedeni teknolojik gelişmeler ,bilimsel çalışmalar sonrası insanlığın yaşam düzeyinin ilerlemesi,beslenme şartlarının iyileşmesi daha sağlıklı nesillerin ortaya çıkması ve beraberinde ömrün uzamasıdır.Eski dönemlerde ortalama insan ömrü 30 yıl civarında iken; Avrupa ve Kuzey Amerika’da bu yıllarda başlayan ölüm hızının düşmesi gelişmekte olan ülkelerde günümüzde hızla devam etmektedir.

Gelişmemiş ülkelerde 1950–1990 arasında çocuk ölümleri üçte iki oranında azaldı. 41 yaşı bulmayan ömür süresi 60 yıla çıktı. Bu da dünya genelinde ömrün uzaması ve nüfusun daha fazla artmasına neden olmaktadır.

Asya kıtasının nüfusu son 50 yıl içinde iki katına çıkmıştır. Bu kıta dünya nüfusunun % 58 lik kısmını barındırmaktadır. Bu kıtada hala doğum oranları oldukça yüksektir.

Avrupa kıtasında ise nüfus artışı Asya kıtası kadar değildir. Hatta bu kıtada nüfus düşme eğilimindedir. Bunun en büyük nedeni kıtadaki doğum oranının az olmasıdır. 

10.SINIF SAYFA 67 ETKİNLİK ÇALIŞMASI


SORU-1-
Kitabınızda verilen grafikte gördüğünüz gibi dünya nüfusu kıtalara göre farklı dağılış göstermiştir.

Bunun nedenleri nelerdir.

Kıtaların genel iklim koşulları,konum özellikleri,yer altı kaynakları bakımından farklılıklar göstermesi nüfus dağılımının farklı olmasında etkili faktörlerdir. Eskiden beri yerleşme sahası olan ayrıca doğum oranları yüksek olan ve insan ömrünün de uzamasıyla Asya, Afrika, Güney Amerika’da hızlı bir artma yönünde değişim yaşanırken, buna karşılık Avrupa, Kuzey Amerika’da ise doğum oranları düşme eğiliminden dolayı farlılıklar yol açmaktadır. Karaların geniş yer tutması nedeniyle Dünya nüfusunun yarıdan fazlası Kuzey Yarımkürede yaşar.


SORU-2-Dünya siyasi haritasından yararlanarak harita 3 teki yoğun nüfuslu alanlardaki ülkeleri söyleyiniz.

Asya’da; Hindistan, Japonya, Endonezya, Malezya, Bangladeş, Tayvan, Güney Kore, Kuzey Kore, Japonya, Filipinler, Pakistan, Vietnam, Tayland, Birmanya( Burma), Laos, Kamboçya, Nepal, Bhutan
Avrupa’da; İngiltere, Fransa, Hollanda, Belçika, Danimarka ( Gröndland hariç), İtalya, Almanya, İsviçre, Avusturya, İspanya, Portekiz, Gürcistan, Ukrayna, Romanya, Macaristan, Çek Cum. Slovakya, Polonya vb.
Afrika’da; Güney Afrika, Amarra Leone, Liberya, Fildişi Sahili, Gana, Togo, Benin, Nijerya, Senegal, Gine, Zambiya vb.
Amerika’da; A.B.D. doğu kıyıları ve batı kıyıları, Meksika, Guatemala, Honduras, Nikaragua, Kostarika, Panama, Kolombiya, Venezuela, Brezilya doğu kıyıları,
Avustralya’nın güneydoğu kıyıları,


SORU-3-Nüfus artışının olumlu olumsuz sonuçlarını araştırıp bir metin haline getiriniz.

Nüfus artışı hızının az olması;
A-Nüfus sayısı azalır.
B-Yaşlı nüfus artarak, nüfus dinamik özelliğini yitirir.
C-İş gücü Azalması veya sıkıntısı başlar.
D-Ülkenin geleceği tehlikeye girer.

Nüfus artışı (artış hızının yüksek olması) olumlu etkilere de yol açabilmektedir.A-Mal ve hizmetlere talep artar.
B-Yeni sanayi kollarının doğmasına yol açar.
C-İşçi ücretleri düşer
D-Vergi gelirleri artar.
E-Piyasa genişler, yeni yatırım sahaları açılır.
F-Askeri açıdan savunmada önemlidir.

Nüfusun aşırı artması birtakım sıkıntılara neden olur.
1. Milli gelirin büyük bölümünün artan nüfus tarafından tüketilmesine bağlı olarak ekonomik kalkınma hızı yavaşlar. ( Milli gelirin azalması, demografik yatırımların artması)
2.İşsizliği arttırır.
3.Tüketici durumda olan çocuk yaştaki nüfusu ve tüketimi artırıp çalışanların yükünü artırır.
4.Kırsal kesimden kentlere doğru olan göçler yoğunluk kazanır.
5.Gelir dağılımındaki dengesizliği arttırır. ( Düşük gelirli ailelerde çocuk sayısı daha fazladır)
6-Kişi başına düşen milli gelir payı azalır.
7-Dengeli beslenmeyi zorlaştırır.
8-Eğitim, sağlık ve alt yapı hizmetlerini aksatır, yetersiz kalmasına neden olur. Belediye hizmetleri zorlaşır.
9-Konut yetersizliği; çarpık kentleşme ve çeşitli çevre sorunları ortaya çıkar.
10-Doğal kaynakların aşırı kullanımı ile doğal kaynaklar tez tükenir.
11-Artan nüfusu beslemek için toprağın aşırı kullanılması toprak erozyonunu hızlandırır.

LİSE 2. SINIFLAR SAYFA 68 ETKİNLİK ÇALIŞMASI




Dünya nüfus artış oranları

Yıllar
Artış Oranları (%)

1950
1,47

1955
1,89

1960
1,33

1965
2,07

1970
2,07

1975
1,73

1980
1,69

1985
1,70

1990
1,58

1995
1,38

2000
1,22

2005
1,15


Soru-1- Nüfus arştı Hangi yıllar arasında daha yüksektir?
1965- 1970 yılları arasında daha etkilidir.

SORU-2-Nüfus artış oranları hangi yıllardan itibaren düşmeye başlamıştır?
197o den sonraki yıllardan sonra düzenli bir şekilde düşmeye başlamıştır.

SORU-3-En az artışlar hangi yıllar arasında olmuştur?
2000- 2005 yıllarda en az olmuştur.


LİSE 2 SAYFA 69 ETKİNLİK ÇALIŞMASI


Ülke
Doğum Oranı %0
Ölüm Oranı %0
Doğal artış
Çin
21
7
14
Hindistan
31
10
21
Fransa
13
10
3
Japonya
12
8
4
Kenya
47
10
37
Meksika
17
6
11
İngiltere
14
12
2
ABD
14
9
5
Türkiye
2004
19,1
6,2
12.9














SORU-1-Boşlukları doğal artış oranları ile doldurunuz.

SORU-2-Doğal artış oranı en yüksek ülke hangisidir.
( Kenya)

SORU-3-Doğal artış oranı en az olan ülke hangisidir?
( İngiltere)

SORU-4-En dengeli nüfus hangi ülkeye aittir?
( İngiltere)


Gelişmiş ülkelerde doğum oranlarına örnekler.

Rusya’da Kadın başına Ortalama çocuk sayısı: 1.27 çocuk/1 kadın (2001 tahmini),
İsveç’tekadın başına Ortalama çocuk sayısı: 1.53 çocuk/1 kadın (2001 tahmini),
Çin’de Kadın başına Ortalama çocuk sayısı: 1.82 çocuk/1 kadın (2001 tahmini),
ABD’de kadın başına Ortalama çocuk sayısı: 2.06 çocuk/1 kadın (2001 tahmini),
İngilterede Kadın başına Ortalama çocuk sayısı: 1.73 çocuk/1 kadın (2001 tahmini),
Japonya’da kadın başına Ortalama çocuk sayısı: 1.41 çocuk/1 kadın (2001 tahmini),

Gelişmemiş ülkelerde bu oranlar ileri ülkelere göre yüksek olmakla beraber son yılarda önemli düşüşler olmaktadır. Bu ülkelerde doğurganlık oranı 1970 lerde 6,7 den, 2,6 ya kadar düşmüştür. Gelişmemiş ülkelerde doğum oranlarına örnekler:

Zimbabwe’de kadın başına Ortalama çocuk sayısı 3.28 çocuk (2001 tahmini) ,
Ugandada kadın başına Ortalama çocuk sayısı 6.88 çocuk (2001 tahmini),
Sudan’da kadın başına Ortalama çocuk sayısı: 5.35 çocuk
Somali’de kadın başına Ortalama çocuk sayısı: 7.11 çocuk
Suudi Arabistan’da kadın başına Ortalama çocuk sayısı: 6.25 çocuk,
Hondurasta kadın başına Ortalama çocuk sayısı: 4.15 çocuk/1 kadın (2001 tahmini)
Türkiyede kadın başına Ortalama çocuk sayısı: 2.46 bebek (2002 tahminleri), 2004 yılı için - 2,21

LİSE 2 SAYFA 70 ETKİNLİK ÇALIŞMASI -1-

SORU-1-Doğurganlık oranlarında düşüşün nedenleri nelerdir?
1-Eğitim seviyesinin artması,
2-Nüfus planlamasının yapılmaya başlanması,
3-Kadının çalışma hayatındaki yerinin artması,
4-Sanayileşme ve kentleşmenin etkileri,
5-Kişi başına düşen milli gelir miktarının artması ve yaşam şartlarının iyileşmesi,
6-Erken evlenmelerin önlenmesi

Doğurganlık hızı, eğitime, kültüre ve ekonomik gelişime bağlı olarak değişir. Ekonominin tarım ve hayvancılığa dayalı olduğu, eğitim ve kültür düzeyinin geri olduğu ülke ve bölgelerde doğurganlık hızı fazladır. Ayrıca kırsal kesimde doğurganlık hızı kentlere göre daha yüksektir. Doğurganlık oranları kadınların yaşı ve eğitimi, çalışma hayatındaki yerine göre değişir. Kadınların eğitimi yükseldikçe, yaşı arttıkça, çalışma hayatında yer aldıkça doğum oranları düşmektedir.

SORU-2-Nüfusun değişiminde etkin olan faktörler nelerdir?

1- Doğumlar. 2- Ölümler. 3- Göçler. 4- Ülke sınırlarında meydana gelen değişmeler.


SORU-3-Ülkelerin hayat standartlarının yükselmesi doğum ve ölüm oranlarını nasıl etkilemektedir?

Ülkelerde hayat standardı yükseldikçe sanayileşme ve kentleşme arttıkça sağlık ve beslenme şartları iyileşmeye, eğitim seviyeleri artmaya ve kadınlar çalış hayatına girmeye başlayacaktır. Bu özellikler doğum oranlarının azalmasına neden olacaktır.

Yine mevcut şartların iyileşmesi insan ömrünü uzatacak insan ölümlerini azaltıcı etkide bulunacaktır.

Etkinlik Çalışması:-2-

Ülkelerin nüfus artışları sadece doğum ve ölümlere bağlı değildir.





Jamaika
Hong-Kong
Doğum oranı
%0 27
Doğum oranı
%0 18
Ölüm oranı
%0 6
Ölüm oranı
%0 5
Doğal artış
%021
Doğal artış
%0 13
Gerçek yıllık nüfus artışı
%0 12
Gerçek yıllık nüfus artışı
%0 33


Jamaika iş imkanlarının yetersiz olduğu daha çevre bölgelere işçi göçü veren bir özellik gösterirken,Hong-Kong ise daha çok mevcut gelişimi ile çevre bölgelerden göç alma özelliği göstermiştir.
Burada Jamaika’da doğal artış %0 21 iken Gerçek artışın %0 12 olması bu ülkenin dışarı göç verdiğini gösterir. (% 09 nüfus göç vermiştir); Buna karşılık Hong- Kong ta ise doğal artış % 013 iken, gerçek artışın % 33 olması burada ülkenin dışarıdan göç aldığını gösterir.

10.SINIFLAR ETKİNLİK ÇALIŞMASI SAYFA 71

Aşağıdaki soruları harita 11 ve dünya siyasi haritasından faydalanarak cevaplandırınız.
Resmi Tam Boy Görmek İçin Tıklayın
Bu resim ayarlı boyutlarda oluşturuldu. Orjinal Görüntü İçin Tıklayın. Orjinal Resim Boyutu 1006x417.

Dünya nüfus dağılım haritası
enginsalli.blogcu.com

SORU-1- Dünyanın her tarafında nüfus artış oranları aynımıdır?

Her yerde nüfus artış oranları aynı değildir.Dünya ülkelerinin gelişmişlik yapıları birbirinden farklı olduğu için nüfus artış oranları da birbirinden farklıdır.


SORU-2-Nüfus artışının yüksek olduğu ülkeler veya alanlar nerelerdir?

Afrika ülkeleri, Orta doğu ülkeleri, Güney ve güney doğu Asya ülkeleri, Latin ve Orta Amerika ülkeleri ( Arabistan, Kenya, Kuveyt, Nijerya, Andora, Libya, Suriye vb.)
Bu ülkelerde en önemli artış nedeni doğum oralarının çok yüksek olması,gelişmişlik durumlarının çok iyi olmaması ,eğitim seviyesinin düşük olması etkili olmuştur.Ayrıca bu ülkelerde de hayat şartlarının iyileşerek ömrün uzaması da son yıllarda artış etkili olmaktadır.


SORU-3-Nüfus artış oranlarının düşük olduğu ülkeler hangileri ve nedenleri?

ABD, Rusya, Kuzey ve Batı Avrupa ülkeleri, Balkan ülkeleri, Yeni Zelanda vb.
Bu ülkelerde artışın düşük olmasın en büyük doğum oranlarının düşük olmasıdır.Gelişmişlik durumları iyidir,kadının iş hayatındaki rolü fazladır.Yaşam standartları yüksektir aileye bakış açısı daha çok bireysel yaşam değerlerine dayanır.Erken yaşata evlenmeler söz konusu değildir şeklinde açıklanabilir.


SORU-4- Nüfus artışları gelecekte nasıl bir seyir izleyecektir?

Dünyada nüfus artışlarının çoğunun gelişmekte olan ülkelerden kaynaklanması beklenmektedir. Dünya nüfusunu 2 milyardan 5 milyara çıkaran ilk büyüme dalgasından sonra, Dünyada önümüzdeki otuz yılda hızlı atış devam edecektir.( 1995’den 2025’e kadar) Bu da 5,7 milyar insandan 8,3 milyar nüfusa ulaşması demektir.

Dünya nüfusunun çoğunun bulunduğu merkez üssü Asya olan kuzey( Asya, Avrupa ) nüfus ağırlığı, gelecek yıllarda yön değiştirip; güneye ( Afrika ve güney Amerika) kayacaktır. Bu kadar eşitsiz bir dağılım 30 yıl içerisinde yeryüzünün şeklini bir hayli değiştirecektir.

Afrika nüfusu 1950 de 221 milyondan önündeki 70 yılda yani 2020 lerde1,6 milyara çıkarak tam 7 kat artması beklenmektedir. Latin Amerika’nın nüfusun da 4,5 kat artış göstermesi, Bu iki kıta 2025 yılında dünya nüfusunun yüzde 28’ini barındırıyor olması beklenmektedir. Oysa 1950 yılında iki kıtada dünya nüfusunun sadece yüzde 15’i yaşıyordu.

Avrupa’ya gelince kıta 1950 yılında dünya nüfusunun yüzde 16’sına sahipti. Kıtada nüfus artışının yavaşlaması hatta bazı ülkelerde durağan veya eksilen yapıda olmasından dolayı dünya nüfusu içindeki payı azalarak 2025 yılında de sadece yüzde 6’sına sahip olacaktır.
Güney ülkeleri ( Afrika Ve güney Amerika) bir taraftan nüfuslarının büyük oranda arttığını görülürken, öte yandan, doğurganlığın hızlı düşüş göstermesi ve ortalama ömrün uzamasından dolayı nüfus yapılarında yaşlıların oranının yükseldiğini de göreceklerdir.

Çin’de 1957–1990 arsı 15 yaşından küçük olanların toplam nüfus içindeki payı yüzde 40’dan yüzde 26’ya düşmüş, 2020 yılında da yüzde 12’ye düşecektir. 65 yaşından büyük olanların Çin nüfusundaki oranı 1990’da yüzde 6 iken, 2025 yılında iki misline çıkacak yüzde 13 oranıyla Avrupa seviyesine ulaşacaktır. Bu gelişim Avrupa’da yüz yıl sürerken Çin ve diğer bazı güney ülkelerinde aynı gelişim sadece 25 yılda gerçekleşecektir.

SORU-5-Gelişmişlik düzeyi ile nüfus arasında nasıl bir ilişki vardır.

Gelişmiş ülkeler ekonomik yapılarını sağlamlaştırmış yaşam koşullarının yüksek olduğu iş imkanları bakımından avantajlı ülkelerdir.Bu bölgeler mevcut yapılarından dolayı göç almaya müsayit bölgeler yada insanların yerleşme için tercih ettiği alanlardır.Ancak bu ülkelerde mevcut standartların yüksek olması eğitim seviyesinin iyi olması kadının iş hayatındaki rolünün fazla olmasından dolayı doğum oranları düşüktür.Nüfusu fazla ancak nüfus artış hızı düşük hatta eksilere doğru giden bir yapıdadır.

Geri kalmış ülkeler de ise mevcut ekonomik yapının yetersiz olması sağlık şartlarının iyi olmaması kadının iş hayatındaki rolünün az olması aile planlaması konusunda yeterli alt yapıya sahip olmadıklarından dolayı ciddi bir nüfus ve nüfus artış oranını vardır.

SORU-6-Sağlık koşulları dünya nüfus artış oranlarını nasıl etkilemiştir.

Sağlık şartlarının iyileşmesi bulaşıcı hastalık ve benzeri sebeplerden dolayı ölen bebek sayısını azaltır.İnsan ömrüne uzatıcı etkide bulunur buda dünyada nüfus artış oranını artırcı etkide bulunmasına sebep olur.

0 yorum:

 
 
OrtayiPisletenV1 - Copyrgiht 2013 - Tüm haklarımı annem kaldırdı - Tema Yapımcısı: TanerC.